05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Zümrütten akisler CJD hastalığına bır çozum mu? Hayvanlar uzerınde yapılan deneylerden elde edüen ümit verıcı sonuçlar, kısaca C P olarak büınen degısken CreutzfeldtJakob hastalıgına antıkoılarla çozum geünlmesı olasüıgını guçlendırdı Beymde olumcul etkıler yaratan deh dana hastalıgının ınsanlarda gonılen bır turu olan CJD, prıon adı venlen sağhkh proteınlerın buzulup, bıraraya kumelenmelen durumunda ortaya çıkıyor Bır olasılıkla bu hastalığa yakalanmış hayvanlann yenmesıyle ortaya çıkan bu duı uma henuz bır çozum getınlemıyor Londra Impenal College araştırmacüanndan Simon Hawke ve arkaddşldrı faıelere prıonlara üısen antkorlar aktardılar Sonuçta, scrapıe adıyla bılınen prıonlaıa bağh başka bu hastalığı olan hayvanlann yedı aylık olmadan olmek yerıne, en az ıkı yıl boyunca saglıklı kdldıklaımd tanık olundu Soz konusu uygulama prıonlardan kaynaklanan hastalıklaıa karşı en etküı ük sagalnm yontemı oldu Yenı bulgular pnon kokenh hastalıklaıla ügüı umut verici bir başka raporun yayımlanmasından gunler sonra geldi. Bu rapora gore, CJD salgını sanüdıgı denli yaygın ve uıkutucu degü. Elde edılen yeni değerler Bntanya'da bu hastalığa yakalananlann sayısmın, hastahgın doruguna ulaşngı 2000 yüında 28 ıken, 2002 yıbnda 17'ye dustugunu gosterıyor Hawke ekıbı antkorlan hastalığı 30 gundur taşıyan farelere, belırtılerın henuz ortaya çıkmadıgı an cak pnonlann hızla çoğaldıgı bu donemde aktardı Anukorlann kana kanşıp aynsmamalan ıçın dogrudan beyne şınnga edılmelen gerekıyordu. Havvke elde edılen sonuçlar ışıgında anukorlann anormal bıçımde katlanmıs pıoteınlerden kaynaklanan, Alzheımer gıbı hastalıklann engellenmesıne de yardımcı olabıleceğıne ınanıyor. A. M. C. Şengör Gelişme ve diyalektik p *, .* Geçenlerde Türkiye Petrol Jeologlan Demeği'nin davetiyle Ankara'da bilimsel yöntem konusunda verdiğim bir konferansın sorucevap kısmında bir dinleyici, konferansım esnasında nıçın Friedrkh Engels'in Doğa'nın Diyalektiği adlı eserinden ve bu eserde savunulan bilimsel yontemden bahsetmediğimi sordu. İki kısımlt şorusuna iki kısımlı bir cevap verdim: (1) Engels'in Doğa'nın Diyalektiği'nin günümuz bilimi açısından bilimsel bır ıçenğı olmadığı gıbı, yazıldığı zamanki bilim açısından da durum aynıydı; (2) Marx ve Engels'in savunduklan sekliyle diyalektik bilimsel (ve mantıkî) bir düşünce tarzı değildir. Bu cevabım kendisinin şiddetli protestolanna neden oldu ve bana, bakteriden insana olan biyolojik "gelişmenin" diyalektik temellerini anlatmaya çalıştı. Ben kendisine cevaben gelişmeyi neye göre tanımladığını sorunca bir hayli şaşırdı. Sonra da kendisine bakterilerin dunyanın ilk çağlarında en egemen yaşam unsurian olduğunu, bunun bugun de değismeden surduğunu soyleyince saşkınlığı bir kat daha arttı. ' J ; , ; * * • Bugün özellikle belirli politik görüşlerin taraftariannca kullanıldığı sekliyle "diyalektik düşünce" onsekizinci yüzyılda hızla yayılmaya başlayan "doğal gelişme" inancına fıkirsel bir temel bulma arzusunun sonucunda ortaya çıkmıştır. Bunu Engels'in sözleriyle şöyle özetleyebiliriz: "Bilhassa diyalektik, gunümuzun doğabilimi için en önemli düşünce şeklidir, çünkü yalnızca o doğada karşımıza çıkan gelişme süreçlerinin bir benzeridir ve bu nedenle gelişme sureçleriae de bir açıklama yöntemi sunar."* Marx ve Engels'in kulhndıHlan sekliyle diyalektik Hegel'den alınmış olmakla beraber, Marx ve Engels, Hegel'in diyalektiği kafası üstüne oturttuğu kanısındaydıbr. Engels, diyalektiği bu durumdan Marx'ın kurtardığını söyler. Peki nedir bu diyalektik? En kaba hatlanyla, herhangi bir sürecin, kendisıyle çelişkinin tohumlannı kendi içerisinde taşıdığı ve zamanki bunun gelişmesine yardımcı olduğu fikri. Bu şekilde bir a sürecine karşı gelişen bir negatif a sürecinin, a'nın kendisıyle bir sentez oluşturarak yeni, daha gelişmiş bir b surecine yol açacağı. Bu b sürecinin de aynen a gibi kendi çelişkisini doğuracağı ve boylece giderek daha gelişmiş süreçlerin ortaya çıkacağı. İlk bakışta pek de akh ters gelmeyen bu ifade, mantığın en basit kurallarından olan "birbiriyle çelişen iki ifadenin biriiğinden istenilen herhangi bir ifade türetilebilir" kuralı nedeniyle belli bir gelişme silsilesinin mantıksal temelini oluşturamaz (bkz. Kari Popper, Diyalektik nedir? Mete Tunçay'ın derieyip tercume ettiği Karl Popper'in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuramı adlı eserde, 2. baskı, 1990, s. 114). Halbuki ne doğa ne de bilim boyle çalışır. Bir kere, doğada hiçbir şey gerekli olarak içinde kendi çelişkisinin tohumlannı taşımaz. Bazı süreçlerin ortadan kalkması, kendi iç mekanizmalannın bir ürünü değil, çevredeki tesâdufî değişimlerin sonucu olarak gelişir. Ömeğin, dunya ve Venüs gezegenleri çok benzer bir şekilde yaşamlanna başlamışolmalanna rağmen, guneşe uzaklıklan değişik olduğundan apayn şekillerde evrim geçirmişlerdir. Dünya üzerinde bazı hayvanlar muthiş bir hızla evrimleşırken diğerieri evrimleşmeden soylannı sürdürmüşlerdir. Engels, modem jeolojinin kuruculanndan Sir Chaties Lyell'i jeolojik evrimde gereklilik yerine tesadufu vurguladığı için Doğa'nın Diyalektiği'nde eleştirmiştir. Aynı nedenden ötüru Marx ve Engels Danvin'in evrim kuramını "insanlık hakkında acı bir hicviye" olarak nitelemişlerdir (bkz. Desmond ve Moore, Danvin, W. W. Norton, New York, 1994, s. 485 ve orada MarxEngels yazışmasına yapılan atıf). Yves Christen de Marx ve Danvin hakkında yazdığı eserinde, Man'ın dunyasının doğa bilimlenyle asla bağdaşmadığını belgelemiştir. Bilimsel yöntem tarihine baktığımızda da Marx ve Engels'in savunduğu diyalektiğin önemli keşif ve icatlann yapılmasında herhangi bir rol oynamış olduğunu görmüyoruz. Bilim cesur varsayımlann (her ne yolla olursa olsun) uretimi ve bunlann gözlemle denetlenmesi yoluyla gelişmiştir. Mantık kurallanyla çelişmediği sürece hiçbir varsayım kendi içinde kendi çelişkisini banndırmaz. Varsayımlan ortadan kaldıran gözlemle bağdaşamama halidir. Bu durumda da gözlemle varsayım birleştirilip daha iyi bir varsayım üretilmez. Başansız varsayım terkedilir, yerine yenisi üretilir. Kısacası diyalektik, gelişmenin kaçınılmaz bir doğa yasası olarak görülduğü bir düşünce dünyasında bu sözde yasaya fikri temel oluşturmak için ortaya atılmış bir yöntemdir. Ancak ne açıklamaya çalıştığı yasa bir doğa yasasıdır, ne de kendisi mantıken tutariıdır. Doğa bilimleri gelişmelerini diyalektiksiz sürdürmektedirier. Konferansımda da bu nedenle ondan bahsetmedim. "Cerade die Diatektik ist aber tur die heutige Natuıwissenschaft die wichtigste Denkfoım, weil sie allein das Anabgon und damit die Erklânıngsmethode bietet tur die ın der Natur vorkommenden Entnkklungsprozesse,..." (Dialektik der Natur). Primat evrimi eşeleniyor Mısır çollerını eşeleyen eskıvarlıkbıbmciler, atalan ınsanlarla ortak olan, galagogıller ve longıllerın bılınen en eskı akrabalannı gun yuzune çıkarttılar 38 mılyon yıllık fosıller prı mat aüe ağacındakı buyuk bır boşlugu dolduruyor ve ınsanlann ük atasının samldıgından çok daha once ortaya çıktıgını gosterıyor Fosıller, pnmatlarda bakımla ügılı ük kamtlan da gozleı onune senyor Lemur, lon ve galagolann alt çenelenndekı çatallı dısler bu hayvanlann bakım amacıyla kullandüdan bir "dısten tarak" ıslevi goruyor Bu dış tarakh yanmdymurüar pnmat aüe ağacının yansını olusturuyor ve ınsanlarla maymunlann da aralannda oldugu otekı yansıyla ortak bır atayı payldsıyorlar Bugune dek çok az sayıda pnmat fosüı elde edüdıgınden, ortak atanın ne zaman ve nerede ortaya çıktıgı bümmıyor Ancak eskıvarhkbüımcüenn buyuk bır bolumu bunun yaklasık 65 müyon yü once Afrıka'da ortaya çıktıgına ınanıyor Gelgelelım, turdeş otekı fosıUere kıyasla yaklaşık ıkı kat daha esla olan son lon ve galago fosülerı bu tanhı daha da oncesıne goturebüır Duke Umversıtesı dırımsel ınsanbıhm doktora ogrencısı Erlk Selffert ve prımatolog danışmom Elwyn Simons fosülerı Sahra Çolu'nde ortaya çıkarttılar Mınık çene kernığı parçalan ve dısler ıkı yeni türu temsüedıyor Kdranasıalorısı ve Sahara galagosu Dışlerın arasından geçen kılların oluştuıdugu ve elektıonık mıkroskopla gozlenebüen yıvlerden bunlann guzellık ve bakım amacıyla kuUanıldıkldn anlaşüıyor. Fosüler pnmat soyunun 65 milyon yüdan çok daha esküere dayandıgı yonundekı otekı kanıtlan destekhyor Yale Unıveısıtesı memelüer uzmanı Anne Toder soz konusu bıügulann prımatların en eskı atasının yaklasık 70 müyon yü once oı taya çıktıgını gosteren kendı genetik araştırmalanyla uyusruguna dıkkat çekıyor. Ote yandarı, Clııcago Fıeld Muzesı pnmatolojı uzmanlanndan Robert Martin'ın ıstatstıksel modellen bu tarüıı 90 müyon yü oncesıne goruruyor Karşı cinslerin savaşına yeni bir boyut Erkek fareler eşlerının urettıklen yavru sayısını denetlerken, dısüer yavruldnn beslenmelerınden sorumlu Soz konusu bıügu karşıt cınsler arasındakı ezelı savaşa yenı bır boyut kazandınyor ve erkegın eşını gudurrüeme gırısımlennın kendısı artık ortalıkta olmadıgında büe etküı olabüecegını ortaya koyuyor Arastırmaya katılan Cambrıdge Unıveısıtesı büırrı ddamlanndan Reinmar Hager, babalann yavru sayısını arnrdıklanna, annelenn ıse yıyecegı azaltarak buna karşı koyduklanna dıkkat çekıyor Aüeler, evrımsel tartışmalarla doludur Erkek faıe, eşının olabüdıgınce çok yavru dogur masını ıster, çunku bır daha bırbkte yavru yapmalan olanaksızdır Ote yandan dısı bır şeylerı gelecek ıçın saklamak egüımındedır Bu savaşta süah, dogustan etküı olan genlerdır Bu gerüer, anneden ya da babadan geçme durumuna bağlı olarak, devreye gırerler ya da devreden çü<arlar Soz konusu genlenn erkekten geçmesı durumunda çocuklar uzerınde onlan daha buyuten bır etk yaratır Dısıdekı bu tur gerüer ıse buyumeyı engeller 840/5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear