29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 SAYFA 14 TEMMUZ 2011 PERŞEMBE GÜNCEL G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN HES’ler artık kentlerinde başını ağrıtacak Pehlivanımızı karşıladık ırkpınar Başpehlivanı Ali Gürbüz, bize nostalji yaşattı. Başpehlivan Gürbüz’ü karşılamak için Kepezüstü’nde tören düzenlendi. Antalyalılar burada genç başpehlivanlarını bağırlarına bastı. Bir süreden beri pehlivanları Kepezüstü’nde karşılamayı unutmuştuk. Gelenek yeniden başlatılmış oldu. Ali Gürbüz’ün babası rahmetli Recep Gürbüz gibi, 23 yıl ara ile aynı yerde karşılanması da şimdiden tarihe geçti. Bu köşede önerdiğimiz kent içindeki tur atılması ise yarım kaldı. Bunu eleştirecek halimiz yok. Çünkü Mevlana Caddesi’ndeki asfalt çalışması nedeni ile kent merkezindeki trafik zaten karışık. Pehlivan ile onu karşılayanların araçları ile trafiğe girmesi sıkıntıyı daha da artıracaktı. Belki nostalji tramvayının seferleri belli süre durduralarak o hattan geçişi sağlanabilirdi. Herhalde böyle bir düşünce akıllarına gelmedi. Bunun düşünülmesi taraftarıyız. En azından bundan sonraki benzeri etkinliklerde göz önüne alınmalı. H K aklarını aramak ya da yapılan haksızlığa karşı seslerini duyurmak isteyenlerin sık sık seslendirdikleri ünlü bir slogan S var;“Susma, sustukça sıra sana gelecek” Dün Cumhuriyet Akdeniz’in manşetindeki B haberi okuyunca önce, “Bu kadarı da olmaz artık” diye düşündük. Ardından da yıllardır dağlarını, derelerini, ormanlarını, tarlalarını korumaya çalışan köylülerle birlikte yukarıdaki sloganı anımsadık. Antalya’nın bir mahallesinde, dere üzerine mini hidroelektrik santralı yani kısa adı HES ile kurulmaya kalkışılacağı kimin aklına gelirdi. Burada adı geçen Kepez’deki Ünsal Mahallesi, Cumhuriyet Meydanı’na olsa olsa 15 kilometre uzaklıktadır. Kamuoyu, derelerin, çayların üzerine kurulmak istenen HES’leri köylerin sorunu olarak biliyordu. Bir avuç duyarlı kesim dışında kentte yaşayanların gündeminde olmayan bir konu gibiydi. Ortalama kent sakininin derelerin özgür akması ile fazla ilgilendiğini söylemek olası değildi. Kentlerdekiler, derelerin canına ot tıkayan, suyun kullanım hakkını birilerine devreden HES’ler konusunda genelde suskun kaldılar. Ama işte olanlar oldu. HES sıkıntısı artık kentlerde yaşayanların da, susanların da başını ağrıtacak. Kepez’in bir mahallesinde kurulacak HES’in öncelikle o bölgedeki insanların sorunu olduğunu düşünenler olabilir. Ama yarın Kepez’deki Düden Şelalesi ku ruduğunda, Lara’daki şelale cılızlaştığında başta turizmciler olmak üzere herkesi ilgilendirecektir. Suyun yönü değiştirildiğinde ya da proje yüzünden sulama olanağından yoksun kalacak olan tarım alanlarını ayrıca hesaba katmak gerekir. Kepez’de kurulacak mini santralın üreteceği enerji, şelalelerin olumsuz etkilenmesine, tarım alanlarının , bahçelerin susuz kalmasına değer mi? Üretim gücüne baktığımızda hiç değmeyeceği ortada. Yani atılan taş ürkütülen kurbağaya değmiyor. Suyun geleceğine hükmetmeye yönelik HES çılgınlığının devam edeceği anlaşılıyor. İnanması zor ama kırsaldan sonra sıra kent merkezlerine de geldi. Şenliklerin kirli yüzü az ayları ile birlikte Akdeniz coğrafyasında yaylalar ve dağlar şenlendi. Neredeyse her yaylada şenlik var. Ağustos ayı ile birlikte oruç tutulacağı için şenlikler temmuz içine sıkıştırılmaya çalışılıyor. Şenlikler hoş ama ondan sonraki görüntüler hiç iç acıcı değil. Şenlik için yaylalara gelenler, geride onbinlerce boş pet şişe, yüzlerce kiloluk plastik atık bırakıyorlar. Şenlik sonrası bunlar genellikle toplanmıyor. Yaylalar, ormanlar, dere kenarları çöplük gibi kullanılıyor. Plastik atıkların doğada yüzlerce yıl parçalanmadığı göz önüne alındığında, o çöpleri bırakanlar aslında torunlarının geleceğini tehlikeye atıyorlar. Ama bunun bilincinde olanlar ne yazık ki çok az. Yaylalarda şenlik düzenleyenlere mutlaka çöplerini toplama yükümlülüğü getirilmeli ve sıkı şekilde denetlenmeli. Y Sapan’dan hızlı başlangıç T BMM’deki muhalefet partilerine üye milletvekilleri, iktidarı soru önergeleri ile denetlemeye çalışıyorlar. Soru önergeleri, muhalefet partisi milletvekillerinin bölgelerindeki sorunları duyurma, takip etmede kullandıkları yöntemlerin başında geliyor. Arada bir iktidar partisi vekillerinin de soru önergesi verdikleri oluyor. Yakın geçmişte CHP Antalya milletvekilleri arasında Nail Kamacı, Feridun Baloğlu ile Tuncay Ercenk, soru önergeleri ile AKP hükümetlerini haylı sıkıştırdılar. Geçtiğimiz dönemde bu görevi onlardan Tayfur Süner ve Hüsnü Çöllü devraldı. Muhalefetteki diğer parti olan MHP’nin Antalya milletvekilleri arasında soru önergesi verme alışkanlığı yok gibi. CHP’liler bir yasama döneminde onlarca soru önergesi hazırlarken, MHP’lilerin ki bir elin parmağını geçmiyor. Son genel seçimlerden sonraki meclis yapısına baktığımızda MHP’den önerge beklemek mantıklı gelmiyor. Çünkü; Tunca Toskay, Meh met Günal ve Yusuf Ziya İrbeç’in böyle bir alışkanlığı yok. Gözler doğal olarak ana muhalefetteki CHP’ye çevriliyor. CHP’de de ilk göze çarpan isim Yıldıray Sapan. Sapan, milletvetkili olmadan önceki siyasi geçmişi ile böyle bir beklenti oluşturdu. Zaten Yıldıray Sapan da bizi yanıltmadı. Anlaşılan TBMM’deki yemin krizinin aşılmasını bekliyormuş. Yemin ettikten bir gün sonra ilk önergesini verdi. Turizm sektörünün yanı sıra tüm toplumu ilgilendiren kaçak ve sahte içki olayını yeniden gündeme getirdi. Yıldıray Sapan hızlı başladı. Bundan sonraki süreçte hızını sürdüreceği tahmin edilebilir. Çiçeği burnunda vekilin dikkat etmesi gereken bazı konular var. Önerge konusunda, daha Y önceki bazı isimler gibi aşırıya kaçmaması, “Yine mi önerge” dedirtmemesi gerekiyor. Birde ilk önergesi gibi halkı yakından ilgilendiren koruları seçmesi, bunun için de gündemi yakından takip etmesi lazım. ksu Belediye ekipleri tarafından yıkılan bazı gecekondularla ilgili haberleri hem gazetelerde hem de ulusal yayın yapan televizyonların sabah kuşaklarında izledik. Yıkılan yapıların çok önemi yok ama oradaki insanların özellikle de çocukların görüntüsü insanın içini acıtıyor. Son olarak seçildiği MHP’den de istifa edip şimdilik bağımsız kalan Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım, gekonduların sahiplerini zamanında uyardıklarını söylemiş. Yıldırım, “Biz görevimizi yaptık ama vatandaş kaçak yapı yapmakta ısrar etti. Sonucuna da katlanmak durumunda” demeye getiriyor. Kaçak yapılara aslında seçimkondu demek gerekiyor. Görüntüleri genel seçim sürecinde yapıldıklarını gösteriyor. Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım, bunları seçim öncesinde yıksaydı, ya da yapımına izin vermeseydi asıl o zaman görevini yapmış olurdu. Ama oy kaygısıyla bunu yapmadığı anlaşılıyor. Seçimkondu yapanlarda daha önceki örneklerinden cesaret almış olabilirler. Çünkü Aksu’nun özellikle Pınarlı bölgesinde (İsa Yıldırım, daha önce kapanan Pınarlı’nın belediye başkanı idi) her seçim döneminde yüzlerce kaçak yapının inşa edildiği bir gerçektir. Özellikle 2009 yerel seçimleri öncesi yapılanların haddi hesabı yoktur. A Yapılırken neredeydiniz MOBİLYA / DEKORASYON / EV TEKSTİLİ (0 242) 248 00 57 LAN SERV S ALTAR BÜRO MOB LYALARI Perge Bulvarı Perge Palas İş Merkezi No:85/56 TEL: 0.242 322 51 90 – 91 FAX: 0.242 322 51 92 www.altarmobilya.com C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear