29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Dünya’da bulunan petrolün, gazın ve mineral kaynaklarının pek çoğu yaratılmış oldu. Atmosfere karbon dioksit püsküren yanardağlar ve birbirine sürtünen tektonik levhalar birlikte iklimi yaşanabilir bir hale getirdiler. Levha hareketleri ayrıca okyanusların açılıp kapanmasına, dağların yükselip alçalmasına, kıtaların yakınlaşıp uzaklaşmasına da yol açar. Her 500 ve 700 yılda bir levha tektoniği kıtaları bir araya getirerek, süper kıtaları oluşturur. En sonuncusu 250 milyon yıl önce oluşan Pangaea idi ve 250 milyon yıl içinde kıtaların yeniden birbiri ile birleşeceği düşünülüyor. Bu süper kıtalar birbirinden koptuğu zaman, kıtalar oluşup, sığ denizler ortaya çıkarken, evrimin ivmesi artar ve ortaya sayısız yeni tür çıkar ve yeni bölgelerine uyum sağlarlar. Zaman içinde Dünya soğurken mantodaki konveksiyon akımları levhaları itemeyecek kadar zayıflayacak. Bugün kimse levha tektoniğinin hareketliliğini daha ne kadar sürdüreceğini bilmiyor. Levha tektoniği, gezegenimizin güneş tarafından yok edilmesinden önce de durabilir. Ancak bu konuda kaygılanmaya gerek yok. Kaldı ki levha tektoniği yeniden hareketlendiği zaman insanlar, gezegen tarihinin tozlu sayfalarında kalmış olacak. 5) Dünya’nın merkezinde ne var? Bu sorunun yatı tek kelimedir: Demir. Ancak öykü bu kadar basit değildir. Dünya’nın çekirdeğinin nasıl olduğu ve nasıl oluştuğu konusunda bilinmesi gereken çok şey var. Çekirdek 2890 kilometre derinlikte başlar ve iki tabakadan oluşur. Biri çekirdeğin dışındaki erimiş demir ve diğeri ise içindeki katı çekirdektir. Bu katı çekirdek nikel ve demirden oluşur; boyutları Ay kadardır. Ne var ki bu hep böyle değildi. İlk başta gezegen, belirgin bir yapısı olmayan karmakarışık bir yığındı. Derken başta demir ve nikel olmak üzere en ağır elementler, merkeze doğru yol aldılar ve çekirdeği oluşturdular. Bunun tam olarak nasıl olduğu da tartışmalı. Bir görüşe göre çekirdek birden bire, merkeze doğru akan bir çığ gibi oluştu. Diğerlerine göre demir yavaş yavaş, damla damla aktı. Dünya’nın derinliklerindeki volkanik kayalarda ölçülen radyoaktif izotoplar, çekirdeğin gezegen 30100 milyon yaşlarındayken oluştuğunu gösteriyor. 3.5 milyar yıl önce sıvı demir çekirdeğin içindeki dönme hareketinin bir manyetik alan yarattığı düşünülüyor. Daha sonra, 1.5 milyar yıl önce çekirdeğin merkezi kristalize olacak kadar soğuyunca, katı bir iç çekirdek oluştu. Çekirdekle ilgili gizemlerden biri son yıllarda netlik kazandı. Uzun zamandır sismik dalgaların çekirdeğin doğu kenarında, batıya oranla daha hızlı yol aldığı biliniyordu. Ancak bunun nedenini kimse çözememişti. Şimdi simülasyonlara göre bunun nedeni çekirdeğin dış kısımlarında dönerek akan sıvı demirdir. Sıvı demirin, manto ile olan sınıra yakın, so lar buharlaşıncaya kadar gezegeni ısıtır. Aynı zamanda Venüs atmosferindeki yüksek güneş radyasyonu suyu hidrojen ve oksijen olmak üzere ikiye ayırır. Sonuçta hafif olan hidrojen atomları uzaya kaçar. Dünya’nın termostatı Böylece Venüs suSularını iklim değişikliklerinde yitiren Venüs ve Mars’tan farklı bir şekilde, Dünya kendine özgü termostayunu bir daha geri tik bir döngüye sahiptir. gelmeyecek şekilde yitirir. Dolayısıyla ğuk malzemeyi aşağı çektiği ve bunu katı iç çekirdeğe termostat üzerindeki kontrolü de yok olur. yapıştırdığı artık biliniyor. Son 300 yıldır demir girOysa Mars, termostatını sürdürmek için gereğindabının çok büyük bir kısmı Asya’nın altında yer alıden fazla küçüktür. Görece olarak zayıf kütleçekimi yor. Sonuç olarak iç çekirdek doğu kısmında batıya yüzünden atmosferinde ısıyı hapseden gazlarını tutgöre yaklaşık 100 km daha büyüktür. ması çok zordur. Bu arada Dünya’dakinden daha büBütün bunlar Dünya’nın manyetik alanında etyük bir yüzeyhacim oranına sahip olan çekirdeği, hızki yaratır. Bazı araştırmacılar, iç çekirdeğin büyülı bir şekilde soğur. Levha tektoniğinin önünü keser mesinin yol açtığı türbülansın zaman içinde kaydıve gezegeni ısıtan CO2 kaynağı ortadan kalkar. ğını ve Dünya’nın kuzey ve güney manyetik kutupÇekirdeğin soğuması ayrıca Kızıl Gezegen’in larının yer değiştirdiğini ileri sürüyor. Bu olduğu zamanyetik alanını kapatır –çünkü manyetik alan akman –geçmişte olduğu gibi gezegen geçici olarak gütif bir çekirdeğin yan ürünüdür . Manyetik alan olneşten gelen enerjik parçacıklara karşı savunmasız bir mayınca Mars güney radyasyonunun tüm etkilerine hale gelir. Bunlara güneş rüzgârları denir. Bunun bilaçık hale gelir. Bu da su moleküllerinin hidrojen ve gisayar sistemlerine ve daha da önemlisi yaşama da oksijen olarak ayrışmasına yol açar. Sonuçta zarar vermesinden korkuluyor. Bunun ne zaman Venüs’teki gibi suyun Mars atmosferinden kaçışının olacağını kimse bilmiyor. önü açılır. Dünya’da iklimin yaşamı desteklemesinde Ay’ın da önemli bir rol oynadığını unutmamak gerekir. Ay, Dünya’nın ekseninin düzensiz bir şekilde yalpalamasına engel olur. Çok küçük bir yalpalama bile buzul çağına yol açabilir. Ancak maruz kaldıklarımız Dünya güneş sistemindeki tek su içeren cisim de Mars’takilerle kıyaslandığında hiçbir şeydir. Mars’ın ğildir. Venüs ve Mars’ın da yaşama ıslak başladıkla ekseni Jüpiter’in kütleçekimsel kuvvetinin etkisiyle rı, koşullar değiştikçe sularını yitirdikleri biliniyor. bir yana tümüyle yatar. Dünya üzerindeki yaşam da iklimin istikrarında Dünya böyle bir felaketten kendini nasıl kurtarmış önemli bir rol oynar. Pek çok su organizması, denizolabilir? Gezegenimizin iklimi dikkat çekecek kadar tu lerdeki erimiş CO2’yi, kabuklarını ve dış iskeletlerini tarlıdır ve 4 milyar yıldır da bu yaşanabilir, dar alan oluşturmak için kullanır. Bunlar öldükten sonra deda kalmayı başarıyor. Bunun nedeni temelde levha niz yatağına çöker ve zaman içinde karbon zengini katektoniği, karbon dioksit ve denizler arasındaki et yalar oluşturur. Bu sürecin hızı, atmosferik CO2 arttığı zaman hızlanır. Bunun sonucunda CO2’nin okkileşimdir. Bu döngü, yanardağların atmosfere CO2 püs yanuslara inmesi de ivme kazanır. Karşılığında atkürtmesi ile başlar. Bu da gezegenin sera etkisiyle sı mosferik CO2 azalır ve sıcaklık düşer. Kuşkusuz insan faaliyetlerinin de etkisini unutcak kalmasını sağlar. Bu sıcaklık deniz suyunun buharlaşmasına yol açarak bulutları ve yağmuru oluş mamak gerekiyor. Fosil yakıt tüketimi ile yarattığıturur. Yağmurun içindeki eriyik halindeki CO2 az mız iklim değişikliği milyonlarca yıl etkisini sürdümiktarda asidiktir. Dolayısıyla yüzeydeki kayalarla re rür. Ancak bizler gittikten sonra Dünya’nın termoaksiyona girerek, karbon içeren minerallerin eriye statı yeniden kontrolü eline geçirebilir. Ne var ki bunun garantisi yok. Unutmayalım ki hem Venüs rek suya karışmasına neden olur. Bu karışım daha sonra denizlere taşınır. Burada mi hem de Mars bir zamanlar yaşanabilir gezegenlerdi. neraller birikir ve zaman içinde deniz yatağında kar Belki de bunları bir uyarı olarak ele alıp, Dünya’mızın bon içeren yeni kayaları oluşturur. Er veya geç lev termostatına daha iyi bakmamız gerekiyor. ha tektoniği bu kayaları dalmabatma zonlarına taşır. Burada CO2, Dünya’nın iç kısımlarındaki ısının etkisiyle kayaların içinden çıkar ve volkanlar aracılığı ile atmosfere geri döner. Bu döngü son derece etkili bir termostat gibi çalışır. Gezegen sıcakken, yağmurlar artar ve atmosferin CO2’den temizlenmesinin hızını artırır. Sonuçta gezegen soğur. Gezegen soğuyunca yağmurlar azalır, volYanardağ püskürmeleri ve depremler, sürekli kıkanik gazlar atmosferde birikir ve gezegeni ısıtır. pır kıpır hareket eden tektonik levhaların oluşturduğu Venüs ve Mars’ta da ilk evrelerinde benzer bir ter bir gezegen üzerinde yaşadığımızın en kesin kanıtımostatın etkili olduğu düşünülüyor. Ne var ki Venüs, dır. Fayların ve yanardağların pek çoğu levha sınırgüneşe çok yakın olduğu için aşırı ısı, termostata aşı larında meydana geldiğine göre, bunların dünyanın rı yük bindirir. Daha sıcak bir atmosfer, daha soğuk neresinde olacağını kolayca tahmin edebiliriz. Ne yabir atmosfere göre daha fazla su tutar ve su buharı se zık ki bunlara yakın bölgelerde yaşayan insanlar için ra gazı gibi çalıştığı için ısının daha da artmasının yo bu felaketlere ne zaman yakalanacaklarını bilmek şu lunu açar. Zaman içinde bu etmenler tüm okyanus anda pek mümkün değildir. 1Volkanlar atmosfere CO2 püskürtür 2) CO2 Dünya’yı sera etkisi aracılığı ile ısıtır 3) Sıcaklık deniz suyunun buharlaşmasına ve yağmur oluşturmasına yol açar 4) Yağmur CO2 içerir. Bu nedenle az miktarda asidiktir ve kayalardaki mineralleri eriterek suyla karışmasına yol açar. 5) Erimiş karboniçeren mineraller nehirlere ve denizlere akar 6) Mineraller birikerek, karbon içeren kayaları oluşturur 7) Kayalar zaman içinde mantonun altına doğru batar. Burada CO2 salınır 8) CO2 volkanlar aracılığı ile atmosfere geri döner 6) Dünyanın iklimi niçin istikrarlı? 7) Depremleri ve yanardağ püskürmelerini önceden tahmin edebilir miyiz? CBT 1128/ 14 31 Ekim 2008
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear