05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

bilim dünyasından Kısa Haberler yapraklı ağaçların daha iyi büyümesinde etkilı değil. Yarasaların iyileşmesini geciktiren etken: Stres Karbondioksit, çam ağacında buyume faktoru ctkisi yapıyor Farklı koşullarda yetişen Pinus taeda çamını inceleyen Amerikatı bilim adamları, karbondioksitin, çam ağaçları üzerinde büyüme faktörü etkısı yaptığını ortaya koydular 2050 yılı için beklenen karbondioksit oranında çamlar daha hızlı büyümekle kalmayıp kurakltk dönemlerını de daha iyi atlatmışlar Fosil yakıt kullanımına bağlı olarak meydana gelen değışimlerın çam ağaçları üzetindeki etkisini Duke Üniversitesi'nden H eathe r McCarthy, on yıllık bir araştırma sonucunda saptadı. Bu amaçta bazı ağaçların etsit salan on iki metre yükseklığınde halkalı kulelerle çevrelensonra gazın dozu 2050 yılında beklenen değere göre ayarlanmış. Araştırmacılar daha sonra çam ağacının iğnelerini toplamışlar iğne oranı, ağaçların büyümesı ıçın bır ölçiit olarak alınmış Buna göre karbondioksitle beslenen ağaçlar kuraklık döneminde bıle daha iyi büyüyorlar. Ortalama olarak yüzde 17 daha fazla iğne sayan araştırmacılar, fazla iğne üretimını topraktaki yeterli miktarda azota bağlıyorlar. Çünkü karbondioksitle beslenen ağaçlar sadece gübrelı topraklarda daha iyi büyümüşler. Ama yine de belli bir azot yoğunluğunun aşılmaması gerekiyor. Aşırı azot içerikli topraklarda yetişen ağaçlar çok fazla büyüdükleri ıçin gövdelerınin bır kısmı susuz kalmış dolayısıyla da ağaçların iğneleri Fakat McCarthy'nin sonuçları daha sonra yapraklı ağaçlarla yapılan araştırmalarla örtüşmemekte Anlaşıldığı üzere Fareler uzerınde yapılan deneylere göre, stres, yaraların iyileşmesini geciktiriyor. lllmois Üniversitesinden Phillip Marucha ve arkadaşları, fiziksel stresın yaralardaki iyileşme sürecinı (farelerde) %45 oranında geciktirdiğinı saptadı. Araştırmacılar, hücresel ve genetik süreçlerin, stres nedeniyile etkilendiğini ve yaraların iyileştirilmesinin bu nedenle gecıktığını belirtmekte. Öte yandan Marucha ve arkadaşları başka bir saptamada daha bulundu. Yaralar yoğun olarak oksıjenle tedavı edildiklerinde iyileşme süreci kısalıyor Bu durumada ortaya çıkan gerçek şu Stres, dokudaki oksijen miktarını azaltıyor, gecikme bu yüzden.. Bilindiği gibi oksijen bağışıklık sısteminin koruyucu askerlerinı uyarmakla ve, iyileşme süreci başlatmakla sorumludur. L Weiner'in Journal of Clinical Investigation dergısındekı yazısına göre insanlar üzerındeki ılk testler önümüzdekı yıl başlayacak. Alzheimer benzerı hastalıklara sahip farelerle araştıran bilim adamı, insanlarda kullanılması onaylanan ıki etki maddesini içeren burun spreyini hayvanlarda uygulamış. Bırinci etki maddesı Multiple Skleroz ikincisi ise özel bir ishale karşı yapılan bir aşı idi Araştırmacı bu karışımın belli başlı beyin hücrelerinı etkinleştirdiğıni tahmin ediyor. Mıkro glıa hücreleri tipik Alzheimer plaklarını indırgıyorlar. Bilim adamı aslında bu sonuca deney aşamasında olan bir Alzheimer aşısının yan etkilerini araştırırken ulaşmış. Dünya genelinde yaklaşık olarak 18 milyon Alzheimer hastası bulunmakta Hastalığın tipik belırtısı, beyin dokusunda bırıkerek sinır hucrelerıne hasar veren amiloid bırıkimıdir. Hayvan deneylerıyle amiloidin indirgenmesi halinde beynin daha iyi çalıştığı anlaşılmıştı. Birkaç yıl önce gerçekleştirilen diğer bir araştırmayla da olumlu sonuçlar edilmişti. Bağışıklık sistemi yine bir burun spreyiyle Alzheimer plaklarına karşı dirençli hale getirilmişti. Ne var ki bazı hastalarda beyin iltihabı görüldüğü için insanlar üzerindeki deneylere son verildi. Düğüm yazısı devlet işlerinde kullanılıyormuş Amerikalı bilim adamlarının araştırmalarına göre, inkalar "Khipu" olarak bilinen düğüm yazısını bürokratik ışlerde kullanıyorlardı Gary Urton ve Carrie Brezine, sicimlere atılan düğümlerle vergilerın yüksek makamlara bildırildiklerini söylüyorlar. Bir Khipu'nun ana siciminde düzinelerce ilave sicimler vardır. Sicimlerin yatay veya dikey duruşlarına, uzunluklan ve renklenne göre her birı ayrı bir anlam taşıyordu Khipu'ların birçoğu 16 yy'da Ispanyollar tarafından harap edilmiştir. inkalar, Kolomb öncesi dönemde en büyük devleti kurmalarına rağmen gelişkin bir yazıya sahip değillerdi. Ondalık sıstemden yararlanan inkaların sıfır sayısını da bildikleri varsayılmakta. Çünkü sicimin başına düğüm atılmıyordu. Dünya genelinde bugüne kadar 800 Khipu bulundu ve buniarın birçoğu genelde 15. ila 16. yy'a aittır. Urton ve Brezine, Puruchuco'da bulunan 21 Khipu'yu bilgisayar analiziyle inceleyince, düğümtü sicimlerin yedi tanesinin vergi kaydı olduğu anlaşılmış. Bilim adamlarına göre düğümler inka devletinde farklı yerlere iletilen vergi türlerini yansıtmakta. Vergiler, devlete ait tarım veya inşaatalanları için bır yıldaki top lam ış giınüne göre veriliyordu Çeltik tarlalanndaki metanın kaynağı bakteriler Alman bilim adamları çeltik tarlalanndaki metan gazından önemlı ölçüde sorumlu olan bakteriler keşfettiler. MaxPlanck Birliği'ne göre topraktaki mikroorganızmalar, dünya genelindekı metan salımının yüzde 1025'inden sorumlu MaxPlanck Toprak Mıkrobiyolojısi Enstitüsü'nden Ralf Conrad ve Yahai Lu, belli başlı bir karbondan (C13 izotopu) yararlanarak bitkilerin ve bakterılerin metabolizmalarını izlemişler. Bu şekılde "RClArcaea" mikrobunun ve diğer bazı metan bakterilerinin çeltik tarlalanndaki metan oluşumundan sorumlu olduğu anlaşılmış. Karbondıoksitten sonra en önemli sera gazı olan metanın atmosferdekı yoğunluğu durmadan artmakta. Doğal nemlı bölgeler dışında çeltik tarlaları da önemli metan kaynaklarıdır. Alzheimer'e karşı burun sprcyi hayvan dcneyindc başanlı Yenı burun spreyıyle tedavı edilen farelerde Alzheımer için tipik olan amyloid plakları, kontrol grubundakilere kıyasla daha az gelişmiş Harvard Tıp Okulu'ndan Howard Astımın erken tanısı için yeni bir yöntem Almanya'daki Erlangen Üniversite Kliniği ve Siemens kuruluşuyla astım için güvenilir bir erken tanı sistemi geliştirdi. Bir manyetik rezonans tomografisiyle, akciğerde hangi bölgenin astımdan etkilendiği saptanabilmekte. Oysa halihazırdaki yöntemlerle sadece solunan hava ve solunum sürecinin hızı ölçülebilmekte. Ve bu yöntem, sağlıklı ve hastalıklı akciğer hacmi arasında belirgin bir farkın bulunmaması nedeniyle çocuklarda ve gençlerde uygun bulunmamakta. Hastalık, tekrarlanan nefes zorluğu nöbeti, öksürük ve kesik kesik soluma gibi belirtilerle kendinı göstermekte. Astımdan kronik iltihaplanma ve bronşların aşırı duyarlılığı sorumlu tutulmakta. Hastalığın çocukken teşhis edilmesi daha iyi tedavi olanaklarına izin vermekte. 963/4 3 Eylül 2005
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear