29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 SAYFA 16 MART 2013 CUMARTESİ HABER NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN AKP, 2B krizini nasıl çözecek? CHP’li Öner’den vali ve rektöre tepki HP Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner, AKP hükümetleri döneminde seçildiği kentte valilik yaptı. Gönlünde yasanın izin verdiği kadar görev yapmak yatıyordu. Fakat tayini çıkarıldı. Tayinin zamansız ve haksız çıkarıldığını söyleyerek siyasete soyunup milletvekili oldu. Ali Haydar Öner’in kendisinden sonra Isparta Valisi olan Memduh Oğuz ile yıldızı barışmadı. Vali Oğuz’un icraatlarına yönelik eleştiri yapmaktan kaçınmadı. İşte bunun son örneği Isparta’daki içki yasağı uygulaması ile ilgili. CHP Milletvekili Öner, Vali Oğuz’un piknik alanlarında, araçların içinde içki içilmesini yasaklamasına tepki gösterdi. Memduh Oğuz’un 28 Şubat döneminde farklı tavır içinde olduğunu, resepsiyonlarda elinde kadehle dolaştığını iddia etti. Kısacası Ali Haydar Öner, Vali Memduh Oğuz’u içki yasağı konusunda samimi bulmuyor. Onu döneme göre hareket etmekle suçluyor. CHP Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner’in, Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu’na yönelik eleştirisi var. SDÜ Yerleşkesi içinde, Mükemmeliyet Merkezi” kurulması için “M 30 yılda oluşturulan korunun yok edilmek istenmesini, “Yüzlerce ağaç kesilerek mükemmeliyete ulaşıldığı nerede görülmüştür?” diye soruyor. CHP Milletvekili Öner’in bu eleştirisine katılmamak mümkün değil. Isparta gibi ormanı ve yeşili sıkıntılı bir kentte, güçlükle yetiştirilmiş yüzlerce ağacı kesmek üniversiteye yakışan bir tavır değil. Isparta’da bina yapılacak kıraç araziler kolayca bulunabilir. C ürkiye’de en fazla 2B arazisinin bulunduğu Antalya’da sorun giderek karmaşık hale geliyor. Merkezdeki Aksu ve Doyran bölgeleri ile Alanya, Kemer ve Kaş ilçelerinde sorun yaşanıyor. Bu bölgelerdeki hak sahiplerinin büyük çoğunluğu hükümetin çok yüksek” belirlediği arazi bedellerini, “ç ödenemez” buluyorlar. ve “ö Bedellere gösterilen tepkilerin ve eylemlerin ardından hükümetin yaptığı yasa değişikliği de çözüm olmadı. Yurttaşlar, ödeme oranından önce rayiç bedelin kendisinin indirilmesini istiyorlar. Hükümet buna nedense yanaşmıyor. Anayasanın değiştirilemez maddelerini tartışmaya açan AKP, sıra kamu görevlilerinin belirlediği rayiç bedele gelince, “Devlet memurları bizi dinlemiyor. Onlara karışamıyoruz. Görevlilerin belirlediği bedelleri değiştirme yetkimiz yok” diyerek aradan sıyrılmaya çalışıyor. Ortada, “Anayasa değiştirilebilir ama T 2B arazilerinin rayiç bedelleri asla” gibi AKP yöneticilerinin dışında kimsenin inanmadığı bir olgu var. Oysa bu tartışmalar sürerken Aksu’da 2B rayiç bedellerinin değiştirilebildiğine tanık olundu. Aksu’nun Yurtpınar ile Kurşunlu mahalleleri arasında sınır oluşturan bir nar bahçesinin ilginç bir durumu vardı. Bahçenin Yurtpınar tarafındaki bölümüne düşük değer biçilmişti. Kurşunlu Mahallesi’nde kalan bölümünün değeri ise daha yüksek tutulmuştu. Bu durum gündeme taşınınca bahçenin Yurtpınar’daki bölümünün değerinin yükseltildiği, diğer kısmı ile eşitlendiği görüldü. Bu örnek, rayiç bedellerin değiştirilebildiğini gösterdi. “Yükseltilme olabiliyor ama düşürülme olamıyor” türü bir açıklama da yapılmadı. Günler geçtikçe 2B’lerin gündemden düştüğünü gören hak sahipleri de sıkıntı yaratan (yol kesme gibi) eylemlere başladı. Bunun sonunda Aksu’da yaşan dığı gibi gözaltılar oldu. Sorun çözülmedikçe eylemlerin sürmesi, daha üzücü sonuçların yaşanma tehlikesi var. O bölgede geçmişte toprak yüzünden çıkan olaylara bakıldığında ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır. Buna rağmen hükümetin çözüme dönük yeni bir çalışması duyulmuyor. Sorunun çözümü için iktidar ile muhalefet arasında işbirliği, ortak çalışmaya da rastlanmıyor. İktidar ile muhalefet birlikte çalışabilse çeşitli çözüm seçenekleri üzerinde durulabilir. Örneğin bunlardan birini CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar gündeme getirdi. Acar, “Ya 2B’lerin emlak değeri, ya da AKP Milletvekili Hüseyin Samani’nin bölgesi olan Yurtpınar’daki bedeller baz alınsın” dedi. Her ne kadar AKP Milletvekili Hüseyin Samani’ye bir gönderme yapılıyor olsa da ciddiye alınabilecek bir öneri. AKP, sorunu gerçekten çözmek istiyorsa yapıcı önerilere kapıları kapatmamalı. Yalvaç, Isparta’dan ayrılacak mı? KP Afyon Milletvekili Halil Ürün, kentin Büyükşehir statüsüne geçebilmesi için Konya’ya bağlı Akşehir ilçesinin il sınırlarına kaBöyletılmasını önerdi. AKP’li Üner, “B ce Afyon’un 705 bin olan nüfusu Büyükşehir için gerekli olan 750 bine ulaşır”dedi. AKP’nin Konya milletvekilleri, Halil Ürün’ün bu teklifine şiddetle karşı çıktılar. “Bir karış Konya toprağını Afyon’a vermeyiz”dediler. Gelecekte il olma hesapları yapan Akşehirlilerin de bu teklife soğuk baktıkları öğrenildi. Bu olay bize yakın geçmişte taş ocağı işletmecilerine ruhsat verilmesini kolaylaştırmak için Antalya’nın İbradı ilçesi sınırlarındaki geniş bir arazinin Konya’ya bağlanmasını anımsattı. Ne yazık ki o dönemde AKP’nin Antalya milletvekilleri, Konyalı partililerinin tavrını gösterememişti. “Bir karış Antalya toprağını Konya’ya bırakmayız” diyemediler. Bunun yerine, “Önemli bir sorun yok sınır düzeltmesi yapılıyor” demekle yetindiler. Ama nedense düzeltilen sınır Antalya’nın aleyhine oldu. Akşehirliler ile Konyalılar, Afyon’a toprak ve nüfus takviyesi yapılmasına tepkililer. Konunun tartışılmasından yana değiller. Fakat Isparta’nın en büyük ilçesi olan Yalvaç’ta farklı bir tavır sergileyenler var. Yalvaç’ta bazı kesimler, “Akşehir’in yerine biz Afyon’a bağlanalım. Afyon, Büyükşehir olsun, Yalvaç’ta bu ilin Isparta’ya göre çok avantajlı olan teşvik kapsamında olmasından yararlansın” teklifinde bulunuyor. Isparta ile Yalvaç’ın arasının Süleyman Demirel hükümetleri döneminden beri pek sıcak olmadığı dikkate alınırsa, “olmaz olmaz” dememeli. A Burdur Gölü için insan zinciri H er yıl biraz daha kuruyup çölleşen Burdur Gölü’nün durumuna dikkat çekmek için bugün farklı bir etkinlik yapılıyor. Doğa Derneği ve Atlas Dergisi işbirliğiyle kent merkezinden göle, 'Sadakat Yolculuğu' düzenlenecek. Burdurlular ile Türkiye’nin değişik bölgelerinden gelen çevreciler, bugün saat 12.30’da Cumhuriyet Meydanı’nda buluşacak. İnsan zinciri oluşturularak Burdur Gölü’ne yürüyüş gerçekleştirilecek. Bu koreografi ile derelerin göle ulaşması, önlerine engel çıkarılmaması simgelenecek. Bu koreografiyle Burdur Gölü'nün eski günlerine kavuşması için gölü besleyen derelere kurulu barajlardan su bırakılması çağrısında bulunulacak. 'Göl Yoksa Burdur Yok' sloganıyla uzun yıllardır çeşitli faaliyetler yürüten Doğa Derneği, bu ve benzeri etkinliklerle, önlem alınmaması halinde yok olacak Burdur Gölü'ne ve gölün hayat verdiği canlıların yaşadığı dramatik tabloya dikkat çekmeyi amaçlıyor. Türkiye'nin 13 'Ramsar Alanı'ndan (sözleşmeyle koruma altına alınmış alanlar) ve 305 'Önemli Doğa Alanı'ndan biri olan Burdur Gölü'nün, son 35 yılda alanının yaklaşık üçte birini kaybettiğini, su seviyesinin 12 metre düştüğünü açıklayan Doğa Derneği Burdur Saha Sorumlusu Buğrahan Doğangil, "Gölü besleyen yer üstü sularının baraj ve göletlerde tutulması, yer altı su larının ise sondaj kuyularıyla aşırı miktarda çekilmesi gölün sonunu hazırlıyor. Göl, sanılanın aksine yağışların azalması nedeniyle değil, göle giden suların aşırı kullanımı nedeniyle kuruyor. Gölün kurtuluşu ise tarımda aşırı su kullanımını azaltarak barajlardan göle kademeli su bırakılması ve derelerin yeniden gölü beslemesinin sağlanması ile mümkün. Eğer acilen bu önlemler alınmazsa, Burdur Gölü ekolojik işlevlerini yitirerek cansız bir su kuyusuna dönüşecek” dedi. Umarız bu etkinlik şimdiye kadar gölün kurumasını seyreden, gerekli önlemleri almamakta direnen yetkililerin harekete geçmesini sağlar. Aksi halde yarın çok geç olacak. Okul öncesinde üçüncü sıradayız A Güzelleştirmeye hazırlar İş garantili eğitim programını tamamlayan 16 kadın, hayata artık başka bir pencereden bakıyor. Kısa süre öncesine kadar tüketici olduklarını söyleyen kadınlar, “Üretmeye ve kazanmaya hazırız” diyor T ürkiye İş Kurumu'nun özel sektörle yürüttüğü mesleki eğitim kursları, kursiyerlerin hayatını değiştiriyor. Kurs süresince genel sağlık sigortasına sahip olan, günlük 20 TL de ödenek alan kursiyerler, aldıkları sertifikalarla meslek sahibi olabiliyor. Manavgat'taki Melissa Özel Eğitim Kursu'nda; 39 iş gününde, toplam 312 saatlik eğitimden sonra sertifikaya hak kazanan 16 kursiyer de artık yaşama başka bakıyor. İşKur güvencesi ile iş garantili mesleki eğitim kursunu tamamlayarak sertifikalarını almaya hak kazanan kursiyerler için düzenlenen sertifika törenine Özel Melissa Mesleki Eğitim Kursu Müdürü İsmet Nedim Baykal, Antalya Çalışma ve İş Kurumu Eğitim Şube Müdürü Neva Akçayır, kurum görevlileri İlke Gülçelik, Salih Kara, Manavgat Mesleki Eğitim Müdürü Harun Yılmaz, kurs öğretmenleri Fatma Koçak, İlkin Mermer, Rahime Coşkun, Şükran Karahan, Dilara Şahin ve kursiyerler katıldı. Eğitimlerini tamamlayan kadınların meslek sahibi olmasını sağlayacak sertifikalarını, Kadınlar Günü'nün hemen ardından vermekten mutlu olduklarını belirten Baykal, “Kursumuz meslek edindirmenin yanında yüzde 81 iş gücü garantisi de sağlıyor. Kadın emeğinin kayıt altına alınmasının zeminini hazırlayarak formel bir sektör oluştuuyor” diye konuştu. Başka kurslar da var zel Melissa Mesleki Eğitim Kursu Müdürü İsmet Nedim Baykal, İşKur ile birlikte düzenlenen manikür ve pedikür mesleki eğitim kursunda 16 kursiyerin sertifikalarını aldığını belirtirken, güzellik uzmanlığı, masörmasöz, protez tırnak, makyaj yapma teknikleri, SPA yöneticiliği, kalıcı makyaj, kozmetik satış danışmanlığı, makyörmakyöz kursları modül programlarında da MEB onaylı, sertifikalı kursların devam ettiğini söyledi. Ö Ustalık belgesi de alabilirler İ ş bulma ve çalışma hayatına atılmada sertifika sahibi olmanın önemini vurgulayan Antalya Çalışma ve İş Kurumu Şube Müdürü Neva Akçayır ise “Kursumuzun eğitime başladığı gün düzenlenen açılış töreninden sonra bugün de sertifika törenine katılmaktan büyük mutluluk duyuyorum” dedi. Manavgat Mesleki Eğitim Müdürü Harun Yılmaz da kursiyerlerin eğitimlerine devam ederek ustalık belgeleri almaları halinde de kendi çalışma ofislerini açabileceklerini belirtti. ntalya Valiliği koordinesinde başlatılan ''Her İlçeye Bir Anaokulu, Her Okula Bir Ana Sınıfı'' kampanyası kapsamında yapılan çalışmalarla okul öncesi okullaşmada 20102011 yılında ülke genelinde 49'uncu sırada olan Antalya, bu eğitim öğretim yılında 3'üncülüğe yükseldi. Proje ile dezavantajlı çocukların da okul öncesi eğitimden yararlanması için Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Anasınıfı, Gezici Anasınıfı, Görme ve Zihinsel Engelliler Anasınıfı ve Hastane İlköğretim Okulu Anasınıfı gibi anasınıfları oluşturuldu. Yapılan çalışmalar sonucunda bu eğitim öğretim yılında Antalya, Türkiye'de genelinde 81 il arasında okul öncesi okullaşmada 3'üncülüğü elde etti. İl Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay, Antalya'nın göç alan bir il olması nedeniyle okul öncesi eğitimle çocukları ortak bir kültürde birleştirmek istediklerini belirtti. Gülay, ilde okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması için birçok proje hazırladıklarını anlattı. Ev ev dolaşıldı ülay, 3 yıl önce Vali Ahmet Altıparmak ile okul öncesi eğitimi nasıl yaygınlaştırabilecekleri konusunda bazı çalışmalar başlattıklarını anlatarak, “Bu eğitim öğretim yılında yüzde 93,89 ile Türkiye 3'üncüsü olduk. Bu başarıda başta sayın valimiz olmak üzere kaymakamlarımız, ilçe milli eğitim müdürlerimiz ve öğretmenlerimizin çok büyük emeği var” dedi. Gülay, proje kapsamında ev ev gezdiklerini, Antalya'da hemen hemen her eve gittiklerini kaydederek, 5 yaşındaki her çocuğu kayıt yaptıklarını, velilerin çocuklarını anasınıfına kayıt yaptırmaları konusunda ebeveynlere yönelik eğitimler verdiklerini dile getirdi. G C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear