29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Deprem riski ve yapısal performansın belirlenmesi Baştarafı 4. sayfada ni arttırmaya yönelik bir uygulama olabüir. Bir köprü trafiğının ya da bir endüstri yapısının hareketli yükunün azaltılması gibi. Yapının işlevinin degiştirilmesi, başka bir amaçla kuUanılması da bir çare olarak duşunulebılır. (m) Kımi durumlarda yuk etkılerinin azaltılması için yapısal sıstemde degişikükler yapılması etküı bir çare olabilır. (ıv) Hasarlı elemanların hem mukavemet ve/veya rijitlik kapasitelerinin hem de sunekliklerının (duktüite) eski degerlerıne ulaştırürnası da (restorasyon) bir mudahale bıçımıdir. (v) Müdahale hasarh elemanlann, özelükle agır hasarlı olsun ya da olmasın, "yerınde/m situ" yapılır. Degişürme, restorasyon ve/veya guçlendirme yoluyla yapılan müdahale, hem hasara yol açan ya da yol açması beklenen etkenin buyuklugune ve karakte rine hem de hasarın düzeyine baglı özel bir olgu kabul edilmelidir. Herhangı bir müdahalerün başarı derecesi, güncel performansın doğru belirlenmiş olmasma ve gelecekte oluşması muhtemel bozulma ve/veya hasarın gerçekçi biçimde tahmin edümesine baglıdır. Yeniden tasanm. Onarım ve/veya guçlendirme sonucu yapısal eleman enkesitlerinin büyümesi, rijitliklerin artmasına neden olur. Bu bakımdan anılan etkinliklerden sonra, yapısal elemanlara gelen düşey ve yatay yükler yeniden belirlenmeli; yuk etküerınin "yeniden dagılım"] yapılmalıdır. Rijitlik artışının yapının doğal titreşim perîyodunu azaltacağı, eylemsizliğini ve dolayısıyla onunla ilintüi yük etküerıni arttıracagı da göz onune alınmalıdır. Özetle, anılan belirlemeler ve benzerlerı nedenıyle müdahaleden sonra, ügüenüen yapının yenidentasanmı yapılmalı, ongorulen guvenilirliğin ve performansın sağlanıp sağlanmadıgı denetlenmelidir. maz, ama azaltdabüir ve uluslararası kabul edilen düzeye indirüebilir. Var olan bir yapının tanımlanması, değerlendirümesi, guvenilırlıginın ve peı formansının tahmin edilmesi, performansının yetersız görülmesı durumunda mudafıale turünun seçımı, müdahaleden sonra yenidentasarımının yapılması ve güvenilırlıgınin yeniden belirlenmesi sureçleri uzmanlık isteyen kapsamlı etkınlikleri gerektirir. Bu süreçler, yeni yapüann tasarım ve yapım süreçlerine kıyasla çok karmaşıktır. Muhendislik yargısının baskın oldugu etkinlüderdir. Bu bakımdan, bu denli karmaşık etkinliklerde bulunacak bir mühendısın meslekı performansı çok yuksek olmalıdır. Daha açık anlatımla mesleki bügisi saglam, araştıncı nıtelıgine sahip, deneyimlı, yaratıcı hayal gucu ve muhendisük sezgisi gelışmiş olmalıdır. Değerlendiıecegi yapıya üişkdn tam bügıyi hiçbir zaman elde edemeyeceginı bıkneli, ıhtiyaüı tahminlerde bulunmalı, yapısal kapasiteyi ve performansı gerçekçi biçimde betimleyebilmelı ve en dogru mudahale turünü belirleyebilmelidir. Ne yazık ki Tuıkıye'de bugün, anüan niteliklere sahip yeterli sayıda mühendis yoktur. Hasar görmuş, ozellikle deprem vurgunu yemiş bir yapının güçlendirümesine ilişkın yapım aşaması, bu konuda deneyimlı ve uzmanlaşmış usta ve ışçüerin sayısı çok azdır. 1950 yılından sonra iktidarlar, köylüyü bilinçlendiren, ona yöresel doga koşullarına gore evini yapmasını fiüen ögreten egıtmcnlerı yetiştiren Köy Enstitüleri'ni kapatmışlardır. Imamhatıp okulları açmayı yeğlemışlerdir. Herhalde, doğal afetlerden ve dogal olmayan yapısal göçmelerden, olaganüstu boyutta can kaybı olacagını sezmıs olmalüaı (?!). Türkiye'de bugün, var olan yapılar uzerinde rutin ve sıstematık denetlemeler yapümasına üişkin yasal düzenlemeler yoktur. Gelenek de yoktur, Hatah kullarum, bakımlarırun yapılıp korunmamaları, zamanında mudahale edüip ufaktefek bozulmalann onanlmaması; dolayısıyla hasara ve hasarın gütikçe yaygırüaşmasma yol açılması yüzünden çogu yapı, tasanmında hedeflenen hizmet ömründen çok daha kısa sürede yaşlanmaktadır. Bu nedenle, Türkiye'de işlevlerinde aksaklık gorülen "hasta yörunümlü/patolojik" yapı yüzdesi, Batı ülkelerindekine oranla çok yüksektir. Türkıye'de insanlar sorunlu ve goçme rıskı yuksek bınalarda yaşamaktadırlar. Buraya dek açıklanan belırlemelerın yapıknasmın ve sorunların çözumünün önkoşulu, olmazsa olmazı, toplumun, iktidarları etkileyebılecek ve olumsuz yaptırımlarıru engelleyebilecek erke sahip olrnasıdır. Toplumun bir kamu toplumu, gerçek demokratık toplum olmasıdır. Bunun da nasıl ve ne zaman gerçekleşecegi belirsizdir. (*) Prot, Y. Muh. (ITU, 1952). YTU Inşaat Fakültesi, Yapı Anabilim Dalı E. Ogretim Üyesi. Kaynaklar: Ang, A. HS., andiang, WH. (1984), Probabılıty ConçeptsmüngıneenngPlatı nıng and Desıgn, VII, Decısion, Rtsk, and Rehabüity, Wiley, New York Bağcı, G, e/a/ (1991), "Türkiye'de hasar yapandepremler," Dayındırlıkve lskân Bakanlıgı Afel lşlen Genel MuduıluÇru Deprem Aıaştırma Daıresi, Deprem AıaşUrma Bültenı, Sayı 69, ss 113126 Blockley, D.I. (1980), The Nature ofStructuralDesıgn and Salety, Elto Horvvo od, Chıchester, England CEB (Comıte EuroInlernatıonal du Bölon / Uluslararası Avrupa Beton Komıtesi) (1983), "Assessmenl of concrete strucrures and desıgn procedures (oı upgrading (redesıgn)," BulleUn d'lnlormatıon 162, August, Lausanne, 288 pp CEB (1989), "Diagnosis and assessmenl of concrete structures," Bulletm d'ln lormatıon 192, January, Lausanne, 120 pp CEB (1991), "Rebabılıty of concrele strucfures," Bulklm d'lnlormatıon 202, Jufy, Lausanne, 163 pp Demırtas, R (1994), "17 Ocak 1995 Kobe depremı," Bayındııük ve lskân Ba kanlıgı Afet lşlen Genel Mudurlugü Deprem Araşürma Daıresı, Deprem Araşhrtna Bulteıu, Sayı 72, ss 39Gündüz, A. (1991), "Yapısal guvenılırlık ve yapısal sıstemlerrn guvenilirlige dayanan tasanmı," TeknıkDergı, Cılt 2. Sayı 3. Temmuz, Ankara, ss 367383. Gunduz, A. (1993), "Var olan yapıların güvenılırlıgınin tahmin edilmesiyle ılgılı yaklaşımlar uzeııne bu ırdeleme," 2. Ulusal Deprem Muhendıslıgt Konferansı, 1013 Mart, Istanbul, Bıldmler Kıtahı. ss 109117 Gunduz, A ve Baturay, D. (1993), "Var olan belon yapıların t.:ınımlanması ve yapısal değerlendırme uzerine, Turhye Inşaat Mühendıslığı 12 'IhknıkKonyresı. 25?,7 Mayu, Ankara, Bıldınler Kıtabı, ss 6980 Gunduz, A. (1996), Muhımdıshkte Olasüık, Islalıstık. Rısk ve. Guvenılırlik, Kure Basım Ltd, Ştı., Istanbul ityTnaz, T. (1999), "Istanbul depremlen," Cumhıuıyet Gazetesı, Bıhm 'Ihhuk dergiBi, Sayı 651. 11 Eylul. ss. 811 Sonuç Yapısal goçme riski hiçbir zaman ortadan kaldınla dörtköşe Terzinin oğlu Bugün sıze bir terzinin oğlundan söz etmek ıstiyorum azız okurlarım. Adı: Baron Jean Baptıste Joseph Fourıer. Fourıer (aman ha; 'Furıe' dıye okunur) 1768'de Fransa'da doğar; 8 yaşında öksüz kalır; askerı okulda okurken matematikte ustun başarı gösterır; Fransız devrımınde aktıf rol alır; devrırn sonrasında boynunu giyotinden hem de üa kez zor kurtanr; 26 yaşında 1794'te yeni kurulan Ecole Normale'in matematık bölürnune başkan atararı Napoleon'un önce peşıne taküır, sonra onu terk eder, sonra yine peşinden gıder; Maxwell gıbi ünlü bir büim adamına şürsel güzellıkte göninen Fourier dizüenni (serüerını) ve tümleyenlerini (ıntegrallerini) ortaya atar; ve nıhayet 1830'da evinın merdivenlerinden aşagı ya yuvarlandıktan 12 gün sonra kalp yetmezliginden ölür. Matematige olan yetenegi kuşku götürmeyen Fourı er'nin çalışmalarını Lagrange, Laplace, Legendre gibı büyuk matematikçücr yaratıcı bulmalarma karşın kabul etmeyip bilimsel makale olarak yayımlanmasına ızın vermemişlerdir. Çünkü Fourıer bir matematikçi degil, bir mühendistir ve maternatiksel donanımında eksildikler vardır. *** Donemındeki akranlanyla karşüaştınldıgında bilimsel sayılabilecek bir egitim almış oldugu görulen Napoleon'un Fourier gibi muhendisler de dahü olmak üzere birçok bilim adamına kolkanat gerdıgi ve onların sırtını sıvazladıgı, dahası kendini Büim Akademisi'nin bir elemanı gibı tanıttıgı bilınır. Fransız ordusu 1798'de Mısır'ı fethettigi zaman Napoleon aralannda Fourıer'nın de oldugu bir grup büim adamına genış yetkiler vererek Mısır'a goturür. Fourier'nin görevi silah ve topların namlularının atış sonrasında fazlaca ısınıp şışmeleriyle ügili sorunlan gidermektir. Hem bu ziyaret hem de toplann ısınması meselesi Fourier'nin kafasını epey meşgul ede660/18 Pırefesör H. Ökkeş cektir. Rivayetlere göre Fourier ısı transferi ve sıcaklık konusuna kendini o denli kaptırmıştır kı sıcaklıgın her derde deva olduguna inanmaya başlamış ve hayatının sonuna dek vücudunu sıcak tutmak için paltolara, kürklere sannarak aşırı ısıttıgı odalara kapanmıştır. Işte belki de sırf bu nedenle, Fourier herhangı bir fonksıyonun veya grâfigin bir dızi trigonometrik bagıntıyla, ornegin sinüs ve kosınüslerın toplamlarıyla ifade edüebilecegi sonucuna varmıştır. Bu çok önemli sonuç bugun aklınıza gelebüecek hemen her türlü dünyevi konuda, mesela ses, görüntü, hatta deprem dalgalarını ügüendiren uygulama ve araştırmalarda çok yaygın olarak kuUanılmaktadır. Fourier, gelecekte büımsel ve teknolojüc ılerlemelere kaüada bulunacak olan çakşmasının asla bilimsel bir makale olarak basüdıgını görememış, yalnızca bir ders notu olarak yayımlanmasını saglayabümıştır. , . , . .• ' • Fourier'nin sıcaklıga olan aşırı duşkunlugunün kalbini zayıflattıgı ve merdivenlerden duşmesine sırtına aldıgı kalın ve agır paltolarm neden olduguna iüşkm kestırımım az önce açtıgım iskambü falında ortaya çüanca resmıyet kazandı. Bu son derece yetenekli matematikçının, dıger yetenekli matematıkçüer gıbi boş zamarüannda resim yapıp yapmadıgını, yaptıysa ne tür resımler yaprnış oldugunu, baktıgım bakla falı ne yazık ki açıga çıkararnadı. Fallar yardımıyla büe kestiremedigim bir diğer önemli aynnü daha var. Fourier'yi 1809'da 'Baron' yapmış olan ünlü komutan Napoleon'un, dört yıl sonra VVaterloo'dakı savaşı kaybedınce Fransa'mn. Marmaris'i sayüan St. Helena'a suruldugunünü büiyoruz Napoleon'un orada, "para, para, para" ozdeyışıni sayıklamak dışında diger birçok yetenekli komutanın yaptıgı güaı mesela hamamda yıkanan kadınlarm resmini yapmaya merak salıp salmadıgını büemiyoruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear