Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kültür NTV Tarih Gürsel Göncü'nün yayın yönetmenliğinde yayımlanan NTV Tarih dergisinin ekim sayısında, "Ege'de Hakka Yürüdüler" başlığıyla, "Şeyh Bedrettin ve Börklüce Mustafa'nın 600 sene önceki muhteşem mağlubiyeti" kapak konusu olarak seçilmiş. 141516 yıllarında "köylü kalkışması"nın kanlı bastırılışının öyküsü.. "15. yüzyılın başında "Simavne Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin'in kethüdası Börklüce Mustafa (Dede Sultan) Ege'de Karaburun'un dar geçitlerine yerleşik. Bir çeşit ütopya peşindeydi. Girişim büyük bir katliamla sonuçlanacak, buna ilham veren Şeyh Bedreddin de Serez'de idam edilecekti.." İlginç bir dosya hazırlamış dergi. Ek bir yazı olarak da "Karaburun Komünü" okunabilir. Ayrıca Haluk Oral'ın "Nâzım dervişlerin sesini duymuştu" yazısıyla buna katkıda bulunuyor… Dergide ayrıca "Şırıldayan derelerden şeritli yollara", Orient Express", Cumhuriyetin ilk kutlamaları gibi ilginç yazılar da yer alıyor. NTV Tarih, ayrıca, arşiv serisinden bu ay Kantolar (19051945) CD'si veriyor. Keyifle dinleyebilirsiniz.. Türkiye’de Türklüğünü Doya Doya Yaşamak! Dünyada doya doya bir şey yok. Çünkü milyonlarca insanın doya doya yaşamak istediği şey farklıdır. Obur yemek ister; kimi seks, kimi macera, kimi güç, kimi para, kimi din, kimi bilgi ister. Doğan Kuban Bu gerçekte bir özgürlük soruşturmasıdır. Sayısız soürkiye’de Müslümanlığımı doya doya yaşa ru içerir. Bir yanda aç Afrikalılar, öte yanda doygun Abu mak istiyorum” diyordu bir genç kadın. Yaşa Dabi ya da Suudi şövalyeleri için ortak bir doygunluk kardeşim, zaten en özgür sensin. Türkiye’de nasıl tanımlanacak? Doyanın zorbalığı hep bir sorun oluşAleviliğimi doya doya yaşamak istiyorum; Türkiye’de turmuyor mu? Uygarlığı en üst düzeyde temsil ettikleYahudiliğimi doya doya yaşamak istiyorum; Türkiye’de rini düşündüğümüz Batı toplumları kendi ulusal sınırHıristiyanlığımı doya doya yaşamak istiyorum; ları içinde gerçekleştirebildikleri demokratik toplumTürkiye’de Kürtlüğümü doya doya yaşamak istiyorum; larda ‘doya doya yaşama’ formülünü başka türlü taTürkiye’de Çerkezliğimi doya doya yaşamak istiyorum; nımlıyorlar. Bu düşünce özgürlüğü bağlamında oluyor. Türkiye’de Lazlığımı doya doya yaşamak istiyorum; Ben Sünni Müslümanlığımı, Yahudiliğimi, Türkiye’de Ermeniliğimi doya doya yaşamak istiyorum; Hıristiyanlığımı değil, ben inandığımı ‘özgür bir insan’ Türkiye’de cinsiyetimi doya doya yaşamak istiyorum; ve olarak ‘yaşamak istiyorum’a indirgeniyor. Gerçi bunu de Türkiye’de Türklüğümü doya doya yaşamak istiyo Irak ve Afganistan’da uygulamıyorlar. rum. Burada karşımıza soru soran birileri çıkacaktır: Doya doya yaşamak isteği demokratik bir istek. ‘Dur bakalım, ne demek doya doya yaşamak?’ Bu ka Kanımca uygar bir istek. Bütün insanların inançları ne dar farklı yaşamları doya doya yaşayanların vatanları olursa olsun dünyayı doya doya yaşamalarını sağlamak na galiba demokrasi deniyor. Örneğin, Londra’da uygarlığın en üst aşaması olmalı. Ne var ki dünyada yaPakistanlı Müslümanlığı, eşcinsel eşcinselliğini, solcu şayan herkes, biraz bilinçli ise, böyle bir eşitliğin var olsolculuğunu yaşıyor. Fransa’da Cezayirli Cezayirliliğini, madığını biliyor. Vietnamlı Budistliğini, Yahudi Yahudiliğini, tanrıtanımaz tanrıtanımazlığını doya doya yaşıyor. UYGAR VE DEMOKRATİK, AMA İskandinavya’da Kürtler Kürtlüklerini doya doya yaşıDoya doya yaşamak isteğinin vazgeçilemez bir eki yorlar. Bunlar demokrat toplumlar. var: Herkesin kendi hayal ettiği yaTürkiye’de biz Aleviliğimizi doya şamı doya doya yaşaması ilkesi oldoya yaşıyor muyuz? Kürtlüğümüzü, mazsa, ‘doya doya yaşama hipotezi’ Türkiye’de biz Ermeniliğimizi, Süryaniliğimizi, de geçersizdir. Çünkü doyanın doyAleviliğimizi doya doya Tanrıtanımazlığımızı doya doya yamayanı sömürüsü, onu başka sınıf inyaşıyor muyuz? şıyor muyuz? san statüsüne sokmasıdır. Sömürü ne Aslında doya doya yaşamak bağKürtlüğümüzü, insani, ne uygar, ne de demokratiklamında bazı toplumsal kısıtlamalar tir. Demokrasi eşit hak olmadığı zaErmeniliğimizi, var. zenginler doya doya, fakirler man içi boş bir kalıptır. Süryaniliğimizi, doymaya doymaya yaşıyorlar. Bizde diHer uluslararası anlaşma aşamali sürçtükçe demokrasi diyen doya doTanrıtanımazlığımızı sında güçlüler, özgürlüğü kısıtlayan yacılar, doyamayan bazı grupların bazı maddeler sokuştururlar. Birleşmiş doya doya yaşıyor yaşama haklarını doya doya engelliMilletler Güvenlik Konseyi’nin vemuyuz? yorlar. Örneğin Aleviler ‘cem evi’ tolu daimi üyeleri var. Doya doya özyapmak isterken Müslümanlığını dogün birkaç ülke. ya doya yaşayan bir vatandaş ‘cem evi Hiçbir eşitlik olamayacağını topbir ibadet yeri değildir’ diyor. Tarikat ve tekke, kilise, lumların gelirlerine ve bitmeyen savaşlara bakarak görsinagog, yardım dermekleri, kulüpler, mason locaları, mek olasıdır. Uluslararası söz konusu olmayan şey, hiçaraştırma enstitüleri, okullar, üniversiteler kurumsal ya bir toplum içinde olası değil. Açlar da, toklar da hiç doyşamlarını doya doya sürdüremiyorlar. muyorlar. Fakat arada bir fark var: Açlarınki fiziksel, toklarınki psikolojik. EN APTAL İNSAN BİLİYOR Eşitlik biyolojik bir kavram değil, sosyolojik, hukuki Örneğin üniversite rektörünü doya doya seçemiyor. ve politik bir kavram. Ulaşılacak bir amaç ve buna ulaDoya doya enstitü kuramıyor. Bir bilim dalı araştırmasını şacak bir davranış modeli tanımlıyor. doya doya yapamıyor. Fakat bunların en acıklısı Doyan ve doymayanlar arasında, gerçekte güçlüleTürkiye’de Türklüğü doya doya yaşamak. Şu ‘doya do re fazla hak tanıyan bir modus vivendi tanımlıyor. ya’ yaşamın başkalarının doya doya yaşamalarına engel Demokratik rejimler bu koşullarda kişilerin özgürlüğünü olmak gibi bir boyutu var. Türkler doya doya yaşamak en fazla gerçekleştirenler oluyor. isterlerse, Kürtler doya doya yaşayabilirler mi? Kürtler Bunun göstergeleri de evrensel: Gelir, hukuk, sağdoya doya yaşamak isterse, Türkler de doya doya yaşa lık, eğitim özgürlüğü ve eşitliği. Buna yaklaşan uyguyabilirler mi? Bana kalsa olası. Ama bana kalmayaca lamalara demokratik deniyor. ğı açık. Fakat bir ülkede anayasa ve yasalarda özgürlükleri Müteahhitler doya doya yaşayınca, onlardan daire şu ya da bu nedenlerle kısıtlayan bir kurgu egemense, alanlar da öyle mi yaşıyor? Devlet dairesinde iktidarın o ülkenin demokrasisi bir ayağı kısa bir masaya benzer: yandaşı doya doya işini yürütürse, muhalefet de doya do Oturduğu zemin de eğri büğrüyse dengede olamaz. ya yürütüyor mu? Yasalarda ya da kurallarda var oldu Sallanır durur. Demokrasi ile ilişkisi de sadece adında ğu söylenen eşitlik gerçek değil. Bunu en aptal adam bi kalır. le biliyor. “T Toplumsal Tarih Tarih Vakfı'nın yayımladığı "Toplumsal Tarih" aylık dergisinin ekim sayısının kapak konusu: "Mübadeleden Sonra. Türkiye ve Yunanistan'da mübadelenin sosyopolitik, kültürel izleri ve entegrasyon süreci…" Konu çeşitli açılardan ve farklı yazarlarca ele alınıyor: Rembetiko şarkıları üzerinden, Terakki okulları, 1923 Türk mübadilleri örneği... Diğer yazılar arasında şunlar var: Padişahın paşaları ve prozopografya hakkında.. Yakınçağ Osmanlı Denizciliği ve Karadenizliler.. Orta Asya'dan Anadolu'ya: Türklerin tarihi bir süreklilik mi.. Osmanlı döneminde İstanbulda kadın hareketleri.. Topkapı Sarayı'nda arkeolojik bir kazı.. Özel müzeler döneminde İstanbul: Mesen, kentin az tanınan aktörü.. Türkiye'de çocuk cerrahisi ve ortopedinin kuruluşu... Osmanlı Suriyesi’nin son yüzyılına bakış. Tayfun Akgül CBT 1178/2 16 Ekim 2009