Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 SAYFA 24 MAYIS 2012 PERŞEMBE GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN Yatırımda üvey evlat olmak Antalya’nın kaderi gibi ntalya, toplanan vergilerle yapılan yatırım ve diğer kamu harcamaları kıyaslandığında artıda olan bir il. Geliri, giderinden fazla olan 10 civarındaki illerden birisi. Turizm sektörü ile birlikte ülkeye önemli döviz kazandıran Antalya, kamu yatırımları açısından ise çok gerilerde kalıyor. Kent için çok önemli olan çevre yolları, "ödeneksizlikten" dolayı yıllardır tamamlanamıyor. Kepez ile Liman arasındaki Batı Çevre Yolu, bunun en büyük örneği. Batı Çevre Yolu, sadece 1.8 kilometrelik bölümündeki çözümlenemeyen imar ve istimlak sorunu nedeni ile bitirilemiyor. Yolun sorumlusu olan Karayolları, bu kadarcık bölümde istimlak yapamıyor. Çünkü ödeneği yok. AKP Milletvekili Menderes A Türel bunu, "Sokağa atılacak parası yok" diye açıklıyor. Batı Çevre Yolu, bu durumda. Peki Doğu Çevre Yolu'nun durumu nedir? Bu konuda açıklama yapan bir yetkiliye rastlamadık. Döşemealtı ile Aksu arasındaki Doğu Çevre Yolu da herhalde ödeneksizliğe takılmış durumda. Her turizm sezonunda trafiğin daha da kilitlenmesi, Antalyalıların çilesinin artması Ankara'yı çok ilgilendirmişe benzemiyor. Hükümet, işin kolayını bulmuş. Karayolları, Antalya'da köprülü kavşak yapacaksa arsasını satacak. Spor tesisi inşa edilmesi gerekiyorsa ilgili kurum, arsasını elinden çıkaracak. Tıpkı 100. Yıl Spor Kompleksi'nde olduğu gibi arazilerin bir bölümünü imara açacak. 40 yıl önce gelecekte gençler spor yapsın, hatta Akdeniz Oyunları düzenlenebilsin diye bin bir güçlükle ayrılan 100. Yıl Spor Kompleksi'nin 40 bin metrekarelik alanı bu amaç doğrultusunda yapılaşmaya açılıyor. Burada oluşturulacak alışveriş merkezi, lüks konaklama tesisi karşılığında devletin bir kuruluşu olan TOKİ, Antalya'ya spor tesisi yapacakmış. TOKİ, başka kentlerde böylesine yüklü karşılık almadan tesis yaparken sıra Antalya'ya gelince, sıradan “yap satçı” gibi davranıyor. Merkezi hükümetin topladığı vergiler nedense yetmiyor. Kentin elde kalan son yeşil alanları bir bir elinden alınmak isteniyor. Böyle giderse sıra yakında emektar Antalya Atatürk Stadı'nın çok değerli arazisine gelecek. Kent merkezlerindeki askeri alanlarla ilgili düzenlemeler sırada olduğuna göre herhalde Antalya Orduevi civarı için de birilerinin aklında birtakım proje oluşmaya başlamıştır. Ne yazık ki Antalya için hizmet ve yatırım denildiğinde hükümet çevrelerinin ilk düşüncesi, kamuya ait mülklerin elden çıkarılması oluyor. Durum böyle olunca da insanın aklından, "Antalya üvey evlat mı?" sorusu geçiyor. Yatırımlar değerlendirildiğinde, bu soruya "hayır" demek kolay değil. Gidişat böyle olacaksa en iyisi hükümet, turizm merkezi Antalya için özel bir kanun çıkarsın. Toplanan vergiler yerinde harcansın. Antalya, kendi yağı ile kavrulsun. En iyi çözüm bu... İşsiz gençlerin sosyal güvenlik faturası ailelerine çıkıyor H CHP’de vesayet tartışması Burdur, Isparta ve Antalya tren bekliyor afta sonunda yapılacak CHP Antalya İl Kongresi'nde şu anda 4 aday var. Görevdeki başkan Özer Ülken ile Devrim Kök, Menderes Dal ve Mustafa Erdem başkanlık koltuğu için yarışacak. Özer Ülken'i, Deniz Baykal ve ekibi destekliyor. Baykal, bu amaçla saha çalışması yapıyor. Bu duruma tepki gösteren bazı adaylar, Baykal'ın kongre üzerinde vesayet kurmaya çalıştığını iddia edip sert eleştirilerde bulunuyorlardı. Şimdi, ikinci bir vesayet tartışması daha başladı. Bu kez CHP Genel Merkezi’nin adaylardan Menderes Dal'ı desteklediği söylenti ükümetin sosyal güvenlik alanında yaptığı düzenlemenin ardından bazı sıkıntılar yaşanıyor. Herkesi sosyal güvenlik şemsiyesi altına almayı amaçlayan düzenlemede işsiz genç nüfusun durumu önemli bir sorun haline geldi. Emekli bir okurumuz, bu konudaki yakınmasını bize iletti. Üniversite mezunu 25 yaşında işsiz bir oğlunun olduğunu belirten okurumuz, "Biz karıkoca emekliyiz. Aldığımız emekli maaşı asgari ücret düzeyinde. KPSS'ye hazırlanan oğlumuza destek olmakta zorlanıyoruz. Devlet bizden oğlumuzun sigorta primini ödememizi istiyor. Biz ona harçlık veremezken nasıl primini karşılayalım? Bizim gibi binlerce aile var. İnsanlar ne yapacaklarını bilemiyorlar. Yaşlı emekliler çaresizlik içinde işsiz çocuklarının primini ödemeye çalışıyor. Devlet, bu soruna çözüm bulsun" dedi. Okurumuz bu duruma itiraz etmiş. Şimdi itirazının sonucunu bekliyor. Okurumuz yol gösterilirse diğer emeklilerin de itiraz edebileceğini söylüyor. H leri dolaşmaya başladı. Böylece Deniz Baykal'dan sonra genel merkeze yönelik, "vesayet" suçlamaları aldı başını gidiyor. Özer Ülken ve Menderes Dal, diğer adaylarla parti tabanının önemli bir bölümünce "vesayet" olarak değerlendirilen bu destekten hoşnut görünüyorlar. Devrim Kök ve Mustafa Erdem ise, herhangi kişi ya da kurumun vesayeti altına girmeden, "CHP delegelerinin adayıyız" diyorlar. Bakalım 26 Mayıs'taki kongreden vesayet mi yoksa delegelerin adayları olduklarını söyleyen adaylar mı galip ayrılacak. Son kararı, delegeler verecek. B urdur Sivil Toplum Platformu, kent merkezinden 2008 yılında kaldırılan yolcu treni seferlerinin yeniden başlatılması için imza kampanyası başlattı. Burdur Cumhuriyet Meydanı'nda 21 Mayıs'ta başlatılan, "Trenimizi istiyoruz" konulu imza kampanyası 26 Mayıs'ta sona erecek. Burdur Sivil Toplum Platformu Başkanı Kemal Arslan, 'TCDD'nin, 1936 yılında başlatıp 72 yıl sürdürdüğü yük ve yolcu taşımacılığının, AKP iktidarınca Temmuz 2008 tarihinde durdurulmasının üzüntü verici olduğunu söyledi. Seferlerin yeniden başlaması için harekete geçtiklerini belirten Arslan, "Halkımız, 4 yıldır ucuz ulaşım olanağı sağlayan treninden mahrum bırakıldı. Burdur ve Isparta'da örgütlü sivil toplum kuruluşları olarak eş zamanlı imza kampanyaları düzenledik. Topladığımız imzaları ilgili bakanlığa iletip trenimizin bir an önce hizmete so kulmasını isteyeceğiz" dedi. Bilenler, bilir. Eskiden aynı yolcu treni Burdur ve Isparta'ya uğrardı. Her iki ilden aldığı yolcuları aktarmalı da olsa büyük kentlere ulaştırırdı. 1980'li yılların ortalarına kadar aktarma görevini kara trenler yapardı. Kömürlü kara trenlerle yolculuk yapmak ayrı bir keyif olurdu. Demiryolu ulaşımının ucuzluğu da işin cabasıydı. Bugün ne yazık ki Burdur ve Isparta'ya tren seferi yapılmıyor. Buralardaki gar binaları öksüz kaldı. İşin daha da acısı, Eğirdir ilçesine giden demiryolu hattı iptal edildi. Raylar söküldü. Batı Akdeniz'in iki ili olan Isparta ve Burdurlu sivil toplum kuruluşları, birlikte imza kampanyası düzenleyerek trenlerini istiyorlar. İki komşu kentin tren için iş birliği yapması, gelecek için umut verici. Yeterince kamuoyu desteğina ulaşırlarsa seslerini duyuracaklarını düşünüyoruz. Benzeri bir kampanya Antalya'da yapılmalı. Çünkü Antalya neredeyse bir asırdır demiryolu yapılmasını bekliyor. Siyasilerin demiryolu için zaman zaman verdikleri sözler ne yazık ki havada kalıyor. Son olarak 2016'de gerçekleşecek EXPO Fuarı için Antalya'ya demiryolu projesi gündeme geldi. Hükümetten ve iktidar partisi milletvekillerinden 2016'ya kadar Antalya'ya "hızlı tren" getirileceği yolunda açıklamalar yapıldı. Bu anlamda müjde verildi. Günler, aylar geçiyor ama hızlı tren ile ilgili projenin ne aşamada olduğuna dair bilgi yok. Yetkililer kamuoyunu bilgilendirmekten kaçınıyorlar. Sadece, "Olacak" demekle yetiniyorlar. Bu yüzden Burdur ve Isparta'daki kampanyaya Antalya'nın da katılmasında yarar var. Antalya'da, "Bizde Hızlı Trenimizi İstiyoruz" kampanyası başlatılmalı. Konyaaltı Caddesi yaya öncelikli oluyor A ntalya Valiliği'nin AB destekli, "Yaya Öncelikli Kent Projesi"nin bir süredir tanıtımı yapılıyordu. Önümüzdeki haziran ayından itibaren projenin uygulanmasına geçilecek. Konyaaltı Caddesi, Yaya Öncelikli Kent Projesi'nin pilot bölgesi seçilmiş. 15 Haziran tarihinden sonra da uygulamanın başlatılacağını öğrendik. Projenin başlaması ile birlikte Konyaaltı'nda öncelik, yayaların olacak. Bir yurttaş yaya geçidine adımını attığı anda araç trafiği duracak. Yayanın geçmesi beklenecek. Avrupa'nın birçok ülkesinde görülen yollardaki yaya önceliği, Konyaaltı Caddesi'nden başlanılarak Antalya'ya da getiriliyor. Ortada yeni bir projenin yanı sıra yerleşmiş bir anlayışın değiştirilmesi söz konusu. Sürücüler arasında yaygın olan, "Yollar araçlarındır" anlayışının değiştirilmesi kolay olmayacak. Ciddi bir eğitim ve uğraşı gerektiriyor. Bu anlamda özellikle polislere önemli görev düşüyor. Konyaaltı Caddesi'ndeki pilot uygulamanın başarılı olmasını bekliyoruz. Buradaki başarının ardından en kısa sürede kentin diğer önemli yollarında da uygulamaya geçilmesini diliyoruz. Böyle bir proje ile Türkiye'ye örnek olmak Antalya'ya çok yakışır. MOBİLYA / DEKORASYON / EV TEKSTİLİ (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ ALTAR BÜRO MOBİLYALARI Perge Bulvarı Perge Palas İş Merkezi No:85/56 TEL: 0.242 322 51 90 – 91 FAX: 0.242 322 51 92 www.altarmobilya.com C M Y B C M Y B