Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İNSAN Olağanüstü insan" efsaneleri EFSANESİ Her kıtaya bir dağ yaratığı Himalâyaların bol tüylü, insanımsı YETI'si... .. Kızılderililerin "Büyük Ayak'ı... Alplerin ejderhası... Ulkemiz dağları... Dr. önder Kavhan zulun kenarındaki ayak izlerinin fotoğraflarını çekmişler. Doç. Y az sıcağından bunaldığımuz şu günlerde, vakti olanlar için en güzel sporlardan biri dağlarda gezintilerdir. imkân buldukça dağlara çıkmayı ve hafta sonunu; tertemiz, sessiz, suyu ağaçları, manzarası harikulade bu orta.nda geçirmeyi çok seven, ancak birkaç yıldır buna vakit bulamayan biri olarak "tracking" yapantarı nasıl kıskanıyorum bilemezsiniz. Dağları özler, düşünürken aklıma efsanevi dağ yaratıkları hakkında bilinenleri derlemek geldi. işte bulabildiklerim: Yeti avı "yasak"! En ünlüsü: YETİ En ünlü dağ yaratığı "Yeti" olsa gerektir. Yeti, Himalâyaların yerli halkı Sherpa'ların nesiller boyu hikayelerini anlattıkları, insanımsı, bol tüylü, vahşl bir yaratıktır. Boyu yaklaşık 3 metredir. Olağanüstü kuvvetlidir. Kızdığı zaman ağaçları kökleyerek çıkarıp çok uzaklara fırlatabilir. Etoburdur. Genellikle "pika" isimli dağ faresiyle beslenir, arada sırada "yak" diye bilinen Himalaya sığırının tadına bakar. Dişilerinin göğüsleri öylesine büyük olur ki koşarken veya yokuş aşağı giderken omuzlarının üstünden arkaya atar. (Arada sırada köylere saldırıp insanları götürdüğü de olurmuş). Anlatılanlara göre kırmızıkahverengi uzun kıllarla bütün vücudu kaplı. Yüzü orangutana benziyor. Miyavlama, havlama, ıslık çalma, kükreme gibi sesler çıkarabiliyor. Yetiler alkole son derece düşkün olup yalnız yaşamayı, gece dolaşmayı tercih ediyorlar. Napler isimli araştırmacının 18 değişık Sherpa tupluluğundan edindiği bilgilere göre 43706100 m. arasındaki yükseltilerde yaşıyorlarmış. Batılılar "Yeti"den ilk kez 1832'de haberdar olmuşlar. Hodgson isimli bir avcıgezgin Tibet'te 5000 m.lerde orangutana benzer bir yaratık görmüş. Yanındaki yerli halk onun "RakshasSanskritçe'de: Şeytan" olduğunu söylemişler Şeytan gibi de korkmuşlar. Daha sonra 1921'de Hovvard ve Bury Himalayalarda çok büyük ayak izleri, 1925'te Tombazi 150 m. mesafeden (ve 6000 m. yükseklikte) çıplak bir yaratık görmüşler. 1939'da Kaptan d'Auvergne'nin başına gelenler ise daha ilginç: Kaptan'ın söylediğine göre, gözleri kar beyazından kör olmuş ve soğuktan donmak üzereyken, 3 metre boyundaki bir Yeti tarafından kurtarılmış. Yaratık tarafından mağarasında beslenmiş, iyileştirilmiş, sonra da serbest bırakılmış.. 1951'de Sklpton ve Ward isimli dağcılar Everest'e çıkarken 5490 m.de buldukları inanılmaz büyüklükteki ve bir bu Yeti'ler 1961 'de resmiyet de kazanmışlar: Nepal hükümetl Yeti avlayan turist avcılardan Yeti başına 400 sterlin alacağını ilan etmiş. 1978'de de Sıkkım hükümeti birçok yak'ı öldüren "Yetilerin" peşinden 4 ayrı grup göndermiş. Grupta bulunan Ara Singh isimli muhafız bir "Yeti" ile burun buruna gelmiş ama korkudan bir şey yapamamış. Kırmızı yüzü, kırmızı dudakları ve kahverengi kılları varmış. Bugüne kadar avlanan, ölüsü bulunan bir Yeti ise yok. Yetiler büyük olasılıkla gerçek varlıklar değil, bir "fikir"dirler. Dünyadan kopuk bir toplum halinde yaşayan yerli dağ halkının, ortak bir "tehlike"ye ihtiyaçları vardır, çccuklar için de bir "öcü"ye.. Bunun yanı sıra yeti amansız ve bilinmez tehlikelerle dolu dağların da bir sembolüdür. Büyük ayak izlerinin izahı da kolaydır. Kardaki küçük bir iz, bir çukur, güneş altında eriyip daha sonra tekrar donup, bu olay birkaç kez de tekrar etti mi, çok büyür. Karlı bölgelerde sık görülen ve iyi bilinen bir olaydır bu. Himalâyaların Yeti'si neyse, Kuzey Amerlka'nın Sasquatch'ı da odur. Bir iki küçük farkla: Büyük Ayak ormanlarda yaşar (Sasquatch: Kızılderili dilinde: "Ormanların vahşi adamı" demek.) Otoburdur. Rengi ve davranışlan oranqutana değil, ayıya benzer. (Kuzey Amerika'da oranqutan yoktur). Bunun dışında büyüklüğü filan hep aynıdır. Kızılderili efsanelerinin dışında, yüzyılımızda 72 "Sasquatch" olayı rapor edilmiş. Hepsi de ABD'nin kuzeybatı eyaletleri ve Kanada'dan. Hadiselerin en ilginci 1957'de anlatılan bir olay: Albert Ostman isimli araştırmacının anlattığına göre, bir oduncu British Columbia'da, ormanda uyurken uyku tulumu çok büyük bir el tarafından baş tarafından yakalanıp sürüklenmeye baslamış. Bu sürükleniş 25 mil sürmüş ve sonunda kendini 4 "Büyük Ayağın" ortasında bulmuş. Dediğine göre bu toplulukla beraber 6 gün yaşamış ve kendisine bir zarar vermeden serbest bırakmışlar. Tabii adamcağız bir daha odun kesmemiş.. Sasquatch'lar yaz aylarında ve ekimkasım aylarında görülüyor (av mevsimi). Bu nedenle kış uykusuna yattıkları iddiası da var. 1967'de Roger Pattarson, Sasquatch'ın filmini çekmeyi de başarmış. Ama bu film daha sonra konunun uzmanı Napler tarafından biraz şüpheli bulunmuş. Himalayalann çırkın kar adam YETl'nin Iste böyle göründüğü söylenıyor. yarasa kanatlı, uzun kuyruklu bu ejderhalar uçabiliyorlardı. Bu yaratıkların en önemli özelliği uçarken düşürdükleri "taşlar"dı. Çünkü bu taşların her hastalığı iyi eden bir gücü olduguna inanılıyordu. Bu ünlü "ejderha taşlarından" biri Basel Doğu Tarlhl Müzesl'nde sergilenmektedir. Alp dağlarının yuksek kesimlerindeki birçok mağara bu yaratıklara barınak sağlıyordu. Ne var ki dağcılık ve turizmin bu ejderhacıklan yok ettiğı bugün artık kesin. Matterhorn; isviçre Alplerinin en sivri, en güzel manzara veren tepelerinden biridir. Whymper isimli genç bir dağcı buraya tırmanmayı kafasına koyunca çevrede yaşayan köylülerden oldukça tepki almış. Zira burasının cinlerın ve ıfritlerin evi olduguna inanılıyormuş. Hatta tepede bir "cin kasabası" bile varmış!. Eski italyan hikayelerinde de Matterhorn doğaüstü terörün, felâketlerın, hareket üssü sayılırmış. Bugün bile Alp Dağları vadilerindeki kent ve köylerde muhtelif festivallerde ortaya çıkan grotesk maske ve ağaç oyma cin tasvirleri, eski inanışların tamamen terk edilmediklerini düşündürmektedir. Ülkemlz dağlarında efsane çok boldur. Bu kadar çok ve güzel dağ olursa tabii ki hikaye de çok olur. Kaz Dağı, Uludağ, Hasan Dağı, Anamas Dağı, Bey Dağı, Nemrut, Ağrı, Kaçkar dağları hep hıkayelerle doludur. Hepsını anlatmak mümkün değil, ayrıca merakhsının gidip yerinde dinlemesini de salık veririm, hem biz de öğrenmiş oluruz, bilmediklerimizi. İlginç olan şudur: Toros Canavan hikayesi ve son zamanlardaki Cudl Dağı1nın kötü ünü dışında bizim dağlarımız insalcıdır, sevecendir. Dağlarımızdaki tek karabasan, doğaüstü yaratıklar değil, doğayı ve hayvanları sorumsuzca yok eden iki ayaklı tehlikedir. D Los Muquis müzik8ever sakallı Sasquatch (Büyük Ayak) And dağlarında, özellikle Peru'da, madencilehn iyi "tanıdığı" bir başka dağ yaratığı Los Muquis'dir. Sakallı ve uzun saçlıdır. Panço giyerier, kırmızı veya yeşil şapkaları vardır. Dans etmeyi, şarkı söylemeyi, ıslık ve boru çalmayı seven gürültücü yaratıklardır. Geceleri ortaya çıkarlar. Değişik, güvenilmez karakterdedırler: bazen madencileri ölümden kurtarır, bazen ölümüne neden olup keyifle seyrederler. Quechuas yerlileri Los Muquis'ten saygıyla karışık bir korkuyla söz eder ve duanın yanı sıra coca ve Peru konyağı ile belayı def etmeye çalışırlarmış. Matterhorn cinleri Alp dağlarının ejderhaları ikiüç yüzyıl öncesine kadar Avrupa'da birçok kişi (buna bilim adamları da dahil) Alp ejderhalarına inanırmış: Kedi kafalı ve Ülkemiz dağlan Büyük, efsanevi "Yeti" inanışı Orta Asya kavlmlerinin Bering boğazından geçişleriyle Kuzey Amerika'ya Sasquatch, GÜney Amerika'ya ise Los Muçuls olarak naklolup yaşamaya devam etmişe benzemektedlr.