26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 SAYFA 10 MAYIS 2012 PERŞEMBE GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN Isparta ve Burdur’un birleşme arayışı sparta İl Genel Meclisi Başkanı Osman Zabun, Burdur ile Isparta’nın birleşip Büyükşehir olması yönünde bir öneride bulundu. Zabun, iki komşu ilin merkezlerinin birbirlerine mesafe olarak yakınlığına değinerek, birleşmenin çok önemli bir sinerji yaratacağını, Isparta ve Burdur’un yararına olacağını söyledi. Isparta İl Genel Meclisi’nin AKP’li Başkanı Osman Zabun’un, “Birleşelim” önerisi, her iki ilde tartışma yarattı. Özellikle bu birleşmenin ardından Büyükşehir statüsüne geçileceğine yönelik söylem, ayrı bir heyecana yol açtı. Burdur ve Isparta’da gündem yaratan bu erik İlçesi’nin Haskızılören Köyü’nde, 9 Ekim 2011 gecesi meydana gelen sel felaketinin ardından 6 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Çok sayıda ev yıkıldı ya da hasar gördü. Selin yıktığı köprüler hala ortada yok. Yurttaşlar özellikle köprülerin bir an önce yapılması için yetkililerin kapılarını aşındırıyor. Bu arada felaketin ardından evsiz kalanlar için Deniz Feneri Derneği, 21 adet Mevlana Evi denilen küçük prefabrik ev kurdu. Evsiz kalan köylülerin bir kısmı burada kışı geçirdi. Bir kısmı ise yakınlarının yanına yerleşti. Bazılarının da köyün başka mahallelerinde eski evleri vardı. Yaşamlarını orada sürdürmeye başladılar. Deniz Feneri’nin evlerini kullanan, çoğunluğu yaşlı olan köylüler, kendilerine I öneri ile üzerine çeşitli yorumlar yapıldı. Burdur İl Genel Meclisi Başkanı İbrahim Ekici, önerinin tüm yanlarıyla tartışılabileceğini söyledi. İlk bakışta çağrının kulağa çok hoş geldiğini kaydeden Ekici, "Ama bizim ne düşündüğümüzden daha çok iki ilin vatandaşlarının ne düşündüğü önemlidir. “Vatandaşın tepkisi ne olacak?” Bu sorunun yanıtının bulunması gerekiyor. Isparta Burdur kamuoyu birleşmeyi tartışmalıdır. Kamuoyu yoklaması bile yapılabilir. Yoksa kendi başımıza 'Büyükşehir statüsü kazanalım' deme gibi bir şansımız yok. “Ankara böyle bir öneriye nasıl bakacak? Birleşmenin kalıcı konutlar yapılıncaya kadar yaşamlarını burada sürdüreceklerini düşünüyorlardı.. Kalıcı konutlar henüz yapılmadı. Ne zaman yapılacağı da belli değil. Durum böyle iken geçtiğimiz günlerde Deniz Feneri Derneği’nden köylülere, “bizim evlerimizi artık boşaltın. Onları söküp götüreceğiz” şeklinde talep geldiğini duyduk. Selzede yurttaşlar, bu istek karşısında, “Biz nereye gideceğiz?” diye kara kara düşünüyorlarmış. Onların durumunu yakından bilen bir okurumuz, “Bazıları yakınlarının yanına yerleşebilir. Ama bir kısmının gideceği bir yer yok. Devlet, özellikle hiçbir seçeneği olmayanlara çözüm bulmalı. Bu arada evi zarar görmediği halde yıkılmış gibi göstermeye çalışanlar da ayıklanmalı” dedi. artısı eksisi ne olacak?” bunlar oturulup konuşulmalıdır" dedi. Burdur İl Genel Meclisi Başkanı İbrahim Ekici, bu arada kişisel görüşünün iki ilin birleşmesinin mümkün olduğu yönünde olduğunun altını çizdi. Bu tartışmaya bakınca, “Nereden nereye” diye soru sormamak mümkün değil. Düne kadar aralarındaki çekişmeler yüzünden komşuluk ilişkileri düşük düzeyde olan Burdur ve Isparta’da bugün birleşmenin gündeme gelmesi son derece olumlu. Birkaç yıl önce iki il arasındaki mesafeyi kısaltan yeni yola, “Kardeşlik Yolu” adının verilmesi nin ne kadar doğru olduğu ortaya çıkıyor. İki kentin birleşmesinin yaşama geçmesi kolay bir süreç değil. Büyük olasılıkla da gerçekleşmesi mümkün olmaz. Birleşme halinde bile Büyükşehir statüsü kazanıp kazanmamaları da kesin görünmüyor. Burdur ve Isparta’nın merkez nüfusları büyükşehir için şart olan 750 binin çok altında. Ama bu tartışmanın Burdur ve Isparta arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesine katkıda bulunacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle gelecek için ümit verici olmuştur. S Deniz Feneri, barakalarını istemiş Süt dağıtımı ve Antalya ükümetin ilköğretim okullarına yönelik ücretsiz süt dağıtım projesi birçok bölgede sıkıntılı başladı. Sütten zehirlenen öğrencilerin hastanelere taşınması aileleri endişelendirdi. Hükümet bu olayın, sütlerin bozuk olmasından değil; bazı öğrencilerin “hassasiyetinden” kaynaklandığını söylese de muhalefet açısından bu gerekçe inandırıcı bulunmadı. Muhalefetten, “Süte karşı hassasiyeti olan öğrenciler bir okulda mı toplanmış” yanıtı geldi. Bu arada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümeti beceriksizlikle, süreci yönetememekle suçladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yıllardır okullara süt dağıttığını, hiçbir öğrencinin karnının ağrımadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, son günlerde İzmir örneğini, sütün tazeliğinin yanı sıra ucuzluğunu ekleyerek sürdürdü. “İz H mir Büyükşehir Belediyesi’nin 37 kuruşa aldığı sütü, hükümet 53 kuruşa mal ediyor” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, süt konusunda partisinin başarısını İzmir üzerinden anlatıyor. Ama Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir kadar geniş çaplı olmasa da yıllardır sürdürdüğü süt dağıtım projesi bulunuyor. Hatta yakın geçmişte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı, günde 200 – 300 kutu süt dağıtıp bunun reklamını yapmakla suçlamıştı. Akaydın da yanılmıyorsak günde 15 bin kutu süt dağıtımından söz etmişti. Durum böyleyken CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin süt dağıtımındaki başarı örnekleri arasına Antalya’yı almıyor. Acaba neden? Haberi mi yok? Unutuyor mu? Ya da başka bir neden mi var? ntalya Büyükşehir Belediye Meclisi, kent için aldığı kararlarla değil tartışmalı oturumlarla, kavgalarla anılır oldu. Meclis oturumlarında bazıları için en hafif tanımla, “skandal” denilebilecek görüntüler olağan hale geldi. Belediye meclislerinde karşıt parti grupları arasında, belediye başkanları ile muhalefet arasında tartışmalar, gerilimler olur. Saygı sınırları içinde kalmak, hizmeti engellememek şartı ile bunlara anlayışla yaklaşılır. Ama meclislerde, iktidar partisinin üyelerinin birbirine girmesi, birbirlerine olmadık hakaretler yağdırması, karşılıklı olarak ayaklarına çelme takmasına pek rastlanmaz. Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde bu anlamda ilkler yaşanıyor. Nisan ayı meclisinde patlak veren CHP içindeki bölünme ve kavganın büyüyerek devam ettiğini görüyoruz. Geçen ay, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ile partili ilçe belediye başkanları Muhittin Böcek ve Süleyman Evcilmen taraftarları meclis üyeleri arasındaki sert tartışmanın ardından iki taraf da soluğu CHP Genel Merkezinde aldı. Önce Akaydın’ın muhalifi meclis üyelerinden ikisi Ankara’ya gidip Kemal Kılıçdaroğlu’na durumu anlattılar. Ardından da Akaydın, aynı yolu izledi. Her iki taraf, kendi açılarından Antalya’daki derin krizi Kılıçdaroğlu’na yansıttılar. Bu gelişmelerin ardından gözler mayıs ayı meclisine çevrildi. Ama meclisin ilk toplantısında değişen bir şeyin olmadığı görüldü. Hatta işlerin daha da kötüye gittiği ortaya çıktı. Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde bir CHP grubu var. Bir de Mustafa Akaydın’ın yanına aldığı bazı CHP’li meclis üyelerinden oluşan alternatif grubu bulunuyor. Yani CHP içinde disiplin ya da kural diye bir olgu söz konusu değil. A İşler kötüye gidiyor, birileri seyrediyor Daha da önemlisi Akaydın ile diğer partili meclis üyeleri arasındaki ipler tamamen kopmuş durumda. Sevgiyi bir yana bırakalım, saygı da kalmamış. Demek ki nisan ayındaki krizin ardından CHP Genel Merkezi herhangi bir müdahalede bulunmamış. Bulunduysa bile hiç etkisi olmamış. Belediye meclisinde, ana muhalefet partisi konumundaki AKP, CHP’lilerin kendi içindeki çekişmelerini bıyık altından gülerek izliyor. AKP Grup Sözcüsü Murtaza Tamyürek, “Bizi partinizin iç işlerine aman karıştırmayın” diye adeta dalga geçiyor. MHP Grup Sözcüsü Reşat Oktay, CHP’lilerin aralarındaki kavgalarını, “Bu görüntü Antalya’ya yakışmıyor” diye değerlendiriyor. CHP’li Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Üç dönemdir başkanım. Bu manzarayı görmedim. Halkımız üzüntülüdür” diyerek meclisi terk ediyor. Böcek gibi Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen ile çok sayıda CHP’li üye, manzaraya katlanamadıklarını ifade ederek koltuklarını boşaltıyor. Bu kötü gidişat nerede bitecek? Nasıl sonuçlanacak? Kimse bu soruların yanıtını bilmiyor. Meclisi izleyen Antalya’nın doğu ilçelerinden birinde uzun süre örgüt başkanlığı yapan bir CHP’li, “Bize bu manzarayı yaşatanların hepsi hakkında en ağır disiplin cezası verilmeli. Bundan ağır suç mu olur? Partiyi rezil ediyorlar” diyor. O partilinin de söz ettiği gibi ortada çok olumsuz bir durum var. Olumsuz sürecin sonunun nereye varacağını da kimse kestiremiyor. Çünkü sorunu çözmesi gerekenler seyretmekle yetiniyor. Hizmet üretemeyen meclis Antalya’ya zarar verirken CHP’yi de krize sokuyor. MOBİLYA / DEKORASYON / EV TEKSTİLİ (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ ALTAR BÜRO MOBİLYALARI Perge Bulvarı Perge Palas İş Merkezi No:85/56 TEL: 0.242 322 51 90 – 91 FAX: 0.242 322 51 92 www.altarmobilya.com C M Y B C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear