23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 y SAYFA 22 OCAK 2013 SALI G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN Ulaşım esnafı havuzu bekliyor ir taraftan toplu ulaşıma zam gelmesini bekleyen ulaşım esnafı, diğer taraftan 1 Şubat'ta hayata geçmesi hedeflenen havuz sistemine hazırlanıyor. Antalya Otobüsçüler Esnaf Odası Başkanı Mehmet İnce, halka daha iyi hizmet verebilmek amacıyla 7 metrelik araçları satarak 12 metrelik araçlar almaya başladıklarını belirterek, 12 metrelik lüks araçların bir bedeli olduğunu ve bu bedeli ödemek için zam almaları gerektiğini söyledi. HP Antalya İl Başkanlığı, Lara’da bir otelde, “Büyük Buluşma” adı verilen yemek düzenledi. İl başkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre toplantıya; örgüt yöneticileri, belediye başkanları, 2011 genel seçimlerindeki milletvekili aday adayları, eski ve yeni milletvekillerini katıldı. Aynı açıklamada bu etkinliğin amacının önümüzdeki yerel seçimlere yönelik ortak sinerji yaratılması olduğu belirtiliyor. Etkinliğe katılanlar arasında, “Eski ve Yeni Milletvekilleri”nin olduğu da bildirilince gözler Deniz Baykal’ı aradı. Baykal bu yemekte yoktu. Baykal ile birlikte CHP’nin 3 Antalya Milletvekili; Osman Kaptan, Yıldıray Sapan ve Arif Bulut’ta yemeğe katılmamışlar. Görevdeki milletvekilleri arasında sadece Gürkut Acar yemeğe katılmış. Yemekte olmayan milletvekillerinden Deniz Baykal dahil 4 milletvekilinden birkaçının geçerli mazereti olduğunu varsayalım. Ama en azından birinin yada ikisinin etkinlikte olması gerekirdi. Bu durumu sorduğumuz yemeğe katılmayan milletvekillerinden birinin söylemi hayli ilginçti. Kendisinin yemekten önceki gece, geç saatlerde arandığını söyledi. “Bu tür bir organizasyonun tarihi, en azından 15 gün önceden belli olur. Yemeğe 13 – 14 saat kala telefonla davet edildik” şeklinde konuştu. Durum milletvekilinin anlattığı gibiyse, Deniz Baykal ve 3 milletvekilinin ya yemeğe gelmeyecekleri düşünülmüş, ya da katılımları çok ta arzu edilmemiş. Durum böyle olunca eksik bir buluşma söz konusu olmuş. Bu eksiklik nedeni ile (çıkan kavgayı saymıyoruz) etkinliğin amacına ulaştığını söylemek hayli zor. C CHP’nin Büyük Buluşması eksik kaldı ntalya Ticaret ve Sanayi Odası’nda (ATSO) seçim takvimi belli oldu. Yeni ATSO meclisi ile başkan ve yönetim kurulunu belirleyecek seçim süreci 9 Şubat Cumartesi günü başlıyor. Şu andaki durum itibari ile ATSO Başkanlığına aday olduğunu açıklayan tek isim, halen o görevi yürüten Çetin Osman Budak. Budak dışında başka bir isim adaylığını açıklamadı. İkinci bir isim ortaya çıkıp, “Ben de adayım” demese de, seçim çalışması yürütenlerin olduğu biliniyor. Bu kişiler ve onların arkasındaki grupların, el altından ATSO Başkanı Çetin Osman Budak ve arkadaşlarına yönelik “çamur atma” politikası uyguladığı iddia ediliyor. Bazı medya mensupları aracılığı ile Budak ve ekibi hakkında asılsız haberler üretildiği ve bu şekilde ATSO yönetiminin yıpratılmaya çalışıldığı yönünde izlenimler doğuyor. Ortalıkta görünmeseler bile isimleri ve niyetleri kamuoyunca bilinen ekibin önce meslek grupları üzerinden ATSO yönetimine saldırdığı söyleniyor. Bu gruba yakın basın mensupları; seçim kazanmak için ATSO yönetiminin birbi A ATSO seçimleri ve kirlilikten medet umanlar rinden ilgisiz iş kollarını aynı meslek grubunda topladığını iddia ettiler. Bu suçlamanın konunun araştırılmadan yapıldığı apaçık ortada. Çünkü bunları yazanların kendi gazetelerinde ATSO yönetiminin, “Meslek gruplarını biz belirlemiyoruz. Gruplandırmayı artık, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Başkanlığı, SGK ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin ortak çalışması olan NACE sistemi yapıyor. ATSO’da 150’den az üyesi olan iş kolları, NACE sistemi tarafından en yakın gruba aktarılıyor. Dolayısı ile gruplandırma bizim dışımızda yapılıyor” şeklindeki açıklaması yer alıyordu. Bu açıklamaya rağmen hala ATSO yönetimi, meslek gruplarını keyfi şekilde gruplandırmakla suçlanıyorsa, bunu yazanlar bırakın haberle ilgili araştırma yapmayı kendi gazetelerini bile okumuyorlar demektir. ATSO seçimleri arefesinde yönetime yönelik olumsuz haber üretme çalışmalarının başka örnekleri var. Üst düzey bir yönetim kurulu üyesinin firmasının faaliyetine son verdiği, bunu gizleyerek ATSO’da görev yapmayı sür GÜNCEL “Dereboğazı Krizi” aşılmış! sparta Kent Konseyi ile aralarında CHP ve MHP’nin de olduğu siyasi partiler, bir süreden beri kenti Antalya’ya bağlayacak bölünmüş (duble) yolun Dereboğazı’ndan geçmesi için çalışma yapıyordu. Kent Konseyi, bu amaçla imza kampanyası düzenledi. Ardından da Dereboğazı’nda sembolik kazmalı kürekli bölünmüş yol açma çalışması yapıldı. Yapılan tüm çağrılara rağmen hükümet, Isparta – Antalya arasındaki bölünmüş yolun Dereboğazı hattından geçmesine sıcak bakmadı. Bunun yerine Ağlasun – Çeltikçi güzergahından Burdur – Antalya karayoluna bağlanacak bölünmüş yol projesi uygun bulundu. Dereboğazı dışındaki bir güzergaha sıcak bakmayan Isparta kamuoyunda derin bir hayal kırıklığı yaşandı. Bölünmüş yol ile ilgili tartışmalarda AKP adına önce Isparta Milletvekili Recep Özel taraf olmuştu. Özel, Dereboğazı’nda kazmalı kürekli eylem yapmak isteyenlere, “Gitsinler arkalarından bizde geliriz” dedi. Ispartalılar, Dereboğazı’na gitti ama Recep Özel arkalarından gelmedi. I B Göz altılara protesto ÇHD’li avukatlar, adliye önünde, gözaltıları protesto etti. Şube Başkanı Gürgöz, “Değil gözaltına alınıp tutuklanmak, sokaklarda infaz yapıldığı günlerde bile terk etmediğimiz avukatlık geleneğimiz kesintisiz sürecektir” dedi FARUK KESKİN dürdüğü iddiası bunlardan biri. Bu haberi yapanlar nedense söz konusu yöneticiye, “Hakkınızda böyle bir suçlama var” diye sorma gereğini duymamışlar. Çünkü sorsalar, firmanın faal olduğunu, sadece gösterdiği çok sayıdaki faaliyet alanlarından birinden çekildiğini öğrenecekler. Böylece haber konusu iddianın gerçek dışı olduğu anlaşılmış olacak. Ama gazeteciliğin gereği olan yol nedense izlenmiyor. Acaba neden? Bugün ortada bunlar var. Yarın da, adı kulislerde başkanlığa geçen ama ortaya çıkmayan kişiler hakkında birileri, “Geçmişte kaçak içki, akaryakıt sattı” iddiasında bulunursa ne olacak? Bu iddialar araştırılmadan, olduğu gibi sayfalara mı taşınacak ? ATSO seçimleri öncesi yaratılmak istenen bilgi kirliliği konusunda habercilerin çok dikkatli olması gerekiyor. Henüz ortaya çıkmayan birilerinin, rakipleri için ortaya attığı doğruluğu tartışmalı, belgesiz duyumlara alet olunmamalı. ATSO’ya yaraşır olgunlukta bir seçim yaşanması için herkes özen göstermeli. Dereboğazı’ndan Antalya’ya bölünmüş yol istemi hayal kırıklığı ile sonuçlanmışken bu kez devreye AKP’nin diğer milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç girdi. Bilgiç, Dereboğazı ile ilgili müjde verdi. Bu güzergahın bölünmüş yol güzergahına alındığını söyledi. AKP Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç’in açıklaması dikkatle okunduğunda Ispartalılar için hiçte müjde niteliği taşımadığı anlaşılıyor. Sözünü ettiği bölünmüş yol; AnkaraPolatlıYunakAkşehirGelendostEğirdir ve Kovada yanından Dereboğazı yoluna saplanıyormuş. Kent merkezinin yakınlarından geçmediği gibi, Ispartalıların istediği gibi Dereboğazı Karacaören – Karaöz – Aksu üzerinden Antalya’ya ulaşan bir yol olmadığı anlaşılıyor. Sadece Dereboğazı güzergahının başlangıcındaki bölümden Ağlasun – Çeltikçi hattına bağlanıyor. Üstelik tamamlanması, 2030 yılında tamamlanacak bölünmüş yol ağındaymış. Dereboğazı’nın sadece adının bulunduğu üstelik 17 yıl sonra bitirilecek bu yolu Ispartalıların nasıl değerlendireceğini merak ediyoruz. A Parayı paylaşacaklar İnce, 1 Şubat'tan itibaren gönüllülük esasına dayalı olarak katılmak isteyen toplu ulaşım esnafıyla birlikte havuz sistemini faaliyete geçireceklerini vurguladı. Araçların yakıt masrafı karşılandıktan sonra havuzda kalan paranın herkese eşit şekilde dağıtılacağının altını çizen Başkan İnce, ulaşım esnafının yaşadığı sıkıntılara da dikkat çekerek, çözüm yollarını önerdi. ntalya’da Çağdaş Hukukçular Derneği’ne (ÇHD) üye avukatlar, Adliye binası önünde yaptıkları basın açıklamasıyla göz altıları protesto etti. Bazı sivil örgütleri temsilcilerinin de destek verdiği eylemde basın açıklamasını okuyan ÇHD Antalya Şube Başkanı Nusret Gürgöz, 13 avukatın gözaltına alındığı operasyonun, genel başkanlarının Suriye’de bulunduğu bir sırada gerçekleşmesinin son derece manidar olduğunu ifade ederek, “Suriye halkı adına NATO’ya ve ülkemizin güney sınırından çetelerin geçmesine izin verenlere karşı dava açmak ve bu konuda Suriyeli hukukçularla görüşmeler yaptığı sı rada bu operasyon başlatılmıştır. Operasyon, mazlum Suriye halkına destek sunduğumuz için ABD emperyalizmi ve onun taşeronu AKP tarafından yapılmıştır” diye konuştu. Gözaltına alınan avukatların terör üyeliğiyle suçlanmalarını da eleştiren Gürgöz, “Avukatlığını yaptığımız insanlara yöneltmeyi adet edindiğiniz suçlamaları bu sefer bizlere yönelt mekten korkacağımızı mı düşündünüz? Bütün büro ve şubelerimiz kırk yıldır her gelene açıkken, insanların bu sahtekarlığa inanacağını mı sandınız” dedi. Gürgöz, sözlerini şöyle tamamladı: “Bizi, sosyalist dergiler satarken, duvara özgürlük yazıları yazarken, mitinglerden, çadırlardan, halaylardan gözaltına alıp ‘çok tehlikeli terörist yakaladık’ dediğiniz gençlerle karıştırmayın. Biz mahkemenizle, savcılığınızla, polisinizle, kırk yıldır uğraşan bir avukatlık geleneğinin mirasçılarıyız. Değil sadece gözaltına alınıp tutuklanmak, sokaklarda, karakollarda infaz yapıldığı günlerde terk etmediğimiz avukatlık geleneğimiz elbette kesintisiz sürecektir.” Emek ve Demokrasi Platformu’ndan eylem umluca'da Emek ve Demokrasi Platformu, Cumhuriyet Meydanı'nda NATO ve patriot füzelerine ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP İlçe Başkanı Arif Kocacık ve CHP'liler de destek verdi. Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri adına basın açıklamasını, Birgül Yiğit Kabaklı okudu. K yaşam dileriz... İLAN SERVİSİ (0 242) 248 00 57 Sağlıklı bir Taşeronluğa hayır ''NATO askerlerini ülkemizde ağırlamaktan onur duyanlar, NATO'ya ve Patriot füzelerine hayır diyenlerin sesinin duyulmaması için elinden geleni yapıyor'' diyen Kabaklı, Emek ve Demokrasi Platformu olarak ABD taşeronluğuna ve emperyalizme ''hayır'' dediklerini söyledi. Kabaklı, açıklamasını şöyle sürdürdü: ''İktidar, emperyalizmin saldırgan politikalarının taşeronluğunu yaparak Türkiye'yi bölgesel bir savaşın ve aynı zamanda bölgedeki etnikdini boğazlaşmanın ortasına sürüklemektedir. Bizler anti emperyalist emek ve demokrasi güçleri olarak, ülkemizin NATO üsleriyle ve ABD'nin kanlı savaş hazırlık yaptığı askeri üsleriyle kuşatılmasına asla ve asla izin vermeyeceğiz.'' C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear