05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

S O R U N C E V A P V E R E L İ M BİLİM Y AYI N Sakat doğumlar hayvanlar için de geçerli mi? anormalı meydana getirip getirmediğinı ıncelomek istediğimız zaman, biz doğum zamanını beklemeyiz. Doğuma bir gun kala sezaryenle yavruları alıp ıncelerız Çünkü bızım ancak sezaryenle bulabildiğimiz sakat yavruları anne yiyerek ortadan kaldırabilmektedir. n Nükleer Tehlike Üzerine Yapıtlar NÖKLKEU lEHLJKB Bilim nedir? Ereğli'den sayın Mustafa URKUN un, "Bilim nedir? Kaç çeşittir? ' sorusunu arkadaşımız VEHBİ BELGİL yanıtladı: "Doğada birçok olayların belirli aralıklarla, bır düzen içinde geçtiğini insan daha ilk günlerde görmüş ve kendisini bu düzene göre ayarlamış. Gece ile gündüzün ve mevsimlerin birbirini izlemeleri, belirli aralıklarla su baskınlarının görülmesi, ay ve güneşin belirli zamanlarda tutulmaları, salgın hastalıkların bir anda pek çok kişiyi öldürmesi... insanda bunların nedenıni araştırma ve buna göre önlem alma gereksinmesini uyandırmış. insanoğlu izahı, önce çok sonra tek tanrının kaprislerinde aramış. Fakat bu, kendisini hiçbir yere götürmeyince doğa düzenini daha ciddi şekilde öğrenme zorunda kalmış. Sonra insan, doğayı önce bütün halinde anlamaya çalışmış. Bunun mümkün olmadığını görünce onu parçalar halinde incelemiş, böylece de bılımler ortaya çıkmış. Fizik, kimya, astronomi, biyolojı... Sadece kendı alanlarına giren olayları incelemişler. Sonra bunların elde ettikleri sonuçlar bir sentez içinde birleştirilerek evreni bütün halinde izah yoluna gıdilmış. Buna da felsefe denmiş. Doğanın bilimler aracılığı ile öğrenilen gerçekleri (yasaları), insanın önlem almasını mümkün kılmış. Kuvvetli elektrik akımı verilen bir telin kızarıp ışık vermesini gören Edison bu sayede ampulü bulmuş. Sıkıştırılan gaz ve buharın itme gücü yarattığının anlaşılması, buharlı makinelerin, trenlerin, vapurların yapılmasına imkân vermiş. Fazla sulara karşı kanallar, havuzlar yapılmış. Bugün atom elektrik santralları da su buharı üretip elektrik motoru çevirme yolu ile elektrik akımı yaratıyor. Hastalıkların da bır düzen içinde oluşmas1 yine önlem almayı kolaylaştırmış. Kısaca bilim, doğanın gerçeklerini öğrenıp, bunları insanın hızmetıne koşma gereksinmesinden doğmuş. J T.Thykouner adlı bir bilgin 1959'da 1150 bilim saymış. O günden bugüne 30 yıla yakın bir süre geçtiğine ve bu süre içinde yeni birçok bilimler ortaya çıktığına göre bılım sayısının 1500 dolayında olduğunu düşünmek yanlış 1 Nükleer Tehlike: Nükleer Silahlar ve Nükleer Savaş. 152 s. Haluk Gerger. Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara. 1983. ^UJ U Kars'tan Halim Daşdemir Ile Adana; da.n E. Kılıç'ın soruları ortak: İrısanlardaki "akraba evliliği ve sakat doğumlar" hayvanlar için de geçerli midir? Bu soruyu İstanbul Ünıversitesı Bilimsel Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Tuncay Altuğ şöyle yanıtlıyor: Bu olaya hayvanlarda da rastlanabilir. Yalnız hayvanlarda rastlanabilmesi için insanlardaki gibi gözlenmeleri gerekmektedir. Ancak bunu toplum içinde genellikle yapmıyoruz. En azından bir kopeğın 78 yavrusundan 4 tanesı öldüğünae biz sadece iyi bakılamadı diyor ya da koşullar uygun olmadığı için öldüğünü kabul ediyoruz. Oysa özellıkle deney hayvanlan ile araştırma yapan bölümler. bunu daha iyi ızleyebılırler. Deney hayvanlarında özellikle organ naklı çalışmalarında saf döl hayvanı elde edılır. Saf döl hayvan elde etmenın teknify ise kardeş çiftleşmesidir. Kardeş çıftleşmesınde özellıkle döller ılerledıkçe yanı döl sayısı ilerledıkçe, dölde bırtakım bozulmalar meydana gelır. Yavru sayıs, düşer, yavruların büyümesı bozulabılır Bunun yanında eğer iyi ızlenirse anormal yavru doğumlarının olduğu gorulur Hayvanlarda bu durumu göremememizin en önemlı nedenlerınden bır tanesı de etçıl hayvanlarda sakat doğumlu yavrunun anne tarafından yenilerek ortadan kaldırılmasıdır. Biz bunu özellikle deney hayvanlarında çok fazla göruyoruz Onun ıçın örneğin ana karnında alman ılaçların doğacak yavrularda Nükleer Savaş ve Gezegenimizin Biyolojik İklimsel Değişimi Serol Teber. de Yayınlan, İstanbul. 1985. 143 s. Nükleer tehlikelerin ülkemizde yeterince bilindiği ve tartışıldığı söylenemez. Akkuyu'da kurulması planlanan bir nükleer santrala ilişkin projenin, özellikle Batı'da bu tür bir projenin yaratacağı ilgi ve tepki göz önünde bulundurulursa, gerektiği gibi tartışılmadığı bir gerçek. Çernobil'deki nükleer kazanın ardından birçok bakanın ve bu ülkede atom enerjisinden sorumlu kişilerin kamuoyuna saygıdan yoksun tutumları, bu konudaki resmi tavrın göstergesidir. Bu durumda, resmi makamların halkı nükleer tehlike konusunda uyarması beklenemezse de, bu konuda duyarlı olması gereken üniversite çevrelerinin de suskun kalması, kamuoyunu önemli bir bilgi ve tartışma kaynağından yoksun bırakmıştır. işte bu çarpık ortamda, zaman zaman basına yansıyan dış kaynaklı haberler, birkaç yazı dizisı ve yapıt, önemli bir boşluğu doldurmaya yönelik çabaların hemen tümünü oluşturmakta. Bu arada, kullamlmış nükleer yakıt ve atıkların çevreye zarar vermeyecek bir biçimde depo edilme sorunu, bir nükleer savaş sonrası ortaya çıkacak olası durumları değerlendiren "nükleer kış" senaryolarıyla bunların ürettiği yoğun tartışmalar, büyük ölçüde bizım dışımızda gelişmekte ve kamuoyuna yansıtılmamakta. Bu eksıklıkler içinde birkaç yapıtın, okurları nükleer tehlike konusunda aydınlatmaya yönelik önemli çabalar olduğu da vurgulanmalı. Bunlardan, Kastamonu: Mehmet Islarroğlu, Mahır Eynıhan Stephen Croall ve Kaianders'in yazı ve çizimlerinin çevırisi olan Nükleer Enerji mt? adlı yapıt, bu köşede daha önce değerlendirilmişti. Nükleer santrallerin nitelikleri ve tehlikelerinı sergileyen bu yapıtın, konuya ilgi duyan okurların kütüphanelerine önemli bir katkı olduğu belirtilmişti. Bu yazıda ele alman iki özgün çalışma da nükleer tehlike ve sonrasını ayrıntılarıyla inceleyen önemli yapıtlar. Siyasal Bilgiler Fakültesi eski öğretim üyelerinden Doç. Haluk Gerger'in Nükleer Tehlike: Nükleer Silahlar ve Nükleer Savaş adlı yapıtı, yazarın önsözde belirttiği gibi bu konudaki temel bilgilere giriş nıteliğinin ötesinde, nükleer silahların fiziğinden bir nükleer savaş sonrasına kadar çok geniş bir alanı kapsayan değerli bir çalışma. Yapıtın ilk bölümünde atom fiziğine ilişkin temel bilgiler sunulurken sonraki iki bölümde nükleer silah üretimi ve bu silahları taşıyan (gönderen) araçlar ele alınmakta. Daha sonraki bölümde nükleer silahlara karşı savunma konusunu işleyen Gerger, başta ABD ve Sovyetler Birliği olmak üzere nükleer sılahlara sahip ülkelerin nükleer gücünü ayn bir konu olarak irdelemei<te. Son günlerde yeniden güncellik kazanan, nükleer silahların sınırlandmlması ve denetimi çabaları da, yapıtta önemli bir bölüm oluşturmakta. Gerger'in son olarak incelediği konu "Nükleer Savaş", bir nükleer savaşın etkilerini sergilemekte. Gerger'in yapıtının; daha önce bu konuda teknik bilgisi bulunmayan bir okuru bile nükleer silahların fiziğinden, savunma stratejisi ve nükleer savaş sonuçlarına kadar bu alandaki önemli konularda aydınlatacağı açık. Bu bağlamda, özellikle bir nükleer savaşın yaratacağı trajediyi gözler önüne sermesi bakımmdan okunması gereken bir başka yapıt da Serol Teber'in Nükleer Savaş ve Gezegenimizin Biyolojik İklimsel Değişimi adlı kitabı. İlginç ve kapsamlı bır "Tarihsel Anımsatma ' ile başlayan yapıtın bu bölümünde nükleer silahların geliştirilmesindeki önemli aşamaları, bu arada Eınstein'in ABD Başkanı Roosevelt'e nükleer bir bombanın yapımına ilişkin ünlü mektubu da ele alınmakta. Nükleer Bombanın Etkileri' adlı çarpıcı bölümden sonraki üç bölümde yazar. nükleer savaşı hekımler, bıyologlar, fızikçiler, din adamları, ruhbilimcıler ve bu alanda önemli rolleri olabilecek meslekler açısından değerlendirerek bu alanlardaki kişilerin sorumlııluklarmı ve nükleer savaş karşısındakı olası tutumlarını incelemekte. Yapıtın sonunda kısa bir değerlendirmeden sonra,gerek nükleer sılahlanma çabaları gerekse bu çabalara karşı yapılan gırışımlerdeki önemli aşamalar | kronolojık sırayla ele alınmakta. J helikopter 400 kilometre uçar ve buluşma kıyıdan 400 kilometre açıkta gerçekleşır. Bilim sayısı olmaz. L Gecen Jıaftanın çözümleri L' o A & N Z O fl £ L' L l'/ı/ ı"j| o u mfl^ İ ^ ^ L j'm " ı ü fi.T f ÛZİ 0 mt T « f B » ı O ı.|o •' £ '»'B1 U ıc ^ L fı'U', U ı ı O T OH r "Wittgenstein"ın kitabını kazanan okuyucularımız istanbul: Azız An Elyagutu. Suat Altan, Cavıt Bora, Gulay Aygül, Hakan Yaşmut Ankara: Asım Goktepelı, Erdem Albayrak, Irem Aydın, Bırol Yeprem izmlr: Yıldızfer Kemaloğlu. Cengız Yalçınkaya. Uğur Fındıklı, Şahin Ünal Denlzll: Gültekın Akça Dlyartıakır: Mural Bıncık Eskişehir: Melek Örken Gobze: Pıraya Teoman, Mete Sunay Balıkesır: Turhan Akas Samsun: Ferda Özder Bolu: Halıt Doğan Sinop: Tuncer Gokkurt Kdz.Ereğli: Gulnur Uçantekın. Aspirin çözüm değil Sekiz Yıldız ı/.L / LM.I. S (H O t \J.l i§5£« I r 1 / A\ M y ı /t x p i / /v c t | L ı /\'I\A?. ? Sayın okurlar "Bu saçmalıklar yeter artık, böyle bılmeco olmaz" dedığınızı duyar gıbıyım Soz, bu son Hep oyle dıyorum ama, ariık çıldırtıcı cevaplar yok Y Yazgan Kazanan okuyucular Belgln Gözükara; Ankara. Fırat İnce; Ça nakkale, Murat Gazloğlu; Ankara, Ahmet Kökkız; Tavşanh Yucel Çolak; Manısa Gemi ve helikopter Gemınin 40 kilometre gittiği sürede 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear