26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 SAYFA 19 NİSAN 2012 PERŞEMBE GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN AKLIMA GELDİKÇE Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı VAHAP TUNCER Bu kavga nerede bitecek? ntalya kent merkezindeki CHP’li yöneticilerin iç savaşını duymayan kalmadı. İl Başkanı ile partili Büyükşehir Belediye Başkanı arasında aylar öncesinden başlayan gerilim, belediye meclisinde başkanlar arasında devam etti. Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nin son oturumlarında, CHP meclis grubunun net şekilde ikiye bölündüğü görüldü. CHP’li belediye başkanları birbirine girdi. O da yetmedi partili meclis üyelerinin herkesin gözü önünde birbirlerine söylemedik söz bırakmadılar. CHP’lilerin tartışma ve çekişmeleri yüzünden meclis için, “Evlere Şenlik” denilmesi bile yetmedi. Tanımlama, “Hisseli Harikalar Kumpanyası”na kadar uzandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın, meclis salonunda yüzlerce insanın gözü önünde CHP İl Başkanı Özer Ülken’e yönelik mesajı, durumun hangi noktaya geldiğini gösteriyordu. DOĞA KATLİAMI DEVAM EDİYOR SIRA ZEYTİNLİKLERDE nsanoğlu yaşamın vazgeçilmezi gördüğü bazı canlıları kutsal saymakta ve her koşulda korumaya çalışmaktadır. Hindu inanışında inek kutsaldır ve bir anlamda dokunulmazdır. İslam inancında güvercinleri avlamak ve yok etmek bazı bölgelerde günah sayılmaktadır. Bütün dinlerde ve inanışlarda yaşamın, barışın, bereketin, sağlığın güzelliğin ve temizliğin zeysembolü olan bir ağaç vardır ‘’z tin’’.6000 yıldır insanlığın hizmetinde olan bu ağaç insanlığa bu kadar katkı sağlarken çevreye hiç zarar vermeyip doğaya nankörlük etmeyen ender canlılardandır. Yıl boyu yeşilliğini koruyan bu ağaç doğaya zararlı karbonu yutarken, saldığı oksijen ile canlılara can katmaktadır. Çok dar bir bölgede yetişen zeytinin en çok yetiştiği bölge ise Akdeniz kuşağıdır. Mucize Akdeniz diyetinin temelinde yatan zeytinin suyu olan zeytinyağı ve bu yağın kullanıldığı yiyeceklerdir. Bu değerli ağacın korunması için birçok ülkede önlemler alınmaktadır. Türkiye’de de bu amaçla 3575 sa’’Zeytinciliyılı kanun çıkarılmıştır.’ ğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılanmasına ‘’ ilişkin yasanın 20. maddesi’’ Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara 3 km mesafede zeytinyağı fabrikaları dışında zeytinin vegetatit ve generatif gelişmesine engel olacak kimyasal atık, toz, duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletme kurulamaz ‘’ demektedir. Yasanın bu maddesi bugüne kadar zeytinlikleri çevre katliamcılarından ve talancılardan koruyabilmiştir. Çanakkale’de Kaz dağlarında Altın madeni arayanların çevre katliamları bu yasa ile durdurulabilmişti. Serik Zırlankaya’da taş ocağına direnen köylüler bu yasaya dayanarak taş ocağını engelleyebilmişti. Bu ülkenin dağını taşını rant A Sevgi ve saygının yerini nefret çoktan almıştı. “Bundan fazlası olmaz. Tartışmalar, kavgalar belli bir yerde durur ya da durdurulur” diye düşündük. Ama kısa süre sonra yanıldığımızı anladık. Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın, partisinin Kemer ilçe kongresinde kimsenin beklemediği bir konuşma ile gerilimi daha da arttırdı. Akaydın, buradaki konuşmasında cepheyi daha da genişletti. İsim vermeden kendisini Büyükşehir adaylığına getiren, başkan olmasının yolunu açan Deniz Baykal’a yönelik sert göndermeler yaptı. Eleştirinin ucu, “CHP neden iktidar olamıyor” saptaması ile genel merkeze bile uzandı. Akaydın’ın bu tavrı, özellikle kentteki sağ basında, “Partisi ile gemileri yakma” olarak değerlendirildi. Ülke gündeminde bile yer buldu. AKP’nin TBMM Grup Toplantısı’nda, Recep Tayyip Erdoğan’ın diline düştü. Erdoğan, görüntüden ne kadar keyif aldığını gösteren ifade lerle Antalya’yı diline doladı. Mustafa Akaydın, eleştirilerini 3 yıllık hizmet dönemini anlattığı toplantıda da sürdürdü. Basından gelen soru üzerine, “Ben sadece ‘kral çıplak’ dedim. Daha da sıkıştırırlarsa, ‘cıscıplak’ derim” dedi. Yani üzerine gelirlerse parti içi konuları kamuoyu önünde konuşmaya devam edeceğinin sinyallerini verdi. Antalya’da yakın tarihlerde böyle bir görüntü yaşanıp yaşanmadığını merak ettik. Aynı partiden belediye başkanlarının birbirleri ile anlaşamadığına çok tanık olduk. Örneğin önceki dönemde AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ile Kepez Belediye Başkanı Erdal Öner’in aralarının açık olduğu biliniyordu. Öner’in parti teşkilatı ile arasının da iyi olmadığını duyuluyordu. Ama onların tartışmaları, kavgaları kapalı kapılar arkasındaydı. Kamuoyunun gözleri önünde, meclis oturumlarında, parti kongrelerinde tartışmıyorlardı. Buna rağmen AKP, bu kavganın zararını yerel seçimlerde gördü. CHP’lilerin bugünkü yaptığı kavganın biraz benzeri, 1999 yerel seçimleri öncesi DYP’de yaşanmıştı. O dönemde DYP’li Büyükşehir Belediye (Hasan Subaşı) ve Kepez Belediye (İsa Akdemir) başkanları birbirine girmişti. DYP il ve ilçe örgütleri de kavgayı seyretti. DYP’lilerin birbirlerine karşı öfkesi o kadar büyüktü ki bazılarının seçimlerde kendi adayları yerine rakip partileri desteklediği konuşuldu. Sonuçta, “Kavgalı eve kız vermezler” şeklindeki Anadolu sözü bir kez daha doğrulandı. Antalyalılarla, kavgalı partiye oy vermedi. DYP, Büyükşehir ve Kepez ile birlikte Muratpaşa’yı da kaybetti. CHP’deki iç kavgaya müdahale edilmezse, gidişat 1999’daki DYP’ye benziyor. Müdahaleyi kim, nasıl ve ne şekilde yapacak merak ediyoruz. Soruna el konulmazsa işlerin düzelmeyeceği, hatta CHP için daha da olumsuz noktalara ulaşacağı ortada. etmek zor değil. Kaçaklar, halkın sağlığını tehdit ettikleri gibi cebinden parasını da çalıyorlar. Ne yazık ki bu organize hırsızlığa karşı yetkililer bir türlü etkin önlem alamıyor. Denetim yapması gereken kuruluşlar topu birbirlerine atarak işin içinden sıyrılıyorlar. Bir araya gelip gereğini yapamıyorlar. Kangren haline gelen kaçak fırın sorunu, meslek odasının başkanı Musa Kazım Buhurcu’nun söylediği gibi herhalde ancak can kaybı yaşanırsa dikkate alınacak. Ne yazık ki böylesine acı bir gerçekle karşı karşıyayız. İ Kaçak fırın cenneti kent A ntalya Fırıncılar Odası Başkanı Musa Kazım Buhurcu, kent merkezinde kaçak fırın sayısının giderek artmasından yakınmış. Kent merkezinde günde tüketilen 800 850 bin ekmeğin 200 binini kaçakların üretip sattığını ifade etmiş. 4 ekmekten birinin kaçak fırınlar tarafından piyasaya sürüldüğü bir başka kent var mıdır bilmiyoruz ama “Dünya Kenti” Antalya’nın böyle bir acı gerçeği var. Adı üstünde fırınlar kaçak olunca, halkın temel yiyeceği ekmeğin hangi koşullarda üretildiğini bilmek olası değil. Kullanılan un, tuz ve diğer girdi maddeleri sağlıklı mıdır? Üretim alanlarında hijyen şartları var mıdır? Çalışanların sağlığı yerinde midir? Bütün bu sorulara yanıt vermek mümkün değil. Çünkü kaçak olduğu için denetlenmeleri mümkün olamıyor. Bir önemli nokta da üretilen ekmeklerin gramajından çalınıp çalınmadığının bilinmemesidir. Kaçak fırınlar ekmeği ucuza sattıkları için sağlığa aykırı olabilecek kalitesiz unun yanı sıra gramajdan çaldıklarını tahmin uğruna delik deşik edip çevreyi siyanürle zehirleyenler, tarım alanlarını toza boğanlar gözlerini zeytinliklere dikmişlerdi. Talanın pervasızca sürmesi için zeytin kanununun değişmesi gerekiyordu. Kanunu değiştirmek zorsa ve büyük gürültü koparacaksa yönetmelikte küçük bir değişiklik yaparsın, olur biter. İktidar bu hileli yöntemle zeytinliklerin yok olmasının yolunu açmıştır. Sessiz sedasız yapılan değişiklikle zeytinliklerimizin yerinde maden ocakları açılacak ve çok katlı konutlar yükselecektir. 3 Nisan 2012 tarihli ve 28253 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerin Aşılanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik yapılmasına dair yönetmelikle 25 dekarın altındaki zeytinlikler zeytinlik vasfından çıkarılmıştır. Ülkemizdeki zeytinliklerin %90’ı susuz ve % 75’i yamaç arazilerde yer almaktadır. Bu kapsamda yönetmelik değişikliği zeytinliklerimizin yarıdan fazlasını tehdit etmektedir. AKP yasanın etrafından dolanarak talanın yeni bir formülünü bulmuştur. Bir yandan zeytin alanlarını genişletmek için teşvik vereceksin, diğer yandan mevcut zeytinlikleri yok edeceksin. Yani halk değiminin tersine sol gösterip sağ çakacaksınız. Tabi yerseniz. Barışın, yaşamın, sağlığın, bereketin, temizliğin, güzelliğin temsilcisi bu ağaçlara kıyanların öbür dünyada yatacak yerleri olur mu bilemem. Yapmayın efendiler. Bu gidişle zeytinde ve zeytinyağında da Yunanistan’a, İspanya’ya bağımlı olacağız. Demek ki büyük devlet böyle olunuyor. Ülkemizin geleceği için, sağlıklı bir nesil yetiştirmek için zeytinliklere kıymayın. Yok ettiğiniz geleceğimiz, sağlığımız, bereketimiz, doğamızdır. Anadolu’ya acımıyorsanız, çocuklarımıza acıyın. MOBİLYA / DEKORASYON / EV TEKSTİLİ (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ ALTAR BÜRO MOBİLYALARI Perge Bulvarı Perge Palas İş Merkezi No:85/56 TEL: 0.242 322 51 90 – 91 FAX: 0.242 322 51 92 www.altarmobilya.com C M Y B C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear