Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ZÜMRÜTTEN AKİSLER A.M. Celal Şengör la birlikte enfeksiyon mekanizmaları tam olarak açıklanamıyor. Araştırmacılar yeni araştırma sonuçları sayesinde HIV’ye karşı daha etkili ilaçların ve aşının geliştirilebileceğini umuyorlar. bi virüsü H5N1’e karşı bağışık olduklarına dayanan tezi doğruladı. Teze göre bazı insanlar H1Nı’de bulunan Nöraminidaz Tip 1’e karşı bağışık. Bu bağışıklık insanları kuş gribi virüsünden da korumakta. Bilim adamları bu tezi fareler ve küçük bir (insan) denek grubuyla kanıtladılar ve sonuçlar Public Library of Science dergisinde yayımlandı. Nöraminidazlar, grip virüsünün insan bedeninde yayılmasını sağlayan enzimlerdir. İnsandaki (huN1) ve kuşlardaki (avN1) Nöraminidaz Tip 1 arasındaki büyük benzerliği saptayan bilim adamları bu yüzden huN1’e karşı bağışık olan insanların kuş gribinden korunabileceklerini tahmin ediyorlardı. Son araştırma bu tahmini kanıtlaması açısından önem taşımakta. Nilgün Özbaşaran Dede Komutanım! 23 yaşında nöbeti, vazifeni en iyi yapmış bir şekilde önce kardeşlerine, sonra biz yurttaşlarına devrettin Bir kusursuzun Ardından Barış Çakır Teğmenim! Komutanım! Dün akşam, hocan Oya, arkadaşın Asım ve ben şehadet haberini Oya'nın okuduğu internetteki gazetede görünce hafta sonu Oya'ya verdiğin ziyaret sözünü tutamayacağını anladık. En yüce emirle bir başka göreve gitmiş, Türk Hava Kuvvetlerinin aziz şehitlerinin görev yaptığı Ebedî Filo'ya intikal etmiştin. Herkesin ölüsü "yatar". Ama havacınınki uçmaya devam eder. Zaten atalarımız da öldü demezlermiş, uçmaya vardı derlermiş. Sen de uçmaya vardın Komutanım! Ebedî Filoda şehit kardeşlerinle beraber vatanımızın göklerinde o bitmeyen devriyeye katıldın. Geride, dünyadaki görevlerinin başında bıraktığın o kusursuz kahraman kardeşlerin, her uçuşlarında "Kök Tengri"ye, yani Mavi Gök'e baktıklarıında seni görecekler, senden güç alarak vatanımızı sizlerle beraber koruyacaklar, insanımıza her zaman yaptıkları uygarlık öncülüğünü yapmaya devam edecekler. Sana ve Hava Kuvvetlerindeki kardeşlerine niçin "kusursuzlar" diyorum biliyor musun? Hava Harp Okuluna girişinizi hatırlar mısın? Sizlerden neler neler bekleniyordu? Ülkenizin en iyi üniversitelerine girecek kadar akademik bilgi isbat etmek zorundaydınız. Ya sonra? Yalnız sizin değil, ailenizin de tüm geçmişinde en ufak bir leke, en masum bir yanlış olmamalıydı. Aldığınız aile terbiyesi örnek değilse hemen listeden düşerdiniz. Bunlar en büyük bir titizlikle saptandıktan sonra, sıra bizzat size geliyordu. Her uzvunuz mükemmel çalışmalıydı. O kadar ki, tüm yaşamınız boyunca farketmediğiniz, aklınıza bile gelmeyen, gittiğiniz doktorların bile göremediği en küçücük bir kusur, hemen adınızın çizilmesine neden olurdu. Neredeyse bütün yaz süren bir elemeden sonra onbinlerce öğrenciden yalnız yüzelliikiyüz kişi kaldığınız zaman asıl imtihanın o zaman başladığını farketmiştiniz. Hava Kuvvetleri sizden zoru değil, imkânsızı başarmanızı istediğini işte o ilk ayda farkettirmişti. Zor zaten yaşamınız olacaktı; göreviniz ise imkânsızdı. Size, "Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır" denirken, sizden beklenenin, başka herkesten beklenenden farklı olduğu her fırsatta hatırlatılıyordu. Bütün komutanlarınız hep aynı şeyi söylemiyorlar mıydı: "Zoru zaten yapacaksınız, imkânsızın da belki azıcık zaman almasına katlanabiliriz" demiyorlar mıydı? Neydi o dört yıllık Hava Harbiyesi eğitimi? Elâlem bir üniversiteyi zor belâ bitirirken, sizler yalnızca ülkenizin en iyi üniversitesini belli bir çıtanın altına düşmeden bitirmekten değil, onu yaparken, karada ve havada bir de askerliğin, o en zor becerinin üstâdı olmaktan sorumluydunuz. Hava Kuvvetlerinin en küçücük bir yanlışınıza, en mâsum bir ihmalinize tahammülü yoktu. Siz, yaşıtlarınızın dünyasını çoktan terketmiştiniz. Onların en doğal karşıladıkları kaçamakları bırakın yapmayı, düşünmenize bile izin, hattâ imkân yoktu. Bütün bunları yaparken üstelik bir de ülkenizin en terbiyeli, en görgülü, en centilmen insanları olarak yetişmek zorundaydınız. Tâ Harp Okulu Komutanınız sizlere bir kral sofrasında bile nasıl yemek yiyeceğinizi bizzat göstermemiş miydi? Oya, hâlâ, Harbiye'deki dersinden eve döndüğünde öğrencilerinin terbiyesini, centilmenliğini, içtenliğini anlata anlata bitiremez. Hepiniz bizlerin de çocukları oluyorsunuz. Sizleri tanımak, bize ülkemizin geleceği hakkında ne güzel ümitler bahşediyor. Sizlerin tanıdığı olmak bizlere ne büyük onur veriyor. Fakat lâfta değil, gerçekten kusursuz olduğunuzu gene sen bizlere gösterip gittin, Komutanım. Başkalarının yaşamı için, daha eğitimin bile bitmeden, kendininkini verdin. O ne eğitimdir ki, sana kendinden önce vatandaşını, ailenden önce vatanını, canından önce, yurttaşının parasıyla alınan silâhını düşünmeyi öğretmiştir. Öğretmekle kalmamış, reflekslerin arasına sokmuştur. Komutanım! 23 yaşında nöbeti, vazifeni en iyi yapmış bir şekilde önce kardeşlerine, sonra biz yurttaşlarına devrettin. Bu vatanı, senin kanınla beslediğin bu aziz toprağı, biz senden, senin gibi aziz şehitlerimizden aldığımız güçle koruyacağız, canından çok sevmeyi öğrendiğin yurttaşların olarak dünyanın en uygar insanları olacağız. Görevimiz çok zordur, ama önümüzde senin gibi ilham perileri oldukça onun üstesinden geleceğiz. Ebedî Filodaki görevinde, ayyıldızlı bayrağımızın dalgalandığı Kök Tengri'nin bağrında sonsuza dek iyi uçuşlar komutanım! BAZI İNSANLAR KUŞ GRİBİNE KARŞI BAĞIŞIK Amerikalı bilim adamları tarafından gerçekleştirilen son bir araştırma, bazı insanların kuş gri YENİ ÜRÜNLER Şeffaf hoparlör sistemi Çift hoparlörlü bu şeffaf müzik kutusunun üzerinde Nokia cep telefonu için özel bir bölme var. Ayarlanabilir, kullanışlı sapıyla isteğe göre omuzda veya elde taşımak mümkün. Bilgi için: www.thecoolhunter.net Lüksü sevenlere Amadana firması lüks ürünlerden hoşlananlara taşınabilir DVD çalıcısını bambu veya farklı renklerde deriyle kapladı. 26cm, 800x480 piksel LCD ekranlı alet, MP3 verilerini ve MPEG4 filmlerini okuyabiliyor. Fiyatı: 900 Avro. Bilgi için: http://en.amadana.com Farklı bir fare tasarımı İngiliz Hela firması, tamamen farklı işleyen bir bilgisayar faresi üretti. Diğer farelerin aksine klavyenin yanında değil altında yer alan fare, bir buz hokey diski gibi kaydırılarak kullanılıyor. Fiyatı: 150 İngiliz Sterlini. Bilgi için: www.hela.co.uk/glidermouse Şarj birimi ve hoparlör bir arada Brando firması tarafından üretilen hoparlörün üzerinde bulunan şarj birimi sadece üçüncü nesil iPod’lar değil Sony Ericson ve Nokia’nın cep telefonlarıyla da uyumlu. Ancak iPod ve SonyEricson cep telefonları şarj edilebiliyorken, PSP ve Nokia telefonları sadece hoparlöre bağlanabilmekte. Fiyatı: 58 Dolar. Bilgi için: http://ipod.brando.hk CBT 1042/5 9 Mart 2007