26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

BİLİM KÜLTÜR KIS A H A B E R Titikaka ve Van Gölleri Peru'daki gölden yola çıkarak, acaba Van Gölü hakkında hangi araştırmalar yapılabilir? Vehbi Belgil uney Amerika'nın batı kıyısında Peru ile Bolivya'nın hemen hemen yarı yarıya paylaştıkları Titikaka Gölü ile Van Gölü'nü bu yazımda karşılaştırmamın nedeni bizim gölü dikkatlere sunmak içindir. Yabancı ülkelerln her şeyleri uzun uzun incelenip ilgilenenlerin yararına sunulmuş. Bizde böyle bir şeye pek rastlanmıyor Birçok genç bilimsel buluş yapmak istediklerini mektupla, sözle bildiriyorlar. Bunlar dünyayı ayağa kaldıracak buluşlar yapmak istiyorlar. "öyle bir buluş yapayım ki dünya beni alkışlasın, futbol asları gibi her yerde parmakla göstersin. Kızlar benimle görüşmek için sıraya girsin..." Bilim yazarlığımın ilk günlerinde böyle gençlerle görüşüyordum: Hangi konularda buluş yapabileceklerini benden öğrenmek istiyorlardı. Hemen hepsine şu fıkrayı yanıt olarak veriyordum: Mozart'ın büyük ününe özenen birisi, 40 yaşlarında bir kont, üstada, eserlerini, özellikle operalarını nasıl yazdığınısorar: "Yaşınızkaç?" "40." "Yaşınız henüz uygundeğil bu iş için." "Aman, üstad, siz ilk operanızı yazdığınız zaman on yaşında bile değilmişsiniz?" "lyi ama, ben bu işi nasıl yapacağımı kimseyesormadım." Bütün buluşçular için geçerli bu yanıt. Oysa, dünya çapında değil de ülkemiz çapında buluşlar için gayret sarfetmek herkesin elinde. Göllerimiz bir örnek. Deve sütünden de peynir oldu G Gölün suları mevsimine göre 50 santim küsur yükselebiliyor: Çevre dağlarında karlar eriyince. Göl, adını, üzerindeki kaya adalarda yaşayan vahşî kedilerden alıyor: Titi, kedi, Karka kaya. Bu kediler, avlanmak için suya atlayıp kıyıya çıkıyor, sonra dönüyor. Bir uydudan çekilen fotoğraf da, bunlardan birinin suya atlaması sırasında çekılmiş. tanrısı kızını ve oğlunu gölün en büyük adasına göndermiş. Inka uygarlığını bunlar kurmuş. Tabii, dediğim gibi, bunlar söylenti. Oysa, gölün güneyindeki Tiahunaka kentinde'Ki kazılara göre, Inkalardan önce de uygarlıkiar birbirini izlemiş burada. Nüfus bir ara 100 bini bulmuş. Tarihsel kalıntılar arasında merdivenli bir ehram, süslemeli kapı kemerleri, süslü muazzam yapılar, sonra, en az 150 ton ağırlıkta taşlardan bir tapınak ve dev heykeller... Yerlilerinözelliklerl Yerli erkekler 70 kilo dolayında. Vücutları oksijen azlığına göre oluşmuş. Göğüs genişlikleri ve akciğerleri normalin çok üstünde. Kanlarının 1 santimetre kübundeki alyuvar sayısı milyonu aşıyor. Cilt esmer. Dahası: Burada kanser vakaları az görülüyor, güneşin parlamasına rağmen Verlilerin bugünkü torunları IspanyolAyrv.araca karışımı bir dil konuşuyor. Buralardan dünyaya yayılan patates, dünyayı besliyor Göldebalıkbol. 500 yıl önce getirilen manevişli alabalıkların 1415 kilo gelenleride var. Halk tarım, balıkçılık ve kaçakçılıkla geçiniyor. Peru ile Bolivya'nın yarı yarıya paylaştıkları böyle bir yerde kaçakçılık normal değil mi? Bizim Güney sınırımızda, IspanyaFransa sınırında, Van gölü çevresinde olduğu gibi. Nasıl oluşmuş? 60 milyon yıl önce And dağları 6500 kılometre uzunlukta bir dağ dizisi biçiminde oluştuğu sırada tam ortalarda bir çökme oluyor. Buz çağı döneminde buraya dolan ;.• *» Çöl insanları da artık peynirle tanışıyor P Van Gölü Van Gölü bütünü ile bizim sınırlarımız içinde, 3737 kilometrekare genişlikte Derinliği 110 metre... Gölümüz, adını eskilerden alıyor. Thospitis veya Arsissa ilk adlardan. Araplar Ahlat demiş. Gölün suları acı: Sodium karbonat, sülfür ve borks yüzünden. Yazın karlar eriyince gölün su düzeyi 50 santim kadar yükseliyor. Göl suları tavalarda kurutularak deterjan diye satılıyor. Bu tavalara perekdeniyor. Nol: Van'la ilgili bilgi bu kadar değil tabii. Millî Eğitim Bakanlığı'nca yayımlanmış Islam Ansiklopedisi'nin "Van" maddesinde (cilt 13, sayta 194) geniş bilgi var. Ayrıca, Ibrahim Mütetferrikanın matbaasında basılmış Vankulu sözlüğünden de sözedilmekte. Bu sözlük Arapça'dan çevrilmiş. Gölümüz, arastırmacıları bekliyor. Yalnız Van Gölü değil, öbür bütün göllerimiz... Tabii, başta, oraların huyunu suyunu bilenleri. Peru'nun Titikaka Gölü Bu gölün başlıca iki, hatta üç özelliği var: İki ülke tarafından paylaşılmış olması, 3.809 küsur metre yükseklikte bulunuşu ve 8135 metrekarelik yüz alanı ile büyük göller arasında yer alması. Göl, dünyanın en büyük gölü değil tabii. Hazer Denizi, 394.000 küsur metrekare ile en büyük göl. Ama, yanlış bir eski adlandırma ile göl diye değil, deniz diye tanınıyor: Titikaka Gölü'nün derinliği 370 metre. Bu derinlik gölün su sıcakhğını hep 11 santigrad derece dolayında tutuyor: Derin dalga hareketi olmadığı için. buzlar ve karlar, gölün ilk sularını meydana getirlyor. Sonra, çevre dağlarından fışkıran trmaklar, nehirler gölün bugüne gelmesinisağlıyor. 3 bin küsur metre yükseklikteki bu gölün havası bizim bildiğimiz gibi değil. Oksijen azlığı birçok biçimde kendini belli ediyor Solumakta güçlük çekiyor insan. Çakmakla sigara yakmak da bir sorun. Deniz motorları yarı kapasite ile çahşıyor. Yangın olasılığı çok az. Bu nedenle, itfaiye teşkilatı kurulmamış. Bu olumsuzluklara rağmen burada insanlar yaşamış, uygarlıklar kurmuş. Söylentilere göre, ilk "Inka" imparatorluğu 1230da kurulmuş. O sırada bizde Osmanlı İmparatorluğu henüz tarih sahnesine çıkmamış. Nasıl kurulmuş bu uygarlık? Güneş eynıı dünyanın pek çok yerinde, çeşitlı tur!«3ri yapılan önemli bir besin maddesı Inek, manda, keçi, koyun, yak hatta zebra sütünden yapılan peynir, devenin sütu koyulaşmadığı için Kuzey Afrika kabilelerinin hiç bilmediği bir yiyecek. Afrika da yaklaşık 16 milyon devenin bulunduğu göz onünde tutulursa, onemli bir besin kaynağının boşu toşuna harcandığı anlaşıhı' Ancak süt araştırmacısı Jear, Paul Ramat bazı çalışmalar yaparak. deve sütünden de peynir elde edilebileceğinı oösterdi. Bu, tarıma elverişsiz bölgelerde yaşayan yoksul insanlar için iyi haber Birlesmiş Milletlerin bir örgütü olan FAO ( Ulus larası Gıda örgütü) Fransız araştırmacı nın bu çalışmalarından yararlanmanın hesabı içinde. Afrikalılar develerinden sagdıkları sütü ya hemen içiyor, ya da deri tulumlarda veya seramik kaplarda ekşitiyorlar. Bazen, bu şekilde mayaladıkları sütü uzun süre çalkalayarak elde ettiklerı yağı kozmetik ve ilaç hammaddesi olarak da değerlendiriyorlar. JeanPaul Ramet, klorid ve kalsiyum fosfat katarak, sütü, enzimlerin etkinliğinı yükseltip hızla koyulaşacak şekilde ekşitti ( New Scientist, sayı 1884, sayfa 8 ) Bunlardan fazla miktarda katılınca peynir acı oluyor, inek veya koyun sütü karıştırıtılınca da mayalanmış parçalar dağılıyordu. Ramet'in Tunus, Suudi Arabistan ve Somali'de bu yönde yaptığı çalışmalar bölge halkının da çok ilgisini çekti. Bir Fransız firması da, taşınabilir bir peynir makinesi yaparak Ramet'in araştırmalarını destekledi. FAO onaylarsa, kabileler bu makineyle donatılacak. Firma daha sonra Moritanya ve Suudi Arabistan'da küçük peynir fabrikalan kurmayı tasarlıyor. Anlaşılan, Afrikalılar hem önemli bir besin maddesı kazanmış olacaklar, hem de Fransız peynirlerıni tanıyarak damak zevklerini geliştirecekler (Ade) 33913
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear