05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Baysal’ın suçlamalarına yanıt Kayhan Kantarlı, Ege Üniversitesi Öğretim üyesi, kayhankantarli@gmail.com Bilimsel yayınlarımızdaki ciddi duraklamanın nedeni Prof.Dr. Altan Onat altonat@yahoo.com.tr Ülkemizin uluslararası bilimsel yayınlarda 5 yıldır endişe verici bir duraklamanın içine girdiğini ve dünyadaki binde 13.7’lik payımızın az da olsa binde 13.6’ya gerilediğine ilişkin CBT’deki tahlilime, sayın Bahattin Baysal görüş bildiriyor. Buna neden olarak, bilim politikası ve uygulamasındaki ciddi kusurların göz önüne serildiği fikrine itibar etmeyerek, iki sebep ileri sürüyor: 1) Türk fizikçilerinin 2007 yılındaki aşırma töhmeti, 2) Türkiye adresli yayınların genellikle niteliksiz makaleler olması. İlk gerekçe çok sınırlı biçimde geçerli olabilir ama kırılma noktası 2004 yılında, yani daha önceydi. Ülkemizde genellikle niteliksiz makalelerin çıkması savı bir sebep değil, bilim politikasızlığının sonucudur ve bunun son yıllarda belirginleştiğini görmemek, olayı düzeltme yolunda umutları azaltır. Sayın Baysal, makale sayısında nisbi olarak azalma olduğunu düşünmemiz gerektiğini, çünkü Türkiye’de yayımlanan 50 kadar derginin SCI kapsamına alındığını belirtiyor. Bu da ancak çok tali bir açıklama, zira bu değişiklik 2009 değil, genelde 2008 yılına aitti. Üstelik bizim gibi gelişmekte olan birçok ülkeden iki bine yakın dergi bu kapsam genişlemesinde yer almıştı. Bu nedenle, mutlak yayın rakamından çok, dünyadaki payımıza göre değerlendirmeyi, açıkladığım grafikte de gösterdiğim gibi, tercih ettim. “Daha ayrıntılı yazı hazırlamasını engelleyen uğraşısı” bulunduğunu ifade etmesi, yazımı iyi okuyamamış olduğuna bir mazeret teşkil edebilir. ka mugalata biçimi. Çoğu kez tüm bu yanıltmacalar bir arada, hatta başka mugalata çabalarıyla birlikte ortaya çıkabiliyor. Dikkatli düşünme2 alışkanlığı ve disiplini, her alanda olduğu gibi, ahlaki tartışmalarda da vazgeçilmez bir önkoşul. Saygılarımızla, Ali Alpar Ayşe Erzan Hasan Yazıcı NOTLAR: (1) Safsata günlük dilde çoğu kez “aslı olmayan iddia” yerine kullanılıyor. Oysa mugalataya, hatalı akıl yürütmelere, mantık ya da felsefe bağlamında “mantıksal safsata” deniyor. (2) Orta eğitim müfredatında bu tür hatalı akıl yürütmelere karşı uyarılara yer verilmemiş. Eleştirel düşünme yöntemleri ancak üniversitede, o da çoğu kez seçmeli derslerde işlenebiliyor. CBT 1195/14 12 Şubat 2010 1. Hangi Sorumluluk Kimin? Prof. Dr. Bahattin Baysal’ın 22.01.2010 tarihli Cumhuriyet Bilim Teknoloji (CBT) Dergisi’nde yayınlanan Üç Nokta Üç Görüş başlıklı yazısında [1], “SCI dergilerindeki yayın sayısı kendisininkinden az olan öğretim üyelerinin, YÖK düzeninin yerlerde sürünür hale getirdiği bilim ahlakına sahip çıkma haklarının olmadığı” gibi bir anlayışla, şahsımı kamuoyu önünde küçük düşüren haksız suçlamalarını reddediyorum. Baysal, kendisiyle aynı unvana sahip olan öğretim üyelerinin, diğer tüm akademikmali hak ve sorumlulukları gibi, bilim ahlakına sahip çıkma konusunda da aynı mesleki sorumluluk altında olduklarını bilmiyor olamaz. Ayrıca ÜAK Doçentlik Etik Komisyonu’nun yıllarca başkanlığını yapmış olması, kendisine bu konuda daha fazla bir sorumluluk yüklemiştir. 2. Anonim Bilgi Operasyonu: Baysal’ın şahsıma karşı yıllar önce yaptığı küçük düşürme girişimini, yazısında tekrarlaması, aslında isabetli oldu. Yazısında söz ettiği dekanın başka eserlerden aldığı alıntıları kullanarak, tek bir kaynak göstermeden yazdığı 450 sayfalık Kimya kitabı için 2002’de TÜBİTAK’a yaptığım suç duyurusundan 6 yıl sonra, “yazar tek bir kaynak göstermemekle ayıp etmişse de, bu alıntılar intihal değil, birçok kitapta bulunan anonim bilgidir” anlamında raporlar verildikten sonra, TÜBA üyesi seçildi. Bu gerçeklere karşın, konuyla ilgili uyuşmazlığımızı çözmek ve bana, hem kendisinden hem de (önceki) dekandan özür dileme fırsatı yaratmak için Baysal’dan rica ediyorum: “Yayın etiğinde önemli bir gelişme” yazımda belirttiğim [2], TÜBA’nın, Türkçe yazılmış Üniversite Ders Kitapları için istediği yayın etiği taahhütnamesini [3], lisans öğrencileri için yazdığı Kimya kitabı ile ilgili olarak, TÜBA üyesi (önceki) dekanımıza da imzalatsın ve yayınlasın. 3. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz: Baysal SCI’ye giren bilimsel dergilerdeki (okumadığı anlaşılan) iki yayınımı yok hükmünde sayıyor [1]. Bu suçlama, Uğur Mumcu’nun “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” sözlerinin değerini gösteriyor. Sayın Baysal’a öncelikle internetten açıklamalı tercümesiyle birlikte indirebilecekleri [4] bu yazıları öneriyorum. Okurlar, SCI’ye giren Çekoslovak ve Polonya Fizik dergilerinde yayınlanmış bu iki yazıda, Profesör Baysal’ın dediği gibi “Azerbeycanlı fizikçilerin makalelerinin daha önce yayınlanmış makaleler olduğu” gibi bir ihbarda bulunduğumu değil, “mensubu olduğum EÜ Fen Fakültesi Fizik Bölümündeki bazı öğretim üyelerinin, Azeri bir Profesörle birlikte bu dergilerde yayınladıkları üç (sözde) bilimsel makalede yaptıkları bilimsel yolsuzlukları, kanıtlara dayalı olarak açıkladığımı” görecekler. Bu iki yazı, başvurum üzerine, ilgili dergi editörlerinin soruşturma açıp, yazarların bu makalelerine kabul raporu veren hakemlere incelettikten ve yazarların savunmasını aldıktan sonra yayınlanmıştır. Adı geçen yazarların söz konusu makalelerindeki intihal ve bilimsel kandırma içeren yolsuzlukları, literatüre geçmiştir. Bunun dışında, Üniversite ve YÖK bu olayı örtbas etmeye çalışsa da, TÜBİTAK, bu makaleleri nedeniyle açtığı soruşturmada, yazarlara, kurumun desteklerinden üç yıl mahrumiyet cezası verdi. Bu cezanın iptali için açılan davaların reddedilmesiyle, söz konusu bilimsel yolsuzluklar yargı kararlarlarıyla da kesinleşti. Bu yolsuzlukların hem bilimsel hem de hukuksal olarak tescil edildiği, YÖK ve EÜ Rektörlüğü’nce bilinmesine karşın, intihali kesinleşen makalelerin yazarlarından bir öğretim üyesi, geçen yıl fakültemize dekan olarak atandı [5]. Son olarak: Evet, meslek yaşamımın dörtte birini aşan bu son döneminde, tüm üniversitelerde ve özellikle de genç öğretim elemanları arasında hızla yükseldiği fark edilen bilim etiği yoksunluğunun aşılması için yürütülen akademik mücadeleye, yazı, konferans, bildiri, imza kampanyası ile katkı vermeye çalıştım. Bu benim için mesleki sorumluluktu. Bu süreçte, SCI’ye giren yabancı dergilerde beş, hakemli ulusal dergilerde üç olmak üzere toplam olarak ancak sekiz bilimsel makale yayınlamış; biri uluslararası, on biri ulusal toplantıda olmak üzere toplam on iki bilimsel bildiri sunmuş; çoğu Cumhuriyet Bilim Teknik, Bilim ve Ütopya, Bilim ve Gelecek dergilerinde olmak üzere bilim, eğitim ve bilim etiği konulu on dört popüler bilim yazısı yazabilmişim [6]. Son 12 yıllık bu dönem öncesinde gerçekleştirdiğim bilimsel etkinliklerimi ise, isteyenler aynı web sayfasındaki [6] kişisel akademik bilgilerim arasında görebilir. 40 yıllık akademik yaşamımda yapabildiklerimden onur duyuyorum. Kaynaklar: [1] Baysal B., CBT, sayı 1192, s.15(2009); [2] Kantarlı, K., CBT, sayı 1190, s.14 (2010); [3] www.tuba.gov.tr/userfiles/file/filestr/oduller/Taah%C3%BCtname.doc; [4] http://sci.ege.edu.tr/~kantarli/; [5] www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=26138; http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=10648548; [6] http://akademik.ege.edu.tr/Akademik/Bilgiler/Bilgi01.asp?adi=KAYHAN&soyadi=KANTARLI&ksn=04.00624 İntihal Tartışması Sayın Orhan Bursalı, Derginizde son günlerde yer alan bir yazı da dahil olmak uzere, pek çok intihal (aşırma) tartışmasının, mugalataya, safsataya1 sığınmadan yapılamadığını üzülerek gözlüyoruz. Bir fikri ya da iddiayı geçersiz kılmak için akıl yürütmek veya deliller göstermek yerine, o düşünceyi dile getiren kişiye (ya da kaynağa) saldırmak, onu karalamak veya küçük düşürmeye uğraşmak, en belirgin mugalata yöntemlerinden biri. Yine çok yaygın olarak başvurulan bir başkası, bir konuda yetkin olan kişinin, yaşamın başka alanlarında da kusursuz olduğu varsayımı. İddianın, kasten veya dikkatsizce, asıl içeriğinden saptırılması ya da abartılması bir baş Yenilik ve proje yönetiminde yetkinlik Proje yönetiminde yetkin kuruluşlar “yenilik”te de ileri: Yeni ürünservis geliştirme, süreç yenileme, teknoloji geliştirme vb. eylemlerinin hemen hemen hepsi gerçekte, birer proje olarak nitelenebilir. Bu anlamda projelerin etkin yönetimi, yenilik (inovasyon) için yaşamsaldır. T. Bilgehan Gürlek, Endüstri Yük. Mühendisi, Yönetim Danışmanı, bilgehangurlek@ttmail.com R ekabet edebilirlik, verimlilik ve yenilik kapasitesi söz konusu olunca firma/kurum ölçeğinde ürün yeniliği ve teknolojik yenilik yetenekleri yanısıra, projelerin yeteri kadar yenilikçi yöntemlerle yönetilip yönetilmediği de önemli bir etken olarak gündeme gelmektedir. “Firmaların/kuruluşların proje yönetim yetenekleri yeteri kadar yenilikçi mi?” sorusunun yanıtı, kuruluşun uzun erimde sergileyeceği başarımın (performansın) ve ayakta kalıp kalamayacağının en önemli göstergelerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır. Uluslararası Proje Yönetim Enstitüsü (PMI)’nün yayını olan PMWorldToday1 Dergisi’nde 2009 yılında yayınlanan bir makalede, “Proje Yönetimi” yöntem ve tekniklerini kullanan ülkelerin daha yenilikçi olup olmadığı araştırılmış: bu amaçla, ülkelerin “Proje Yönetim Göstergeleri” (Project Management Score Index) ve “İnovasyon Göstergeleri” karşılaş tırılmış. “Proje Yönetimi” uygulamalarının yaygınlığını ölçmek için ülke kuruluşlarının sahip olduğu “proje yönetimi sertifikası” sayısı ve düzeyi (level of certificate) kullanılmış. 2008 yılı verileri temel alınarak yapılan analiz sonucuna göre sertifikalandırma açısından Kuzey Amerika ve Avrupa başı çekerken; Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkelerde önemli ilerlemeler görülmektedir.”Proje Yönetim Göstergeleri” tablosunun bizim açımızdan ilgi çeken yanı, Türkiye ile ilgili herhangi bir veri bulunmamasıdır. TÜRKİYE VE ROMANYA ALT SIRALARDA “İnovasyon Göstergesi” olarak ise, A.B.D, Kanada, Japonya, Avustralya ve AB ülkeleri de içinde olmak üzere toplam 37 ülkenin yenilik performansının karşılaştırıldığı EIS (European Innovation Scorecard) kullanılmış. “İnovasyon Göstergeleri”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear