05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

SON ARAŞTIRMALAR “TÜRK MAÇO KÜLTÜRÜ ENTEGRASYONA ENGEL” Alman Die Welt gazetesinde yayımlanan bir habere göre, Türk gençlerinin şiddete eğilimi Almanlara kıyasla iki misli fazla. Bu sonuç Aşağı Saksonya Eyaleti Kriminoloji Araştırma Enstitüsü’nün dokuz kentte 16.000 gençle gerçekleştirdiği araştırmaya dayanıyor. Araştırmayı yöneten kriminoloji uzmanı Chrisitan Pfeiffer, şiddete eğilimliliğin, sözünü geçirmek için acil durumlarda şiddete başvuran geleneksel erkek/baba modeliyle ilgili olduğunu söylüyor. Türk gençleri bu geleneksel rol motiflerine ne kadar az bağlı olurlarsa, eğitim sisteminden ne kadar az uzaklaştırılırsa ve ne kadar az camiye giderlerse Alman toplumuna o kadar iyi entegre oluyor. Kendilerini çok dindar olarak tanımlayan gençlerin sadece yüzde on biri kendilerini Almanlarla özdeşleştirmiş. Dindar olmadıklarını söyleyen gençlerin ise yarısından fazlası kendilerini Alman olarak tanımlamış. Pfeiffer bu bağlamda, köktendinci din adamlarının özellikle de genç erkekler üzerindeki etkisini eleştiriyor. Entegrasyon ancak imamların ve Müslüman din öğretmenlerinin Alman üniversitelerinde eğitim almaları ve Almanya tarafından finanse edilmeleri halinde mümkün olabilir, diyor kriminolog. Almanya’da yaşayanlar yabancılar arasında çok sayıda İtalyan, Polonyalı ve Yunanlı bulunmasına rağmen en büyük grubu oluşturanlar Türkler. Almanlar genelde İsviçre ve Avusturya gibi komşu ülkelere göç ediyor. Ama İspanya, Fransa ve Türkiye’de yaşayan Almanlar var. leri bulmak istiyor. Mars benzeri koşullardaki arama yöntemlerinin araştırılabilmesi için iki yıl içinde Şili’deki Atacama Çölü ve Kuzey Kutbunda testler gerçekleştirilecek. ARAP DEVLETLERİ SUSUZLUĞUN EŞİĞİNDE Arap devletlerinde 2015 yılından itibaren büyük bir su kıtlığı başlayacak ve kişi başına yılda en fazla beş yüz metreküp su düşecek ki bu dünya genelindeki oranın onda birinden bile daha az. Bu açıklama kısa bir süre önce Arap Çevre ve Gelişim Forumu (AFED) tarafından Beyrut’ta yapıldı. Susuzluk, büyüyen nüfus ve iklim değişimi yüzünden artıyor. Bilim insanlarına göre su kıtlığından özellikle de tarım etkilenecek. Arap dünyası önlem alınmadığı takdirde durmadan kötüleşecek bir su krizi yaşıyor, deniyor raporda. Arap devletlerinde bugün kişi başına düşen su miktarı 1960 yılındaki oranın sadece dörtte biri kadar. Birleşmiş Milletler Arap nüfusunun 2050 yılına kadar neredeyse ikiye katlanarak 600 milyonu bulmasını bekliyor. Ayrıca iklim değişimi yüzünden önümüzdeki on yıl içinde dörtte bir oranında daha az yağış düşecek. Bundan sonra tarımda mutlaka suni sulama gerekecek ve hesaplar tarımda yüzde yirmi LHC PARÇACIK HIZLANDIRICILARINDA “MİNİ İLK PATLAMA” Dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısı LHC (Large Hadron Collider”/Büyük Hadron Çarpıştırıcısı) yeni bir sıcaklık rekoru kırdı. Avrupa Parçacık Hızlandırma Merkezi bilim insanları çarpışan kurşun atom çekirdekleriyle on milyar derece kızgınlıkta mikro ateş topları üretti. Bu “minik ilk patlamanın” kızgınlığı Güneş’in merkezine kıyasla bir milyon kat fazla. “Bu bir deney sırasında elde edilen en yüksek sıcaklık ve en büyük yoğunluk” diyor Birmingham Üniversitesi araştırmacısı David. Evans. Araştırmacılar mini ilk patlama sayesinde evrenin ilk mikrosaniyelerini görebilmeyi YARDIMSEVERLİK GENİ BULUNDU Almanya’da gerçekleştirilen son bir araştırmaya göre insan kalıtımındaki küçük bir farklılık, özgecil bir yardımseverlik üzerinde önemli ölçüde etkili olabiliyor. Kalıtımında COMTVal genini taşıyan insanlar, örneğin ihtiyacı olana borç vermeye daha hazırdır diyor Bonn Üniversitesi psikoloğu Martin Reuter. Araştırma grubu iki insandan birinde bulunduğu tahmin edilen bu geni “Altruizm geni” olarak isimlendirmiş. Araştırmaya katılan insanlardan bu geni taşıyanlar diğerlerine göre iki misli bağış yapmış. Genetik Birliği bununla birlikte araştırmayı biraz kuşkulu buluyor. Nitekim insansı davranışlar son derece karmaşıktır ve burada sadece bir deneyin verileri değerlendirilmiş diyor birlik. Araştırmaya katılan 100 üniversite öğrencisinden DNA örneği alındıktan sonra, katılımcılar bilgisayarda bir dikkat testi yapmış. Başarılı öğrencilere 5 Avro ödül verilmiş ve ödülü isterlerse iyi bir amaç için bağışlayabilecekleri söylenmiş. Söz konusu yardımseverlik genini taşıyanlar arasında bağış yapanlar daha fazlaydı, diyor araştırmacılar. COMT geni, beyindeki uyarı maddesi dopamini etkisizleştiren bir enzimin yapı planını taşıyor. Bu nöro aktarıcının sosyal davranışlarla ilintili olduğu tahmin ediliyordu. Her ne kadar araştırma sonuçları eleştirmenler tarafından pek doğru kabul edilmese de, sosyal davranışların evrimsel bir kazanç sağladığı düşüncesi ilginç bulunmuş. MARS’TA DNA ARAYIŞI Dünya ve komşu gezegen Mars arasında milyarca yıl boyunca taş değiş tokuşu yaşandı. Bilim insanları taşların bu tür yolculuklarda hayatta kalan mikroplar barındırdığını düşünüyor. NASA ve ESA bu yüzden 2018 yılında bu konuda bir araştırma yapmayı planlıyor. “Search for Extraterrestrial Genomes” (Yerötesi Genom Araştırmaları) projesinin umuyor. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda yedi aydır hafif hidrojen çekirdekleriyle (protonlar) deneyler yapılıyordu. Geçen hafta sonu LHC ilk kez ağır kurşun atom çekirdeklerine göre ayarlandı. Bu sıcaklıklarda atomun oluştuğu protonlar ve nötronlar bile eriyerek protonların ve nötronlar yapıtaşları olan kuark ve gluonlardan oluşan kızgın bir bulamaç çıkıyor. Bu kuarkgluon plazmasıyla bilim insanları, dört temel doğa kuvvetlerinden biri olan “güçlü kuvvet” hakkında bilgi edinmek istiyor. Güçlü kuvvet atom çekirdeklerini bir arada tutuyor. lik bir verim kaybına işaret ediyor. Arap dünyasındaki suyun yüzde seksen beşi tarımda kullanılıyor. Diğer ülkelerde bu oran ortalama olarak yüzde yetmiş civarında. On üç Arap devleti şimdiden dünyada en az suya sahip on dokuz ülke arasında yer alıyor. Su krizi, önlem alınmadığı takdirde, sosyal, politik ve ekonomik etkiler yaratacak. Hesaplara göre sadece Irak ve Sudan’da önümüzdeki beş yıl içinde önemli bir su sıkıntısı yaşanmayacak o da eğer Türkiye ve Etiyopya’dan gelen suyun azalmaması veya kesilmemesi halinde. Nilgün Özbaşaran Dede Araştırma BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ HIV’LE NASIL BAŞ EDİYOR? Yaklaşık olarak üç yüz HIV taşıyıcısından biri ilaç kullanmadığı halde AIDS hastalığına yakalanmıyor. Harvard Tıp Okulu bilim insanları şimdi bağışıklık sisteminin bu virüsle başa çıkmasını sağlayan bir kalıtım bölgesi tespit etti. Buluşun yeni bir HIV aşısının ve yeni terapilerin geliştirilmesinde yardımcı olması bekleniyor. Tıp uzmanları yirmi yıl kadar önce HIV taşıyıcılarından küçük bir kısmının Aids hastalığına yakalanmadığını fark etmişlerdi. Bu virüs denetçilerinin virüsü ne şekilde etkisiz kıldıkları HIV araştırmalarının en büyük bilmecelerinden biriydi. Florencia Pereyra yönetiminde çalışan bilim insanları son araştırmada bin kadar “denetçinin” ve 2600 HIV hastasının kalıtımını analiz etmiş. İncelemeler sırasında, bağışıklık sistemine son derece değişken virüs bulaşmış hücreleri tanımaya izin verecek üç yüz gen varyantı saptanmış. Kalıtım parçalarından bazıları HLA genlerini Human Leukocyte Anitgen/ İnsan Lökosit Antijeni) barındıran 6. kromozom bölgesinde yer alıyor. HLA proteinleri, savunma sisteminin bedene giren hastalık etkenlerini tanımasından sorumlu. HI virüsünün kontrolünde HLAB proteinlerinde katkısı olan altı aminoasit bölgesi en önemli noktayı oluşturuyor. Bu proteinin yardımıyla bağışıklık sistemi ilk önce virüs taşıyan hücreleri tespit edip öldürüyor. Bu süreçte HLAB virüs içeriklerini hücrenin yüzeyine taşıyor. Altı aminoasitten beşi, virüs peptitlerinin birbirine bağlandığı bölgelerde bulunuyor. HLAB’nin bağlantı noktalarındaki bu aminoasit, biçim ve yapı üzerinde etkili ve olasılıkla bazı peptitlerin etkili diğerlerinin etkisiz olmasına yol açıyor diyor araştırmacılar. HIV enfeksiyonuna rağmen hastalanmayan ve tedavi görmeksizin AIDS hastalığına yakalananlar arasındaki fark, insan kalıtımındaki üç milyar yapıtaşından sadece bir avuç kadarıyla gerçekleşiyor. Bu bilgiler ışığında yeni bir terapi ve aşı geliştirmede önemli bir adım söz konusu. CBT 1235/ 4 19 Kasım 2010 araştırmacıları şimdi,nükleik asitleri yani DNA ve RNA’yı da tespit eden bir alet üzerinde çalışıyorlar. Bu organik malzemeler yoğun UV ışını yüzünden Mars yüzeyinde barınamasalar da toprakta, buzda ve tuzlu suda hayatta kalabiliyorlar. Alet bu nedenle bu tür nişleri araştıracak. Bilim insanları özellikle de Dünya üzerinde yaygın olarak bulunan gen
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear