22 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

TartışmaEditöre mektup Mezuniyet öncesi tıp eğitiminin başarısı TUS ile ölçülemez TUS sonuçlanna bakarak "En iyi tıp öğrenimi hangi fakültelerde" sorusunun yanıtını aramak doğru değil. TUS'ta başarılı olan fakültelerden mezun olmuş, ancak TUS'u başaramamış hekimleri mesleksel olarak başarısız mı sayacağız? TUS bireysel ve kısıtlı kadrolar için açılan bir eleme sınavıdır. S ayın Prof. Dr. Faik Sanalioğlu ve Prof. Dr. Oktay Ava, 2027 Mart 2004 tarıhli CBT'lerde yayımlanan Tıp Eğitimi ile ilgili yazılarında özetle fakültelerde verilen mezuniyet öncesi tıp eğitiminin başarısını TUS başarısı ile açıklamaya çalışarak, bazı unıversitelerde uygulanan dğrenci merkezli aktif eğitimin ne kadar başarısız olduğunu kanıtlama çabasındalar. Tıp eğitimini etkileyen bır çok faktör ve mezuniyet sonrası mesleki uygulamalardaki başarının değerlendirilmediği bu yazı, bilimsel yöntem ve veri açısından ilk başta yapılaıı "En iyi tıp öğrenimi hangi fakültede" önermesini yanıtlayamaz. Olsa olsa tıp fakültelerinden mezun olmuş kişilerin TUS sınav başarısını gösterir. Tıp fakülteleri aslında bilimsel birer meslek okuludur. Ülkeler hangi tip hekim yetiştirilmesi gerektiğini sağlık hizmetini sunan kurumlar (Sağlık Bakanlığı, SSK vb.), meslek orgütleri (Tabipler Birliği), hizmeti talep edenler ve hekim yetiştiren kurumların eşgüdümü ile belirler. Bu belirlemede ve sağlık sorunlarının çözümünde lıp eğitiminin yadsınamaz katkısı vardır. Tıp eğitiminin niteliği ve sağlık sorunlarını çözmedeki katkısı Diinya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu gibi uluslararası kuruluşların uzun vıllar gündeminde olmasına rağmen, ülkemizde ancak son 15 yıldır üzerinde durulan bir konudur. hasta, hastalıktoplumsal yapı ve sağlıkekonomi ile ilişkili problemleri anlamada ve çozmede sıkıntılar yaşamaktadır. Bu nedenle tıp eğitimi toplumun sağlık sorunlarını çözmede önemli görevler üstlenmelidir. • bu sorunların üstesinden gelebilecek bilgi, beceri ve tutumlarla donanmış; •birinci basamak sağlık kuruJuşlarında hekimlik ve yöneticilik yapabilecek; • mesleğini etik kuralları gözeterek uygulayan; araştırıcı ve sorgulayıcı; kendisini sürekli yenileyip geliştiren; uluslararası düzeyde kabul gören pratisyen hekim ler yetiştirmektir" olarak sıralandı. Bu amaca ulaşmak için seçilecek tıp eğitimi modeli klasik ve uygulanageldiği gibi entegre sistem olmayacak; probleme dayalı, öğrenci merkezli, yatay ve dikey entegrasyonlu ve toplum tabanlı olacaktır. YANIT VEREMÎYOR F?üyük sınıflarda toplumdan ve toplumun sağlık sorunlarından kopuk, teorik derslerle yüklü, öğretim üyesi merkezli biyomedikal tıp eğitimi, ilk uygulandığı ABD'de bile eleştiri konusu oldu. Harvard Tıp Fakülte EĞİTİMDEKİ DİĞERAÇMAZ Ülkemizdeki uygulanagelen tıp eğitiminin diğer bir açmazı uzmanlaştırmaya eğilimlı olmasıdır. Sayın yazarların da savundukları gibi, tıp fakultelerindeki tıp eğitiminin başarısı TUS ile ölçülür hale getirildi; bu sınavın bireysel bir sınav olduğu ve kısıtlı kadrolar için bir eleme sınavı niteliği taşıdığı gözden kaçırılıyor. Bazı tıp fakülteleri de eğitim modelindeki açmazı ve başarısızlığı kapatmak için "TUS kursları" açma gereğini duyuyor. Sanki tıp fakültelerinin biricik görevi TUS'a öğrenci yetiştirmektir. Ayrıca TUS sorularının da, sayın yazarların tablolarından görüleceği üzere, TUS başarısı yüksek üç fakülte tarafından hazırlandığı unutulmamalı. Bu sonuç hem hekimlik mesleğini zora soktu, hem de pratisyenlik büyük yara aldı. Tıp fakultelerindeki eğitimin hekimleri uzmanlığa yönlendirmesi temel sağlık sorunlarını henüz çözememiş ülkemiz için büyük bir kaynak kaybıdır. Tıp eğitimindeki sorunları gidermek ancak değişim ile olanaklı olacak. Bu değişim şu anda birçok tıp fakültesinde uygulanan "öğretim üyesi merkezli, bilgi aktarmaya yönelik, disiplin tabanlı, üniversite hastanesi tabanlı, standart müfredatlı, ustaçırak ilişki temelli ve fırsatçı" klasik eğitim modelini terk ederek "öğrenci merkezli, problem çözmeye yönelik, entegre, toplum tabanlı (1. ve 2. basamak), seçmeli eklentili müfredat, sistematik eğitim yaklaşımlı ve eşitlikçi" eğitim modeli ile olanaklı olabilir. YENİ ANLAYIŞ GEREKLİ Sağlık sorunlarındaki değişim (kronik ve kanser hastalarının sürekli artışı, çevre sorunlarına bağlı hastalıklar), tıp alanındakı bilginin sürekli katlanarak artması, teknolojik gelişmelerin tıp alanında yeni yöntem ve tedavı olanağı sağlaması ve ınsan haklarındaki gelişmeler 1950 ve 196O'lı yıllardaki tıp eğitiminin de değişmesi gerektiğini zorlamaktadır. Tıp eğitimi mesleksel bilgi, beceri ve tutumu kazanmış, problem çözmesini bilen ve uluslararası çalışabilen hekimler yetiştirmenin yanında topluma ve topluınun sağlık sorunlarına da yöııelık olmalıdır. Bunun için •ğiünı yöntemlerinin değiştirilmesi yanında yetiştirile:ek hekimlerin aynı zamanda birer toplum önderi olma;ı hedeflenmektedir. Ülkemizde sayıları 50'yi aşan tıp fakültelerinin ço^unda öğretim üyesi merkezli eğitim verilmektedir. Koıular öğretim üyeleri tarafından anlatılmakta ve öğren;ilerin öğrendiği kabul edilmektedir. Öğrencinin kazanlığı bilgi, öğretim üyesinin verdiği (güncelliği, bazen de joğruluğu tartışılır) ile sınırlıdır. Öğrenciler bu öğretim şeklini o kadar benimsemişerdir ki bir önceki yıl, hatta 5 yıl önceki arkadaşlarının ıltı çizili notlarını okuyarak sınava girerler. Bu durum ;ğitimciler tarafından "fotokopi eğitimi" olarak tanımlaıır. Öğretim üyesi yenilenip değişmediği gibi öğrenciler Je değişmemektedir. Oysa konferans şeklinde anlatılan )ir konunun bir hafta sonra ancak % 10'u anımsanmakadır. Böyle bir sistemden hekim olarak mezun olanlar si'nde bu sistem terk edilerek probleıne dayalı tıp eğitimine ve New Mexico Tıp Okulu'nda ise topluma dayalı tıp eğitimine geçildi. Amerikan Tabipleri Birliği şu anda ABD'de uygulanan tıp eğitiminin toplumun gereksinimlerine yanıt veremez durumda olduğunu sürekli vurgulamaktadır. Türkiye'de tıp eğitiminin durumu 1992'den beri TBMM Raporu (3 cilt), TTB Bildirge ve raporları, I. Ulusal Tıp Eğitimi Kongresi, F. Ulusal Tıp Eğitimi Şürası, II. Ulusal Tıp Eğitimi Kongresi ve son olarak Mart 2002'deki TTBTıp Eğitimi Buluşması ile tartışıldı. Üniversitelerarası Kurul'un görevlendirdiği komisyon Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi için Ulusal Çekirdek Eğitim Programı (UÇEP) hazırladı ve 2003 yılından itibaren tüm tıp fakültelerinde uygulanması kararı aldı. Üzerinde tartışmalar da olsa UÇEP'de mezuniyet öncesi eğitimin amaçları "Türkiye'nin sağlık sorunlarını bilen ve birinci basamakta DEĞİŞİM KAÇINILMAZ Üyesi bulunduğum Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tıp eğitimi, 1986'lı yıllardan beri o yıllarda Hacettepe Üniversitesi'nin uyguladığı klasik entegre sistem ile verilmektedir. Yazarların tablolarından da anlaşılacağı üzere OMÜTF 1990'da 20, 1995'de 20, 2000'de 20 ve 2003'de 33. sıradadır. Bu sıralama klasik entegre sistemin başarısıdır. Artık değişim kaçınılmazdır. Yukarıda bahsedilen tıp eğitimindeki bu değişime OMÜTF de sessiz kalmamıştır. Oluşturduğu eğitim birimleri ile bir yandan model geliştirmekte, bir yandan da tüm öğretim üyelerini eğitim becerileri kurslarından geçirmektedir. Yeni oluşturduğu tıp eğitimi programını 20032004 öğretim yılında probleme dayalı tıp eğitimi modeli ile uygulamaya başlamışar. Doç. Dr. Ramazan Aşçı Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi [email protected] 891/1917 Nisan 2004
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear