21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

J EO LOJ İ Okyanus tabanında altıngümüş yatakları Diplerdeki cevherleşme, dünya sanayiinin gelecekteki hammadde kaynakları olarak görülüyor... Manganez rezervleri, karalardakinden binlerce katfazla... Hüseyin öztürk, İ.Ü.Müh. Fak. Jeololl Müh. Bölümü yanus çukurlarında bulunur. Yumrular birkaç mılımetreden 20 cm'ye varan yuvarlak, elipsoidal şekillerde olabilir. Cevherler nasıl oluşuyor? O kyanus tabanlarındaki cevherleşmelere endüstrinin gelecekteki yeni hammadde kaynakları olarak bakılıyor. Size çok tipik bir örnek: Manganez cevherleşmeleri. Bugün okyanus tabanlarındaki manganez rezervlerinin karalardakı toplam rezervlerden binlerce kat fazla olduğu düşünülürse, gelişmış ülkelerin okyanus tabanlarına olan ilgilerinln nedeninl kolaylıkla anlayabilirlz. Öte yandan Kanada, Ni, Cu, Zn, Fe, Ag gibi ekonomlde önemı çok büyük maden yataklarına sahlp olmasına karşılık; okyanus tabanlarındaki araştırmalara bir başka nedenle de önemli paralar ayırmaktadır. Oeniz tabanlarındaki hidrotermal oluşumlu yataklann araştırılması için ABD, Fransa ve Almanya ile işbirliği yapmaktadır. Kanada hükümetinin bu ilgisinin nedeni ise, bu ülkenin Sovyetler Birliği'nden sonra volkanik kökenli maden yatakları bakımından dünyadaki en zengin ülke olmasındandır. Bugün karalarında bulunan ve işletilen milyonlarca yıl önce oluşmuş volkanızmaya bağlı maden yataklarının geçmişte ne tür koşullarda ve nasıl oluştuğunun cevabı, okyanus tabanlarındaki aktif volkanik alanlardaydı. Sonuç olarak pek çok ülke, hem okyanus tabanlarındaki ekonomik zenginlikleri keşfelmek ve onlardan yararlanmak, hem de bu bölgelerdeki cevherleşmelerin doğasını öğrenerek, şimdiki karalarda işletilen veya aranılan yataklann bulunmasındadoğru rotalar çıkarmak için okyanus tabanlarını araştırmaktadır. Okyanus tabanlarında yapılan araştırmalar iki tür cevherleşmeyi ortaya çıkardı. Bunlardan birincisı, çok geniş alanlara yayılmış nodüller (yumru) şeklindeki manganez oluşumlarıdır. iklnclsi İse hidrotermal cevherleşmelerdir. Manganez nodülleri ilk defa 1870'11 yıllarda Pasifik'te Challenger expedisyonu sırasında ortaya konulmasına karşılık, hidrotermal cevherleşmeler çok yeni olarak ortaya çıkarılmıştır. Yumrular genel olarak Mn ve Fe oksıtlerinden oluşur. Pasifik ve Ekvator'un kuzeyindeki örnekler ortalama % 25 Mn, % 15 Fe, % 1 Ni, % 0,77 Cu içerirken, Atlantik'teki yumrular Ni ve Cu'ca fakirdir. Havvaiı Adaları civarında gözlenen manganez yumrulan ise % 1'den fazla Co içermesı nedeniyle üretim için çok cazip olmaktadır. italya'nın kuzey sahilindeki Thriniyen Denizi ve Amerika^ nın doğu kıyısında bulunan manganez yumrulan ise hem görece sığ suda hem de demir içeriğinin uygun olması nedeniyle büyük ekonomik değer taşımaktadır. Manganez yumrulan gerek volkanik eksalasyonlarla deniz suyuna verilen, gerekse okyanus tabanındaki bazık kayaların kırık zonlar boyunca yıkanması sırasında deniz suyuna katılan Mn iyonlannın dip akıntılarıyla taşınıp uygun koşullarda cökelmesiyle oluştuguna inanılmaktadır. metal içeren cözeltilerin boşalması olmaktadır. Okyanus kabuğu bilindiği gibi bazı noktalardan yarılarak ayrılmıştır ve bu yanhmlar boyunca iki taraf birbirinden uzaklaşmaktadır. Okyanus kabuğunu birbirinden ayrıldığı katlar boyunca asterosferik magma yüksetmekte yüzeye boşalmaktadır. Magmatık faaliyet nedeniyle yakın civardaki yerli kayaların tabanları da ısınmaktadır. Şiddetli depremlerin olduğu bu bölgede ktrık sistemleri boyunca sıcak sular bir fiskiyeye benzer şekilde tabandan okyanus suyuna boşalırlar. Sıcak sular, içinden geçtiği bazik kayalarda bulunan Cu, Pb, Zn, Au, Mn, Ag gibi elementleri yükselimi sürecinde yıkayarak bünyesine alır. Suyun vükselmesiyle sıcaklığı da giderek düşer. Düşük sıcaklıkta yolculuğa devam edemeyen elementler, suyun yükseldiği ana kırık hatlar boyunca damarlar şeklinde çökelir. Onlarca, yüzlerce fıskiyelerle, tabandaki yerli kayaçlar içinden yıkanan elementlerin yüzeye boşalmasıyla ortamda yüksek bir element konsantrasyonu gerçekleşir. Fıskiyeler zamanla etrafına bir kabuk yaparak, tabandan küçük kubbeler şekllnde yükselmektedir. Giderek bir baca şeklini alan bu kubbeler birkaç santimden 30 m. yüksekliğe kadar ulaşabilir. Bu bacalardan çıkan fiskiyeye benzettiğimiz suların bileşimine göre bacalar beyaz veya siyah olabilir. 350°C'den daha yüksek sıcaklıkların ölçüldüğü bu fıskiye suları, okyanus su sütununun içinde 1000 m. kadar yu Hidrotermal Oluşumlar Okyanus tabanlarından alınan bu fotoğratta sık çeşitli boyuttaki manganez yumrulan görülmekte. Yer: Izu Ogasavvara çukuru. Derinlik: 5800 m. Okyanuslarda olsun derin denizlerde olsun herhangi bir nedenle alttakl kabuktan deniz suyuna bir metal lyonu boşalabildiğinde, bölgede cevherleşme için gerekli ön koşul sağlanmış olur. O halde okyanus kabuğunun belli noktalarından deniz suyuna Fotoğrafta Hawali Adası güneylnden yer alan Loihi Denizaltıdağı civarında gözlenen küçük hidrotermal bacalar. Bacanın çeperi götit ve nontronitten oluşmuştur. Yer; Loihi Denizaltıdağı. Derinlik: 1120 m. Tarih: 9.9.1985. Manganez Nodülleri: Okyanus tabanlarındaki nodüllere, bugünlerde işletilemeyecek, ama gelecek için potansiyel bir kaynak olarak bakılıyor. Öte yandan bu nodüllerin endüstride kullanılan önemli diğer elementleri de içermesı, çok cazip gelmekte ve ülkeler bundan yararlanma ve işletme imkânlarını araştırmaktadır. Nodüller okyanus tabanlarının çoğu alanlarında özellikle termal aktivitenin yüksek, sedimantasyon oranının düşük olduğu derin ok Okyanus tabanındaki sıcak su bacalan ve civannın görünüşu. Fotoğrafta, taban yüzeylnde görülen ve hidrotermal cözeltilerin oluşturduğu ağsal cevher yapısı. Yer: Loihi Denizaltıdağı. Derinlik: 1130 m. Tarih: 9.9.1985. 6
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear