26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 SAYFA 21 ŞUBAT 2013 PERŞEMBE GÜNCEL AKLIMA GELDİKÇE VAHAP TUNCER ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBE BAŞKANI G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN Aksu’da öfke patlaması yaşanıyor ürkiye’de en fazla 2B arazisi Antalya’da bulunuyor. Antalya’da ise Aksu ilçesi, bu ünvana sahip durumda. Aylardan beri 2B ile yatıp kalkılan Aksu’da, bedellerin belirlenmesinin ardından kızılca kıyamet koptu. Arazi bedellerinin metre kare başına 3580 lira arasında seyretmesi yurttaşları çileden çıkardı. Aksulular, açıklanan bedellerin bölgedeki eşdeğer tapulu arazilerin değerinden kat kat fazla olduğunu söyleyerek tepki gösterdiler. İlk günlerde şaşkınlığını atlatan yurttaşlar artık bir şeyler yapmaları gerektiğine inanıyorlar. Dün bunun gereği 2B Mitingi” düolarak yol ortasında “2 zenlendi. Bazı muhtarların çağrısı üzerine, Antalya – Serik Karayolu’nun Aksu girişindeki Isparta Kavşağın’nda binlerce Aksulu yurttaş toplandı. Çağrıya uyup gelenler arasında yediden yetmişe her yaştan insan vardı. Kalabalığın üçte birini kadınlar oluşturdu. Ama kadınların sesi, erkeklerden daha fazla duyuldu. Aksulu kadınların gözleri öfke doluydu. Buldukları her mikrofona, kameraya konuştular. Atalarından kalan, birçoğunun tapusu sonradan iptal edilen 2B arazilerinin ellerinden alınmaya çalışıldığını söylediler. “Biz kimsenin tarlasını çevirmedik. Ormanı da kesmedik. Atalarımız ve biz para ödeyerek arazilerimizi aldık. Şimdi hükümet bize arazilerimizi yeniden satıyor. Bunu kabullendik ama fiyatı asla” dediler. Aksulu kadınlar, üzerinde evleri, bahçeleri, seralarının olduğu 2B arazilerini belirlenen bedellerle satın almalarının mümkün olmadığını haykırıyorlar. “Ama buralardan asla vazgeçmeyiz” diyorlar. Seslerinin özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tara TİGEM SUDAN’DA …? ısaca TİGEM olarak adlandırılan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü Türkiye’deki işlerini bitirmiş olacak ki Sudan’da 5 milyon dekar arazi kiralayarak Türk tarımına katkı koyma gayreti içerisine girmiş görünüyor. Basında yer alan haberler Nil havzasındaki bu arazilerin iş adamlarına kiralanarak pamuk üretiminde kullanılacağı şeklinde. İlk bakışta masumane görünen bu girişimin uzun vadede Türk tarım sektörüne neleri getireceği belli değildir. TİGEM başlangıçta Türk üreticisinin başta damızlık hayvan ve sertifikalı tohum ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulmuştu. Türkiye’nin her tarafında o bölgeye özgü damızlık materyali üreticilere dağıtılarak verim ve kalitenin arttırılması amaçlanmıştı. Süreç içerisinde yabancı firmaların tohum piyasasını ele geçirmeleri ve yurt dışından ithal damızlık hayvanların getirilmesi ile TİGEM ana görevinden uzaklaştırılmış ve etkisizleştirilmiştir. Devletin sırtında kambur olarak görülen bu işletmelerin arazileri özel sektöre devredilerek elden çıkarılmıştır. TİGEM’e bağlı üretim çiftlikleri bu halde iken binlerce kilometre uzaklıkta arazi kiralanmasının bir nedeni olsa gerek. Nil havzasındaki bu bakir toprakların Türkiye’nin dışındaki bazı ülkelerinde talip olduklarını ve arazi kiraladıklarını biliyoruz. Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Avustralya, Hindistan, Güney Kore ve körfez ülkelerinin bu havzada daha yüksek miktarda arazi kiraladıkları basında sık sık yer alıyor. Dekarı 1 Cent’e kiralanan bu arazilerin Nil havzasında yer alması, bol su kaynaklarının yanısıra Afrika’daki ucuz iş gücü, tarıma yatırım yapmak isteyen sermayenin bu bölgeye ilgisini arttırmış görünüyor. Bölgede yaşayan yoksul Afrikalıların zorlanarak bölge dışına çıkartılması dışarıdan gelenlerin işini daha da kolaylaştırmaktadır. Daha düşük maliyetle üretilecek pamuk ve diğer ürünlerin kullanım amacı projenin niyetini ortaya koyacaktır. Eğer bu bölgede üretilecek ürünler, diğer ülkelere ihraç edilecek ve Türkiye ekonomisine katkı sağlayacaksa, Sudan’ın Ulusal çıkarlarına vereceği zararlar dışında bir ölçüde kabul görebilir. Yok, eğer siz burada üretilen pamuğu Türkiye’ye getirip tekstil sektöründe kullanacaksanız Türkiye’deki pamuk üretiminin ölüm fermanını bugünden yazıyorsunuz demektir. Şu anda pamukta dışa bağımlı olan Türkiye’nin bu şekilde dışa bağımlılığını ortadan kaldıramazsınız. Bu yöntemle Türkiye’nin pamuk ihtiyacının bir kısmı Yunanistan yerine Sudan’dan karşılanacaktır. Bu projenin geleceğinin ne olacağı belli değildir. Uzun süre iç savaş yaşamış Sudan’da taşlar yerine oturmamıştır ve yaşanacak karışıklıklar 99 yıllığına kiralanan bu arazilerin birden bire elden çıkmasına neden olabilecektir. Sonrası sanırım sadece bizim umurumuzda. İşin bir diğer boyutu ise devlet eli ile kiralanan bu arazilerin özel sektörün kullanımına sunulmasıdır. 1950’lerden bu tarafa devlet olanakları ile zengin yaratma politikası günümüzde de sürdürülmektedir. Türkiye’nin doğal zenginliklerini yerli ve yabancı yandaşlara peşkeş çekenler benzer politikayı yurt dışından uygulamaya sokmuşlardır. Elindeki arazileri özel sektöre kiralayan TİGEM’in bu yetmiyormuş gibi yurt dışından arazi kiralayarak özel sektöre devretmesi ulusal bir politika ile açıklanamaz. Türkiye’nin yapması gereken yurt dışındaki ucuz arazi ve emeğe yönelmek yerine kendi olanakları çerçevesinde tarımsal üretimini arttırmasıdır. Sulanabilir nitelikteki 4 milyon hektar arazisini sulayamayan Türkiye’nin ucuz su kaynakları var diye Sudan’daki Nil Havzasını tercih etmesi ne kadar kalıcı olabilir? Afrikalılar bu işe ne kadar süre razı olabilirler? Afrika’da üretilecek ucuz pamuk Türk tekstilcisine kısa bir süre için ucuz girdi sağlarken uzun vadede Türk çiftçisini bitirebilir. Sudan’da arazi kiralayanların bunları düşündüğünü sanmıyorum. Bütün bu olup bitenler iktidarın Sudan’a ilgisini daha net ortaya koyuyor. Ben daha önce dökülen gözyaşlarının yoksul Afrikalılar için olduğunu sanmıştım. Meğerse ucuz pamuk içinmiş. Yandaşlara yaratılan yeni yatırım alanları için dökülen sevinç gözyaşlarıymış. T fından duyulmasını istiyorlar. Kadınlı, erkekler Aksulular, iktidar partisinin bakanlarından, milletvekillerinden, yöneticilerinden umudunu kesmiş durumda. Kendi bölgelerinden olan AKP Milletvekili Hüseyin Sa mani de ümit kesilen isimler listesinin içinde. Bazıları Samani’yi, mahallesindeki 2B bedellerini düşük tespit ettirmekle, diğer bölgelerle ise ilgilenmemekle suçluyorlar. AKP yöneticileri ve milletvekilleri ta Herşeye rağmen 98 bin 241 ziyaretçi A TED'li öğrenciler yazarlarla buluştu TSO Başkanı Çetin Osman Budak, 2. Antalya Kitap Fuarı'nı 98 bin 241 kitapseverin ziyaret ettiğini bildirdi. TÜYAP tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği, Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın katkılarıyla Cam Piramit’te düzenlenen 2. Antalya Kitap Fuarı'na, kitapseverler ilgi gösterdi. ATSO Başkanı Budak, bu yıl 77 yayınevi ve kurumun katıldığını fuarda gerçekleşen söyleşi, panel, şiir dinletisi gibi 30 etkinlik ve imza günlerinde İlber Ortaylı, Nedim Gürsel, Can Dündar, Banu Avar, Canan Tan, Cemil Kavukçu, Nermin Bezmen'in de aralarında bulunduğu 200 yazarın okurlarla buluştuğunu belirtti. Geçtiğimiz yıl 82 bin ntalya’nın Kumluca İlçesi’ndeki Alakır Çayı üzerindeki 8 HES projesinden biri olan Kürce HES hakkında yargının verdiği bir karar bulunuyor. Yargı kararı, söz konusu HES’in baraj kapaklarını açması, suyu dere yatağına bırakması yönünde. Firmaya gecikmeli de olsa ulaştırılan yargı kararının gereği yapılmıyor. İki aydan beri yargı kararının uygulanmadığını gören Alakır Nehri Kardeşliği Platformu, suç duyurusunda bulundu. İşte tam bu esnada bir iki gazetede Kürce HES’in fidan dikme çalışması ile ilgili şirin mi şirin haber A HES nasıl şirin gösterilir? ler yer aldı. Alakır Nehri Kardeşliği, bunun mizansen olduğunu, göstermelik dikilen fidanların tutma şansının olmadığını, çünkü bölgede doğal toprak örtüsünün kalmadığını ileri sürdü. HES şirketi tarafından servis edildiği anlaşılan haber inandırıcı bulunmadığı için yerel basının büyük bir kesimi tarafından kullanılmadı. Ama az sayıda olsa da HES’leri şirin göstermeye meyilli gazetenin olduğu anlaşılıyor. Bunlar önümüzdeki günlerde benzer haberlerle karşımıza çıkabilir. Çünkü HES’leri şirin göstermek isteyen gönüllüler var. rafından verilmiş sözlere rağmen 2B bedellerinin yüksek tutulmasının arkasında bazı paralı kişilerin, grupların olduğuna inanılıyor. Bu kesimlerin değeri artan arazileri satın alacağı endişesi var. Bu endişenin neden olduğu öfke yurttaşların gözlerine ve sözlerine yansıyor. CHP ve MHP’nin il başkanı ve yöneticilerinin yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ile Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’ın da katılıp destek verdiği mitingin ardından beklenmeyen bir şey oldu. Mitingin yapıldığı Hacıaliler Mahallesi girişindeki yoldan ayrılan çok sayıda yurttaşın araçlarına binmesi ya da yürüyerek evlerine gitmesi tahmin ediliyordu. Başlangıçta görüntü de bu şekildeydi. Ama tersi oldu. Yüzlerce Aksulu, bu şekilde polisi atlatıp karayoluna yöneldi. Antalya – Serik Karayolu’nu her iki yönden kesti. Polis gelinceye kadar da karayolu üzerinde binlerce yurttaş birikti. İki saate yakın karayolunu işgal eden yurttaşlar, bu önemli yoldaki trafiği alt üst etti. Bu eylemin amacı seslerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyulmasını sağlamaktı. Mitingin seslerinin Ankara’ya ulaşmasını sağlayacağından emin olmadıkları için yolu kestiler. Seslerinin Başbakan Erdoğan tarafından duyulduğunu tahmin ettikten sonra eylemden vazgeçtiler. Aksulu 2B mağdurlarının seslerinin Ankara’dan duyulup duyulmadığı yakında belli olacak. Eğer 2B bedelleri, yurttaşların istediği ölçüde indirilirse ses duyulmuş olacak. Peki bu olacak mı? Genel kanı ne yazık ki olumsuz. Bu yüzden önümüzdeki günlerde Aksu’da tansiyon hep yüksek kalacak gibi… K Yayınevi ve katılımcı sayısının sınırlı kaldığı, yağmurda kitapların ıslandığı Cam Piramit’teki tüm olumsuzluklara rağmen, TÜYAP'ı 98 bin 241 kişi ziyaret etti kişinin gezdiği fuarı bu yıl 98 bin 241 kişinin ziyaret ettiğine işaret eden Budak, yoğun okur ilgisiyle karşılanan fuarın başarılı geçmesinde katkıda bulunan tüm katılımcılara ve kitapseverlere teşekkür etti. organizasyonların yapılmasına olanak verecek 510 bin kişilik kongre ve kültür merkezine duyulan ihtiyaç bir kez daha görülmüştür.'' Çağrıda bulundu Yeni bir kongre merkezi projesi için çağrıda bulunan ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, şunları kaydetti: ''Dünya kongre turizm pazarında iddialı olması gereken ve bu amaçla 2014 ICCA Genel Kurulu gibi önemli etkinliklere ev sahipliği yapacak Antalya'nın bir an önce modern bir kongre merkezine kavuşması zorunludur. Antalya kongre merkezini yapacak güce sahiptir. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın da yıllardan beri bir kongre merkezi projesi bulunmaktadır. Artık bu konuda bir seferberlik ve güç birliğiyle sonuç alınmasının zamanı çoktan gelmiştir.'' Yetersiz kalıyor Cam Piramit alanının yetersiz kalmasının yayınevi sayısını, imza günü etkinliklerini ve katılımcı sayısını sınırladığını dile getiren Budak, şöyle devam etti: ''Cam Piramit güzel bir eserdir, ancak artık ihtiyaca cevap verememektedir. Hafta sonu belirli saatlerde kalabalık ve izdiham, katılımı caydırmakta ve azaltmaktadır. Yağmur yağdığında salona yağmur suyu akmaktadır. Antalya'da ulusal ve uluslararası büyük T ED Koleji 3. sınıf öğrencileri öğretmenleri ile birlikte TÜYAP'ı ziyaret etti. Ödüllü ve ünlü çocuk kitapları yazarları Mavisel Yener, Muzaffer İzgü, Ferda İzbudak Akıncı, Fatih Erdoğan, Aydın Ilgaz ile sohbet edip, kitaplarını imzalatma şansı bulan minikler, harçlıkları ile de kitap satın aldı. Sağlıklı bir yaşam dileriz... İLAN SERVİSİ (0 242) 248 00 57 C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear