Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S A N A T VE B İ L İ M nasıl etkiledi? Buğday Tartaaı 1890 bilir. Bu görüş eğer doğruysa, kulağını çınlamalardan ve işitsel halüsinasyonlardan kurtulmak için kesmiş olabilir van Gogh (7). Van Gogh'un sağlığını ve sanatını etkileyen bir başka faktör de aşırı apsent alışıdır, deniyor (8). Apsent, pelinotundan (Latince adı artemisia absinthlum) hazırlanan bir likör. Pelinotunun içkilerde kullanılması 1908'den beri yasaklanmıştır. Van Gogh'un aşırı apsent düşkünü olduğu biliniyor (9). Aşırı apsent alanlarda işitsel ve görsel halüsinasyonlar, eksitasyon, konvulsıyonlar, paranoya, akut bani ve başağrısı görülebilir. Gerçekte, van Gogh'un tüm terpen içeren maddeler de aşırı düşkünlügü söz konusu. Ve terpenler, genel olarak sinir sistemi üzerin de toksik etki gösteren maddeler. Bu terpen lerden bir başkası da kafur. Kulağını kestikten sonra karşılaştığı uykusuzluğa çözüm olarak van Gogh kafur kul Dr. Gachet'nin portresi, 1890. lanır. Yatağına ve yastığına aşırı miktarda lar ortaya çıkar. Ancak, porfirialar alanında kafur döker ve bu yöntemi kardeşi Theo'ya bir uzman olan Jan VValdenström'ün bu tada önerir. Kafur, solunumla yüksek dozda nıdan kuşkulu olduğu, çünkü bu hastalık ialındığında hayvanlarda konvulsiyonlara neçin tipik bir anormallik olan idrarın kırmızıden olan bir terpen. Ve van Gogh son bir laşmasına van Gogh'un mektuplarında hiç buçuk yılında böyle en az dört nöbet geçideğinilmediği belirtilmektedir (11). rir. Van Gogh'un Fransız ressam arkadaşı Paul Signac (18631935), 1889'da bir akşam ressamın terebentin içmesini önlemeye çalıştığını belirtir. Terebentin, çeşitli çam ve köknar türlerinin gövdelerinin çizilmesiyle elde edilen ve terpen içeren bir madde. Değindiğimiz bütün bu spekülasyonlar, Gene van Gogh'un birkaç kez resimlehni günümüzden yaklaşık yüz yıl önce yaşamış yemeye çalıştığı belirtilir. Çünkü resimler de bir sanatçı için yapılıyor. Ancak, bu speküboyaların inceltilmesinde kullanılan terebenlasyonlara basvurmaksızın, daha basitçe tin içermektedir. van Gogh'un özgün resim anlayışı demek ki bu, denilemez mi? Bu tür spekülasVan Gogh'daki sarı baskınlığının başka yonlar van Gogh kadar olmamakla birlikte, bir nedeninin ise santonin toksisitesi olabibaşka sanatçılar için de yapılmıştır. Nobel leceği belirtilmektedir (10). Santonin, çeşitli odüllü ünlü Ingiliz bilimci Medawar. bu yakartemisia türlerinde bulunan ve özellıkle laşımın pek bilimsel olmadığını alayla şöyle halk dilinde Horasani denilen (Latince adı dile getiriyor: "El Greco'nun resimlerinde artemisia maritima) bitkilerden elde edilen (özellikle dinsel) resimlerinde bazı figürve tıpta antihelmintik olarak kullanılan bir ler çoğumuza olağanüstü uzun ve ince madde. Ancak, yapılan araştırmalarla asgörünür. Ismini vermeyeceğim bir göz pent içicilerinde santonin toksisitesinin göhaslalıkları uzmanı, El Greco'nun bir görrülmesinin mümkün olmadığı anlaşılmış. me bozukluğundan dolayı insanlan böyle Çünkü 1 litre apsent içildiğinde en çok 1.1 gördüğünü ve bu nedenle de öyle resmg santonin alınır. Oysa sarı görmeye yol metmesinin doğal olduğu açıklamasını açması için santonin miktarının 200 mg cigetirmisti. varında olması gerekir ki bu da yaklaşık 182 "Böyle bir açıklama geçerli olabilir litre apsent alınması demektir. mi? Van Gogh'da olduğu düşünülen hastalık"... Bir ressamda çiftgörme (diplopia) lardan birisi de akut intermitan porfiria olbozukluğu olduğunu varsayalım; yani, muştur. Bu hastalıkla nöbetler halinde karın her şeyi çrft görme. Eğer göz hastalıklan agrıları, konfüzyon, depresyon, halüsinasuzmanının teorisi doğru ise bu ressam yonlar ve psikoz gibi çeşitli nörolojik sorungördüklerini çrft olarak çizecek, o za Hepsi hekim spekülasyonu mu? man, eserine tekrar baktığında bütün figürieri dört görüp bir şeylerin ters gittiğini anlamayacak mıdır? Eğer bir görme bozukluğu söz konusu ise ressam için en doğal (yani temsil edici) olan şekiller bizim için de doğal görünen şekillerdir; bizde bir görme bozukluğu olsa da sonuç değişmez. El Greco'nun bazı figürleri çok uzun ve ince görünüyorsa, nedeni, El Greco'nun onların öyle görünmelerini amaçlamasındandır "(12). Sanat, yaratma ve yansıtmanın bir sentezidir. Sanatçı, gerek iç dünyasını gerekse dış dünyasını yansıtırken yaratır. Ortaya çıkan ürün kuşkusuz sanatçının kişiliği, dünya görüşü, çevresi, ekonomik ve toplumsal durumu vb. ile yoğrulmuştur. Van Gogh'un sanatı için de durum bundan ibareftir. Van Gogh'un yapıtlarında kuşkusuz hastalıklarının da etkileri olmuştur. Bu kaçınılmaz. Nitekim van Gogh, hastalığı ağırlaştığı ölçüde daha üretken olmuştur. Ama hastalık etkeni, van Gogh'un rahiplik denemesi ve mistisizmi sırasında karşılaştığı maden işçilerinin açlığı, grevleri, direnişleri, acıları; başarısız aşkları; baba evinden kovuluşu; ressamlığa adım atarken Paris Komünü'nün kılıç artığı Pere Tanguy'un yanındâ sosyalızm sempatizanlığı, böylece mistısizmın yerine sosyalizmi koyuşu; "tarlalann ve marabalann ressamı" denilen Millet'ye hayranlığı; parasızlığı ve açlığı; kendisinden dört yaş küçük kardeşinin eline bakışı ve kendisini hazıryiyici olarak görüşü; resimlerinin otoritelerce "deli resimleri" olarak değerlendirilışı (ünlü Fransız ressam Cesanne van Gogh'un yüzüne karşı "Bunlar deli resimleri" demiştir); alçakgönüllülüğü; adı "Zafer" (Vıncent) olan birinin görünürde hep başarısız oluşu gibi etkenlerle birlikte ele alınmalıdır. Sonuçta van Gogh'u bir "Halk Ressamı" yapan, onun sanat anlayışını oluşturan bütün bu süreçtir. Van Gogh eğer bugün yaşasaydı spekülasyonlara gerek kalmayacaktı. Klinik biyokimyadaki gelişmeler sayesinde van Gogh'un yukarıda degınılen hastalıklarının tanısı konulabılecekti. Orneğin en çok üzerinde durulan digitalis zehirlenmesi, bu bitkinin içerdiği dlgrtoksin adlı maddenin kan düzeyinin ölçülmesi ile birkaç saat içinde anlaşılabilirdi. Aynı şekilde santonin için idrarda tarama testi yapılarak santonin toksi sitesinin söz konusu olup olmadığı, gene idrarda amlinolevülinik asit ve porfobilinojen ölçümü yapıiarak van Gogh'un porfirialı olup olmadığı kolayca anlaşılabilirdi. Kanda serotonin; beyinomurilik sıvısında 5 hidrosiindolasetik asit; idrar, kan ve beyinomurılik sıvısında norepinefrin, norepinefrinin metabolizma artığı metoksihidroksifenilglikol ölçümü ile depresyonun ve dığer davranış bozukluklarının nedeni bir ölçüde ortaya konulabilirdi. Bütün bu bilgilere göre de, tıp biliminin bugünkü geniş olanakları sayesinde van Gogh'un tedavisı belki yapılabilirdi. Ancak, gerek zaman, gerekse mekan temelinden kopanlmış ve hastalıklan da giderilmiş bir van Gogh, van Gogh olur muydu? * Biyokimya Uzmanı, Türkiye Yüksek Ihtisas Hastanesi Biyokimya Laboratuvan Basasistanı KAYNAKLAR 1. Wolf PL. If clinical chemistry had exısted then, Clin Chem 1994; 40:328335. 2. Lee TC. Van Goghs vision digitalis intoxication, J AM Med Assoc 1981; 245: 792729 3. Marie FW. Van Gogh's suicide. J Am Med Assoc 1981; 217: 939939. 4. Kayaalp O. Rasyonel Tedavi Yönünden Tıbbi Farmakoloji, Ankara, 1978. 5. Whıte PD. An important toxic effect of digitalis overdosage on the vision. N Eng J Med 1965; 272:9045. 6. Frank H. Van Gogh, Alan Yayıncılık, 1985, s. 82. 7. Arrenberg IK, Countryman LF, Bernstein LH, Shambaugh GE. Van Gogh had Meniere's disease and not epilepsy. J AM Med Assoc 1990:264:491493. 8. AlbertPuleo M. Van Gogh's vision thujone intoxicıtaın. J AM Med Assoc 1981; 246: 42. 9. Frank H.. Ibıd., s. 82. 10. Arnold WN, Dalton TP, Loftus LS, Conan PA. A search for santonin in artemisia pontica, the other wormwood of old absınthe. J Chem Educ 1991; 68: 278. 11. Sandblom p. Vincent van Gogh: chemicals, crises, and creativity, N Eng J Med 1993; 329: 1133. 12. Medawar PB. Genç Bılimadamına Öğütler, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, 1994, s. 1011. 3897