Catalog

O K U R D A N • B İ Z E H A F T A N I N G Ü N D E M İ "Bedeni ve zihni yenileme" yazısı iizerine Sayın Bilim Teknik Yayın Yönetmeni Yazılı basının tüm temsilcileri arasında, basının artık giderek kanıksandığmız ve pek de olumlu addedilemeyecek niteliklerin dışında ve uzağında kalmayı en iyi başaran bir örnek olmasından dolayı BilimTeknik'e teşekkürlerini sunarak başlamak istiyorum. BilimTeknik'in 348. sayısında yayınlanan "Bedeni ve zihni yenilenme" başlıklı yazısında sayın Prof. Dr. Korkut Yaltkaya, uykunun niteliği, uyku dönemlerinin özellikleri ve uyku yoksunluğunun önem ve sonuçlarını gayet ilginç ve anlaşılır biçimde özetlemişti. Ne var ki yazısının sonlarına doğru, yazının bütünüyle pek uyuşmayan, fakat yapmadan geçemediği bir değinide Freud'un düşler kuramına biraz "ölçüsüzce" eleştiriyor. Sadece uzmanların değil, meraklıların da pek iyi bildiği gibi düşlerin yorumlanıp anlamlandırılması o denli basit bir iş değildir. Yani "sembollerin tam anlamları verilirse, düşler sağlam bir anlatıma kavuşur" iddiasında bulunmak zordur ve Freud da sembollere verdiği büyük öneme rağmen; bunu, düşlerin yorumlanıp anlamlandrılmasından çok bilimdışı süreçlerin varlığını kanıtlamak amacıyla kulanmayı yeğlenip, cinsellikle ilgili simgelerin yokluğundan yararlanarak cinselliğin hayatımızdaki önemli rolünü bir kez daha vurgulamıştır. Sayın Yaltkaya, konuya belki yalnızca geçerken dokurimuş olduğu için yargılarını açıklayacak tanıtları ve uslamlamaları bizden esirgemiştir. Diyelim ki "Sembollere tam anlamlarını" verdiniz, "uzun, yuvarlık cisimlerin penis, mabetlerin önüne.. vs" olduğunu tespit ettiniz. Freüd'a göre bunlar insanların rüyalarında ortakjça kullanılan simgeler olduğuna göre; rüyayı gören hakkında bu kadar bir işlem hiç ama hiçbir şey açıklamaz. onun kuramını önce bu denli güdükleştirip, sonrada bunun yeterli olmadığını söylemek doğru görünmüyor. Freud simgelerin yorumda olsa olsa bir yardımcı öğe olarak kullanılabileceğinin tamamıyla farkında olarak, asıl yorum işiniçok daha güç, çeşitli olasılıklar içeren, geniş bilgi ve emek isteyen bir iş olarak tasvir etmiştir. Kısaca, sayın Yaltkaya'nınkine benzer bir ifade kurarsak; onun nezdinde kuramdaki saçmalık o kadar açıktır ve yanlış olduğunu anlamak öylesine kolaydır ki, yüz yıllık tarihiyle psikanalizin sahip olduğu saygınlıkla kıyaslandığında, bu açıklık ve kolaylık, aynı açıklık ve kolaylıkla sayın Yaltkaya'nın biraz ölçüsüz davrandığını düşündürmektedir. Dr. Murat Demir Halkalı Toplu Konutları C0105B/26lst. Bilimi sahiplenmenin yolları Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Kurumu (TÜBtTAK) Bilim Kurulu, iki önemli konuda karar aldı. Bunlardan birincisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi 'nde bilim ve teknoloji konularında Uzmanlaşmış bir komisyonun kurulması, ikincisi ise bilimsel amaçlı dış geziler için yurtdışına çıkacak olanlardan 100 dolar konut fonu ahnmaması. Kurum bu isteklerinin hayata geçirilmesi için hemen girişimlere başladı. Meclis Başkanlığına özel komisyon kuruluşu için başvurusunu yaptı; konut fonu için de hükümetle ilişkiye geçti. tamamen hükümetlerin keyiflerine bağlı olduğu için, yıllarca toplanmasa, hesap verecek alacak bir mercisi de yoktur. Yapısı itibanyla da daha çok bilimin devletm çeşitli örgütleri, birimleri ve bakanhklar arasında bir koordinasyon, danışma, fıkir alış verişi yapılacak bir kurum özelliklerini taşır. Bu nedenle bilimin ülkemizde gelişmesi, bir bakanlık düzeyinde sahiplenilmesine bağlı gözüküyor. * TUBİTAKyöneticilerinin gönüllerinde de aslında bir bilim ve teknoloji bakanlığı kurulması yatıyor. Mecliste bilimle ilgili kararların alınacağı, görüşüleceği bir komisyonun kurulması, buyolda bir kilometre taşı olabilir. Bilim, rüşt ve siyasetçi Ülkemizde bilimin örgütlenmesi tamamen teknik düzeyde bırakılmaya çalışılıyor. Tabii, burada bir kasıt aramamak gerekir; bilimin teknik du'zeyden politik düzeye bir türlü ve istendiğî gibi yükseltilememesinin temel nedeni olarak. siyasi partilerin henüz bilimle ülke kalkınması arasındaki doğru ilişkiyi görememiş ve kuramamış olmalarında aramak gerekir. Bir de . bilimcilerin, bilimin teknik düzeydeki patronlannın bugüne kadar kendi varlıklarını gösterememiş, "rüştlerini" kanıtlayamamış olmalannı da, bu konunun politik düzeye yükseltilememesinde önemli bir etken olarak kabul etmek gerekir. Bu görüşü biraz açarsak: Bilimin hükümet düzeyinde patronu, sahibi yoktur. Bütün gelişmiş ülkelerde bilim ve teknoloji önemli bir bakanlık çatısı altında örgütlenmişken, ülkemizde ise bilim yüzlerce sıradan devlet örgütünden biri muamelesi görmekte ve TUBİTAK bir devlet bakanlığına bağlı yürütülmektedir. Devlet düzeyinde bilimin yasalpatronluğunu yapan ve Başbakana bağlı olarak yılda iki kez toplanması öngörülen Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu ise, bürokratik ve hantal yapısı bakımından bilimi geliştirecek ve yönlendirecek bir özellikten yoksundur; ayrıca bir yaptırım gücü de yoktur. Bu kurulun toplanması ve karar alması, geçen yıllarda da görüldüğü gibi Hükümetlerin yurtdışına maç izlemeye gidecek sporseverlerin konut fonu ödememesi için ikide bir karar almaları, bilim adamlarımızın çok ağrına giden bir konudur. Haklıdırlar da. Konut fonu ödemeyecekler listesi varsa ve sporseverler hem de hükümet kararlarıyla bu listenin değişmez ayrıcahklı grubunu oluşturuyorlarsa, Türkiye'de ve Türkiye'nin kalkınmasında kendine yer arayan bilimin de bu listeye girmek istemesi çok doğaldır. Bilimin bütçesi sınırlıdır. Bilim adamları yılda birkaç kez yurtdışına gitmek, kongrelere katılmak ve uluslararası bilimsel ilişkilerden kazandıkları bilgiyi, deneyimi Türkiye'ye aktarmak durumundadır. Dış temas, bugünkü dünya koşııllannda Türkiye biliminin gelişmesi için olmazsa olmaz koşuludur. Bilimden Konut Fonu ahnmasınl... *** Gelecek cumartesi yeniden birlikte olmak umuduyla gönlünüzce geçecek bir hafta dileriz. Cumhuriyet BİLİMTEKNİK »No: 359,5 Şubat 1994 »Basan ve Yayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.. »Genel Yayın Yönetmeni: Özgen Acar «Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya »Genel Yayın Danışmanı: Orhan Erinç • Yazı Işleri Müdürü: Ibrahim Yıldız (sorumlu), Dinç Tayanç «Yayın Yönetmeni: Orhan Bursalı »Grafik Yönetmeni: Tüles Hasdemir •Reklam: 3573