Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
HukukPolitikası Hukuk Politikası ve Önemli Bir Araç Yarışma Hayrettin Okçesiz hayret@unigazete.net Bilgisayarla Beste Yarışması başladı. Ülkemizin elektronik tnüzik tarihinde uzun ve ğüçlü bir geçmişi olan Halıcı Bilgisayarla Beste Yarışması, müzik ve teknoloji dünyasının duayenlerinden oluşan ve 12 yıldır değişmeyen jürisiyle "öte"yi düşünen tüm bestecileri yarışmaya davet ediyor. 29 Temmuz 2005 tarihine kadar online (http://beste.halici.cotn.tr) katıhmm sağlandığı yarışmaya dileyen herkes katılabiliyor; en önemli koşul ise eserlerin enstrümantal olması. Yarışma Jürisi: Attilla özdemiroğlu, Garo Mafyan, tzzet Öz, Faruk Eczaabaşı, Sedat Ergin, Şeref Oğuz, Hakan Özer, Borga Parlar ve Emrehan Halıa. Yarışmaya katılanların çoğu müzik yaşantılarını artan bir başarı grafiğiyle devam ettiriyorlar. İçlerinde çok ünlü olanlar da var; sessiz sessiz piyasada olanlar da. Murat Matthew Erdem artık dünya starımız Tarkan'la birlikte... Nilüfer'le birlikte müzik çalışmaları yapan Tolga Bedir, Kurtalan Ekspres'in üyelerinden Eser Taskıran, Sony Music Avrupa kataloğundaki sanatçılardan olan Hasan Cihat Örter, Jingle House'un kurucularından Hakan Özer, dünya çapında müzisyen yetiştiren Berkeley Müzik Okulu öğrencisi Emir Işday, yine yurt dışında sesini duyuran 'Tales in Prose' albümünün Tonmeister'ı Aykut Şahlanan, EnvironmentsII ve daha birçok albümün besteci ve kompozitörlerinden Sinan Bökesoy, Carmen, Hayal Cibi ve La Perichole benzeri pek çok operanın şefliğini yapan Ercan Yenal Halıcımidi'de finale kalan/derece alan yarışmacılarımızdan sadece bir kaçı. Yarışma ayrıca dünyada ve Türkiye'de aynı formatta bir örneğinin daha olmam. Hukuk Politikası Stfeuıpel'in tanımıyla, 'hangi sosyal hedeflere, hangi hukuksal araçlarla ve hangi hukuksal yollar üzerinden ulaşılabileceği" sorularının sorulup, bir karara varıldığı bilimsel bir çalışma alanıdır. Von Hippel'e göre bu bağlamda 'hukuk politikasının hedeflerini, anayasal direktifleri, adaletin postülalarını, en uygun çözümlerin, uygun yaptırımların neler olacağını, yasama tekniğini, icra ve infaz sorunlarını, öncelikler tamşmasını, siyasal ve sosyolojik tutuklukları ele almak, irdelemek gerekecektir". Hukuk politikasının en geniş çerçevesini elbetle pozitif hukukun uygulama bulduğu toplumun hedetleri çizmektedir. Toplumsal hedeflerimiz: özgiirlük, güvenlik, iş, eğitim, yaşam standartlan, fiziksel ve sosyal çevre, sağlık ve adalet alanlarında ü'stün bir yaşam kalitesine ulaşmayı içermektedir. Hukuk öncelikle politikanın ilgi ve elkinlik alanını oluşluran toplumsal hedeflere, kendi kültür birikimi, kendi metodolojisi, işlevveyapıözellikleriyle yaklaşabilmemizi olanaklı kılan, bu hedeflerin düzeltilme ve geliştirilme plattormunu kuran bir alt sistemdir. Hukukun politikaya katkısı hukuk politikası ile olabilmektedir. Politikanın hukuka verebileceği destek, onu bu bütünlüğünde ve veriminde güçlii ve olanaklı tutmaktır. "Konuyu değil kendini; bireysel ya da ulusal olanın kibirli ifadesini arayan kimse kişiliğeya da ulusa ulaşmaksızın konudan sapar". Nesnellik kişiliğe ve ulus olmaya götüren güvenli biryolduı. Hukuk filozofu Radbruch'un bu sözünü birçok nedenle burada zikretmek istedim. Başarılı ve kapsamlı hukuk politikası çalışmalarıyla hukuk düzeninde ulaşılabilecek nesnellik bir ülkeyi bir çok felaketten koruyabilir. Burada sorun, bu nesnelliğin üretilme araçlarını ve koşullarını saptamak ve sağlamaktır. idari, mali ve bilimsel anlamda bütiinüyle özerk bir "Disiplinlerası Görgül Hukuk Araştırmaları Enstitüsü'nün yasal, hatta anayasal güvence altında kurulmasının ülkemizin hukuk sistemine sağlayacağı yararı her fırsatta dile getiriyorum. Bu kurum Ûlkenin hukuk hayatını tüm bilimsel yöntemlerle yakın izlemeye alacaktır. Yasa taslaklannı bu kurum hazırlayacak, çıkmışyasaların etkililiğini ve toplumsal etkilerini araştıracaktır. Yasa metinlerine her türlii amiyane bilginin sızmasını engelleyecektir. "Kötü yasa "dan sakınmanın önemli bir aracı olarak gördüğüm bu Enstitü, "kötü niyetliyasa'nın hukuk hayatına kanşmasına da, kendisine verilen bu araştırma yetkisi ile engel oluşturacaktır. Haksızlıklar artık yasayla yapılmayacak, onların hukuka aykırılıkları yasaya uygunlukları yoluyla gizlenmiş olamayacaktır. Bu kurumun bilimcilerine her türlu baskıdan korunabilecekleri özlük hakları tanınacaktır. Çalışma tarzı, bilgi birikimi ve bilgi üretme yöntemi saydam olacaktır. Yargının taratsızlığı ve bağımsızlığı ilkesi bu kurum için de geçerli kılınacaktır. Bu enstitü teknokratik, bürokratik, kapalı devre bir planlama teşkilatı olmayacaktır. Bu enstitünün yöntemi ve amacı; bilimin disiplinlerarası potansiyelinden en yüksek düzeyde yararlanarak ve bu bilincin ışığında toplumsal oydaşlıklara ulaşarak hukuk politikaları oluşturmaya çalışmaktu. Bunun için ne denli saydam olmak gerektiği kendiliğinden anlaşılmaktadır. BİRARAŞTIRMAENSTİTÛSÖ DörtKöşe 'irefH. Okkeş öğretilmediğini bilmiyorum. Size bir örnekle göstereyim. Çarpılacak sayıları en üst soldan sağa (375) ve sağ taraf yukarıdan aşağıya (246) yazılır. Her kare çarplazlamasına ikiye bölünüp çarpım cetveli gerektiği şekilde girilir. Örneğin, 2x5=10 için 1 yukarıya, 0 aşağıya, 2x7=14 için 1 yukarıya, 4 aşağıya gibi... Bütün kafes doldurulduktan sonra, en alt satırın, en sağ karesinin, sağ yarımından başlanıp sayıların çapraz toplamı karelerin altına yazılır. 0, 3+2=5, 8+2+4+8=22 (2 yazılır, elde var 2), 2+1+4+2+2+1=12 (2 yazılır, elde var 1), 1+1 +6+1 =9 gibi... Çarpmanın sonucu, bu son sayıdan başlayarak okunur 92,250. Dört işlemin tarihine merak sardığımda bunu Dörtköşe'ye nasıl sığdıracağımı hiç düşünmemiştim. Kafesli çarpmayı bitirdikten sonra zaman içinde bir yolculuk daha yapıp yer belirten sayıların ülkesi Hindistan'a gittim. Bir de ne göreyim, Nikhilam Sutra'sına göre bir çarpma yöntemi var ki çarpım tablosunun yarısını bilmek yetiyor. İlkokula giderken öğretmenimizin "ikinci sınıfa geldiniz, hâlâ çarpım tablosunu ezberleyemediniz!" diye bağırışı halen kulaklarımda çınlıyor sayın Ökkeş. Çarpım tablosunun yalnızca ilk yarısını ezberleyebilenlere okumaz gözüyle bakıldığını, pek çok ilkokul öğrencisinin çarpma canavarına kurban gittiğini hepimiz biliyoruz. Bu mektupları yazarken sayenizde çarpmanın Hindistan'dan Avrupa'ya olan yolculuğunun bin yıl sürdüğünü öçjrendim Piref. Ökkeş. Bu kadar uzun sürmüş bir yolculuğun hakkını verebiliyor muyuz çocuklarımıza çarpma öğretirken? Çarpın, çarpılın ama toz olmayın sakın! imza: Piref. Hatis Astro Nortkarolayna Çaprazlama kafes çarpımı! Sevgili Piref Okkes, Son mektubumda size kağıdın icadından yıllar sonra bulunmuş, fazla düşünme gerektirmeyen kafesli çarpmayı göstereceğime söz vermiştim. Galiba... Kafesli çarpmaya geçmeden önce Al Uklidisi'nin kağıt devrimine ne olduğuna kısaca bakalım diyorum. Al Uklidisi'nin kağıt üzerinde yer belirten sayıları kullandığı çarpmanın Avrupa'lı tüccarlarca kullanıma sokulması yıllar sürmüş. Al Uklidisi'den 200 yıl sonra Fibonacci'nin yazdığı "Libre Abaci" adlı kitap sayesinde yayılan bu sistem, sayarak yapanlarla kağıt üzerinde yer belirten sayılar kullanarak yapanlar arasında gerilimlere yolaçmış. Fibonacci'nin, kitabına "abakus kitabı* demesinin de nedeni var.'Abakus" sözcüğünün kökü Latince'ye Yunanca'dan, Yunanca'ya da İbranice "abak* yani toz sözcüğünden gelmiş. Bizim bildiğimiz tellere takılı renkli boncuklu abakusla ilgisi yok, tam tersine bir yüzey üzerine ince bir Örtü halinde serpilen kum ya da toz üzerine parmakla yazmaya gönderme yapıyor kitabın adı. Fibonacci'nin kitabının üzerinden 200 yıl daha geçip dönemin Avrupa Birliği'nin tüccarları, sayıları kuzey Afrika'da ve batı Asya'da kullanmaya başladıklarında tereciye tere satma usulü müslüman matematikçilerin yüzyıllardır bildiği sistemi müslüman tüccarlara öğretmişler. Kafesli çarpmanın ortaya çıkması daha da sonra. Bugün kullandığımız çarpmaya göre çok daha kolay olan bu çarpmanın neden ilkokullarda 1 Dıeter Strempel, Zum Begnfl "Rechtspolıtık", RuP, 1987, s 12 (nakleden Eıkevon Hıppel, Rechtspolıtık Akteure. Zıele, Schmpunkte, Berlın 1992, s.1) 2 A g y s.20 3 Gustav Radbruch, Rechtsphılosophıe. haı E Woll, HP Schneıder, Sluttga Tehlikelerden korunmaya çalışırken bu enstitü ile yaratabileceğimiz tehlikelerden de haberdar olmalıyız. Başta gelen sakınca, bu tür kurumların uzmanlık otoritesini kötüye kullanarak siyasal niyetlerin ve hedeflerin inandırıcılığını sağlamakya da en azından bunlara olan meşruluk inancını güçlendirmektir. Bu tasarımı bu tarz bir kullanımdan alıkoyacak önlem, bu kurumun çalışmasına demokratik, sivil bir boyutun etkili bir biçimde kazandırılmasıdır. Bu boyut, enstitünün genel kurulunun bu amaca uygun biçimde yapılandırılmasıdır. Öntaslak ve ara taslak aşamalarında birimler ve bileşik birimler tamamen bilimsel yöntemlerle çalışırken, genel kurul demokratik ve sivil ögeleriyle ve demokratik birmuhakemeyöntemiyle sontaslağı belirleyecek ve kamuouyuna sunacaktif. Kişiliğe ve Ulusa ulaşmanın yolu bir ülkenin hukukunun politikasına nesnellik kazandıracak kurumların hayata geçirilmesidir. Bu kurumların ihtiyaç duydukları tüm imkanlarla donatılmasıdır. Sömürgeleşmekten kaçınmanın ya da kurtulmanın başka bir çaresi yoktur. Her ay bir hukuk politikasında buluşmak ümidiyle VARSAYILANTEHLİKE 952/18 18 Haziran 2005