26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sürekli eğitimde son gelişmeler: EUCEN 40. yıl toplantısı Prof. Dr. Eser Sözmen (*) Prof. Dr. Konca Yumlu (**) Avrupa Üniversiteleri Sürekli Eğitim Derneği (EUCEN) (***) 1991 yılında kuruldu ve sürekli eğitimde Avrupa’daki en geniş kapsamlı dernektir. Şu anda 42 ülkeden 223 üyesi bulunuyor. Derneğin amacı, yükseköğrenim kurumlarında sürekli eğitimi geliştirmek, böylelikle Avrupa’nın ekonomik ve kültürel yaşamına katkıda bulunmak, sürekli eğitimle ilgili bilgi ve politikaların oluşturulmasında üniversitelerin etkisini arttırmaktır. Kasım 2010 tarihinde 40. konferansını düzenleyen EUCEN’in ana teması ‘Retorikten Gerçeğe’ başlığını taşıyordu. Konferansın bu tema ile adlandırılmasının nedeni 2008 yılında Avrupa Üniversiteleri Derneği’nin (EUA) Avrupa Üniversiteleri ve hükümetlere sürekli eğitimle ile ilgili bir sözleşme hazırlamasından sonraki gelişmeleri değerlendirmekti. Sözleşmenin Avrupa stratejilerinin belirlenmesinde temel alınıp tüm Avrupa ülkeleri üniversitelerince kabul edilmesinden sonra sürekli eğitimde ne kadar yol alındı, üniversitelerde ve hükümetlerde bu konuda ne gibi gelişmeler oldu, sürekli eğitim kavramında her üniversite kendi tanımını mı ortaya koyuyor, farklı tanımlamalardan ortak bir tanıma gidilebilir mi, farklı ülkelerdeki en iyi uygulamalardan yola çıkarak ne gibi ana esaslar üzerinde durulabilir gibi konular konferansın ele aldığı konulardı. Bir EUCEN projesi olan Beflex Plus çalışmasının sonucunda “İletişim ağı içinde Sürekli Eğitim Üniversitesi” (Networked LLL University) kavramı oluşmuş, EUCEN’in 2009 konferansında da “Üniversiteyi Sürekli Eğitim Üniversitesine Dönüştürmek” tavsiye edilmişti. Bilgi üretiminin yer ve zaman olarak çeşitlenmesi, toplumun üniversitelerden beklentisi, bilgi transferinde, eğitimde daha çok işbirliğine gidilmesi, insan kaynaklarında gelişme, global bir eğilim olan ‘ağ iletişimi’ (networking) bu eğilimi hazırlayan gerçeklerdir (1) Beflex projesine göre, ‘ağ iletişimi içinde üniversite’ kavramı ile geniş yelpazede dış paydaşlarla işbirliği ve paylaşım söz konusudur. Bu paydaşlar, diğer eğitim sektörleri, eğitim sağlayıcıları, profesyonel dernekler ve sosyal ortaklar, şirketler, yerel otoriteler ve yerel/ulusal ortaklardır. Geleceğin üniversitesi, öğrenimin paylaşıldığı, öğretme ile öğrenmenin farkının silikleştiği bir mekândır. Bu bağlamda önemli olan kavramlar, ortak çalışma, birlikte çalışma ve ağ iletişimidir (2). Beflex projesi, ağ iletişimi ve birlikte çalışma örneklerini 148 Avrupa ülkesinden aldığı yanıtlarla oluşturmuştur. En sık rastlanan birlikte çalışma, işverenlerle ve şirketlerle yeni programlar ve yeni eğitim içerikleri oluşturmak için yapılandır (yüzde 30). İkincisi, bölgesel otoritelerle yapılan çalışmalardır (yüzde 19). rulmaktadır? (mezunlar, mesleki dernekler ve sosyal ortaklar (işverenler veya sendikalar), şirketler, yerel otoriteler, bölgesel ortaklar, ulusal ortaklar, dernekler). Sürekli eğitim kiminle ve nasıl tasarlanmaktadır? (işverenler, sendikalar, uzmanlar, yerel otoriteler, diğer eğitim sektörleri, diğer eğitim kuruluşları). Sürekli eğitimin promosyonu kiminle, nasıl organize edilmektedir? (tanıtım, reklam) (medya, işverenler, yerel otoriteler, mezunlar). Öğrenme ve öğretme faaliyetleri paylaşılmakta mıdır? Kiminle, nasıl? (sürekli eğitim öğrencileri, uygulayıcılar, diğer üniversiteler ve eğitim sektörleri) (örnek olaylara, deneyimlere dayalı yenilikçi öğrenme yöntemlerine dayalı örnekler). Değerlendirme faaliyetleri nasıl paylaşılmaktadır? (sürekli eğitim öğrencilerinin eğitimin değerlendirilmesine katılımı). Sürekli eğitimin değerlendirilmesi kiminle, nasıl yapılmaktadır? (sürekli eğitim öğrencilerinin değerlendirmeye katılımı, dışarıdan kişilerle birlikte eğitimin geçerliliğinin (diploma) onaylanması. Sorulara yanıt bulmak üzere EUCEN’in EACEA projesi başlatılmıştır. Amaç yükseköğrenim kurumlarının bu alanda uygun stratejiler belirlemesine yardımcı olmaktır. Ancak bu sorular üzerinde her yükseköğretim kurumunun düşünmesi ve aşağıda özetlenen sürekli eğitim ile ilgili kabul edilen sözleşme maddelerini göz önüne alması gereklidir. Dünya Nöropatoloji Derneği Bilgi Günü Prof. Dr. Aydın Sav (Acıbadem Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı) 26 Kasım 2010, Cuma günü Dünya Nöropatoloji Derneği (International Society of Neuropathology [ISN]) ile Patoloji Dernekleri Federasyonu’na bağlı Türk Nöropatoloji Çalışma Grubu’nun (TURNORPAG) işbirliği sonucu altı yabancı ve beş yerli bilimcinin katıldığı bir bilgilendirme günü yapıldı. Ev sahipliğini Acıbadem Üniversitesi’nin (ACÜ) yaptığı toplantı, Acıbadem Maslak Hastanesi konferans salonunda gerçekleşti. Türkiye’nin farklı şehirlerinden 57 dinleyici katıldı. Açılış konuşmalarını ACÜ rektörü Prof. Dr. Necmettin Pamir, TURNORPAG Başkanı Prof. Dr. Figen Söylemezoğlu ve ACÜ Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Başkanı ve toplantının yerel düzenleyicisi Prof. Dr. Aydın Sav yaptılar. Dünya Nöropatoloji Derneği’nin daha önce 2009’da Sofya’da yaptığı ve ikincisi İstanbul’da gerçekleştirilen toplantı, derneğin eğitim komisyonu koordinatörü Prof. Dr. Francesco Scaravilli (Londra, Birleşik Krallık) tarafından planlanmakta ve alanında tanınmış altı bilimci ile ülkesinde alanlarında tanınmış beş bilimci tarafından gerçekleşmekte. Toplantının ana temaları arasında, beyin, omurilik ve kas hastalıklarının oluşum mekanizmalarının açıklanması ve moleküler patolojideki son gelişmelerin kişiselleştirilmiş hastalık tedavisinde kullanımı hakkında bilgi kazandırmak bulunmaktadır. Bu nedenle hedef kitlesi arasında nöropatologlar ile nöropatolojiye ilgi duyanlar, sinir bilimlerinin tüm alanları yanı sıra beyin cerrahisi, tıbbi nöroonkoloji, radyasyon nöroonkolojisi, nöroradyoloji ve temel sinir bilimlerinin her düzeydeki çalışmacısı bulunmaktadır. ISN başkanı Prof. Herbert Budka (Viyana, Avusturya) “Temel Bilimler ile Klinik Bilimler Arasındaki Eksik Halka” adlı konuşmasında, nöropatolojinin ilgi alanındaki hastalıkların nedenleri ve oluşum mekanizmalarının altında yatan moleküler biyolojinin ve genetiğin anlaşılmasının önemini vurguladı. Nöropatoloji alanında sitasyon endekslerindeki altı önemli derginin bu alandaki çalışmacılara araştırmalarını yayımlama fırsatı verdiğini, 15 Eylül 2010 tarihlerinde Salzburg’da gerçekleştirilen Dünya Nöropatoloji Kongresi’ne (ICN2010) sunulan araştırmaların üçte birinin tümör, ikinci üçte birinin dejeneratif ve kalan üçte birinin ise serebrovasküler, epilepsi, gelişimsel ve diğer alanlarda yapıldığını açıkladı. Nöropatoloji alanında çalışanların eğitiminde moleküler biyoloji ve genetiğin öneminin görmezden gelinemeyecek kadar ön planda olduğunu belirtti. Epilepsi üzerine, Prof. Dr. Çiğdem Özkara (Cerrahpaşa Tıp Fak.) ile ardından Prof. İngmar Bluemcke (Erlangen, Almanya) konuştular. Dr. Özkara, epilepsi kliniğinden, Dr. Bluemcke ise oluşturdukları uluslararası epilepsi veri tabanından elde ettikleri bilinen ve yeni eklenen epilepsi türleri ile, bunların histolojik, radyolojik ve genetik farklılıklarından söz etti. Üçüncü konu başlığı nörodegeneratif hastalıklar konusunda, Doç. Dr. Neşe Elmacı (Marmara Üni.) ile, ardından Prof. Paul Ince (Sheffield, Birleşik Krallık) bu konudaki birikimlerini anlattı. Dr. Elmacı nörodejeneratif hastalıkların geniş klinik spektrumundaki sınıflama ve klinik özellikleri, Dr. Ince de özellikle motor nöron hastalığı ağırlıklı olmak üzere Alzhemier ve bu gruptaki hastalıkların epidemiyolojik ve genetik alanlarındaki yeni bulgularını içeren kişisel birikimini sundu. Merkezi sinir sistemi tümörleri konusunda Prof. Dr. Aydın Sav (ACÜ) ve Prof. Felice Giangaspero (Roma, İtalya) yeni gelişmelerden söz etti. Dr. Sav, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2007 tarihli son beyin tümörleri patolojik sınıflamasının eksikliklerine rağmen halen geçerliliğini koruduğunu, Dr. Giangaspero ise diffüz glial tümörlerden astrositik ve oligodendroglial olanlarla, çocukluk yaş grubunda görülen embriyonal tümörlerin patolojik ve moleküler / genetik özellikleri hakkındaki deneyimini aktardı. Nöromüsküler sistem bozuklukları üzerine, Prof. Dr. Suzan Zorludemir (Çukurova Üni.) ve Prof. Hans Goebel (Mainz, Almanya) sunularını yaptı. Dr. Zorludemir ülkemizdeki kas ve sinir alanındaki öncelikli laboratuvarları belirtti, kendi laboratuvarındaki altyapı ile bilimsel çalışmalarından örnekler verdi. Dr. Goebel, 2007 sonrasında genetik / moleküler bilgilerle gelişen ve büyüyen kas hastalıklarının son geldiği aşamaları anlattı. Serebrovasküler bozukluklar üzerine, Dr. Kalaria’nın gelememesi nedeniyle Doç. Dr. Yasemin Özdemir konuştu. Dr. Özdemir, beyin damar hastalıklarındaki yurtiçi ve yurtdışındaki deneysel çalışmalarının sonuçlarını paylaştı. Son oturum olan tartışma ve sonuçlar ise ISN eğitim koordinatörü Prof. Francesco Scravilli tarafından gerçekleştirildi. Dr. Scaravilli, her oturumun ayrı ayrı değerlendirmesini yaptı. Moleküler, genetik ve epidemiyoloji alanlarındaki gelişmeler ile nöropatolojinin ortasında bulunduğu nörobilimler dünyasının önemini vurguladı. Bu tür bilgi günleri aracılığıyla bilim insanları arasında kurulan ilişkilerin ve bundan doğacak işbirliğinin, şu an bilinmeyen ama zaman içinde ortaya çıkacak bilgilerin insanlığa yararlı olacağını belirtti. SÜREKLİ EĞİTİM SÖZLEŞMESİ Sözleşme çerçevesinde üniversiteler sürekli eğitim için 10 maddeyi taahhüt etmiştir: 1 Kurumsal stratejilerinde sürekli eğitime ve geniş erişim kavramlarına yer verirler. 2 Farklılaşmış, çeşitlendirilmiş öğrenci nüfusa eğitim ve öğrenim olanağı sunarlar. 3 Katılımı arttırmak üzere, geri dönen yetişkin öğrencilere göre eğitim programlarını uyarlarlar. 4 Uygun yönlendirme ve danışma hizmetleri sunarlar. 5 Öğrenme öncesini tanırlar. Her öğrenim biçimini kabul ederler. 6 Kendi kurumlarında kaliteli bir kültürü oluşturmak üzere sürekli eğitime yönelirler. 7 Araştırma, eğitim ve inovasyon ilişkisini sürekli eğitim perspektifinde güçlendirirler. 8 Öğrenciler için esnek ve yaratıcı öğrenme ortamı oluşturmak üzere reformlar yaparlar. 9 Öğrenim programları oluştururken yerel, bölgesel ve uluslararası ortaklıkları geliştirirler. 10 Sürekli eğitim kurumları olarak rol modeli olmak durumundadırlar. (*) Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü (**) Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi (***)The European Association for University Lifelong Learning) www.eucen.org (1) De Viron, F., Hoerr, B. (2010) ‘Sürekli Eğitim ÜniversitesiOrtak bir Vizyon mu ?’, 40.EUCEN Konferansı,1820 Kasım, Lille, Fransa. (2) Davies, P.(2009) Sürekli Eğitim Üniversiteleri: Esneklik ve Sürdürülebilirliği Geliştirmek, Beflex Plus, EUCEN. YANITLANACAK SORULAR Sürekli Eğitim Üniversitesi olma yolunda ağ iletişimini sağlamış üniversiteler nasıl olmalıdır? Üniversitelerimiz için aşağıdaki hususların cevaplandırılması sürekli eğitim stratejilerinin belirlenmesi açısından önemlidir: Öğrenme talepleri kimlerle ve nasıl oluştu CBT 1248/ 19 18 Şubat 2011
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear