Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
BİLİM DÜNYASINDAN 90 yaşında ama genç! Bir Amerikalı araştırmacı melatonin hapı ile gençlik rejimi uyguluyor... ücre bıyoloğu Russel Reiter (Teksas) her akşam 1 miligram melatonin hapı yutuyor. Umudu, 90 yaşında ve genç ölmek. Russel 30 yıldır üzerinde çalıştığı bu kimyasal maddenin harikalar yaratacağına inanıyor. Beyinde doğal olarak üretilen İ Bu ilacın üstünlüklerine inanan oldukça çok sayıda bilim adamı da var dünyada. Bağışıkhk ve yaşlılık araştırmacıları VValter Pierpaoli ile Vtfilliam Regelson ABD'de yenı yayımlanan "The Melatonin Miracle" (Shfıon and Schuster yayınevi) başlıklı kitaplarında, bu maddenin yaşlanmayı durdurduğunu ileri sürüyorlar. Parasızlık yüzünden, üniversitelerimize giren bilim dergileri sayıları azalıyor. Çare? |ilımsel araştırmaların öncelikli kamacı yeni bilgilerin üretılmesı ve 'bu bilgilerin teknolojiye aktarılarak toplumun refah düzeyinin yükseltılmesidır. Bilim adamlarının bu işlevlerini verimli bir şekilde yerine getirebilmeleri için özellikle bilimsel dergilerdeki yayınlara kolaylıkla erişebilmeleri gerekmektedir. Bilim üretimı açısından bilgiye erişim hayati önem taşımaktadır. Yurdumuzda araştırmageliştirmeye ve bilimsel faaliyetlere verılen önemin kısmen de olsa arttığını memnuniyetle görrnekteyiz. Nihayet ülkemizde de araştırma olmadan bilimde ve sanayide atılım yapmanın imkânı olmadığı anlaşılmıştır. Ancak ülkemizdeki üniversite kütüphanelerinın içinde bulunduğu durum, bilimsel bilgiye erişimle ilgili kısa ve uzun vadeli hiçbir politikanın oluşturulmadığını göstermektedir. Ülkemizin uzun yıllardır içinde bulunduğu kararsız ekonomik durum, üniversitelere ve üniversite kütüphanelerine ayrılan kaynakların çok yetersiz oluşu, şüphesiz ki bu olumsuz gelişmenin en önemli nedenini oluşturmaktadır. Son iki yıtdır ülkemizde yaşanan ekonomik krizin yanı sıra, dünya çapında bilimsel dergi fiyatlarında dolar bazında yıllık %10'luk artış ülkemizdeki tüm üniversite kütüphanelerini ve YÖK Dokümantasyon Merkezi'ni büyük bir mali krize itmiştir. ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi gibi geniş bilimsel dergi koleksiyonuna sahip üniversiteler, kütüphane bütçelerinin %95'ini dergi ödemelerine ayırmalarına rağmen, birçok dergi iptaline gitmek zorunda kalmışlardır. Seksenli yıllarda ülkemizdeki tüm araştırmacılara hizmet vermek amacıyla kurulan YÖK Dokümantasyon Merkezi bu yılın dergi abonelerini yenileyememiş ve halen geçmiş yıllardan kajan borçlarını ödemeye çalışmaktadır. Ülkemizdeki bilimsel dergi koleksiyonlarının dünya standartlarının ne kadar altında olduğunu anlayabilmek için komşumuz Iran'a bakmanız kanımızca yeterli olacaktır. Şu anda Iran Islam Cumhuriyeti'nde sadece Milli Tıp Merkezi'nin bilimsel dergiler için ödediği parayla bütün Türkiye'nin bilimsel dergiler için ödediği para hemen hemen aynıdır (6 milyon $). Bilimsel kitap koleksiyonlarındaki durum daha vahımdir. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi bugün birçok üniversite kütüphanesi yıllardır çok kısıtlı sayıda kitap satın alabilmektedir. Birçok kütüphanenin yabancı dıldeki kitap koleksiyonu çağdaş olmaktan çıkmıştır. Bilimsel kitaplara en çok gereksinim duyan kesimi yüksek lisans, doktora öğrencileri ve genç araştırmacılar oluşturmaktadır. Dünyada tüm universitelerde koleksiyona dahil edilen kitap ve dergi sayıları ile tamamlanan doktora ve yüksek lisans tezleri arasında bir paralellik vardır. Yeni üniversitelerln açıldığı, yüksek lisans eğitimine önem verilmesi gerektiği bir dönemde böyle bir durumun ülkemız için geçerli olmadığını üzülerek gözlemlemekteyiz. Kitap ve dergi koleksiyonu 1.000.000'un altında olan orta büyüklükte bir Amerikan kütüphanesinin koleksiyonuna yılda 50.000 ciltlı dergi ve kitap eklenmektedir. Şu anda koleksiyonu 300.000 olan ODTÜ kütüphanesine 1993 yılında 14.000 ciltli edilmiştir ki,.bu ODT Ü ' n ün 1982'den beri erişebildiği en yüksek sayıdır ve bunun da çok yetersiz olduğu açıktır. Bu koşullar altında özellikle büyük kentlerimizdeki üniversite kütüphanelerinin bilimsel yayınlara erişim konusunda işbirliğine gitmelerinin, YÖK Dokümantasyon Merkezi'nin en azından üniversitelerin satın alamadıkları dergilerin aboneliğini sürdürmesinin ve Intemet, CDROM gibi elektronik ortamlardan bilgiye ulaşmakta yararlanabilecek alt yapıîarın oluşturulmasının gerekli olduğu görüşündeyiz. Tüm bu alarm verici sinyallere bilim kamuoyunun pek duyarlı olduğu söylenemez; birçok bilim çevresi bu durumu kabullenmiş gibi gözükmektedir. Ancak toplumumuzun refah düzeyini yükseltmek istiyorsak, bilimsel üretimimizi arttırmak ve araştırmacıların bilgiye kolaylıkla erişebilecekleri ortamları yaratmak zorundayız. Tüm bilim çevrelerini, bilim kamuoyunu bu durumun ivedilikle düzeltllmesi için gerekli tepkiyi göstermeye çağırıyoruz. Prof. Dr. Haluk Hamamcı 5ODTÜ Gıda müh.), Doç. Dr. Bülent Karasözen (ODTÜ Matematik Böl. ODTÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Baş.), Prof. Dr. Levent Yılmaz (ODTÜ Kimya Bölümü) P Universitelerde bilim dergisi kanaması Bağışıklığı güçlendiriyor Bu kimyasal madde hap veya kapsül şeklinde Drogerie'lerde satılmakta. bazı araştırmacılar melatoninin bıyolojik süreçleri etkilediği. diğer vücut kimyasallarıyla etkileşime girerek bağışıklığı güçlendirdiğı görüşündeler. Biyolojik saati, biyoritmi düzenlediği ileri sürülen melatoninin, büyüme aşamalarını da yönettıği dığer bir iddıa. Insanlarda yaşlandıkça melatonin üretiminin azaldığı olgusundan hareketle, düzenli alınması halınde yaşlanmayı belirli noktalarda durdurabıleceğı belırtilmekte. Ancak melatoninin hücre içine nasıl etkilediği ise bılinmiyor. Bu konuda çeşitli görüşler ortalıkta dolaşıyor ve deneyler yapılıyor. Uykusuzluğa da iyi geliyor Yapılan araştırmalar, bu maddenin uykusuzluk çekenlere iyi geldiğini gösterdi. Epilepsı, Down sendrom, otizm gibi hastalıkları olan çocukların rahat uyumalarını sağladı. Fare deneylerinde ilacın öldürücü olmadığı, herhangi bir yan etkiye de yolaçmadığı görüldü Bütün bunlara rağmen, henüz melatonin alıp da genç kalan ve 90 yaşına kadar dinç yaşayan kimse olmadığı için, bazı bilimcilerin iddiası da şimdilik sadece bir iddia olarak kalmaya mahkum. Tabii gençliğe faydası olmasa bile ilacı satan şirketlere epey faydası oluyor...(sp.34/95) Melatonin araşttrmacısı Reiter'e göre, melatonin gençliğin sırrı. melatonin, kıtalararası yolculuk hastalığı olarak bilinen jetlaga karşı başarıyla uygulanmıştı. Şimdi bundan gençlik hap yapılmaya çalışılmakta. Reiter'e göre, her gün bir miligram melatonin kansere karşı bile insanı koruyabilir!. Tabii bunlar şimdilik iddia düzeyinde. Kanıtlanmış bir şey yok. Uyku laboratuvaıiarında melatonin testleri yapılıyor. 443 7