Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolTurkoğlu@Gmail.com) lefon çalışabiliyor. ZyXEL X2001 SB IP PBX ise özellikle küçük ölçekli işletmelerin ihtiyaçları dikkate alınarak üretilmiş bir başka IP santral çözümü. Bu santral üzerinde 32 adet IP telefonu kullanabilmek mümkün. UZAKTAN KUMANDA İLE KALP PİLİNE MÜDAHALE OLASILIĞI Harvard Üniversitesi’nden William Maisel’in önderliğinde sürdürülen bir araştırmada, ticari vericiler ile defibrilatör ve kalp pili olarak çalışan bir cihazın içindeki yazılıma müdahale edilip edilemeyeceği araştırıldı. Böylece kötü niyetlilerin, kalbinde bu tür bir cihaz olan insanların kalp ritmini bozarak zarar verme olasılığı da gündeme geldi. Ancak Maisel böyle bir olasılığın şimdilik uzak olduğunu söylüyor. “Buna karşın ilaç pompaları ve beyne elektrik pulsları gönderen nörostimülatörler gibi vücuda yerleştirilmiş cihazlar bu tür saldırılara daha açıktır” diye konuşan Maisel, bu cihazların daha büyük bir risk taşımalarının nedenini kablosuz çalışabilme yeteneklerine bağlıyor. Böylece dışarıdan müdahale olasılığı büyük risk doğuruyor. Kulaktan kulağa pazarlamanın göz ardı edilen yanı şu: Aslında bu olgu da telif değeri olan bir şeydir. Sırf ben, herhangi bir ticari kaygı beklemeden, kendi arzum çerçevesinde, kendi çevreme, tavsiye yayını yapıyorum diye bunu telif değeri olmayan bir olgu olarak yorumlamak, artık bugünün dijital dünyasında ne kadar doğrudur? Telif Olgusuna Dijital Bakış Malum konu; internetten bedava müzik indirmek telif haklarına aykırı bir olgudur diye tüm dünyada tukaka ilan edildi; pratikte bir şey değişmemiş olmakla birlikte vicdanlara pranga vurulmuş oldu. “Eğer bedava müzik indiriyorsan, suç işliyorsun”. Peki bir de şu açıdan bakalım. Lost dizisi Türkiye’de düzenli olarak gösterilmediği halde, internet üzerinden yapılan indirmeler sayesinde çok geniş bir izleyici kitlesi oluşturdu. Öyle ki dizinin kahramanlarından bir tanesi bir reklam filmi çekimi için Türkiye’ye getirildi. Türkiye’de en popüler programlarda canlı yayın konuğu oldu. Şimdi Lost’un bir sinema filmi çekilse sanırım Türkiye’de (de) çok ciddi bir gişe geliri elde eder. Peki bu popülaritenin gerisinde ne yatıyor? Türkiye’de de, ABD dahil pek çok ülkede olduğu üzere, dizinin internet üzerinden, korsan bir şekilde indirilerek izlenmesi. İzleyenlerin, diziyi kendi arkadaş çevrelerine tavsiye etmesi ve bunun bir çığ etkisi yaratarak artması. Bu süreçte göz ardı edilen temel bir olgu var. O da “kulaktan kulağa” tavsiye müessesesi. Bu olguyu bireyler pek ciddiye almıyor olabilirler ama pazarlama dünyasında çok ciddi bir yere ve öneme sahip bir araçtır bu “kulaktan kulağa pazarlama”. Kulaktan kulağa pazarlamanın göz ardı edilen yanı şu: Aslında bu olgu da telif değeri olan bir şeydir. Sırf ben, herhangi bir ticari kaygı beklemeden, kendi arzum çerçevesinde, kendi çevreme, tavsiye yayını yapıyorum diye bunu telif değeri olmayan bir olgu olarak yorumlamak, artık bugünün dijital dünyasında, ne kadar doğrudur? Madem bir müzik parçasını indirmek telif olgusuyla çelişiyor, o zaman kulaktan kulağa tavsiye sürecinin de bedeli olmalı ve bu bedel sahibine ödenmelidir. Dijital kültür öğeleri, bildiğimiz kültürel öğelerden biraz farklı çalışıyor. O nedenle burada telif haklarıyla ilgili global anlamda bir yasalar silsilesinin çıkarılması için mücadele etmek ve bunun resmi olarak (?) telif haklarına dahil etmek, olaya ancak konvansiyonel dünyadan bakınca çizilecek bir tablo olabilir. Dijital kültüre uymaz! Dijital dünyada bu süreç kendi içinde yerini zaten bulmuş durumdadır. Güya suç işleyerek bir eseri indiren kitleler, o esere fayda sağlayacak faaliyetleri, dijital yaşamlarının doğal bir parçası olarak, gerçekleştirerek aslında telif bedelini dolaylı da olsa eser sahibine ödemekteler. Telif eser ile bu eserin cisimleştirilmiş halinin telifi aynı şey değildir. Bir müzik albümü ile bir müzik albümü CD’si aynı şey değildir. Bir müzik CD’sinden en çok kazanan da ne yazık ki o müziğin bestecisi değildir. Dijital dünya, tanım gereği bir müzik CD’sini çoğaltamaz; çünkü o anlamda cisimlerin paylaşılmasına imkân vermemektedir. Ancak o CD’nin içindeki müzik paylaşılabilir ki bu da direkt bestekârın telifi ile ilgili bir durumdur. Aynı durum kitap için de film için de geçerli. Herkesin de bildiği üzere bir eser sahibi, eserinden çok onun yan ürünlerinden daha çok gelir elde etmektedir. Örneğin reklam gelirleri, ödül gelirleri, konser vb etkinlik gelirleri gibi. Bu çerçeveden bakıldığında aslında bir eseri internetten ticari bir kaygı gütmeden (yani onu alıp cisimselleştirip satışa sunma amacı olmadan) edinmenin telifi, doğrudan ya da dolaylı yoldan o eserin reklamı yapılarak ödenmektedir. Belki konuyu daha da ileri götürmenin zamanı geldi. Yani acaba cisimselleştirilmiş hali yirmi lira olan bir eseri dijital ortamdan edindikten sonra “kulaktan kulağa pazarlama” yoluyla ona sağlanan katkı gerçekten de sadece yirmi lira düzeyinde midir? Yoksa çok daha fazla mıdır? Belli ki fazladır. Peki o zaman dijital kültürün müdavimleri bu teliflerini hangi ajanstan tahsil edecekler? OYNAK KOLTUKLU SEGWAY ABD’de Dean Kamen adında bir mucit, dengesini otomatik olarak bulan Segway Human Transporter denilen iki tekerlekli aracın farklı bir versiyonunu geliştirdi. Segway’ın bir versiyonunda oturma yerinin aracın iskeletine sıkıca vidalanmasına karşın Kamen’in geliştirdiği modelde koltuk hareket edebiliyor. Böylece aracı süren kişi, oturduğu yerde kalçasını eğip bükerek Segway’ın ağırlık merkezini değiştirebildiği için bir kontrol mekanizmasına daha sahip olmuş oluyor. EİMZA AKILLI ÇUBUKTA Eimza kullanımının Türkiye’deki öncülüğünü yapan EGÜVEN, “Yerinde kimlik tespiti ve kurulum” hizmeti vererek, iş yoğunluğu yaşayan kişilere kolayca eimza sahibi olma imkânı sağlıyor. EGÜVEN, şimdi de eimzayı akıllı çubukların (USB Token) içine yerleştiriyor. Yeni uygulama kapsamında, GSM SIM kartına benzeyen akıllı kart, akıllı çubuk içine yerleştiriliyor. Daha sonra akıllı çubuk, bilgisayarın USB girişine takılıyor ve eimza kullanıma hazır hale geliyor. Son derece kolay kullanımlı ve pratik bir çözüm olan bu uygulama, akıllı çubukların içine yerleştirilen akıllı kartların kaybolmasını da önlüyor. Eimza sahipleri, kart ve kart okuyucunun yanı sıra, bu uygulama ile de eimzalarını gittikleri her yere kolayca taşıyabiliyor. Bilgi için: www.eguven.com Derleyen: Reyhan Oksay CBT 1105/ 19 23 Mayıs 2008