26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

26 MAYIS 2012 CUMARTESİ SAYFA HABER k ç e i k ç o ç a Dah Daha çok emek k e m k e k o ç Daha CEREN KAYA 3 Yaşadıkça ÖZLEM ÇETİNKAYA [email protected] NEYİN ZAMANI? “Zamanı iyi değerlendirmek gerek” “Zaman geçiyor” “Zamana ayak uydurmalı” “Zamanla alışırsın” “Zamansız oldu gidişi” “Zamana bırak”…. Bir dokunuşta aklıma gelen “zaman” ile başlayan birkaç cümle... Sahi zaman nasıl tanımlanıyor sözlükte? Bir dakika hemen bakıp geri dönüyorum ve sizinle de paylaşıyorum… Az sonra buradayım. İşte geldim… Türk Dil Kurumu sayfasında uzun bir liste var, ilk tanımlama: ZAMAN: “Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit” Ben hala bilemedim zaman nedir? Hatta var mıdır? Bir yaşayış ve akış var… Saat diye belirlenen şey dönüp duruyor, günler geceler sıkılmadan usanmadan biteviye birbiri ardından gelecek sırasını bekliyor. Yaş dediğimiz matematiksel sayılar tek hanelerden iki hanelere kadar büyüyor ve üzerimize yapışıyor. Bir bakıyorsun etiketlerine “40 yaşında” tanımlaması eklenmiş. Silinecek bir kalemle eklemekte fayda var çünkü sürekli değişim halinde… Eğer değişimler dinamizmden kaynaklanır mantığından gidersek, bu kadar gözle görünen bir değişim aslında en güzeli olmalı sanırım Oysa ki çekinir insanlar yaşlarının ilerlemesinden, nedense? 40 yaş, ne kadar ben yüzümdeki yaşanmışlık ifadelerini seviyorum diyenlerden de olsa, içten içe kadının daha genç görünme isteğinin kıpırdandığı zamanlar… Tabii buna tıp, kozmetik alanındaki gelişmeler vs. de çanak tutmak adına bir yarış halinde… 20 yaşındaki kendini büyük göstermek, görünümü ile “ben bir kadınım” diye bağırmak istiyorsa etrafa, 40 ve üzeri de gençliğine dönme peşinde… Kim bilir belki de kocasından, sevgilisinden önce kendisi düşmek istemiştir gençliğin peşine Birçok şeyde eskinin tadını arayan insan, nedense yüzündeki çizgilere karşı gücünü kaybediveriyor… Ölümsüz olmadığını hatırlatan her görüntüden kaçıp kurtulmak istediğindendir belki de… Eskiye özlemdir belki de… Koşturmaktan doya doya ilgilenemediği cildine bir parlaklık kazandırmayı borç biliyordur belki de… Aklıma gelen gelmeyen çok sebep olabilir. Bu konu her açıldığında aklıma hep şu soru gelir: “Bunca emek harcamışken 40lı yaşlara gelmek için, şimdi neden 20lere geri dönmek istesin yüzüm?” Gözlerin içinde saklı insanın asıl ruhu.. Onun da yaşı başı matematikle ölçülmüyor.. Zaman dedik nerelere geldik… Aslında yazının gelişme bölümü için aklımdan geçenler bu şekilde değildi masaya ilk oturduğumda Belki de 40 yaş tanıdık geldiği için birden başka bir sokağa saptım… Söz veriyorum bir başka hafta başladığımız sokağa geri döneceğiz ve orada bir fincan kahve eşliğinde buluşacağız “zaman”la… Zamana bırakalım anlayacağınız Sevgi ve dostlukla, gülen gözlerle kalın… Bu arada söylemek istedim “Sizi gerçekten çok seviyorum…” Antalya Çiçek Festivali, çiçek çalıştayı ile başladı. “Daha çok çiçek, daha çok emek, daha çok ekmek” sloganıyla düzenlenen çalıştayda sektörün sorunları ele alındı u yıl 8’incisi düzenlenen Antalya Çiçek Festivali, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından ATSO Meclis Salonu'nda gerçekleştirilen 2. Kesme Çiçek Festivali Çalıştayı ile başladı. Toplantıya Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, ATB Başkanı Ali Çandır, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Bedrullah Erçin, Ziraat Mü B hendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Vahap Tuncer ile sektör temsilcileri katıldı. "Daha çok çiçek, daha çok emek, daha çok ekmek" sloganıyla gerçekleştirilen çalıştayda, çiçek üretim miktarı ve alanları ile ihracatın artırılmasına yönelik projeler görüşüldü. Çiçek satışlarının arttırılması için internet ve doğrudan satış yöntemleri ile uluslararası satış yöntemlerinin geliştirilmesi de çalıştayın ana başlıklarını oluşturdu. Çiçeğe yer kalmadı A TSO Başkanı Budak da, Türkiye'de 20 yıl önce çiçeğin sadece saksıda olabileceğinin sanıldığını, girişimcileri olmayan bir sektörün sıfırdan var edildiğini söyledi. Sektörün bulunduğu yere büyük emek ve gayret sonucunda geldiğini vurgulayan Budak, çiçeğe sadece ekonomik anlamda bakılmaması gerektiğini, çiçeğin akıllara güzellik, barış ve mutluluğu getirdiğini kaydetti. Çiçek sektörünün dünyada 60 milyar doların üzerinde ticaret hacmine sahip olduğuna işaret eden Budak, ''Sektör Avrupa'da 40 milyar dolar perakende değerine ulaştı. Türkiye'de 80 milyon dolar değerinde süs bitkisi ihracatı yapılıyor. Bu rakamı Türkiye için az buluyorum. Çiçekteki KDV oranlarının düşürülmesi gerekiyor'' dedi. Budak, çocukluk yıllarında Antalya'da inanılmaz bir çiçek sevgisi olduğunu dile getirerek, ''Bütün evlerin önünde gül veya çeşitli çiçekler olurdu. Ama Antalya'da artık çiçeğe yer kalmadı. Kentte çiçek bilincini tekrar geliştirmek için festival büyük önem taşıyor. Bu, bir bilinçlendirme hareketi olarak da tanımlanabilir. Bu kadar şiddet içinde olan bir toplumun rahatlayabilmesi, ancak çiçekle olabilir'' dedi. İlerlemek zorundayız Bağdatlıoğlu, 8 yıl önceki 20 milyon dolarlık ihracat yapıldığını anımsatarak, bugün bu rakamın 80 milyon dolara ulaştığını anlattı. Bağdatlıoğlu, "Sektörün bir çok sıkıntısı var. Ama büyümek zorundayız. Çiçek festivali bunun için güzel fırsat. İnanıyorum ki 10. yılına geldiğinde uluslararası boyutlarda çok daha büyük organizasyon olacak. Önümüzde Expo gibi önemli organizasyon var” dedi. Kortej yarın Konuşmaların ardından EXPO 2016 tanıtım filmi gösterildi. 8. Antalya Çiçek Festivali kapsamında çiçekten saat kulesi yapımı, fotoğraf sergisi, çiçek düzenleme tasarım yarışması yapılacak. Festival, kortej yürüyüşü ve gösterilerin ardından yarın sona erecek. Alakır’da umut günleri Alakır Vadisi'nde yapımı sürdürülen Alakır 2 HES’in ‘ÇED Gerekli Değildir’ raporuna karşı açılan davayı gören mahkeme, işlemin iptaline karar verdi YUSUF YAVUZ avayı gören Antalya 2. İdare Mahkemesi'nin iptal kararını gerekçelendirirken, geçtiğimiz aylarda sonuçlanan 'Alakır vadisinin SİT alanı ilan edilmesi' yönündeki bir diğer mahkeme kararını dikkate aldığı öğrenildi. Mahkemenin gerekçeli kararında, "ihtilaf konusu bölgenin doğal, kültürel ve arkeolojik değerler ile ulusal miras kapsamında korunması gerekli peyzaj ve doğal çeşitliliğe sahip olduğunun uzman bilirkişilerce tespit edilmiş olması karşısında, dava konusu işlemde hukuka, kültürel, doğal, çevresel ve sosyal değerler ile kamu yararına uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği görülmekte olup, dava konusu HES projesinin de içinde yer aldığı Alakır Vadisi’nin 1. derecede doğal sit alanı özelliğinde olduğunu be D lirleyen bu karar karşısında, alanda yapılacak nitelikteki projenin önemli çevresel etkilerinin olmadığı düşünülemeyecektir" görüşüne yer verildi. Karar uygulansın Yöre halkıyla birlikte mücadele eden Alakır Nehri Kardeşliği gönüllülerinden Tuğba Pınar Günal, ''Mücadelenin hukuksal ayağında açtığımız davaların lehimizde sonuçlanmaya başlaması umut verici. Ancak kararın, yürütme organı Antalya Valiliği tarafından uygulamaya konulmasını istiyoruz" dedi. İşadamından eğitime 1 milyon liralık destek ayırsever işadamı Fevzi Erinç, Sütçüler ilçesine okul yapımı için Isparta Milli Eğitim Müdürlüğü'ne 1 milyon lira bağışta bulundu. Isparta Valisi Memduh Oğuz, Sütçüler ilçesinde 50 yıllık okul bulunduğunu, okulun onarımı için 100 bin lira ödenek geldiğini, fakat binanın çok eski olduğu için parayı onarımda harcamak istemediklerini söyledi. H C MY B C MY B A Trafodan kablo çalmışlar leri Çıtdibi Köyü’ndeki trafodan kablo çaldığı öne sürülen U.D. (46), V.D. (21), M.F.F. (22), İ.M.Y. (22) ve M.A'yı (24) gözaltına aldı. Zanlılar tutuklandı. ntalya'da trafodan kablo çaldığı öne sürülen 5 kişi çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Konyaaltı ve Kemer İlçe Jandarma Komutanlığı ekip
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear