26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 SAYFA ‘İhraç ederken ithal eder olduk’ “Beyaz altın” olarak adlandırılan pamuktaki girdi artışı üreticiyi zorluyor. Ekim alanları daralırken, iklim değişikliği nedeniyle rekolte kaybı yaşanıyor. Üretim alanlarının, gelecek sene yüzde 25 düşeceği tahmin ediliyor ünyada en önemli lif bitkilerinden biri olan pamuk, lifi ile tekstil sanayinin, tohumu ile yağ sanayinin ve küspesi ile yem sanayinin önemli hammaddesini oluşturuyor. Türkiye ise lif verimi yönünden dünyada önemli pamuk üreticisi ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Ancak son yıllarda özellikle gübre ve mazot olmak üzere girdilerdeki artış nedeniyle pamuk üreticisi zor günler geçiriyor. Ekim alanları giderek daralırken, iklim değişikliği nedeniyle de rekolte kaybı yaşanıyor. Gelecek sene üretim alanlarının ise ülke genelinde yüzde 25 oranında düşeceği tahmin ediliyor. Beyaz altında kara bir tablo D nın yükselmesi nedeniyle hem bölgede hem de ülke genelinde kısmen pamuk üretiminde bir artış olduğunu kaydeden Diniz, “O dönemden sonra sağladığımız finansal desteklerle, ürün fiyatına verdiğimiz sübvansiyonlarla son 2 yıldır bölgemizdeki üretim alanları 3035 bin dekara kadar çıkardık. Bu da hem bölge için hem de ülke için sevindirici bir olaydı” dedi. Diniz, 20132014 pamuk ekim sezonundan önce piyasa fiyatlarında bir yükselme olmadığı takdirde ise gelecek yıl hem ülke hem de bölge genelinde üretim alanlarının yüzde 25 oranında düşeceğini tahmin ettiklerini ifade etti. 2 EKİM 2012 SALI P amuğun stratejik bir ürün olduğunun altını çizen Diniz, Türkiye’nin pamuk ihraç eden bir ülke durumundayken ithal eder hale geldiğini aktararak şunları söyledi: “Şu anda ülke pamuk üretimi tüketimin ancak yüzde 50’sini karşılayabiliyor.Türkiye, üretim rakamı bakımından dünyada ilk 10 sırada yer alıyor. Dünya pamuk üretiminde söz sahibi iki ülke var; Amerika ve Çin. Çin dünyadaki en büyük üretici, en büyük tüketici, aynı zamanda en büyük ithalatçı. Bizim için üzücü olan nokta ise Çin’den sonra en fazla pamuk ithalatı yapan ikinci ülkeyiz” dedi. Türkiye’nin 650 bin ton civarında pamuk üretimi, 1,2 milyon ton ise pamuk tüketimi olduğunu belirten Diniz, dünyada Avustralya ve İsrail’den sonra dekara en fazla verim alan ülke olduğumuzu da vurguladı. Girdi maliyeti nedeniyle üreticinin zor günler geçirdiğimi söyleyen Diniz, “Girdi maliyetleri yükselirse üretim rakamlarının daha da düşeceğini ve üretimin tüketimi karşılayamayacağını sonuç olarak da cari açıktaki pamuğun payının daha da artacağını düşünüyorum” dedi. Piyasa yükselmezse Antalya Pamuk ve Narenciye Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (ANTBİRLİK) Genel Müdürü Atila Diniz, 2008 yılına kadar bölgedeki pamuk üretimin sürekli düştüğünü kaydederek “1989 yılında Antalya bölgesinde 412 bin dekar arazide 107 bin ton pamuk üretimi vardı. 2008 yılında ise bu rakam 2025 bin dekar üretim alanına ve 8 bin 500 tonlara kadar düştü” dedi. 20092010 yıllarında ise piyasa fiyatları nsan beslenmesindeki en temel gıda maddesi olan süt, özellikle çocukların beden ve zihin gelişimi için olmazsa olmazlardan. Ancak yapılan araştırmalar Türkiye’de çocukların yüzde 70’inin düzenli olarak süt içmediğini gösteriyor. “Türkiye’de Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi Projesi” araştırma verilerine göre; 610 yaş grubunda süt içmediklerini ifade edenlerin oranı yüzde 11 olarak bulundu. Çocukların ancak yüzde 30’u ise düzenli süt içtiklerini ifade etti. Araştırmalar, süt tüketiminin su, çay ve gazlı içeceklerden sonra dördüncü sırayı aldığını gösteriyor. Türkiye’de süt tüketiminin diğer ülkelere göre oldukça geride olduğu da görülüyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nilüfer Hakarayan’ın verdiği bilgiye göre dünyada süt tüketimi İtalya’da 63 lt, İngiltere’de 100 lt, Finlandiya’da 139 lt iken Türkiye’de kişi başına düşen süt tüketimi 24 litre. İ Çocukların yüzde 70’i sütü düzenli içmiyor Üretimde de sorunlar var Türkiye’de yıllık süt üretimi 12 milyon ton olarak gözüküyor ancak bunun 6 milyon tonunun kayıtdışı olduğu tahmin ediliyor. Sektörün önemli sorunlarından biri de süt fiyatlarının dönem dönem artıp azalması. Bunun hem süt üreticilerini hem de mamule dönüştüren firmaları zor durumda bıraktığını vurgulayan Hakarayan, pazarda haksız rekabetin önlenmesi, teşvik tedbirlerinin arttırılarak devam ettirilmesi ve milli politika geliştirilmesinin zaruri olduğunu kaydediyor. “Üzümsü meyveler” Antalya’da konuşulacak U lusal Üzümsü Meyveler Sempozyumu’nun dördüncüsü 35 Ekim 2012 tarihleri arasında Antalya’da yapılacak. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi ve Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkan, üçüncüsü 2009 yılında Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde yapılan “Üzümsü Meyveler” sempozyumunun sektör için önemli olduğunu söyledi. ılın 9 ayında, geçen yıla göre yüzde 14.1’lik artışla 900 milyon 867 bin dolarlık ihracat gerçekleşti. 333 milyon dolarlık rakamıyla, yaş sebze ve meyve ihracatın öncüsü ve sürükleyicisi oldu. Antalya, Isparta ve Burdur’daki tüm ihracat sektörlerini bünyesinde bulunduran birliklerin eylül ayı ihracı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29.2’lik artışla 90 milyon 263 bin dolara ulaştı. Antalya İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı, 9 ayda 333 milyon dolarlık dış satıma imza atan yaş meyve sebze sektörünün bölgenin sürükleyici gücü olarak ön plana çıktığını vurguladı. Tarım sektörünün gücünün açık göstergesi olan bu istatistiklerdeki olumlu seyrin diğer sektörlere de yansıdığını ifade eden Satıcı, ocakeylül döneminde gerçekleşen ihracat artışında başrolü oynayan diğer sektörlerin sırasıyla madencilik, toprak sanayi ve kimya sektörleri olduğunu anlattı. Aynı dönemde madencilikte yüzde 262, toprak sanayi ürünlerinde yüzde 61 ve kimyada yüzde 42'lik ihracat artışının bölge ekonomisinin hızlı gelişimini göz önüne serdiğini belirten Satıcı, ''Yılın 9 ayında birliğimiz üzerinden yapılan ihracatın en önemli alıcısı yaklaşık 151 milyon 715 bin dolarlık hacmi ile Rusya Federasyonu oldu. Önümüzdeki aylarda ihracatta daha büyük ivme bekliyoruz” dedi. İhracata meyve sebze dopingi Süre doldu Tahsis süresi dolan Konyaaltı Sahili’ne Konyaaltı Belediyesi yeniden talip oldu. Büyükşehir de yasa gereği sahilin kendisine verilmesi gerektiği gerekçesiyle bakanlığa başvurdu FARUK KESKİN Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri bölümü tarafından düzenlenecek sempozyumda son yıllarda önemi giderek artan üzümsü meyveler ile ilgili gelişmeler, sorunlar ve çözüm yolları hakkında bilimsel bir çerçevede bilgi alışverişinde bulunulacağını kaydeden Erkan, iç tüketim ve dış ülkelerdeki tüketiminin son yıllarda artışının, iç ve dış ticarette üzümsü meyvelerin önemini artırdığını belirterek “Üzümsü meyveler, insan sağlığı üzerine pek çok olumlu etkiye sahip. Ayrıca tarıma dayalı endüstri işletmeleri açısından da önemli. Sempozyumun sektöre ve paydaşlarına yararlı olacağını düşünüyoruz” dedi. İMO’dan siyasi partilere ziyaret Y onyaaltı Belediyesi’nin 13 yıldır tasarrufunda bulunan Konyaaltı Sahili’yle ilgili Hazine’den tahsis süresi önceki gün son buldu. Protokole aykırı yapılaşmalar nedeniyle sahilin geri alınmasına yönelik Antalya Defterdarlığı’nın 2008 yılında aldığı fesih kararı, Konyaaltı Belediyesi’nin yargıya gitmesi sonucunda iptal edilmişti. K Antalya Defterdarı Hidayet Mat, Konyaaltı Belediyesi’ne 10 yıllığına yapılan tahsisin gelen talep doğrultusunda 3 yıl daha uzatıldığına işaret ederek, sürenin eylül sonu itibariyle bittiğini söyledi. Sahile, Konyaaltı Belediyesi’nin yanı sıra Büyükşehir’in de talip olduğunu belirten Mat, “Konyaaltı Belediyesi’nin talebini hafta içerisinde bakanlığa ileteceğiz. Büyükşehir’in de konuyla ilgili bakanlığa mü racaatının olduğunu biliyoruz” dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın, sahilin yasa gereği kendilerine verilmesi gerektiği yönündeki açıklamalarını değerlendiren Mat, “Bunu Büyükşehir Belediyesi Kanunu’na dayanarak söylüyorlar. Yasa; bölgenin Dolgu İmar Planı’nı yapan belediyeye verilmesi gerektiğini söyler. Ancak yaptığımız araştırmalar bölgedeki Dolgu İmar Planı’nın Büyükşehir tarafından değil de Karayolları çalışmaları sırasında yapıldığını ortaya koymuştur” ifadesini kullandı. İ Karar bakanlığın Dolgu İmar Planı ile bölgede hukuki yapının da değiştiğini söyleyen Mat, bakanlığın sahili almak isteyen belediyelerle ilgili kararı beklenirken, süreci ecri misille geçirmeyi düşündüklerini belirtti. Mat, “Sahili belediyeden kiralayan işletmeciden almak söz konusu değil. Bakanlığın kararı da yakında netleşir. Bakanlık karar verinceye kadar işletmeden ecri misil alacağız. Ancak buradaki yapılaşmaların aynı şekilde kalmayacağı kesin gibi. Halkın rahat kullanabileceği düzenlemeye gidilmesi şart koşulabilir. Buna bakanlık karar verecek. Hazırlanacak bir projenin uygulanması istenebilir” diye konuştu. nşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerden MHP, CHP ve AKP İl Başkanlıklarını ziyaret etti. Oda Başkanı Cem Oğuz, ilk kez siyasi partilerin il örgütlerini ziyaret ettiklerini belirtti. Oğuz, başta inşaat mühendisliği eğitimi, üniversiteler, belediyeler, özel idare, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile oda işbirliğinin geliştirilmesi, yapı denetim, afetler, kentsel dönüşüm, inşaat mühendislerinin özlük hakları ve meslek alanını düzenleyen mevzuat olmak üzere mesleği ilgilendiren her konuda sorunları aktarma, bilgi paylaşma fırsatını bulduklarını ifade etti. Ziyarette ayrıca, stadyum sorunu da görüşüldü. Oğuz, “Oda çalışmaları ile kent ve ülke sorunlarına çözüm yolları üretilmesi için bıkmadan, yorulmadan çalıştıklarını; siyasi partiler ve meslek odalarının Antalya sorunlarının çözümünde birlik oluşturmalarının önemli olduğunu” da sözlerine ekledi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear