28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

İletişim ve teknoloji Evrende bilinmeyen bir kuvvet daha mı var? Geleceğin Eğitiminde, Genişbant İnternet ve Yeni Nesil Cihazların Artan Rolü İnternet ve teknolojinin eğitimde sağladığı avantajlar göz önünde bulundurulduğunda, kurumların etkileşim unsurlarını da gözden geçirip, ellerindeki içerikleri bu güncel platformlara taşımaları ve öğrenciler açısından daha ulaşılabilir hale getirmeleri gerekmektedir. Bu noktada genişbant internet, aynı kalitede eğitimi tüm yurtta yaygın şekilde öğrencilere sunulması açısından anahtar bir rol oynamaktadır. Burak Evren TTNET Web&Dijital Medya Direktörü İnternetin yaygın kitleler tarafından kullanılmaya başlaması ile birlikte en sık gündeme gelen konulardan biri de hiç kuşkusuz, internetin eğitim alanında üstleneceği rol oldu. Genişbant internet de uzun süreden beri konuşulan bu konuya ayrı bir boyut kazandırdı. Yüksek hız ve kalitede veri aktarımını mümkün kılan genişbant internet sayesinde hızla artan video paylaşım ve aktarımı olanaklarının yanı sıra, etkileşimi anlık kılan mesajlaşma hizmetleri sayesinde, eğitim, bugün bildiğimizden çok farklı bir boyut kazanmaktadır. Konuyu daha somut bir platformda değerlendirmek amacıyla güncel örnekleri inceleyebiliriz. Bugün Apple, iTunes platformu üzerinden kullanıcıların ilgi duyduğu pek çok konuda yüz binlerce akademik başlığı; video üzerinden veya sesli olarak, taşınabilir cihazlara indirme ve böylece dilendiği anda dinleme; tekrar tekrar izleme imkanı sunuyor. Diğer taraftan Vitamin paketleri gibi online eğitim platformları, ilköğretim ve lise öğrencilerine; okul dışında da derslerini tekrar etmeleri, canlandırmalı deneyleri inceleyerek öğrenim süreçlerini kolaylaştırmaları ve tüm bilgilere zahmetsizce ulaşmalarını sağlıyor. İnternette arama yapma ve wiki yapılarından bilgi derlemeyle başlayıp, bugün öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun, kişiye özel eğitim sunmaya varan internetten bilgiye erişim süreci özellikle mobil cihazların gelişimiyle farklı bir yapı kazanıyor. Artık, öğrencilerin ders programlarını takip etmesinden bu programın hatırlatılmasına, ders notlarının video ve ses kayıtları ile takibinden öğrencinin eksik olduğu noktaların tespitine kadar pek çok işlem internet üzerinden yapılabiliyor. Bu durum, sadece cihazların yaygınlaşması ile değil aynı zamanda internetin de WiFi ve 3G gibi yenilikçi çözümlerle yaygın şekilde kullanılabilmesi sayesinde gerçekleştiriliyor. Bugün sadece üniversitelerde değil; ilköğretim ve lise düzeyindeki pek çok eğitim kurumunda da WiFi ağı yaygın olarak kullanıyor. Öğrencilerin gerek bu ağdan faydalanması gerekse uygun mobil ve sabit cihazlara erişmesi, öğrenme sürecini hayatın her alanına taşıyor. Öğrenim süresi okuldaki zamanla sınırlı kalmazken öğrenciler bilgilere ilk elden ve güvenilir şekilde erişebiliyor. İnternetin eğitime getirdiği fırsatlar bununla bitmiyor. İnternetin mümkün kıldığı etkileşimli eğitim ile öğrenmek daha kolay ve daha eğlenceli bir hal alıyor. Özellikle ilköğretim çağındaki çocukların oyun ve etkileşim ihtiyacını da karşılayan cihazlar, öğrenmeyi oldukça kolaylaştırıyor. Oyun içine yerleştirilmiş, matematikten temel sosyal bilimlere, bilgilerin aktarıldığı mini anketlerden canlandırmalı derslere kadar uzanan pek çok seçenek, derse konsantre olmakta zorluk çeken çocuklara destek sağlayabiliyor. Aynı şekilde, ilköğretimin ilk yıllarında öğretmen ve ebeveynlerin, çocukların ders ve ödev düzenine kavuşması konusunda yaşadığı sıkıntıları düşündüğümüzde, ödev ve ders hatırlatmalarının ne kadar kritik olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Çoğu ebeveyn, çocukların dikkatini televizyon veya oyundan derslere çekmekte büyük zorluk çektiklerini belirtiyor. Bu sıkıntılar, derslerin öğrenciler için çekici ve eğlenceli bir şekilde işlenmesi ile belirli ölçüde azaltılabiliyor. Bu ise ancak öğrencinin tek taraflı dinleme yapmadan aktif olarak öğrenim sürecinde yer aldığı, eğlenceli bir ders formatında mümkün oluyor. Y CBT 1237/8 3 Aralık 2010 oksa Einstein’ın formüllerinde bir şey mi eksikti? Avusturyalı bir fizikçi görelilik kuramını “ilave kuvvetle” tamamlayarak, astronomik gözlemleri uyumlu hale getirebilecek yeni bir model önerdi. Physical Review Letters dergisindeki açıklamasına göre, bu sabit ama çok küçük kuvvetin iki cisim arasında, mesafeden bağımsız olarak etkimesi gerekiyor. Einstein evren anlayışında devrim yaratmış olsa da görelilik fiziğinin önemli soruları bugüne kadar hep yanıtsız kaldı. Her ne kadar günümüzde Güneş’in etrafındaki gezegen hareketleri önemli ölçüde doğru olarak hesaplanabiliyorsa da galaksinin merkezinde dönen yıldızların hareket hızı tatmin edici bir şekilde açıklanamıyor. Halihazırdaki bilgilere göre bu yüzden bu tür fenomenleri açıklayacak “karanlık madde” gibi diğer bir faktör olmalı. Fakat Viyana Teorik Fizik Enstitüsü’nden Daniel Grumiller’ın düşüncesine göre bu uyuşmazlıkları açıklayacak bir başka olanak da olabilirdi. Bir olasılıkla büyük mesafelerde yerçekiminin bugüne kadar dikkate alınmayan bir ek payı olması gerektiğini düşünen fizikçi, bunu bulabilmek için yeniden görelilik kuramının temeline inerek şu soruyu sormuş: “Yerçekimini tarif edebilecek hangi formül türleri matematiksel olarak uygundur?” Sadece belli başlı matematiksel terimler, evrendeki simetriyi bozmadan veya gündelik fiziksel gözlemlerimizle çelişmeden, yerçekimi fiziğine uygulanabiliyor. Grumiller ilk önce küresel simetrik olayları gözlemleyerek gravite teorisini basitleştirmiş. Bu şekilde örneğin bir gezegenin, bir yıldızın ya da yaklaşan küresel bir galaksinin kütle çekim alanı açıklanabiliyor. Bu şekilde gravite kuvvetinin hangi parçalardan bir araya geldiği matematiksel olarak açıklanabiliyor, diyor Grumiller. Bazıları zaten biliniyor: Klasik Newton yerçekimi ve görelilik kuramından gelen ilave kuvvet. İkisi de mesafeye bağlı olarak azalır. Einstein’ın çok büyük mesafelerde rol oynayan “kozmolojik sabiti” de Grumiller’in denklemlerinde otomatik olarak ortaya çıkıyor. Fakat gravite için diğer bir katkı da söz konusu. Mesafeden bağımsız olarak iki cisim arasında etkiyen sabit kuvvet. Grumiller buna “Rindler kuvveti” diyor. Bu kuvvet o kadar küçük ki gündelik yaşamda görülemez bile. Bu kuvvet görelilik kuramıyla çelişkili değil tam aksine görelilik teorisinin yapısına doğrudan ilave edilebilen bir eklenti diye açıklıyor Grumiller. Fizikçi bu ek kuvvetin büyüklüğünü tahmin edebilmek için galaksi merkezinin etrafındaki yıldızların dönüş hızını hesaplamış. Nitekim klasik yerçekimi galaktik mesafeler için çok küçük kalırken Rindlerkuvveti önemli bir rol oynamakta. Grumiller’ın yeni formülü, olağanüstü büyüklükteki dönüş hızlarını halihazırdaki hesaplamalara göre çok daha iyi açıklıyor. Bu da Rindlerkuvvetinin sadece matematiksel olarak uygun olduğunu değil doğada da var olduğunun kanıtı diyor Grumiller. Fizikçi aynı yöntemle gravitasyon fiziğinin diğer bir problemini çözdü: “Pioneer Anomalisi”. Yıllardan bu yana dünyadan ve güneşten iyice uzaklaşan Pioneer 10 ve Pioneer 11 gibi uzay sondalarının yörüngelerde, görelilik kuramıyla öncelendiğinden farklı hareket ettikleri bilinmekte. Bu yörüngeler de Rindlerkuvveti gibi ek kuvvetle açıklanabiliyor. CİHAZLARIN BÜYÜK KATKISI Eğitimin internet sayesinde kazandığı yeni boyutta, yeni nesil cihazların da büyük katkısı bulunuyor. Günümüzde internet ve cihaz kullanımının, küçük yaşlardan itibaren kolayca öğrenildiğini söyleyebiliriz. Özellikle dokunmatik cihazlar, büyük küçük herkes için kolay ve rahat bir kullanım sunuyor. Aynı şekilde bugün cihazların, bundan 34 sene öncesine oranla daha gelişmiş yeteneklere sahip olması da, öğrenim sürecini derinden etkiliyor. Hem depolama, hem de içerikleri sunma yetileri açısından pek çok öğeyi bir araya getirebilen bu cihaz ve platformlar, internet üzerinden sunulan başka yeteneklerle beraber çok pratik bir eğitim platformu haline getirilebiliyor. Mesela, bugün seyrettiğimiz bir video içeriğini etiketleyebiliyor, arkadaşlarımızla paylaşabiliyor, lokasyon temelli olarak konunun geçtiği yeri bir harita ve foursquare benzeri lokasyon bazlı bir sosyal paylaşım sitesinde belirleyerek dersin içerisinde yer alan bir mekânı belirleyebiliyoruz. Bunun sonucunda, belki fark etmeden yüzlerce kere geçtiğimiz bir mekânda geçen bir tarih dersinin videosunu seyrederken; o yerin tam olarak nerede olduğunu görebiliyoruz. Bu tarih dersinin hangi gün verildiği, sınavının ne zaman olduğu, sınav notlarının nerede bulunabileceği hatta bu derse katılmış arkadaşlarımızın listesini online olarak takip edebiliyoruz. Tıp, mühendislik vb. gibi çok fazla derse sahip; yoğun katılım isteyen akademik dallarda, öğrencinin uygulamalı örnekleri daha sık görmesini, bu dersi takip ederken (canlı veya kayıttan) uygulamayı yapan kişinin detaylı anlatımını defalarca ve kendi istediği anda takip etmesi sağlanabiliyor. Bu cihaz ve platformların, artık ulaşılabilir fiyat ve formlarda ülkemizde de bulunması da, tüm bu sürecin daha yaygın hale gelmesinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear