Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sisli Dumanlı Ölüm Genetik ve dejeneratif hastalıklarda yeni umutlar A Dr. Coşkun Özdemir coskunoz@superonline,com 9’uncu yüzyıl ortalarında Duchenne tarafından tarif edilmiş olan ve onun adını taşıyan kas hastalığı erkek çocuklarda görülüyor. Cinsiyet kromozomu (X) tarafından anneden erkek çocuğa taşınıyor. Anne hasta değil, taşıyıcı. Her 3250 erkek çocuk doğumunda bir Duchenne hastası dünyaya geliyor.1986 yılında sorumlu gen bulundu. Bir yıl sonra bu genin ürettiği protein bulunarak buna distrofin adı verildi. Hastalarda gen kusurlu olduğu için bu protein üretilemiyor. Distrofin eksikliği kasların zayıflamasına yol açıyor. Çocuk 1012 yaşlarında yürüme yeteneğini kaybediyor. Danimarka’da 40 yaşına kadar yaşıyorlar. Bizim ülkemizde çok daha erken kaybediliyor. Gen tedavileri ile ilgili çalışmalar 20 yıldan beri süregeliyor. Ancak henüz sağlam geni vücuda ve hücrelere ulaştırmak bütün çabalarına karşın başarılamadı. Bu nedenle bilim insanları tedavi için değişik metotlar geliştirmeğe çalışıyorlar. Bunlardan biri ekson skipping adını taşıyor. Sağlam geni vermek yerine var olanın onarımı yolu ile distrofin üretimi sağlanabilir mi? Geni oluşturan eksonlar ve aralarındaki Tiyatro sanatçısı Hadi Çaman’da ALS hasintronlar uzun bir tası zincir yapısını gösteriyorlar. Distrofin yapımını engelleyen bu eksonlardan bir ya da birkaçının yok oluşu; buna delesyon adı veriliyor. Delesyon (reading frame) adını alan okuma işlemini ve dolayısıyla protein(distrofin)üretimini engelliyor. İşte, bu defekti aşmak için bir metot geliştirildi. Bu exon skipping (ekson atlama) adını alıyor ve böylece bozulmuş olan okuma işlemi düzeltiliyor ve distrofin üretimi sağlanıyor. İlk başarılı deneme, Hollanda’da Leiden Üniversitesi, Medical Center’de 4 hasta üzerinde yapıldı ve başarılı oldu,Bu ekson atlama tekniği methyl antisense oligonucleotid adli maddenin kas içine enjekte edilmesi yolu ile yapılıyor.Bu metot duchenne hastaların bir bölümünde yararlı oluyor ve Duchenne hastası çocuk hastalığın çok daha iyi seyreden Becker formuna dönüşüyor. Kuşkusuz. çok önemli bir adım bu. Başka genetik kas hastalıklarında da kullanılma olasılığı var.Yine Duchenne hastaları için bir başka umut da PTC 124 isimli bir ilacın kullanımı ile ortaya çıktı. Bu metot Duchenne hastaları içinde genetik defektin nonsense mutation deniCBT 1105/2 23 Mayıs 2008 1 len şekilde olanlarında etkili oluyor. Bu nedenle hastalardan hangilerinin bu çeşit defekti taşıdığını saptamak gerekiyor. Bu çalışma için hastaların 5 yaşından büyük ve 6 dakikada 75 metre yürüyebilir durumda olması koşulu getiriliyor. Çok merkezli çift kör ve plasebo kontrollü yapılmakta olan bu araştırmanın 2. ci fazında distrofin artışı gösterildi. Bunu izleyen çalışmaların da iyi sonuçlar vermesi ve klinik uygulama aşamasına geçilmesi bekleniyor. Duchenne hastalarında beklenen kas tutulmasını (kardiyomiyopati) önleyici bir ilaç da yakin zamanda kullanılmaya başlanıldı. Fransa’da 10 yıl süren deneyler sonucunda meydana konulan bu etki peridopril (coversyl) adlı tansiyon kontrolü için kullanılan bir ilaçla sağlanıyor. Bu da çok önemli bir gelişme sayılmalıdır Genetik kas hastalıkları içinde yer alan ve sıkça görülen bir hastalık da FSH (fasiyoskapulohumeral distrofi) adını alıyor. Bu hastalıkta da umut verici bir ilaç denemesi başlatıldı. Bir beta 2 adrenerjik agonisti olan albuterol isimli ilaç yüksek bir dozda (16mg/gün} kullanıldığında kas gücünde %12 artma görüldüğü bildiriliyor (Ohio Üniversitesi). Ancak sonraki çalışmalar bu kadar iyi sonuç vermedi. Sadece ilacın kas kitlesini artırdığı konusunda görüş birliğine varıldı. Yazarlar ilacın başka nöromüsküler hastalıklarda da yararlı olabileceğini ileri sürüyorlar. Bu tür ilaçların, ancak bu konuda uzman hekimlerin gözetiminde kullanılabileceğini hemen hatırlatalım. ALS/MND genetik olmayan kasları eriten dejeneratif bir hastalık, Amerika’da Lou Gehrig hastalığı olarak anılıyor. Yurdumuzda Suna Kıraç, futbolcu Sedat ve yakınlarda Hadi Çaman’ın hastalığı olarak duyuldu. Bugüne kadar kullanılan tek ilaç hastalığın seyrini yavaşlattığı gösterilmiş olan riluzole (rilutek) idi. Yakında bir İtalyan çalışması, bugüne kadar ve uzun yıllardır ruh hastalıkları için kullanılan lithium’un hastalığın gidişini, ilerleyişini belirgin bir şekilde yavaşlattığını gösterdi. İtalya’dan yapılan yayında 44 hasta kullanıldığı ve bunlardan 28 tanesinin riluzole alırken 16 hastanın riluzole artı lithium aldığı bu iki gruptan yalnız riluzole alanlarda ölümler olurken riluzole ve lithium alan grupta 15 aylık bir izleme süresinde hiç ölüm olmadığı gösteriliyor. Benim haberleşme durumunda olduğum ALS/MND uluslararası dernek yöneticileri bu konuda vaka sayısının çok az olduğunu ve sonuçları çok ihtiyatla karşılamak gerektiğini vurguluyor ve lithiumun yan etkilerini hatırlatıyorlar. Ben de bu görüşlere katılıyorum. Yeterli sayıda hastalar ile yapılacak çalışma sonuçları beklenmeli. Amerika’da 30 bin ALS hastasının yaşadığı tahmin ediliyor (bizde de 45000 olmalı), burada büyük sayıda hasta ile bir araştırmanın gecikmeden yapılması bekleniyor. KAYNAKLAR: CINCINATI CHILDREN HOSPITAL MEDICAL CENTER OHIO STATE UNIVERSITY COLOMBUS LEIDEN UNIVERSITY MEDICAL CENTER UNIVERSITY OF PISA INTERNATIONAL ALLIANCE OF ALS/MND BD Ulusal Araştırma Konseyi’nin raporana göre, ABD Çevre Koruma Dairesi havanın niteliğiyle ilgili ölçütleri belirlerken ozonun yol açtığı ölümleri de göz önünde bulundurmalı. Amerikalı bilimciler, daha sıkı önlemler alınması için bu uyarkının haklı bir gerekçe sayılacağını belirtiyor. Dumanlı sisin temel bileşkenlerinden biri olan ozon, nitrik oksitleri ve öteki kirletici maddeleri içeren kimyasal tepkimelerin bir yan ürünü olarak ortaya çıkıyor. Ozon akciğer dokusunun oksitlenmesine ve buna bağlı olarak iltihaplanmaya neden oluyor. İltihaplanma da astımı körüklüyor ve başka solunum yolu hastalıklarına yol açıyor. Ozonla kısa süre karşı karşıya gelmek akciğerdeki mev cut hastalıkları daha da tırmandırarak erken ölüm nedeni de olabilir. Ancak, bu konuda kesin bir sonuç yok. Çevre Koruma Dairesi ozonun etkisiyle 24 saatten daha kısa bir süre karşı karşıya kalmanın bir olasılıkla erken ölüme yol açabileceği sonucuna vardı. Bu durum özellikle hasta ve ölüm eşiğindeki yaşlılar için geçerliydi. Heyete başkanlık eden Chicago Üniversitesi emekli bulaşıcı hastalıklar uzmanı John Bailar III, “Sonuç ortada: Ölüm etkisi söz konusu,” diyor. Bailar’a göre, her yıl binlerce insan ozona bağlı olarak erkenden ölüyor. Sağlıklı kişilerin de aynı riskle karşı karşıya olabilecekleri, ancak tehlikenin açıklığa kavuşturulması için araştırmaların sürdürülmesi gerektiği belirtiliyor. Ozonun etkisiyle haftalarca, hatta yıllarca karşı karşıya kalmanın ölümcül bir sonuç yaratıp yaratmadığını anlamak için de araştırmaların daha kapsamlı bir biçimde yürütülmesi gerekiyor. 1908–2008: Jön Türk Devrimi’nin 100. Yılı 28–30 Mayıs 2008 tarihlerinde II. Meşrutiyet’in ilanı anısına, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesince “1908–2008: Jön Türk Devrimi’nin 100. Yılı başlıklı konferans düzenlendi. Konferans oturumları, Fakülte salonlarında gerçekleşecek. Tüm oturumlar dinleyicilerin katılımına açık olacak ve Türkçeİngilizce, İngilizceTürkçe simültane çeviri yapılacak. Danışma Kurulu: Korkut Boratav, François Georgeon, Klaus Kreiser, Taner Timur. Organizasyon Kurulu: Sina Akşin, Faruk Alpkaya, Elif Ekin Akşit, Nazan Çiçek, Barış Ünlü, Sarp Balcı. Koordinator Sina Akşin, saksin@politics.ankara.edu.tr; ayrıntılı program: http://1908.politics.ankara.edu.tr Akademık açılış konuşmalarını Halil Inalcık ve Sina Akşin’in yapacağı konferansda konu çok yönlü ve yabancı uzmanların katılımıyla da ele alınacak. Oturumlar arasında bası başlıklar: Burjuva Devrimi Kavramı: Erken Yirminci Yüzyıl Devrimleri: Bazı Karşılaştırmalı Yorumlar, Kevin Anderson. Jön Türk Devrimi ve Komplo Teorileri, Haluk Hepkon. Burjuva Devrimleri, Kapitalizm ve Demokrasi, Duygu Türk. Burjuva Devrimleri Bağlamında “1908”e Yeni(den) Bir Bakış: İsaya Üşür. Diğer ana başlıklar: 1908’ın Uluslararası Etkılerı; Devrım Ve Kemalızm; Tasrada 1908I; Modernlesme; 1908 Ve Basın; Balkanlar’da 1908; Tasrada 1908Iı; 1908 Ve Rusya, Ege’de 1908; Dın Ve 1908; 1908 Ve Kurumlar; 1908 Ve Gayrımüslimler; 1908 Ve Asya; 1908 Ve KurumlarII; 1908 Ve Toplumsal Cinsiyet; 1908 ve Arap Dünyası; 1908, Sosyal Bılımler Ve Tarih Yazımı; 1908’de Siyasal Düşünce; Çin Devrimi; Kapanış Oturumu; Yuvarlak Masa toplantısı.