10 Nisan 2025 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

18 MAYIS 2011 ÇARŞAMBA SAYFA SAĞLIK 5 KONUK YAZAR Op. Dr. Kemal Gökkuş Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi Bölümü Gelişimsel kalça çıkığı bebeğinizi sakat bırakmasın “Gelişimsel kalça çıkığı” özellikle kız çocuklarda doğuştan görülen, erken dönemde tedavi edilmediği takdirde ciddi sakatlıklara yol açan bir hastalıktır. Hiçbir kırıkçıkık veya kassinir hastalığı olmaksızın, kalça eklemini oluşturan uyluk kemiğinin başı ile leğen kemiğinin arasındaki ilişkinin bozulması sonucu ortaya çıkan bu rahatsızlık, erken teşhis edildiğinde modern tıbbi yöntemler sayesinde başarı ile tedavi edilebilmektedir. Bebeğin anne karnındaki gelişimi sırasında oluşuyor Geçmişte, hastalığın doğum sırasında meydana gelen zorlanmalar sonucu geliştiği düşünüldüğü için uzun yıllar “doğumsal” olarak nitelendirilen kalça çıkığı, günümüzde “gelişimsel” olarak tanımlanmaktadır. “Gelişimsel kalça çıkığı” olarak adlandırılmasının en önemli nedeni, kalça çıkığının temellerinin, bebeğin anne karnındaki gelişimini sürdürdüğü, bebeğin ilk dokularının oluşmaya başladığı dönemde atılmasıdır. Öte yandan, bu şekilde doğuştan olmayan kalça çıkıkları, kaza sonucu gelişebilmektedir. Genetik yatkınlık hastalığın görülme riskini artırıyor Gelişimsel kalça çıkığı riski kız çocuklarında daha fazladır. Bebeğin anne karnındaki gelişimi sırasında ortaya çıkan kalça çıkığının bir diğer nedeni ise genetik faktörlerdir. Ailesinde kalça çıkığı olan çocukların kalça çıkığı olma ihtimali de artmaktadır. Ayrıca doğuma bağlı olarak beynin oksijensiz kalması (beyin felci) veya sırt omurgasının oluşmasında yaşanan bazı aksaklıklar gibi nörolojik sebeplerin yanı sıra; boyun eğriliği (tortikolis) ve ayak eğrilikleri (PEV) de kalça çıkığı riskini tetikleyen faktörler arasındadır. Anne karnındaki bebeğin ters pozisyonuna bağlı olarak, ters doğumla dünyaya gelen bebeklerde de hastalık görülebilmektedir. Kalça çıkığına eğilimi olan bir bebeğe doğduğu zaman yapılan kundaklama da, bebekte kalça çıkığı olmasına neden olabilir. Doğumdan sonraki ilk 6 ay tanı için çok önemli Kalça çıkığının tespitinde ve tanısında anne gözlemi büyük önem taşımaktadır. 06 ay arası dönemde yapılan kalça taraması ve uygulanan fizik muayene tanı için gereklidir. Bu muayene sırasında, uzman doktorlar tarafından yapılan bazı özel testler yapılmakta ve kalça ekleminde bir bozukluk olup olmadığı tespit edilmektedir. Ayrıca ultrason doğru teşhis koymak için son derece etkili bir yöntemdir. 6 ayını doldurmuş bebeklerde teşhiste röntgen kullanılmaktadır. Erken dönemde teşhis koyulamamışsa, çocuk büyüdüğünde, yürürken görülen aksamalar (topallamalar), kalça çıkığının en somut göstergesidir. Erken teşhisle ameliyatsız tedavi edilebiliyor Gelişimsel kalça çıkığının erken dönemde teşhis edilmesi tedavinin başarısı açısından oldukça etkilidir. Doğumdan sonraki ilk 6 ayda tespit edilen kalça çıkığı vakalarında ameliyatsız tedavi mümkündür. Bu dönemde bandaj (Pavlik bandajı) ve aparatlar yardımıyla, kalça kemiğinin belli bir pozisyonda durması sağlanmaktadır. Bu yöntemle son derece başarılı sonuçlar alınmaktadır. İlk 6 ayda tedavi edilemeyen kalça çıkıklarında anestezi altında kalçanın yerine koyulması da kullanılan bir başka tedavi yöntemidir. Tüm bu yöntemlerle sonuç alınamıyorsa cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulmaktadır. Bebek 18. ayını doldurduktan sonra, ameliyatların da şekli değişmektedir. Tanıda ve tedavide yaşanan gecikmeler ameliyatın zorlaşmasına yol açmaktadır. İlerleyen yaşla birlikte, kalça çıkığı ameliyatlarında metalik protez kullanımına kadar giden tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Sırt ve boyun ağrılarının nedeni duruş bozukluğu olabilir H ER ŞEYİ BAŞI SAĞLIK N Uzun saatler masa başında çalışmanın bedeli sağlığınız açısından ağır olabilir. Çalışırken kambur oturmak, yürürken dik durmamak, sırtta ve boyunda dayanılmaz ağrılara yol açabiliyor lerleyen duruş bozuklukları, gerekli önlemler alınmadığı takdirde pek çok hastalığı da beraberinde getirebiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uz. Dr. Feride Ekimler Süslü, duruş bozukluklarının neden olduğu hastalıklar ve tedavi yöntemleri konusunda bilgi verdi. Saatlerce masa başında çalışmak sırtınızın düşmanı Kişiden kişiye değişiklik gösteren duruş, bir başka deyişle “postür”, pek çok faktöre bağlı olarak gelişebilmektedir. Ailesel etkenler, yapısal bozukluklar veya alışkanlıklar kişinin duruşunu etkileyen faktörlerden sadece bazılarıdır. Günümüzde uzun süre masa başında, bilgisayar gibi klavyeli cihazlarla oturarak çalışmanın olumsuz etkileri çok erken yaşlardan itibaren hissedilmektedir. Masa başında uzun süre çalışmanın yanı sıra; uzun süre el işi yapmak, küçük yaşlardan itibaren İ ağır sırt çantası taşımak, hatalı oturuş alışkanlıkları, yanlış yatak seçimi ve fazla kilolar duruş bozuklukları kaynağıdır. Bu durum omuz, boyun ağrılarına, kürek kemikleri arasındaki ağrılara, kol ve el bileği ağrılarına neden olmaktadır. Oturmayı ve ayakta durmayı bilmiyor olabilirsiniz Tüm dünyada standart kabul edilen duruş; ellerin yanlarda olduğu, önde veya arkada birleştirildiği ayakta durma şeklidir. İdeal ayakta durma pozisyonunda; baş dik ve ileri olmalı, yandan bakıldığında kulaklar tam omuzlar hizasında görülmelidir. Göğüs dik durmalı, bel ve boyundaki çukurluklar normalden fazla veya az olmamalıdır. Karın düz, omuzlar dik durmalıdır. İdeal oturma pozisyonunda ise yük her iki kalça üzerine eşit olarak dağılmalı, bel ve sırt dik olmalıdır. Oturulan yer yeterli yükseklikte olmalı, her iki ayak yere eşit olarak temas etmelidir. Duruş bozukluğu için fizik tedavi ve düzenli egzersiz şart! oğru duruş eğitiminin çocukluktan başlaması gerekmektedir. Kötü duruş, hayatın ileri dönemlerinde karşılaşılabilecek birçok romatizmal hastalığın, organ bozukluklarının ve ruhsal bozuklukların da sebebi olabilmektedir. Fiziki muayene ve çeşitli duruş analiz yöntemleriyle tespit edilen duruş bozuklukları, belirli dönemlerde takip edilmeli, hastalara uygun oturma, yatma ve ayakta durma teknikleri öğretilmelidir. Tedavi için uygun korseler planlanmalı, fizik tedavi ve düzenli egzersiz programı ile ağrıların tedavine destek verilmelidir. D Su ve besinlerle bulaşan hastalıklardan kişisel temizlikle korunun aşamın temel ihtiyacı olan su ve besinler, temininden tüketimine kadar geçen aşamalarda hijyenik koşullara dikkat edilmemesi durumunda zararlı hale gelebilmekte ve sağlığımız için tehlike oluşturmaktadır. Hava sıcaklığının yüksek olduğu mevsimlerde, sağlıklı su bulunmayan kentlerin gecekondu bölgelerinde, tuvalet, mutfak ve banyo koşulları iyi olmayan, sağlık Y Bilinçsiz spor kalbi yoruyor avaların ısınmaya başladığı bahar aylarında, kışın alınan kilolardan kurtulma ve yıl boyunca ertelenen fiziksel aktivitelere sağlıklı bir geri dönüş yapabilme düşüncesi spora başlama isteğini de artırıyor. Kısa sürede forma girme hevesi, spor yaparken aşırıya kaçılmasına neden olurken, bu durum en fazla kalp sağlığını olumsuz etkiliyor. H Vücudu hazırlayın Dünya Sağlık Örgütü’ne göre; haftada 4 gün, en az yarım saat yapılan egzersiz kalp sağlığı için faydalı olurken; bu sınırları aşmanın bedeli de kalp sağlığı açısından ağır olabiliyor. Memorial Antalya Has tanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Hakan Hasdemir vücudu hazırlamadan, aşırı spor yapmanın kalp sağlığına olumsuz etkileri hakkında bilgi verdi. Doğru yapıldığında kalp sağlığını koruyan spor, aşırıya kaçılırsa kalbe düşman oluyor Düzenli spor yapıyor olmanın, kalp sağlığı açısından gerekliliği kabul görmüş bir gerçektir. Ancak kimi zaman hiçbir sağlık sorunu olmadığı düşünülen kişiler, spor yaptıkları sırada ani şekilde rahatsızlanıp hayatlarını kaybedebilmektedir. Genellikle kalp krizlerine bağlı olarak yaşanan bu ölümler, kadın erkek farkı gözetmeksizin, her yaştaki sporcu açısından tehlike oluşturmaktadır. Kalp sağlığını koruduğu için uzmanların önerileri arasında yer alan sporun, bilinçli yapılması; insan hayatı üzerinde oluşturabileceği riskleri de en aza indirmektedir. Kalbin tempolu spora hazırlıklı olması gerekiyor hizmetlerinden yeterince faydalanılamayan alanlarda su ve besinlerle bulaşan hastalık etkenleri çok yaygın olarak görülmektedir. Hasta kişilerin dışkı ve idrarlarından su ve besinlere bulaşan etkenler genellikle ağız yoluyla alınır, bağırsaklara yerleşir ve enfeksiyona yol açar. Çoğunlukla su ve gıdalara bulaşan etkenlerin neden olduğu hastalıklar; ishal, tifo, kolera, bağırsak paraziti, viral hepatit ve brucella olarak sıralanabilir. Memorial Antalya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Şirin Elmi, su ve besinlerle bulaşan hastalıklardan korunma yolları konusunda bilgi verdi. Bunlara dikkat edin ağlık eğitimi, korunma yöntemlerinin ilk basamağıdır. Kişilere hastalıkların bulaşma yolları anlatılıp, bireysel temizlik öğretilmeli. El yıkamanın önemi vurgulanmalıdır. Birçok enfeksiyon hastalığının kontrolünde kişisel temizlik alışkanlıkları çok önemlidir. Mikropların bulaşma olasılığını azaltmak için, elleri sık yıkamak gerekir. Kişisel hijyen, bireyin sağlığını sürdürmek için yaptığı öz bakım uygulamalarını içerir. S S por yapmadan önce kişinin kendini hazırlaması gerekmektedir. Vücut fonksiyonlarında değişiklikler yaratan egzersiz, kişinin oksijen ihtiyacını 12 katına kadar çıkarmaktadır. Bu ihtiyaç doğrudan kalbin daha fazla kan pompalaması gerektiği anlamına gelir. Bu sırada, daha hızlı atan kalp, tüm ihtiyacı karşılamak için daha fazla çalışmakta ve efor sarf etmektedir. İş yükü artan kalbin kasları, tıpkı profesyonel spor yapan kişilerde olduğu gibi zamanla güçlenmekte ve gerekli efor için “antrenmanlı” hale gelmektedir. Kalbin spor için uygun hale gelmesi, düzenli egzersizle sağlanan bir durumdur. Kalp, yüksek tempoda yapılan fiziksel aktiviteyi zorlanmadan, devam ettirebilme gücüne de sahip olacak şekilde hazırlanmış olur. G Eller bol su ve sabunla yıkanmalı, iyi kurulanmalıdır. G Meyve ve sebzeler iyi yıkanmalıdır. G Temiz olduğundan emin olunmayan sular kaynatılmalı veya klorlanmalıdır. G Çiğ yenmesi gereken sebze ve meyveler iyice yıkanmalı G Özellikle yaz aylarında açıkta satılan yiyecekleri almaktan kaçınılmalıdır. G Her türlü gıda maddesi güvenilir yerden alınmalı, üretim, son kullanım ve saklama koşullarına dikkat edilmelidir. G İnsani atıklar uygun şekilde uzaklaştırılmalıdır. G Karasineklerle mücadele için, evde çöpler kapalı kovalarda biriktirilmelidir. G Bebekler anne sütü ile beslenmelidir. G Karın ağrısı, ishal ve kusma belirtileri ortaya çıktığında, kişiler mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalı ve bu dönemde bulaştırıcı olduklarından kişisel hijyen kurallarına daha da özen göstermelidir. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear