29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 SAYFA 18 MART 2012 PAZAR Türkiye'yi h i b r i t tohumla tanıştırdı Almanya'dan 1971 yılında 20 gramlık hibrit domates tohumu getirerek Türkiye'yi hibrit tohumu ile tanıştıran; Demre, Finike ve Kumluca'da sebzeciliğin başlamasını sağlayan Hasan Ünal, yeni çeşitlerinin yanı sıra topraksız tarımda da Türkiye'ye örnek olmaya hazırlanıyor "Antalya'da iŞ'te HAYAT" Hazırlayan PELİN GEL AĞAN TÜRKİYE'DE TOHUM YOKTU Siz, bu işe döneceğinizi biliyor muydunuz? Kader geriye getirdi. Hatta o ara Türkiye'de tohum diye bir olay yoktu. Herkes iyi bir domates meyvesini keser onun tohumunu ertesi sene ekerdi. Ama cinsler bu işlere uygun değildi. Babam bana 'tohum bul' derdi. 1971 yılında 20 gram hibrit domates tohumu getirdim. Türkiye'nin ilk hibrit tohumuydu. O tohum normal çiftçinin ektiğinin 10 katı gelir getirdi. Bütün Demre, Finike, Kumluca bu tohumları buldu. Türkiye'nin diğer bölgeleri buluncaya kadar yani 1980 yılına kadar olağanüstü paralar kazandı o bölgenin insanı. O bölge halkını siz mi zengin ettiniz? Bir noktada öyle oluyor. O buluşla. Hem kendimize hem bölge halkına tohum getiriyordum. Bölge halkının önünü açtım. 78'den sonra 'ben burada karnımı doyururum' dedim. Çok değişik şeyler ürettim. Kışın hıyar ürettim. Kavunu ipe alıp astım. Herkes dalga geçti. Ama bir sene iki sene sonra beni takip ettiler. O sayede o bölge çok para kazandı. İlaçlamayı kimse bilmiyordu. Bayiliğe girdim. 1988'de kesme çiçek üretimine başlıyorsunuz. Bölgede çiçek üretimi konusunda da temel atan insanlardan biri sizsiniz... Antalya'da bir iki firma çiçek üretmeye başladı. Karanfil... O ürettikleri çeşitleri yurt dışına göndermeye başladılar. Çiçek üretimine gireyim dedim. 11 yıl Türkiye'nin en büyük çiçek üreticisi ve ihracatçısı olduk. Myra Flowers adıyla... Çoğunlukla uçakla ve tırla gönderiliyordu. Tek başına uçak kaldırdık. Çiçek işi kar etmez oldu. O ara tohum işine başlamış idik. Bir Hollandalı firmayla. Hollandalı firma işi yapmam için baskı yaptı. Şartım vardı: 'Türkiye'ye yönelik ürün bulacaksınız' dedim. İhracat tıkanmıştı. Sebze ihracatı dolma biber, sivri biber ve patlıcandı. Bunlar Almana ve Hollandalıya birşey ifade etmiyordu. Bunları bize uygun yaparsanız ihracatı yapılır dedik. Şartımı kabul ettiler. Sonradan çok çeşit soktuk Türkiye'ye. İhracatçılar günlük 36 çeşit ürün gönderiyorlar. 32 tanesi benim soktuğum çeşitlerden. Antalya'nın ihracatı 15 milyon dolardı. Şimdi 1 milyar doların üzerine çıktı. Şimdi yine son senelerde duraklama oldu. Yeniden gaza basıyoruz. T ürkiye'yi ilk kez 1971 yılında Almanya'dan getirdiği 20 gramlık hibrit tohumu ile tanıştırdı Hasan Ünal. Getirdiği tohum ile üründen 10 kat daha fazla verim alınca tüm çiftçiler Ünal'ı dikkatle dinler oldu. Demre, Kumluca ve Finike'de birçok kişinin sebze yetiştirerek ihracat yapmasını sağlayan kendi tabiriyle 'o bölgenin zenginleşmesine katkı sağlayan' Grow Fide A.Ş. ve Rito Tohumculuk A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve eski Milletvekili Hasan Ünal, bu haftaki Antalya'da İŞ'te HAYAT sayfamızın konuğu oldu. Tam bir Demre aşığı olan Ünal ile çocukluğunu zor koşullara rağmen eğitim aşkıyla dolu okul yıllarını, siyaseti, yeni yatırımlarını ve tarihe verdiği desteği konuştuk. Azimle çalışarak geçen 70 yıl… Baştan başlarsak nasıl bir çocukluk geçirdiniz? “70 yıl dile kolay” derler ya. Demreliyim. Ailemin bir tarafı Gömbe bir tarafı Demre'den. Demre'nin hiçbir yere yolu olmadığı dönemde doğmuşum. İlkokula Demre'de gittim. En büyük zorlukları o dönemde çektim. İlkokulu bitirdiğim zaman Türkiye'nin bırakın bir ilini hiçbir ilçesini görmemiştim. Okul yıllarınız nasıldı? Elmalı'da ortaokula başladım. Elmalı benim için büyük şehir gibiydi. Adapte olamadım. Bir tanıdığın evinde kalıyorduk. Demre'deki evime 48 saatte gidebiliyordum. Bir günde Elmalı'dan Finike'ye gidiyor, ertesi gün dalga olmazsa motorcu Murat'ın kayığı ile Demre'ye gidiyorduk. Ortaokulda bir sene kayıp yaşıyorsunuz... Elmalı'ya adapte olamadığımdan bir yıl sınıfta kaldım. Uzaklıktan dolayı ortaokulda kaydımı Elmalı'dan Finike'ye aldırdım ve ertesi yıl okula Finike'de başladım. Babam Orman İşletmesi’nde memurdu. Babamı Demre'den Kalkan'a tayin ettiler. Sürdüler galiba.... Öyle demek lazım. 9 dönüm portakal bahçesi yapmıştık. Ona bakmak lazımdı. Kalkan'da babamın ev tutması lazım. Bir de Finike'de bana oda tutması lazım. 142 lira maaş alıyordu. Bu parayla üç evi idare etmesi mümkün değildi. Bu nedenle beni okula gönderemedi. Vahide YANIK Pelin GEL AĞAN Hasan ÜNAL AVRUPA'DAN KOPTUK Ne gibi çeşitler olacak? Çok değişik şeyler var; çiftçinin üretim şeklini de çeşitlerini de değiştireceğiz. Avrupalı ne istiyorsa onu yapacağız. Avrupa'dan koptuk. Rusyaya göre çalışıyoruz, o da tam değil. Mecbur oldukları için alıyorlar. Önceden ihracatçı da çiftçi de korkuyordu. 250 dönüm kapya yaptım. Çiftçiye yetiştirmesini öğrettim. Ertesi sene macar biberi yaptım. İnsanlar yapmaya başladı. Avrupa'nın yediği domatesleri üreteceğiz. Çok değişik lezzetli. Bizim domatesi satamıyoruz Avrupa’ya. Rusya da istemiyor. Yok diye alıyor. Karpuz satamıyoruz. Karpuzlarımız Avrupa'ya uygun değil. Avrupa'ya ihraç edilecek çeşit üretmemiz lazım. Ne kadar üretiminiz? Burası 100 dönüm fidelik. İşin yüzde 8090'ı aşılı fide. Bu konuda geliştik. Başlangıçta kopya çektik. Şimdi onların da önüne geçtik. Kaç kişiyi istihdam ediyorsunuz Şu anda 600. 15 gün sonra bu 700'e çıkar. Çilek fidesine başlayacağız. O zaman 10 ay burası çalışır hale gelecek. Yeni düşüncelerimizle burayı 12 ay çalışır hale getirmeyi planlıyoruz. OKUMA SEVDALISI S iz tüm zorluklara rağmen yine de okumayı seçtiniz ve İTÜ Metalurji Mühendisiliği'ni kazandınız. Neden metalurji? Fen derslerim iyiydi. Metalurji o zaman bilinmiyordu ama. Hep fabrika organizayonları metalurjiyle ilgiliydi ondan dolayı seçtim. Mühendisler çok yüksek ücret alıyorlardı. Devlette düz memur 140 ile 250 lira arasında ücret alırken mühendis 1800 lira alıyordu. İTÜ yılları hareketli geçmiş. İkinci yılın başında öğrenci derneği başkanlığına seçiliyorsunuz. O dönemi anlatır mısınız? Türkiye'de yaşanan olaylar ve ailemin başına gelenler beni politik düşünmeye itmiş olabilir. Üniversiteye girdikten 12 ay sonra öğrenci derneği başkanı oldum. Sınıftaki arkadaşlarımın hepsi de desteklediler. 1960 ihtilalinden sonra gelen serbest düşünebilme serbest hareket edebilme şimdiyle mukayese edilmeyecek kadar farklıydı. Mühendis olacağımıza göre ülkenin kalkınmasını düşünüyorduk. En çok savunduğumuz kalkınma için sanayileşmenin şart olması. Nasıl sanayileşsek de Türkiye'yi kalkındırsak diyorduk. Başkan olduktan sonra arkadaşlarınız ve akademisyenlerin size desteği büyük. Tam bir birlik bütünlük varmış... Evet yüzde 95'e ulaşmıştı birliğimiz. O yüzde 5'te herkesin bizim gibi düşünmesi gerekmiyordu. Biz solcuyduk. Onlar sağcıydı. Ama onlar bizim hep okul arkadaşımızdı. Bir fikir mücadelesi vardı. Hala kalanlarla çok yakın bağımız var. Biz onlara sanmayın ki sadece kendi fikirlerimizi sunuyoruz. Sizin de anlatmak istedikleriniz varsa dinleriz diyorduk. 300 kişiyi topluyorduk. Onlardan da birileri çıkıp savunuyorlardı düşüncelerini. Bu sayede de 68 kuşağının sayısı artıyordu. Bu modelin yıkılması için bize karşı olan iktidar bunu bozmak için düzen kurdu. Nazmi GündüzHasan GündüzHasan ÜnalOzan ÜnalOzan Ünal Ünal Nazmi Sonra sınıf arkadaşınız Narin Hanım’la evlenip Almanya'ya gidiyorsunuz... Mezun olur olmaz evlendik. 13 gün sonra da iki bavulla Almanya'ya doktoraya gittik ve 8 yıl kaldık. Almanya'da size kal diyorlar kalmıyorsunuz... Siz durmuyorsunuz topraksız tarımda da yer araBir yıl doktora için burs aldım. Bir yıl yışındasınız... sonra esas kadroya geçtim. Maaşı çok yüksekti. Ondan sonra kal dediler. Kalmak için Orada da biz tarıma yardımcı olmak istiyoruz. Türde termodinamik konularda çalışacaktım. kiye'de bu işi yapanlar teknolojiyi tam getiremedi. DöAma ben Türkiye için çalışacağım dedim. nümde 2528 ton domates alıyorlar. Halbuki HolKafamıza onu koymuştuk. landa'da bu 100 tonun üzerine çıkabiliyor. Ama norSiyasete nasıl girdiniz? mali 5060 ton. Biz onu da yapacağız. Türk tarımına Türkiye'ye gelerek İTÜ ve ODTÜ'ye o teknolojiyi hediye edeceğiz. müracaat ettim. Dediler ki biz senin ne yapZorlu yıllar geçirmişsiniz. Eşiniz neresindeydi bu tığını çok iyi biliyoruz ama 68 döneminde y ı l l arın? yaptıklarımızdan dolayı seni almamız çok En büyük destekçim oydu. Hep yardımcı oldu. O zor. Aileme yapılanlar nedeniyle siyasete da kendi mesleğini yaptı. 1980'de ihtilalden önce üniyakındım. Siyasete girmeye karar verdim. 1977 yılında seçimler ekim ayındaydı. Haversiteye girmişti. Gazi Üniversitesi'nden Akdeniz Ünizirana alındı. Ben faaliyete ilk Elmalı Akversitesi'ne geldi. 1997 yılında mühendislik fakülteçay'da başladım. Önümde 34 ay var disinin kuruculuğunu yaptı. Şimdi makine bölüm başyordum seçimler öne alınınca önümde 25 kanı. Eşiyle insanın bir şeyleri tartışması gerekiyor. günüm kaldı. Bu iş olmayacak dedim. Ama insanlara saygısızlık etmeyeyim die 25 gün daha koşayım dedim. Ama oldu. 77'de vekil olarak seçildim. 3,5 yıl sürdü vekilliğim. Sonra darbeyle beraber o da bitti ve işsiz kaldım. İş bulamıyorum ev Ankara'da eşim üniversitede çalışıyor. Demre'de babamın iki döSiz; bu işlerin yanı sıra sosyal projelere de imza atınüm cam serası vardı. yorsunuz. Myra kazısına desteğiniz var... Baba ocağına mı Demre aşığıyım. Orada doğdum büyüdüm gözüm orada açıldöndünüz? dı. Demre'ye bir mimar geldi. Demre'deki kilise bakım altında Evet 2,5 dönüm değildi. Orayı kontrol altına almak istediler. Bende yardımcı oladaha cam sera yapyım dedim. O arada kiliseyi bitiriyordu. Ben tiyatroyu neden kontım. Ziraat BankaEğitimi bırakınca ne yaptınız? rol altına almıyorsunuz diyordum. İnsanlar balyozla mezarları kısı'ndan kredi aldım. Komşumuz Demre'de açık alanda domates ürerıyorlardı. Milli Eğitim Bakanlığı’nda tiyatro ile ilgili kayıt yoktu. ZorOndan sonra tarıma tiyordu. Antalya'dan usta getirmişti. O ustadan fide la onlara tiyatroyu gösterdim. Orası Aspendos'tan bile büyük. Döbaşladım. O dönemde yetiştirmesini öğrendim. ner dönmez üç ay içinde tiyatro koruma altına alındı. Verdiğim zaten önceden de taSiz tarımın temelini o yıllarda atmışsınız? katkı hoşuma gitti. Şimdi orayı Kültür Bakanlığı restore ediyor. rımla haşır neşir ol1957'de başladım. 5 dönümlük yerin fidesini 15 yaAyağa kaldıracak. Onun sahnesi 3 depremde iyice yıkılmış. duğum için fırsat bulşında kendim ürettim ve diktim. Açık alanda 15 Nisan’da Ama oturma yerleri sağlam. O sahneyi kaldırmak için de badukça Hollanda ve Aldomates çıkardım. Türkiye'de kışın bu hiç olmazdı. Turkanlığın verdiği ödenekle orayı düzeltmek 10 yıl sürecekti. manya'da seraları gezifanda domates çok cazip geldi. Satmak için büyük uğraş Biz yeni bir teknik uygulayacağız ve tiyatro 3 seneyordum. Arkadaşlık yapveriyordum. Bana hayat dersi oldu. Okumaktan ayrılmak de bitecek. 19 Mayıs'ta ise İsveç'in çok önemli kotığım insanlar vardı onlar istemiyordum. Fen derslerim çok iyiydi. Turgut hocam morusu gelip 5 bin kişiye konser verecek. Onun çok yardımcı oldular bana. ralim bozulmasın diye bana haber gönderiyordu. Hocamın desOrada öğrendiklerimin büyük sponsorluğunu yaptık. İddialıyım 3 yıl teğiyle ortaokula devam ettim. Ardından liseyi Antalya'ya okufaydası oldu bana. sonra sahneyi devreye sodum. 17 yaşında ilk kez bir şehir görmüş oldum. kacağız. DÖNÜMDEN 60 TON ALACAĞIZ MYRA TİYATROSU AYAĞA KALKACAK 15 YAŞINDA ÜRETİME BAŞLADI C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear