26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

RM A O D AK yük bir umut kaynağıdır. Bu madenleri barındıran kayalarda bol miktarda amyant ve grafit de bulunması, yatakların değerini daha da arttırmaktadır Transantarktik zincirindeki kömür yataklarının dünyanın en zenglnlerinden blrl olduğu sanılmaktadır. Yıne de bunların kesin olarak belirlenmesi için çok daha uzun çalışmalar gerekecekiir. Yine de bu yakıtın çok iyi kalıten olmaması, onu sadece yerel kullanıma uygun kılmaktadır. Oysa bulunan hidrokarbür (petrol ve gaz) yatakları için durum çok farklıdır Komşu kıtaları çevreleyen denizlerde bulunan p«trol yatakları göz önüne alınarak, Antarktika kıyılarında da aynı kaynaklara rastlanmasının çok olası olduğu düşünülmekiedir. Jeolojik gelişme modelleri, Güney Amerika, Afrika, Avustralya ve Yeni Zelanda kıyıları ile Gondvvana'nın parçalanmasından evvel yapışık bulundukları Antarktika kıyıları arasında birçok benzeşme bulunması gerektiğinı göstermoktedir. ABD'deki Geological Survey'in araştırmalarına göre Antarktika'da 45 mllyar ton petrol ve 3000 milyar metre küp gaz bulunmaktadır. Bu da günümüzdeki tempoyla, 15 yıllık uretıme denktir. Petrol ve gaz, dünya enerjı gereksiniminin % 65'ini oluşturdukları için, büyük bir olasılıkla, Antarktika'da ilk olarak işletllecek maden yatakları bunlar olacaktır. Araştırmalar bu kıtada işletmeye değer yaklaşık 900 maden yatağı bulunduğunu ortaya koymuşiur Bunlardan sadece 20 kadarı jeolojik olarak buzlardan arınabilen bölgelerde bulunmaktadır. Yaşam için en zor koşullar t5°'ye düşenısı, saatte 150 km. hızlaesenruzgâr çin ınsanüstü bir güç gerektiriyor. tür işletmelerin çok yüksek maliyetler gerektıreceğını düşündürmektedir. Ancak uygun stratejik ve ekonomık konjonkiürler ışığında, bu girlşlmlerin gerçekleştırilmesi mümkün olabılir. Dolayısıyla başta tüm dikkatler en zengın ve büyük yataklara ve özellikle demir, bakır, molibden, nikol, krom, kobalt, uranyum, toryum, altın, gümüş ve platin yataklarına yöneliyor. Aynı şekilde denizlerdeki petrol yataklarmın ortaya çıkarılmasını amaçlayan teknolojik girişımler de Antarktika çevresındeki hidrokarbür yataklarını ilgiyle gözlemekteler. Niçin bu ilgl? 1990 yılında insanlığın 600 mllyon ton çeliğe ve dolayısıyla bir mllyar ton demlr cevherine gerekslnim duyacagını ve günümuzde bu cevherden sadece 850 milyon ton üretıldiğını duşunürsek, zengin demir yatakları bulunan Antarktika kıtasının neden bu denli ılgi çektiğıni kolaylıkla anlayabilırız. Buradakı yataklarda bırçok milyar ton demir depolanmış olduğu sanılmaktadır. And sıradağlanndaki yataklarjöz önüne alınarak, Antarktika'da da zengin bakır ve dolayısıyla molibden yatakları olduğu söylenebilir. Fakat buzullar yuzyıllardan beri yüzeyi yıprandırdıkları için bu yataklar değerlerini büyük ölçüde yitirmiş durumdadır. Ve ancak gıderek artan bakır tüketimi bir kıtlık yaratırsa, bunların işletilmesini düşünmek yerinde olacaktır. Günümüzde, tarih öncesi çağlardan XIX. yüzyıla kadar tüketilen bakır miktarının sadece iki ayda kullanıldığı ve 1990 yılında, yılda 1012 milyon ton bakıra gereksmim olacağı göz önüne alınırsa hiçbir olasılığı göz ardı etmemek gerektiği de ortaya çıkacaktır. Boylece Antarktika Yarımadası bakırta birlikte, işletilmesi çok yararlı olacak kalkopirit, pirit, bornıt, pirotit, markasit, alünit, natroalünit, jaroislt, kükürt, flüorin, jips, baritin, diyaspor, ankerit, manyetit ve molibdenit gibı minerallerın varlığı nedenıyle, çok önemli bir ekonomi bölgesı olabılecektir. Antarktika'ya yatırım yapma sevdasında olanlar için nikel, krom ve kobalt yatakları bü Zaten Antarktika'ya ayak basmak bıle başlı başına bir iştir. Horn burnundan 1000 km., Güney Afrıkadan 4000 km ve Hindistan'dan 9000 krn uzakta bulunan bu kıta ınsanlık ıçın ulaşılmaz bir kıta' görünümündedir. Oeniz yolculuğu ürkütücü 40° ve 50° güney paralellerinin ve gemi güvertelerinin bıle donduğu 60° paralellnin aşılması demektır. Bu arada karşılaşılacak sayısız buzdağından söz etmezsek tabıı. Kutup daıresinin aşılması ise, bankizin erimeye başladığı yaz aylarında (aralıktan marta kadar) mümkün olmaktadır Dahası denlzln birdenblre v« yer yer donmasına yol açan anı soğumalara çok dikkat etmek gerekir. Böylece hareketsiz kalacak olan gemiler, yollarındaki her şeyi parçalayarak gelen buyuk buzdağları karşısında tümüyle savunmasız kalmaktadır. Deniz yolculukları araştırma istasyonlarının gereksinimlerinı karşılamak ve buralarda çalışan ekipleri taşımak için yeğlenmektedir. Ulaşılması zor bölgelerde helikopterler kullanılmaktadır. Maden ve mıneralleri taşıyacak araçlar için gerekecek limanların bu kıyılara yerleştirilmesi çok zordur. Minerallerın uçakla taşınması, bunun gerektireceğı malıyet göz önüne aiınırsa, imkânsız gibidir. Dahası bu kıtanın ıklimi ve yüzeyi bu tür taşımalar için büyük tehlike taşımaktadır Dağlar plat yapımı İçin oldukça elverlşsizdlr, en düz bölgelerde bıle pıst ınşa etmek çok büyük bir teknoloji gerektirir. Oynak çukuriar (buz bazen yılda 2 km yol alabilmektedır) karı aaatta 150 km bir hızla önlerinde sürükleyen ruzgârlar da büyük tehlike kaynağıdır. Amftrika Blriesik Devletlerl 25 yılda elll kadar uçağını kaybatmlatlr. Yürümek de hıç kolay değildır, rüzgâr görmeyi olanaksız kılar, tum sesleri örter ve yön duygusunu tümüyle körettir. Oahası yaz aylarında 2000 metrede 30a ve kış aylarında 4000 metrede 90'a varan bir ısı, insan organızması için hiç de uygun değildır. Bir netos blle tüm solunum yollannın donmasına neden olabillr. Buzların altında kalmış olan 14 milyon km 2 kayaya gelince... Antarktika'da tıpkı okyanuslarda olduğu gibı çok gelişmiş bir teknolojıye gerek duyulacağına hiç kuşku yok. Deniz dipleri için yapıldığı gibi, belkı burada da buzların altında kalmış olan yatakların bir harıtasını çizmek mümkün olacaktır. Yine de gerek kontrol ve gerekse örnek almak için buzun dibine ulaşılması gerekecektir. Oysa yeryüzü kabuğu 12000 m.'ye kadar delinebilmışse de Antarktika buzullarında rekor sadece 2200 metrede kalmıştır. Buzdağları ve deniz buzulları Antarktika1 da, Kuzey Kutbu'nda olduğundan çok daha büyüktür. Gözlenen an büyük buzdaâının uzunluğu 320 km. kadaroır Bu da deniz üzerindeki çalışmalar için çok büyük bir tehlike kaynağıdır Biyolojik açıdan ıssız ve ölü bir kıta olan Antarkıta, insanlık için çok değerli bir hazineyl saklamakta: Antarktika dünyanın en büyük tatlı su depoau; dünya üzerindeki suyun yüzde 99'u buzul halinde ve bu buzulun da yüzde 9O'ı Antarktika'da bulunuyor. Düşünmek bile zor... Yani nehirlerdeki, göllerdekı, toprak ve havadaki suyun tümü Antarktika'da depolanmış sVıyun yüzde 1'i bile değil. Bu donmuş su peşınde az insan yok. Bunlar suyun, su sıkıntısı çeken ülkelere ulaştırılması için çalışmalar yapıyorlar. Hiç de imkânsız olmamakla birlikte, kımın su kadar 'basit' bir maden filizi için böylesine bir yatırımı göze alabileceğı merakla bekleniyor. Oysa bu tasarı üzerine büyük ilgiyle egilecek nitelikte.. Antarktika'nın her yıl okyanusa 2000 milyar metreküp tatlı suyu, buzdağı olarak attığı hesaplanmış, bu da kişi başına 400 ton su yapıyor. Yine de işin içınde bir ikilem yok değil, su açısından kıtaların en zengini olan Antarktika aynı zamanda en kurusu. Çünkü su katı bir şekilde duruyor. Hidro ve termodınamik araştırmalar bu buzdağlarından yararlanmanın hiç de yabana atılamayacak bir girişım olacağını göstermekteler. Yakın bir tarıhte Antarktika tarafından salınan bu tatlı suyun yaklaşık yüzde 10 kadarınm kullanılabileceği umulmakta. Bu 500 milyon kışilik bir yerleşım bölgesının bir senelik tüm su ihtiyacını karşılayabilecek bir mıktardır. Maliyeti ıse 10 milyar dolar, yani kişı başına 120 F dolayında olacaktır. Antarktika'da yaşamı imkânsız kılan buz, böylelikle ınsanlığın yaşamını devam ettirebilmesını sağlayabılecektır.. (Science at VI», Kasım 87) Bilim4eknik İkinci Yılına Girerken Reşit Canbeyli BilimTeknik dergisi bu haftaki sayısıyla ikinci yavın yılına girmiş bulunmakta. Daha ilk sayılanndan başlayarak yaygın ilgi uyandıran derginin bu alandaki önemli bir boşluğu doldurduğu acık. Ayrıca Bilim TeknTk'/n dünyada çok az sayıdaki haftalık popüler bilim dergilerinden biri olduğu da belirtilmeli. Geçen bir yıllık yayın süresinde, derginin kapsamına gıren konulardaki gelismeler değerlendirilaiğinde ortaya çeTişkilibirtablonun çıktığı söylenebilir. Dergi çerçevesinde birçok olumlu gelişmeye karşın, bilim ve teknik aianındaki ülke çapmdaki kimi olayjarın sorun yarattığı görülmekte. BilimTsknik'ın dar çerçevesınden bakıldığında, gerek okur mektuplanndan gerekse dergiae yaytmlanmak üzere gönaerilen yazılann sayı ve n'rtelipinden, derginin okurlar arasında yaygın ilgi uyandırdığı anlasılmakta. Gene kimiokurlardan alınan yapıa eleştirilerden, derginin oldukça dikkatlı bir biçimde ve eleştirel gözle izlendiği de ortaya çıkmakta. Çoğu genç okurlardan kaynaklanan bu yoğun ilgiyi ilerideki daha •olumlu gelişmelerin haberasi olarak değerlendirip, geleceğe daha iyimser gözle bakmak olanaklı. Ne var ki, yaklaşık son bir yılda Türkiye genmlindeki bilimsel gelismeler değerlendirjjdiğinde bu iyimserlığı korumak olanaksız. Örneğin gerek Çernobil kazasından sonra yetkimerin tutumu gerekse son haftalarda yaşanan zakkum olayı, bu alandaki temel sorunlan ortaya çıkarmak bakımından önemliydi. Bu konulardaki etkili ve yetkili kişiler ve TRT, halkın sağlığını ve gerçeği öğrenme hakkını hiçe sayan bir tavırla gelişmeleri çarpıtma yoluna gittiler. Ne yazık ki bu olaylarda bilim kurumları da (artık biravuç kişi dışında herkesçe çok iyi bilinen nedenlerle) etkili ve duyariı olamadı. Bunların dışında, TÜBİTAK'ın Başbakanlığa bağlanarak özerkliğini yitirmesi ve temel bılimierden çok uygulamalara yönehilmesi de geçtiğimiz yılm önemli olumsuz gelişmelerinden biriydi. Genel seçimlere denk getirilen bu "operasyon"a ne yazık ki konuyla doğrudan ılgılı kişi ya da kurumlar bile yeterli tepkiyi göstermedi. Bu arada hemen belirtmek gerekir ki sıkıyönetim döneminde, bu dönemin yasalarına dayanılarak gerekçe gösterilmeden işlerinden alınan öğretim üyeleri hâlâ üniversite dışındalar. Bu çağdısı uygulamanın hukuksal ve akademik ayıbının gıderilmemiş olması da başlı başına bir sorun. Okurlara aşırı kötümser görünmek pahasına da olsa gelecek için teniike sinyalleri veren bir gelişmeyi daha vurgulamak gerekir: Yayın aünyasında, büyük ölçüde iktidarın biıınçli politikasından kaynaklanan gerileme sürmekte. BİlimTeknik debu ofumsuz gelişmeden etkilendi ve derginin sayfasayısı yarı yarıya azoltıldı. Gazete tirajlanndan kitap yayıncılığma kgdar çok geniş bir alanda görülen gerileme sonucu, zaten cılız olan popüler bilim yaymalığı artık ciddi bir bunalımla karşı karşıya. Bunu, derginin yayın köşesinde ele alınan yapıtların sayısında yıl içinde görülen düşme ile de sergilemek olanaklı. BllintTeknikm ilk altı aylık yayın süresinde 34'ü çeviri 48 yapıta yer verilmişti. Geçmiş yıllarda yayımlanmış kimi yapıtların değerlendirilmesi ile vanlan ve kenai içinde oldukça yetersiz kalan bu sayılara yayının ikinci yansınth ulaşma olanağı ise oufunamadı: Budönemde ll'i çeviri olmak üzere Denlzcllik, ancak buzullann olanak verdlğl ölçüde mümkündür. 19S5 yılında Ingillz Southern Guest buzlar arasında sıkışıp kalmış ve sonunria bir buzdağının çarpmasıyla parçalanmıştı. ancak 27 yapıt tanıtılabildi. D
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear