29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

HAYVANLAR DÜNYASI Semenderlerde aşk S emenderler (bir çeşit kuyruklu kurbağalar) cinsel bırleşme yapmak istediklerinde büyük bir güçlük ortaya çıkar: erkeğin cinsel organı (penis) yoktur. Erkek spermlerini toprağa bırakır. Oişi spermatofora yaklaşarak onun dışkılığı (cloaca) içine alır (dışkılık veya cloaca üreme, barsak ve idrar sistemlerinin bir arada dışa açıldığı kanaldır). Sperm, dışkılığın özel cepleri içinde, yumurtalar döllenmeye hazır olana kadar bekletilir; döllenme dişinin vücudunda meydana gelir. Akrepler ve bazı akarlar da böyle ürerler. Bu tip cinsel birleşmelerde problem, erkeğin dişi spermatofor almaya ikna etmesidir. Erkek semender bunu nasıl yapar acaba? Erkek dişiyi yumuşatmak için seks feromonları salgılar. Dişinin ikna edilmesi şarftır; çünkü dişi, kaçmakla erkeğe saldırmak arasında kararsızdır, erkeğin iç gıcıklayıcı "parfüm"ü dişiye boyun eğdirir, dişi ancak bu kokuyu aldıktan sonra spermatoforu içine alır. Kuzey Amerika kırmızı benekli semenderi (Notophtalmus viridescens), eğer yumuşak başlı bir dişi bulursa spermatoforunu hemen bırakır. Dişi soğuk davranıyorsa, erkek arka bacaklarını dişinin boynuna sararak onu sımsıkı tutar. Dişi önce kaçmaya çabalarsa da sonra hareketsiz kalır. Bu dişiyi tutsak alma 3 saat kadar sürer. "Amplexus" denen bu safhada erkek durmadan yanaklarını dişinin burun deliklerine sürter; her yanakta üç adet feromon bezi bulunduğundan, dişi bu başdöndürücü erkek koku Aşık bir erkek semender (Triturus vulgaris,) dişisinin önünde ateşli kuyruk danslan yapar suna teslim olur; serbest kalınca kuzu kuzu erkeğinin arkasından gider ve spermatoforu dışkrfığı içine alır. Erkeğe pilocarpin enjekte edilirse foromon salgısı çok artar ve dişi tamamen erkeğe boyun eğer. Erkeğin yanaklarına jiklet yapıştırılır veya dişinin burun deliklerine vazelin sürülürşe döllenme olayı meydana gelemez; dişi durmadan kıvranır ve kaçmaya çalışır. Triturus tipi Avrupa semenderlerinde erkek dişiyi tutsak etmez; dişiyi uygarca ikna etmek için kuyruğunu oynata oynata dans eder. Dişi hem bu dansı görerek, hem kuyruğun sallanmasından doğan su akıntılarının derisine değdiğini hissederek, hem de akıntının taşıdığı erkek foromonlarını koklayarak cinsel eyleme hazırlanır. Erkeğin dışkılığında bulunan bezlerin çoğu spermatofor yapar; yalnız sırt bezi (dorsal gland) denilen çok büyük bir bez (Triturus'un boyunun % 10'unu kaplar), Seks feromonları salgılar. Dişi Triturus'ların bu feromonlarla uyarıldığı şöyle kanıtlanmıştır: erkek Triturus'ların sırt bezlerinin özü dışilere koklatıldığında, bu dişilerın koku soğanında elektrik akımı kaydedilir. Dişilerın burun delıkleri vazelinle kapatıldığında veya erkeklerin sırt bezi ameliyatla çıkartıldığında, erkeklerin dişiyi spermatofor almak içinikna edemedikleri görülür. Plethodon familyasından semenderlerde erkek sevişme sırasında dişinin hareketlerini kısıtlamaz; fakat çenesinin ucundaki bir bezi dişisinin burnuna dayar, dişi bu bezden çıkan seks kokularını (erkeklik feromonlarını) uzun uzun koklar. Dağ semenderlerinin (Desmognathus ochrophaeus) hem çene ucu feromon bezleri, hem de alt dudaklarını delen uzun dişlerı vardır. Inanılmaz bir şey! Erkek önce dışleriyle dişinin derisinde çizikler oluşturur ve sonra buraya çeneucu bezlerıni sürter. Bu şekilde erkek dişisine kelimenin tam anlamıyla seks feromonları enjekte etmiş olur; az sonra kana geçen bu feromonlar dişiyi cinselliğe hazır hale getirir. Çeneucu bezlerinin cinsel hayattaki önemini kanıtlamak için, bu bezlerden hazırlanan öz bir filtre kâğıdına emdirilerek dişinin burnuna konmuş ve dişlerin yine cinselliğe hazır hale geldiği görülmüştür. Seks feromonları semenderlerin şevişmesini hızlandırmaktadır. Bunun ise birçok yararı vardır. llki, düşman gelmeden sevişmeyi bitirmektir. Sonra derileri kurumadan önce dişi spermatoforu almalıdır. Semenderlerin akcığerleri yoktur, oksijeni derileriyle alırlar; fakat bunun için derinin ıslak olması gerekir; bu nedenle akarsu kıyılarında sevişirler ve sevişmeyi feromonlarla hızlandırırlar. Nihayet hızlı sevişme, aniden geliveren bir erkek semenderin "pişmiş aşa su katmasını" önlemesi bakımından önemlidir. Semenderlerin erkekleri bir dişinin yanında uzun döğüşler yaparlar; yenilen semender dişiyi yenene bırakır ve çekilip gider. (New Scienttst, 7 Nisan 1988, s. 40 43) Ispanya semenderinin (Pleurodeles vvaltl) erkeği dişlstnln üştüne çıkarak onu kaçırmayacak şekilde sımsıkı tutar. (Üstte) Erkeğin çıkardığı feromonlarla mest olan bir dişi semender (solda) erkeğin sperm kesesi bırakmasını bekliyor. Körler ama her şeyi koku sayesinde biliyorlar lermıtler (beyaz karıncalar) doğuştan kördürler. Bu nedenle birbirlerini antenleriyle tanırlar. Anten boyunca sıralanmış koku alıcı hücreler, termitlerin bir başka böceğin kokusunu almasını sağlar. Peki, böceklerin kokusu var mıdır? Evet, böceği örten koruyucu kitin tabakasından dışarı özel kokulu hidrokarbon molekülleri yayılır. Bu korkuyu kitin içindeki bezler salgılamaktadır. Bu bilgilere rağmen termitlerin bir dostu bir düşmandan nasıl ayırt edilebildiği uzun süre anlaşılamadı. Termitlerin kafasında, birçok diğer böcekte olduğu gibi, adeta bir bilgisayar vardır. Banka bilgisayarları kartın üstündeki şifreyi nasıl tanırsa, bir termit de kalıtsal düşmanları olan karıncalarla kendi hemcınslerinın kokusunu öyle ayırteder. Kokladıkları bir termitin kendi yuvalarından olup olmadığını bile anlayabilirler. Körebe oynadığınızı ve iki ıkizden birinı yakaladığınızı düşünün; hangı ikiz olduğunu söyleyebilir miydiniz? Tabii ki hayır. Fakat bir termit bu ayırımı yapabileceği gibi, ikizlerin bir evde birlikte oturup oturmadıklarını da söyleyebilirdi. Küçük kahinler mi bunlar? Tabii ki değiller. O halde? Bu işin sırrı kütle spektrometrisi ve gaz kromatografisi denilen kimyasal yöntemlerle kokuları analiz ederek çözüldü. Her termit türünün ve aynı tür içinde her termit yuvasının kendine özgü bir kokusu vardır. Kimyasal analizler iki farklı termit türünün (Reticulitermes santonensis ve Reticulitermes lacifugus grassei) farklı kokular saçtığını ortaya koymuştur. flginçtir kı böcekler dünyasında bile casusluk veya "ajanlık" vardır. Ponerin türü karıncalar, karınca kokusu yerıne termit kokusu çıkararak, ellerini kollannı (daha dogrusu antenlerinı) sallaya sallaya termit yuvasının her köşesini gezebılırler, termitler kör oldukları için onu "aileden biri" sanarlar. Araştırmacılar A yuvasından bir termitin derisini B yuvasından bir termitin derisi üzerine nakletmişler ve şunu görmüşler: B yuvasının termitleri, bu A kokan yabancıyı her gelişinde kapı dışarı etmektedirler. Bir karınca türünde (pogonomyrmex badius) altçene bezlerince yapılan feromonun boyutları ölçülmüştür; başlangıçta iğne ucu kadar küçük bir küre olan feromon, 10 saniye içinde 5 cm büyüklükte bir bulut halini almış ve 35 saniye sonra kaybolmuştur. Burada bir kez daha evrımdekı amaca uygunluğu görüyoruz. Eğer feromonlar havada uzun süre kalsaydı, her karınca sayısız kokuya maruz kalacak ve ne yapacağını şaşıracaktı; feromon havada ancak diğer karıncalara mesaj vermeye yetecek kadar kısa bir süre kalmaktadır: bir kapı zilinin 510 saniye sürüşü gıbı.(Sek?uk Alsan) 479 76
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear