Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B İ L İ M KÜLTÜR B İ L İ M YAYI Yas dönümlerinin yanattığı korku Vchbi Belgil a nsanın yaşamında dönemler vari• dır: 7 gibi, 14 gibi, 21... gibi. Bunu B 28354250 diye sürdürebiliriz. Çocuk, 7de, ilk olgunluğa erişir, okula başlar. 14'ünde seks dönemine giter. 21 yaş, bütün hukuk sistemlerinde, aklın iyice geliştiği aşama sayılır. Ve bu böyle gider 35 ve 40 yaşları inişe geçişin ilk belirtilerinin görüldüğü dönemdir. ötesi malum: ömrün bahar ve yaz dönemleri bitmiş, güz, arkasından da kış dönemine ilk adımlar atılmıştır. En çok gürültü koparan yaşlar da bu yaşlardır. Kadınlar için 35. erkekler için 40... Vehbi Koc, kırkı, başarıların doğruğu sayar. Ona göre, insan, bu yaşa kadar ne yapacaksa yapmıştır. Sonrasında, olayların akışına göre kendini şekillendirir. O vakte kadarki bilgileri, deneyimleri ile fırsatları yakalayabilir veya yakalayamaz. Cahit Sıtkı, 35i yolun yarısı sayar. "Yaş 35, yolun yarısı eder / Dante.gibi ortasındayız ömrün / Delikanlılık çağımızdaki cevher / Yalvarmak, yakarmak nâlile bugün / Gözünün yaşına bakmadan gider." Hayatın 4 dönemi, belirtileri ve insanın tepklleri... le bugün". "Takı, taş, tüy, bez, boyada oransızlık bazılarını "rüküş" yapar. Bütün bu çırpınışlar Tanrı takdirlnin "tedblr'l beşerle" ortadan kaldırılması içindir. Ama genç ve güzet görünseniz de, spor yapsanız da, yapmasanız da iş olacağına varır Insanoğlu öleceğini bilir, fakat bir türlü kabul etmez "Dofctor biraz daha önce gelseydl... O llâcı Içseydl... Hastaneye vaktinde gltseydi..." gibi laflar b o şunadır. Adam seksenine, doksanına basmış, siz onu doktorlar, hastaneyle, önlemle yaşatacaksınız. Hepimiz yaşlanmaktan korkarız. Oysa, sevinmemiz gerekir Çünkü Tanrı, yaşlanmayı herkese nasip etmiyor. Neyzen mi, Eşref mi, birisi, "Bir hazakatzedeylm, mldeml tıp teptl benlm" demiş. Aslında midesini tıp değil, gece, gündüz içtiği alkol tepmişti. 3540 yaşlarını, en çok gürültü kopartılan yaş diye niteledim. O yaşa kadar, kadın olsun, erkek olsun, yapacağını yapmış, azçok bir refah düzeyine kavuşmuş, sıra, bundan yararlanmaya gelmiştir. Ama, işte, "lyl düzen bu düzen / Girmese araya bozan" burada da uygulanmaya başlar Saçlara ilk aklar düşmüş, göz kenarlarında ilk kırışıklıklar başgöstermiş, merdivende zorluk çekilmeye başlanmış, göt, göbek, gerdan üçlüsü büyümeye başlamıştır. İnsan, kendi yüzune dikkatle bakmayı, ilk kez bu yaşta akıl eder: "Benlm mi Allahım bu çlzglll yüz? / Neden böyle düşman görunürsünüz / Yıllar yılı dost blldlglm aynalar?" Ama aynalar hep böyle olmuştur. Gerçeği, insanın yüzune. acımasızca vuruverirler. Ayna, dili olmadığı için "Aman elendlm, bu ne şıklık, bu ne gençllk, bu ne tazelik!" diyemez, patavatsızdır. En son söyleyeceğini, lap diye, en başta söyler Gürültü çağı Çocuklar ve büyükler Ama, acımasız, sadece ayna değildir. Çocuklar daha da acımasızdır. "Abl" seslenişi yavaş yavaş "bey abl" olur. Arkasından "bey amca", sonraları "bey baba", daha sonraları "dede, beyefendl, efendi amca" gibi seslenişler gelir. bir öğretmen arkadaş, kendisine "dede" diyen torunlarını azarlardı Bu seslenişlerin argodaki karşılıkları "moruk, babalık" gibi sözlerdir. Erkeğin buna ilk tepkisi, saç boyatmak, genç giysileri kullanmak, zayıflama yollarını aramak, kısa pantolonlu sporlara dadanmak, yaşlı sohbetlerinden kaçmaktır. Kadın, saç boyatma ve gerdlrmeye ek olarak yanında hep genç kızlarla gezme; taşa, tüye, takıya, beze yönelme eğilimindedir. Televizyonlardaki yumuşatıcı krem reklamları bu yaşlar içindir. Ama, Cahit'in dedigini bir kez daha anımsayalım: "Yalvarmak, yakarmak nâll Ülkenin birinde insanlar yaşlanıp ölmezmiş de bir dağdan çağırıya gidermiş. Birisi de buna kızar, "Enayl gibi ne gldlyorlar. Ben çağrılayım da bak gider miyim" dermiş Fakat, genç denecek bir yaşta, üstat, berberde tıraş olurken çağrılmış Hemen seğirtmiş. Berber "Hani gltmeyecektln? Dur barl bıyığının şurasını diizelteyim de öyle glt" demiş Üstat şu yanıtı vermiş: "Dur, önce gideyim, dönüşte yaparsın bıyık düzeltmeyl." Tabii gitti, gidiş o gidiş... Henüz kırkında bir insan yaşlanmayı hep başkalarına yorma eğilimindedir: "Kendimi dlk tutmayı hiç aklından çıkarmasaydı sırtı böyle kamburlaşmazdı... Spor yapsaydı, baston kullanmasına gerek kalmazdı... İnsan kendisine biraz dikkat eder. Adam bırakmış kendisini..." gibi sözlerin arkasında "gurur"umuz glzlidir. Eski bir öykü Bunların anlamı "Ben böyle olmayacağım"dır Tıpkı masaldaki gibi... Ama öyle bir oluyor ki insan neye uğradığını şaşırıyor. Böylece, yaşlılık karşısında 4 dönemde geçiyoruz. İlk dönem ilk belirtileri hiçe saymak, genç giysileri ve saç boyaları ile kendimizi aldatmak dönemi. Kadında bu dönem bez, boya, takı, taş, tüy, krem döneminin karşıtıdır "Yaşlılık mı? Ne münasebet. Ağzından yel alsın. Dur bakalım daha? Torunlarımı, torunlarımın torunlarını göreceğim ben, Allah'ın Iznl İle." Bu son cümle Tanrı y a bir tür ağız rüşvetidir. Iklnci dönem, yaşlılığı üstüne hiç kondurmama dönemidir; Basamaklar, eskisi gibi, üçer dörder atlanır. Ama, biraz sonra göğse tıkanıklık gelir. Hani atletti? Ne oldu öyle birden? Tıkanıklık mı? Boru tıkanması gibi, biraz daha hızlanırsın, geçer Böyle yapılmaması gerektiğini söyleyenlere, "Efendlm, sporu bırakmamalıydım, bu merdlvenler bana hiç." Ücüncü dönem "kazaya rıza" diye adlandınlabilir (Olanı, olacağı kabul dönemi). önceleri aşağı görülen yaşlıların sorunlarına candan eğilme dönemi. "Nlye görünmüyor? Yabyormuş. Allah Allah, daha dün buradaydı. Nesl varmış? Ama, o da çok içlyordu." Bu dönemde, koltuk altındaki bir kabartı, kanserdir; göğüsteki hafif bir sancı, bypas gerektiren bir hastalıktır. Cinsel ilişkide hafif bir gecikme, iktidarsızlık başlangıcıdır. . Son dönem, adamına göre değişir. Kimisi "Biz yapacağımızı yaptık, unumuzu eleylp elegimizl duvara aslbk. Bundan sonrası gençlerin. Gelsln tavla, gelsln konken. Işe gidilir gibi erkenden kahveye... Günün her Işlnl küçük, aşağılık görme, geçmlşl göklere çıkartma." Adamın blrl ölmekten çok korktuğu için azrailden bir ricada bulunmuş: "Canımı almaya gelmeden birkaç gün önce bana haber ver de işlerimi bitireyim." "Olur" demiş ölüm meleği ve bir gün karşısına dikilivermiş "Hani önceden haber verecektin?" "Kaç kez verdlm, sen oralı olmadın." "Nasıl olur? Benlm hiç haberlm olmadı?" "Bir gün gözlerln lyl görmemeye başladığı zaman İlk işareti vermişlim. Sonra, merdivenlerl çıkamamaya başladın. Bu da ikinci Işaretti. Başka bir gün mkJenden yakındın, yedlklerlnl İyice sindiremediğlni söyledln. Üçüncü Işaretti bu... Ve bu mlnval üzere başka Işaretler verdlm. Sen hiç mi hiç oralı olmadın." Masalı daha fazla uzatmaya gerek var mı? Astponomi Magazin Ülkemizde sayıları çok sınırlı olan popüler bilim dergilerinin çeşitli alanlardaki yayınlarını kapatmak ve tamamlamak amacıyla, Ege Üniversitesi Astronomi Topluluğunun çıkardığı Astronomi Magazin dergisi 7. sayısını da yayımladı. Geniş kitlelerin umutlarını, beklentilerini sömüren ve son bir kaç yıldır etkinlik alanı giderek genişleyen astroloji falcılığının uydurucuları kendilerine bilimsel bir kılıf geçirmekten de geri kalmıyor. Bunlara karşılık gerçek astronomi bilimini mümkün olduğunca popülerleştirmek, gökyüzünü, yıldızları, gök olaylarını anlatmak gerekir. Bu açıdan bakıldığında, Astronomi Magazin dergisi gök olayları, gökbilimi konusunda yaptığı yayınlarla kendine düşen görevi yerine getiriyor ve ülkemizde böyle bir boşluğu dolduruyor Sınırlı olanaklarla düzenli bir şekilde öğrenciler ve öğretim üyelerinin katkılarıyla çıkartılan derginin Ekim sayısında, NASA'nın başlattığı evrende akıllı yaratıkları arama kampanyası, VIII. Ulusal Astronomi Kongresi, Uzay Günlüğü, Büyük Patlamaya lişkin tartışmalar, gökyüzünü tanıyalım. Diğer gezegen sistemlerinde yaşam, yazıyları bulunuyor. dergide ayrıca bilgisayar köşesi, gökbilim terimleri sözlüğü, bu ayın gök olayları ve ekim ayı gökyüzü yazısı da yer alıyor. Yazışma Adresi: Ege Üniversitesi Astronomi Toplulugu, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay bilimleri BölümüBornova Izmir 35.100 Telefon: 51880110 Son bir masal Deri Hastalıkları ve Frengi Arsivi Deri ve Zührevi Hastalıklar derneği'nin yayın organı olan Deri Hastalıkları ve Frengi Arşivi'nin 1992 ; 26(2) sayısı yayınlandı. Yılda dört sayı yayınlanmakta olan derginin yazışma adresi: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı 34 303 Cerrahpaşa Istanbul 29213