05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

GÜNDEM “Eğitim Reformu Girişimi” ve Bakanlık ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Sayı: 1175 25 Eylül 2009 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Miyase İlknur GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir Sağlık sayfası VKV Amerikan Hastanesi’nin katkıları ile hazırlanmıştır YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212.3437274 Faks: 0212.3437264 CUMHURİYET REKLAM Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Gelecek cumaya kadar hoşçakalın.. CBT 1175 / 3 25 Eylül 2009 OECD raporları olsun veya dünyanın sayılı düşünce insanları olsun, özellikle dikkat çektikleri bir nokta var yaşadığımız kriz dönemlerinde: Kriz bir moladır; şirketler, ülkeler, hükümetler (hatta kişiler!) yeni yükselişlerde avantajlı konuma geçmek için sahip oldukları güçlerin eksik ve zayıf yönlerini güçlendirmek ve önlerindeki dönemde yeni fırsatlar yaratmak için bu molayı çok iyi kullanmalıdırlar. Bu düşüncenin doğruluğunu kabul etmek için, guru veya büyük düşünce sahibi olmak gerekmiyor. Bu hayatın insana söylediği bir şeydir. Tabii, hayatın içinde, sorumluluk ve görevlerinin bilincinde olan ve hizmet etme düşüncesini birinci derecede önemli görenler için. Ülkelerin ana zenginlik kaynağının ne olduğu konusunda çeşitli fikirler vardır. Şüphesiz ki, bunlar arasında 1 No’lu insandır; kaliteli, yetişkin, binlerce alanda uzmanlaşmış, yaratıcılığı arttırılmış kadrolar ülkelerin, kurumların en büyük zenginlik kaynağını oluşturur... Hiç bir doğal zenginliği olmayan ülkeler, insan “kaynakları”nın kalitesi, çok yönlü zenginliği ve bu kaynakları değer yaratıcı bir sistem içinde durmadan yenileyerek ve örgütleyerek, ileri ülkeler arasına katılmakta, halkını refah ve mutluluğa taşımakta... *** Eğitim, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yetki ve sorumluluğundadır. Ancak hem ülkemizin eğitim alanında başarı derecesi, uluslararası kıyaslamalarda, çeşitli referans raporlarda, oldukça alt sıralardadır. Büyük bir kalite sorunu vardır; müthiş bir eşitsizlik sorunu vardır, ülkenin doğusuyla ortası ve batısı, güneyi ve kuzeyi, devleti ile özel okulları arasında görünür gelecekte kapatılması mümkün gözükmeyen farklılıklar vardır. Özellikle AKP iktidarı, bu farklılıkları azaltacak, zayıflıkları giderecek, öğrenci ve öğretmen kalitesini arttıracak, okullarda yaratıcı beyinleri geliştirecek, genel anlamda, tamamen başarısız olmuştur. İktidarın milli eğitim politikası, dinsel kavramların öğrenilmesine öncelik vermiş gözüküyor. Tutucu bir nesil, tutucu bir öğretmen kitlesi... Daha çok bu hedef gözetilmiştir ve bunun sonucu olarak da öğretmenlerin önemli bir kısmı arasında örneğin Evrim konusu bir inanç olarak reddedilecek bir “kavram” haline gelmiştir. Bilimsel öğreti olarak evrime yaklaşacaklarına, eğitimin paydaşlarının daha çok dinsel motiflerle düşünmesine öncelik verilmiştir. *** Demek istediğim, milli eğitimin kadroları, eğitim politikaları, eğitim ile ülke kalitesi ve ekonomik gelişme arasındaki ilişkiler kurma konusunda yetersizsizliklerle doludur. Ancak, ülkemizde milli eğitimin dışında, eğitim sorununa çok nesnel ve dünyadaki olgulardan hareket ederek yaklaşan araştırma ve düşünce kuruluşları gelişmektedir. Eğitim Reformu Girişimi (ERG), böyle bir kurumdur. Kaliteli eğitime katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Sabancı Üniversitesi bünyesinde Üstün Ergüder‘in yönettiği ve geniş bir paydaşlık temelinde çalışan kurum, Eğitim İzleme Raporu 2008’i yayımladı. Rapor, içinde bulunduğumuz dünya ve Türkiye koşullarındaki gelişim ve değişimler çerçevesinde eğitim bakanlığının görevlerini anımsatıyor. Devlet, sivil toplum ve yurttaşlar arasında saydamlığı ve katılımcılığı, milli eğitimin politikalar ve harcamalar konusunda hesap verebilirliğini gündeme getiriyor. Girdi ve çıktı, ülkemiz politikacılarına her zaman yabancı bir konudur. Uygulanan eğitim politikalarının ampirik değerlendirmesi yok. Ölçümler yok. Bunun aşılması gerekir. 20102014 arası yasa gereği yapılacak Stratejik Plan’ın toplumca paylaşılmasını istiyor. Milli Eğitim bakanlığı’nın yeniden yapılandırılması, 5 yıldır yapılamıyor. Rapor, 613 yaş arası, nüfusa kayıtlı 130 bine yakını kız, 220 bin kadar çocuğun okula gitmediğini saptıyor. 6. Sınıf çağından itibaren öğrenci sayısı azalıyor. Okula kayıt artarken, devam ve mezuniyet azalıyor. ERG’in daha önce yaptığı ve öğretmenlerin kalitesini arttırmayı hedef alan Öğretmen Beş Yılı ilanına siyasilerin kulak vermediği belirtiliyor. Raporun “Öncelikli Öneriler”ine yer veriyorum: *Milli Eğitim Bakanlığı’nın kurumsal kapasitesi ve insan kaynakları güçlendirilmeli; *Eğitimde kayıt ve devamlılık izlenmeli ve sağlanmalı; *Okul öncesi eğitim, kaliteden ödün vermeden ve eşitlilik ilkesi çerçevesinde yaygınlaştırılmalı *Öğretmen politikaları gözden geçirilmeli, özellikle öğretmenlerin entelektüel birikim, beceri ve yeterliliklerini geliştirecek yeni programlar ve politikalar oluşturulmalı; *Ortaöğretim, yeni bir paradigma ışığında ele alınmalı, öğretimin amaç ve hedefleri katılımcı bir süreç içinde belirlenmeli ve bütüncül bir strateji oluşturulmalı.. *** ERG, Milli Eğitim’in dikkate alması, işbirliği yapması ve önerilerine kulak vermesi için oluşturulmuş bir kurum... Ama ülkemizde herşeyi bilen bakanlık ve yetkililerin, işbirliklerine ve önerilere ihtiyacı olup olmadığı tartışmalıdır! Bakan Nimet Çubukçu, umarız bu saptamayı haksız çıkartır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear