Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TEKNOLOJİYAŞAM UZAY ARAŞTIRMALARI rın eninde sonunda "doğanın bütünlüğü" ilkesine dayanan tek bir bilim altında birleşeceği görüşünden kaynaklanıyor. DÖNÜŞÜME UĞRAYAN YAŞAM Başta Kurzweil Technologies şirketinden Ray Kurzweil olmak üzere, kimi gelecekbilimciler üssel gelişme ve teknolojik yaklaşmanın sonunda "tekilliğe", değişimin insan yaşamında geriye dönüşü olanaksız bir dönüşüme neden olacak hız ve yoğunlukta yaşandığı bir döneme yol açacağına inanıyorlar. Böyle bir dönem yaşanmasa bile, üssel gelişmenin 2030 yıl içinde teknolojide inanılmaz gelişmelere yol açacağına kesin gözüyle bakılıyor. İnsanın bakış açısından, bu durum kendi biyolojimiz üzerinde bile sınırsız bir güce sahip olacağımız, hastalıkları sona erdirebileceğimiz, acı ve sancıları dindirebileceğimiz, Plüton artık gezegen değil! Astronomlar yıllardan beri Plüton’un gezegen olup olmadığını tartışıyorlar. Son yıllarda çok sayıda benzer gökcismi keşfedildi ve her seferinde de Güneşin etrafında dönen cisme onuncu gezegen statüsünün verilip verilmeyeceği tartışıldı. 1425 Ağustos tarihleri arasında Prag’da gerçekleştirilen Uluslararası Astronomi Birliği’nin konferansında alınan son karara göre Plüton artık gezegen değil. 1 CBT 1016 / 14 8 Eylül 2006 güzellik, spor ve zekâda akılalmaz boyutlara ulaşıp yaşlanma sürecinin bile önüne geçebileceğimiz anlamına geliyor. Trinity College biyoetik uzmanlarından James Hughes, "Tıpkı bizlerin pleistosen çağı insanların yaşamlarına baktığı gibi, torunlarımız da bizim yaşamlarımıza acıyarak bakacaklar," diyor. Çoğu kişi için böyle bir geleceğe yakında kavuşmamız olanaksız. Öyle olması hiç de şaşırtıcı değil. Çünkü, insanı geliştiren teknolojiler yüreğimizin derinliklerinde yatan kimi arzularımızı yerine getirmeyi vaat ediyor. Ömrünüze bir elli yıl daha katan, üstelik Schwarz’ınki gibi sağlıklı ve daha iyi bir ömür vaat eden bir öneriyi kim geri çevirebilir ki? Gelecek hafta: Özgürlük mü kölelik mi, insan olmaktan uzaklaşıyor muyuz? 930 yılında Clyde William Tombaugh tarafından keşfedilen Plüton, Güneşten uzakta, eksantrik (dışmerkezli) bir yörünge üzerinde dönmekte. Ve Dünyamızın etrafında dönen Ay’dan bile daha küçük olmasına rağmen dokuzuncu gezegen olarak kabul edilmişti. 1978 yılında Plüton’un uydusu Charon bulundu. Plüton’un yarıçapı büyüklüğündeki Charon güneş sistemimizin en büyük uydusunu temsil etmekte. Plüton ve uydusu birbirine çok yakın ve senkronize bir şekilde döndükleri için de birçok astronom tarafından ikili gezegen olaGüneş sistemimiz rak isimlendirilmişti. sekiz klasik Fakat bu gezegenden, yeni yılın başıncüce gezegen sınıfı da Plüve uydular ve diğer ton’un aslında dörtlü küçük cisimlerden bir sistem oluşmakta. Gezegen içinde bustatüsünü koruyan lunduğu orgezegenler, Merkür, taya çıktı. Venüs, Dünya, Mars, Buzdan bir cüce olan Jüpiter, Satürn, gökcismin Uranüs ve Neptün. iki küçük uydusu daha vardı. Geçen yıl Hubble teleskopu tarafından görüntülenen Nix ve Hydra, Plüton’dan yaklaşık olarak 5000 misli küçükler ve Charon’a göre Plüton’dan üç misli uzakta dönüyorlar. ve helyumdan oluşan Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün gibi gaz gezegenleri daha hızlı dönerler ve yoğunlukları daha düşüktür. Plüton her açıdan bir istisna sayılır aslında, çünkü daha çok güneş sistemimizin dışındaki Kuiper kuşağında bulunan küçük (planetoid) veya en küçük gezegenlere benzemekte. Astronomide son on yıllarda önemli gelişmeler yaşandı. Neptün’ün ötesinde yeni cisimlerle birlikte Mars ve Jüpiter arasındaki planetoid kuşağında yeni asteroitler bulunurken, diğer bazı gökcisimleri ise ilk defa ölçüldü. Hatta Quaoar veya Sedna gibi çok büyük Kuiper Kuşağı cisimleri son zamanlardı gezegen ve Kuiper Kuşağı cisimleri arasındaki kesin farkın açıklanması ve tanımlanması gerektiği tartışmasını alevlendirdi. Ve özellikle de 2003 Ub313 veya Xena olarak adlandırılan gökcisminin bulunuşundan sonra bunun onuncu gezegen olarak mı kabul edilmesi gerektiği yoksa Plüton’un gezegen statüsünden çıkarılması mı gerektiğinin tartışılması kaçınılmaz hale gelmişti. Nitekim son bilgilere göre Xena, Plüton’dan daha büyüktü. KARARDA YETKİLİ KURUM Bu konudaki kararları 1919 yılında kurulmuş olan Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) veriyor. Astronomi birliği Plüton ve GEZEGENİN TARİFİ Genel tanımlamaya göre "kendiliğinden ışımayan ve bir yıldızın etrafında dönen büyük gökcisimler" gezegen olarak kabul edilmekte. Bu kategoriye Güneşimizin etrafındaki çeşitli gökcisimleri girebiliyor. Güneş sistemimizin içindeki gezegenler Dünyaya benziyor ya da kayalıklardan oluşmakta. Katı yüzeylere sahip Merkür, Venüs, Dünya ve Mars’ın rotasyon hızı düşük, yoğunlukları yüksektir. Başlıca hidrojen