05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

SON ARAŞTIRMALAR DÜNYANIN EN BÜYÜK TELESKOPU GALAKS ARAYI INA BA LADI La Palma adasında (Kanarya adaları) bulunan dünyanın en büyük aynalı teleskopu iki yıllık deneme süresinden sonra Cuma günü (24.7.09) resmen çalışmaya başladı. Grantecan olarak adlandırılan tesis İspanya’da bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük bilimsel proje. 130 milyon Avroya mal olan teleskop, küçük Kanarya adasının en yüksek tepesinde 2400 m’de kurulu. Yapımı yedi yılda tamamlanan teleskop, Moskova’da yanan bir mumu veya Avustralya’daki bir otomobilin farlarını birbirinden ayırt edebilecek kadar güçlü. Bilim “Tiny” (İng.: minik) ve “Xiao Xiao” (Çince: minik) isimleri verilmiş. Ekip saf iPS fareleri elde edebilmek için ilk başta yapay embriyo kılıfı üretmiş. Daha sonra iPS hücreleriyle karıştırılan bu kılıfın içinde iPS hücrelerinden embriyo gelişmiş. Nature dergisindeki yazıya göre üç farklı iPS hücre dizisinden bugüne kadar 27 fare üretilmiş. Embriyo kılıfı dört takım kromozoma sahip hücrelerden elde edildiği için yöntem “Tetraploit embriyo tamamlama” olarak adlandırılmakta. Pekin Ulusal Biyoloji Bilimleri Enstitüsü’nden Shaorong Gao da Cell Stem Cell dergisinde benzer sonuçlardan söz ediyor. Gao beş yeni iPS hücre dizisi ürettikten sonra yine “tetraploit embriyo tamamlama” yöntemiyle canlı fareler üretmiş. Hayvanlardan biri yetişkinlik dönemine kadar hayatta kalmış. iPS hücreleri tıp araştırmalarında büyük umutlar vaat ediyor. Örneğin cilt hücreleri her insandan alınabiliyor. Bunlar laboratuvarda gençleştirildikten sonra yeni kök hücrelerinden yeni dokular üreterek kişiye özel tedavi biçimi kazanılabiliyor. Bu tür hücrelerin genetik malzemesi hastanınkiyle aynı olduğu için beden bunları ret etmiyor. süre önce beş yumurta bırakmış. Lonely George fil kaplumbağalarının bir alttürü olan Geochelone nigra abingdoni’nin son temsilcisi. Dişiler başka bir alttüre ait. Yumurtalar topraktan çıkarıldıktan sonra ölçülüp, tartılmış ve şimdi 29,5 derece sıcaklıktaki bir kuvözde bekliyorlar. 120 gün sonra yumurtaların döllenmiş olup olmadığı belli olacak. Lonely George’un 90100 yaşında olduğu sanılıyor. Bu tür 200 yıl kadar yaşayabiliyor. İki dişi kaplumbağa Geochelone becky olarak bilinen benzer bir alttüre ait. de köpeğin ifadesi saldırgan diğerinde ise sevimliydi diyor araştırmacılar. Daha sonra bebeklere çeşitli köpek sesleri dinletilmiş. En küçük bebekler bile düşmanca havlama sesini duyduklarında saldırgan köpeklere bakmışlar. Sevimli köpek sesleri duyduklarında ise sevimli köpek resimlerine bakmışlar. Araştırmadan çıkan sonuca göre duygu, bebeğin sosyal çevresinden edindiği ilk deneyimlerden biri diyor uzmanlar. BEBEKLER FARKLI KÖPEK SESLER N AYIRT ED YOR MOZART’IN B L NMEYEN BESTELER insanları yeni teleskopla neredeyse 14 milyar yıl öncesini (ilk patlama) izleyebilecekler. Araştırmacıların amacı, çok uzaktaki galaksi ve gezegenleri izleyerek ilk yıldızların oluşumunu öğrenmek. Diğer bir hedef ise Güneş sistemimizin dışındaki gezegenleri gözlemlemek. Teleskopun ana parçası 10,4m çapındaki bir ayna, 18 ton ağırlığındaki ayna 36 parçadan oluşuyor. Dev teleskop açılı ölçüm aletleriyle konumlandırılıyor. Teleskopun tümü 400 ton ağırlığında ve 45m yüksekliğinde. Bu on dört katlı bir binanın yüksekliğine eşit. Galapagos adalarında yaşayan dünyanın en yalnız hayvanı dev kaplumbağa “Lonely George” (“Yalnız George”) belki baba olacak. On altı yıldır aynı alanda yaşayan iki dişi kaplumbağadan biri (107 numara) kısa bir “LONELY GEORGE” GAL BA BABA OLACAK ÖZEL KÖK HÜCRELER NDEN LK FARELER İki Çin araştırma grubu aynı anda sadece iki yeni kök hücre sınıfından (iPS hücreleri) fare üretti. Araştırma sonuçları Nature ve Cell Stem Cell dergilerinde yayımlandı. Bazı hayvanların üremeye yatkın olduğu söyle Altı aylık bebeklerin bile bir köpeğin düşmanca mı yoksa dostça mı havladığını ayırt edebildikleri anlaşıldı. Bu yeteneğe daha önce hayvanlarla hiçbir deneyimi olmayan bebeklerin bile sahip oluşu bilim insanlarını şaşırttı. Daha önceki araştırmalarda ise bebeklerin farklı klasik müzik düzenlerini birbirinden ayırt edebildikleri görülmüştü. Araştırma sonuçlarını Developmental Psychology dergisinde yayımlayan Brigham Young Üniversitesi (ABD, Utah) bilim insanları ilk önce yaşları altı ila 24 ay arasında değişen bebeklere aynı köpeğin iki farklı resmini göstermişler. Resimlerden birin Amadeus Mozart’ın ölümünden iki yüz yılı aşkın bir süre sonra bilinmeyen eserleri bulundu. Salzburg’daki Mozarteum Vakfı tarafından yapılan açıklamaya göre bilinmeyen iki eseri, Mozart son yıllarında bestelemiş. Bu iki beste önümüzdeki günlerde Salzburg’lu piyanist Florian Birsak tarafından Mozart’ın kendi piyanosuyla müzikseverlere sunulacak. Söz konusu besteler Mozart’ın ölümünden sonra bulunan ilk eserler değil. Geçen yılın Eylül ayında da Fransa’daki Nantes kütüphanesinde notaları bir yüzyıldan beri fark edilmeden arşivde bekleyen başka bir beste daha ortaya çıkarılmış ve Mozarteum vakfı eserin gerçek olduğunu onaylamıştı. 2008 yılında Polonya’daki Jasna Gora manastırında bulunan üç eserin de Mozart’a ait olduğu sanılıyor. Salzburg’da 2006 yılında bulunan bir piyano bestesi de büyük bir olasılıkla ünlü besteciye ait. 1756 yılında Salzburg’da dünyaya gelen Mozart beş yaşından itibaren beste yapmaya başlamıştı. 1791 yılında henüz otuz beş yaşındayken yaşama veda eden besteci arkasında sayısız opera, konser ve senfoniler bırakmıştı. Hazırlayan: Nilgün Özbaşaran Dede Araştırma BALIKLARDA YEN B R GÖRME MEKAN ZMASI CBT 1168/ 4 7 Ağustos 2009 niyor. Bu fareler arasındaki bir erkek fare yedi haftalık olunca bir dişiyi dölleyerek “baba” olmuş. Çin Bilimler Akademisi’nde Xiaoyang Zhao ile çalışan ekip yetişkin fare hücrelerini genetik olarak bir tür embriyonik hücrelere dönüştürmüş. iPS hücreleri (induced pluripotent stem celles/ uyarılmış pluripotent kök hücreleri) olarak adlandırılan bu hücrelerden ise fareler elde edilmiş. iPS hücreleriyle elde edilen farelere Balıklardaki görme hücreleri arasındaki karşılıklı etkinin sanılandan daha karmaşık olduğu anlaşıldı. Balıkların gözünde, omurgalılarda olduğu gibi sadece görme çubuğu ve konisi değil komşu hücreler de ışığa duyarlı. Bunlar aynı zamanda bilinen iki görme hücre tipi arasındaki bir tür ince ayardan da sorumlu gibi. Omurgalılardaki renkleri ve biçimleri algılayan görme pigmenti opsin dışında memelilerin ağtabakasında aydınlığı algılayan ikinci bir görme pigmenti bulunur. Melanopsin pigmenti ışığı toplayarak, sinir bağlantıları üzerinden beynin saatine, dışarısının ne kadar aydınlık veya karanlık olduğunu bildiriyor. Memelilerin ağtabakasındaki hücrelerinde yerleşik olan melanopsin, biçim ve renklerin algılanmasında işlevi bulunmuyor. Bilim adamları şimdi kemikli balıkların ağtabakasında melanopsin içeren hücreleri incelemişler. İlginç bir şekilde bu madde gündüz ve gece ritmini ayarlayan sinir hücrelerinde değil biçimlerin algılanmasından sorumlu hücrelerde saptanmış. Yatay hücreler olarak adlandırılan bu hücreler çubukları ve konileri çalıştırarak kontrast ayarı yapıyorlar. Bilim insanları balıkların ağtabakasındaki yatay hücreleri yalıtarak, ışığa karşı reaksiyonunu ölçmüşler. Anlaşıldığı üzere ışık yatay hücrelerdeki etkinliği etkilemekte. Fakat bu etki sadece koni hücrelerin birbirine bağlayan hücrelerde görülmüş. Araştırmadan çıkan sonuca göre yatay hücreler koni hücrelere kıyasla ışığa bin misli daha az duyarlı. Yatay hücreler ışığa çok yavaş tepki veriyorlar diyor araştırmacılar. Bununla birlikte yatay hücrelerin ışığa karşı niçin duyarlı oldukları bilinmiyor. Araştırmacılar, melanopsin değişimiyle çevredeki ışığı algıladıklarını ve bu şekilde çubukları ve konileri ayarladıklarını düşünüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear