05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

BİLİM VE TOPLUM La Sapienza'da savaş tamtamları Roma'nın La Sapienza Üniversitesi'nde papaya karşı başlatılan protesto eylemlerinde başı çekenlerden biri de fizik profesörü Carlo Bernardini. Doğum kontrolünden ötanaziye dek pek çok konuda papanın politikasını eleştiren Bernardini, papanın temsil ettiği düşüncelere karşı savaşma zamanının geldiğine inanıyor. Bernardini, New Scientist dergisinin (1 Mart 2008) kendisi ile yaptığı söyleşide, La Sapienza protestolarının altında yatan nedenleri şöyle açıklıyor. S oru: 78 yaşındasınız. Kamuoyunun karşısına çıkıp papanın ziyaretini protesto etmeye sizi iten ne oldu? Carlo Bernardini: Meslektaşlarım ve ben bu yabancı gücün buraya gelip konuşma yapmasını kabul edemezdik. Niçin? CB: Çünkü bizler bu üniversitede öğrencilerimize aklın yolundan ayrılmamalarını öğretiyoruz. Başka bir deyişle öğrendiklerini kişisel yorumları ile sorgulamalarını ve Katolik geleneğin yaygın önyargılarını reddetmelerini bekliyoruz. Katolik kilisesinin dogmatik düşünce sistemi ile bilimsel araştırmaların temelini oluşturan fenomenoloji (Görüngübilimolguculuk) arasında bir uzlaşma olabileceğine inanmıyorum. Açılış töreninde rektör, papanın yapmak istediği konuşmayı okudu. Konuşma, kısaca, bilimin inanç olmadan gerçeğe varılamayacağını söylüyordu. İşte biz de bu nedenle konuşmanın uygun olmayacağını düşünmüştük. Sizi eleştirenler, Papanın konuşmasına izin vermenizin ve sonradan tartışmaları başlatmanızın daha doğru olacağını söylüyor. CB: Papa ile soruyanıt şeklinde bir ilişki olmaz özellikle bu papa ile. O dogmacı bir dil kullanıyor. George Coyne'un başına gelenlere bir bakın. Bir Cizvit papazı ve astronom olan Coyne, onlarca yıldır Vatikan Gözlemevini yönetiyor. Resmi olarak 2006 yılında sağlık sorunları nedeniyle görevini bıraktı. Oysa gerçek neden Coyne'nin akıllı tasarım kavramına karşı çıkmasıdır. Burada hoşgörüsüz olan kim, söyler misiniz? Katolik kilisesinin İtalyan bilimini genel olarak kötü etkilediğine inanıyor musunuz? CB: Katolik hiyerarşisinin İtalyan bilimine ve toplumuna çok zarar verdiğini düşünüyorum. Kök hücre, tüp bebek, AIDS, kürtaj ve terminal evredeki hastalarda ağrı tedavisi yöntemleri konularındaki anlaşmazlık ve çatışmalar İtalya'yı felç ediyor. Bu konular çok hassas; bunlar toplumumuzun geleceğini şekillendirecek konular. Bu konular propaganda aracı olmamalı. Bunları kilisenin yaptığı gibi duygusal sloganlar üzerinden tartışmamak ve bilgisiz, cahil İtalyan seçmenlerini kullanmamak gerekir. Tüp bebek uygulamaları yeni bir haçlı seferinin savaş alanı haline dönüştü. Dahası, terminal safhadaki hastaların acılarını dindirme yöntemlerini kabul etmemelerini iğrenç buluyorum. Bunlar, insanoğlunun acı çekerek günahlarından arındığını düşünüyor. Katolikleri savaş alanına geri döndüren aslında yaşam bilimleridir. Yaşam bilimleri, bunlara köktendinciliklerini bize dayatmaları için uygun zemin sağlıyor. Fizik, matematik ve kimyada etik tartışmalara yer yoktur. Protonlarla çalışmanın etik yönü tartışılmaz. Ancak yaşam bilimleri söz konusu olduğunda korkarım bizler şiddetli bir çatışmanın eşiğindeyiz. La Republica gazetesinin araştırmasına göre Öğrenciler papayı protesto etmişlerdi. Katolik kilisesi İtalya'ya yaklaşık 4 milyar Avro'ya mal oluyor. CB: Bizlerin bu kadar büyük miktarda bir parayı Sınır Tanımayan Doktorlar gibi başka kuruluşlara değil de niçin kiliseye verdiğimizi merak ediyorum. Benzer şekilde İtalya'da 25.000 din öğretmeni var. Bunların ücretlerini devlet ödüyor. Oysa piskoposlar bunları sınava tabi tutmadan, kendi kıstaslarına göre seçiyor. Bir öğretmen eşinden boşandığı ve yeniden evlendiği zaman Katolik dinini öğretmesine izin verilmiyor. Böyle bir uygulamanın amacı ne olabilir? Amaç çocukların beynini yıkamak, çünkü İtalya'da din derslerinde din tarihi öğretilmez. Bunun yerine “Katolik ilmihali” öğretiliyor. Bu çok kötü. Ben insanların düşünce özgürlüklerini korumalarından yanayım. Bu çocuklar büyüdüklerinde Katolik olmak istiyorlarsa bana göre hava hoş, ancak bunu özgürce seçmeleri gerekir. Siz de çocukken dini eğitim aldınız mı? CB: Ben eğitime önem veren entelektüel bir aileden geliyorum. Babam faşistlerden, papazlardan ve askerlerden hiç hoşlanmazdı. Aldığım eğitim, hiyerarşiden ve papazların anlattığı gerçeklerden kuşku duymamı sağladı. Fakat İsa ile ilgili kuşkularım yoktu, çünkü İsa devrimci bir kişilikti; daima yoksullardan yana oldu. Kaldı ki ben Buda ve Konfüçyus'a da inanırım. La Sapienza'ya 1950'li yıllarda okumak için ilk kez geldiğiniz zaman İtalyan bilimi ve fiziği altın çağını yaşıyordu. Sonradan ne oldu? CB: O dönemlerde burada olmak heyecan vericiydi. Eduardo Amaldi ve Enrico Persico gibi büyük fizikçiler burada çalışıyordu. O tarihten sonra çok şeyler oldu ve şu anda bozulma çok ciddi. Bugün beyin göçü nedeniyle İtalya en parlak beyinleri kaybediyor. Fonların yetersizliği, bürokrasi, politika, Katolik kilisesinin canlanması ve bugünün toplumunda bilim ve kültüre giderek daha az önem verilmesi kötüye gidişi hızlandırıyor. Örneğin Luciano Mainai'nın durumunu ele alalım. Papa ile ilgili tartışmalar gündeme gelmeden kısa süre önce Maiani Ulusal Araştırma Konseyi başkanlığına aday gösterilmişti. Papanın ziyaretine karşı çıkan mektupta imzası bulunduğu için bazı sağ kanat politikacılar bu atamayı soruşturmaya başladı. Maiani büyük bir olasılıkla göreve atanacak, ancak bu politikacılar mesajı vermiş oldular: Papaya dokunursan ölürsün. Çeviri: Reyhan Oksay CBT 1095 / 10 14 Mart 20008
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear