Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Dl L AR A Dilin kaynağı: Dil sadece insanlara Dünyanın konuşulan en eski dili hangisidir? Adem ve Havva hangi dili konuşuyordu? Üç bin yıldır sorulagelen bu sorular bir türlü çözülememiştir, çözüleceğe de benzememektedir. Nitekim, 1866'da toplanan Paris Dil Derneği, toplantılarında bu türlü sorunların tartışılmasını yasaklayan bir bildiri çıkarmıştır. Dr Korkut Yaltkaya (*) ılın kaynağı ıle ılgılı ılk soylenceye Herodot'da rastlıyoruz Bu soy lenceye gore, Mısır'da, I Ö 7 asırdd krallık yapmış Psamtrik, dunya dakı ılk ınsanların kımler olduğunu anlamak ıçın şoyle bir deney duzenlemış (gorguculuk yontemı lyı de yanlış uygulanınca "bacagı koparılan çekırge sağır olur" sonucunu verıyor) Ikı yenı doğmuş çocugu, çobanın bırıne vermış ve çobana bu bebeklerı ınsanlardan uzak bir yerde kapalı tutmasını, yanlarmda tek bir soz soylememesını ve sadece beslenmelerı gerektıkçe yanlarına keçı bırakıp, sut emmelerını sağlamasını ve konuşmadan dığer gereksınımlerını yerıne getırmesını ve bebeklerın soyleyeceklerı ılk sozcugu kendısıne bıldırmesını emretmış Boylece ıkı yıl geçmış bir gun çoban barınagın kapısını açtı ğında çocukların onunde dız çokup, ellerını uzatarak "becos" dedıklerını ve bu sozcugu bırçok kez yıneledıklerını gormuş Bu durumu krala bıldırmış ve kral bu sozun ne anlama geldığını ve hangı dılden olduğunu araştırmaya başlamış Sonuçta Frıglerın ekmeğe "becos" dedıklerını oğrenıp ılk ınsanların Orta Anadolu'da yaşamış olan bu toplum olduğu sonucuna varmış Bugun, yıtmış bir kavım olan ve Hıtıt Im paratorluğu'nun yıkılmasından sonra tarıh sayfalarına geçen Frıkler'ın ılk ın san toplulugu olmadığını ve Frıkler zamanında daha bırçok başka dıllerın de konuşuldugunu bılıyoruz Bebekler, belkı keçılere oykunerek, belkı de kendı aralarında uydurma bir çocuksu dil yaratarak (bırçok ıkızde olduğu gıbı, ancak ıkızlerın anlayıp da kımsenın anlayamadığı bir dil uydurarak) boyle bir sozcuk soylemış olabılırler Belkı de bu oyku sadece bir soylencedır ve hıç gerçekleşmemıştır Bu kuşku goturur oykuye karşı Kutsal Roma ımparatorlarından bırının (Frederıck II) gerçekten bir dil deneyımıne kalklştığını guvenılır tarıhten oğrenıyoruz Imparator, yukarıdakı ornokto olduğu gıbı yanlarmda hıç konuşulmaması koşuluyla bazı kadersız çocukları sutannelere ya da bakıcılara bırakmış ve bünların ılk olarak hangı dılı konuşa caklarını anlamaya çalışmış Imparatora gore, bu çocukların buyuk olasılıkla ve doğal olarak Ibranıce konuşmaları ge rekıyordu Daha az olar.ılıkla ve sırasıyla bu dıller Yunanca, Latınce ve Arapça da olabılırdı Frederıck, bugun yaşayıp bu deneyı yapsaydı ılk oğrenecegı dil hangısı olurdu acaba? Deneyın sonucunu bılmıyoruz Soylentıye gore, bu çocuklar konuşamadan olmuşlpr Bir başkası (nedense bu konuya hep krallar merak sarıyor), Iskoçyalı James IV de benzer bir deney yapmış (bu kez soz konusu sağırdılsız bir kadının ye tıştırdıgı ıkı çocuk) ve çocukların vaktı zamanı gelınce bırdenbıre Ibranıce ko nuşmaya başladıklarını gormuş1 D Vahşi çocuklar Yukarıda aktardığımız deneylere benzer durumlar kendılığınden de oluşmuştur Toplumdan uzak ve yalıtılmış bir şekılde hayvanlar arasında buyuyen çocuklara rastlanılmış, bu olguların bir kısmı enıne boyuna ıncelenmış, bir kıs rnı ıse bir ıkı satırlık bir gazete haberınden ıbaret kalmıştır 34 yuzyıl sureyle aralıklı olarak ve tek tek bulunan bu vahşı çocukların sayısı 5060 kadardır Bunlar kurt çocuk, Leopar çocuk, Ga zel çocuk gıbı ısımler almıştır Bulundukları yaşları 624 arasında değışmek teydı Bu çocukların ıncelenmesı sonucu Psamtrık'ın duşuncelerı destek bulamamıştır Çunku, bulunan çocuklar bazı sesler çıkarmakla bırlıkte, konuşamı yordu Daha sonra bu çocuklara dil oğretme çabalarının çoğu başarısızlıkla sonuçlandı Bir kısmı ancak ışaretlerle anlaşabıldıler dığer bir kısmı ıse uçbeş sozcukle amaçlarını anlatmaya çahştılar Bu noktada, bebeklerin altı aylıktan başlayarak sesler çıkarmaya baş ladıklarını ve bu seslerın tum bebeklerde bırbırıne benredığını, evrensel olduğunu belırtelım Hatta sagır dılsız ana babadan doğan, onların çevresınde buyuyen sagır çocukların bıle dığer bebeklerın cıvıltılarına benzer sesler çı kardıgı bıldırılmıştır Ancak, bebeğın çevresınde dılı oğretecek kışıler olmazsa bu sesler kullanılan dılın seslerıne benze mez ve amaca yoneiık anlatı kazanamaz "Hav hav" varsayımı, konuşmanın ın sanların etrafındakı seslerı ve ozellıkle hayvan seslerını taklıt etmekle başladığını ılerı surer "Oflayıp puflama" varsayımı; konuşmanın, ağrının, ofkenın veya dığer he~ yecanların oluşturduğu ıçgudusel seslerle oluşturduğunu ılerı surer Bu ses lerın evrensel oluşu bu duşunceyı destekleyebılır, ancak sayıları çok azdır "Dıngdong" varsayımı, ınsanların çevrelerındekı uyaranlara tepkı verıp çevreyı yansıtan veya çevre ıle uyuşum ıçnıde olan ses ler çıkardıklarını ("ağız jestlerı" yaptıklarını) ve : konuşmanın boylece İ oluşmaya başladığını ılerı surer "Heyamola" kuramı ıse ınsanların topluca çalışıp guç sarf ederken rıtmık sesler çıkardıkları nı, bu seslerın zamanla konuşmaya donuştugu nu savunur "Lay lay" kuramı, dogrudan doğruya Jespersen tarafından eklenmıştır Buna gore, eger dılı ınsanlarda tek bir neden başlatmışsa bu neden yaşamın duygusal yonunden kaynaklanmalıdır Sevgıye, oyunlara, şıırsel duygulara hatta şarkı lara eşlık eden sesler gıbı Ancak bu kuramların yeterlı olmadığı, çok genış bir kullanım alanı olan dılın ancak bazı belırlı parçalarını açıklayabıldığı, dılın temel yapısını oluşturmakta yetersız olduğu gorulmekterdır sınım vardır Aynca yıne bu kısa zamaı ıçınde dılın kurallarını ve yapısını oğren mesı, tam anlamıyla bılınçlı olmasa d, yenı öğrendıklerını bu kurallara uydu rup, kotarması zordur Boylece, gıderek bebeklerın doğuş tan dil yeteneklerı bulunduğu, evrımıı ınsanın beynını dıle hazırlamış olduğı duşunulmeye başlandı Bu yetının, ço cuğun etrafında konuşulan dılın yapısı nı, genel ılkelerını adeta kendılığındeı (otomatıkman) anlaması nı sağladığı sanılır Yuz bınlerce ve betkı de mıl yonlarca yılın bırıkım olan bu evrımsel yetı deneme ve yanılma yo luyla yenı tumceler kur mayı, yenı sozcukler doğru olarak kullanmay sağlar Dil yetısı kurgu sunun tetıklenıp, ışlevı başlaması ıçın, erışkınle rın , çocuğun çevresındı konuşuyor olması gerek lıdır Bebek, daha 4 hafta lıktan başlayarak konuş ma seslerıne duyarlıdır Bebeğın tepkılerıne ba karak (emzığı bir dakıka da emme sayısındakı ar tış ve azalışlar gıbı) "p ve "b" gıbı sessız harfleı ayırt edebıldığı saptan mıştır Yenı doğrnub be bekler, kol ve bacaklarını annesınıı seslerıne uyacak şekılde devındırır Oy sa, yenı dogan bebek muzıge duyar değıldır, muzığe uygun olarak devıne mez Bu bulgular, bebeğın algılama sıs temının konuşma seslerını ayırt edebı lecek şekılde programlandıgını goste rır Bu programlanmanın, doguşta gelen dil yetısının bir parçası olduğu d varsayılabılır B ebeklerin doğuştan dil yetisine sahip olduklan, evrimin insan beynini dile hazırlamış olduğu ileri sürülüyor. 5 varsayım Danımarkalı dil bılgını O. Jespersen, dılın kay" fteğı ıle ılgılı bırtakım var sayımları toplamıştır Bunlan kısaca yınelersek Bebeklerdeki dil yetisi Bebeklerın, etraflarındakı konuşulan dılı oykunerek, yıneleyıp pekıştırerek ogrendıklerı ılerı surulur Fakat, oykunme yoluyla kısa bir sure ıçınde ısteklerı nı anlatabılecek duruma gelmelerı zordur Çok daha uzun bir zamana gerek Nasıl gelişti? Konuşabılmek ıçın hem beynın her de konuşma yollarının konuşmaya uy gun bir bıçımde gelışmış olması gerek 5406