26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 SAYFA 5 MART 2011 CUMARTESİ GÜNCEL Eğitim Gönüllüsü MUZAFFER GÜRBOĞA G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN [email protected] Sandığa sahip çıkmak eçtiğimiz günlerde deneyimli siyasetçi ve hukukçu Gürkut Acar’ın, seçimlere nasıl hile karıştırılabildiğini S anlatan, “Seçmen Seyreltmesi” konulu yaA zısını, “Ağa Takılanlar”da yazdık. Av. Acar, yazısında sandık sonuçlarının ve tutanaklarının yolda, önceden hazırlanmışları ile değiştirilebileceğini anlatıyordu. Ayrıca sandık sonuçlarının ilçe seçim kurullarında bilerek ya da bilmeyerek, yanlışlıkla ya da kötü niyetle partiler arasında kaydırılabileceğine dikkatleri çekiyordu. Av. Gürkut Acar, son dönemlerde kendi iradeleri dışında yurttaşların isimlerinin seçmen listelerinden buharlaşabildiğinin altını YAŞAMI DEMOKRATİKLEŞTİRMENİN YOLU G çiziyordu. Bu anlamda Antalya Muratpaşa ilçesinden örnek vermişti. Yaklaşan genel seçimler öncesinde CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Ercan Erkan’a, Av. Acar’ın dile getirdiği konuları sorduk. Ercan Erkan, 2009 yerel seçimi ile 2010 referandumu arasındaki sürede, MuratpaS şa’da, “Seçmen Seyreltmesi” gerçeği ile karşılaştıklarını doğruladı. “Son yerel seçimden sonra Muratpaşa’da 20 bin kişinin seçmen listelerinden silindiğini fark ettik. Bunlardan 10 bini referandumda Antalya dışında oy kullandı. Onlar kayıtlarını aldıranlardı. Ama 9 bin 788 seçmenin ne olduğu belli değildi. Oy kullan mayan 9 bin 788 seçmen adeta buharlaşmıştı. Adresleri değişmediği halde listeden silinen 10 bine yakın seçmen, Muratpaşa’daki toplam seçmenin yüzde 5’i idi. Bunların çoğuna ulaşıp tekrar seçmen listelerine yazılmalarını sağladık. Tüm ilgililer hakkında da suç duyurusunda bulunduk. Bizim yaptığımız suç duyurusu ve girişimler nedeni ile Muratpaşa’daki seçmen kayıtları daha dikkatli tutulmaya başlandı.” Tüm siyasi partilerin ve onların ilçe ve belde örgütlerinin sandık ve tutanak güvenliği, sonuçların listelere doğru işlenmesi konusunda duyarlı olması gerekiyor. Aksi halde seçim sonuçlarının kime yarayacağı ortada. ANET’ten açıklama ntalya Büyükşehir Belediyesi’nin şirketlerinden biri olan ANET’in işlettiği Eski Okullar Bölgesi’ndeki otoparkta, pazar günü fiş verilmemesi hakkındaki yazımıza ilgililerden açıklama geldi. Bizi arayan ANET Genel Müdürü Ömer Apa, konu hakkında hemen araştırma başlattıklarını söyledi. Apa, parkta resmi araçlardan ücret alınmadığını belirteA rek, “Abone olanlarda fiş almadan gün boyu girip çıkabiliyor. Günlük ücret 3 lira. Haftalık abonelik 10 lira. Bir kez ücret ödeyen aynı fişi göstererek gün boyu girip çıkabiliyor. Bizim uyguladığımız düşük park ücreti çevredeki bazı özel otoparkları rahatsız etti. Bu yüzden sık sık hakkımızda olur olmaz yere şikayette bulunuyorlar” dedi. ANET Genel Müdürü Ömer Apa’ya, bize yakınmada bulunan Cumhuriyet okurunun iyi niyetinden emin olduğumuzu vurguladık. Okurumuzun oradaki altyapı ve denetim eksikliğine dikkat çekmek istediğini belirttik. Apa, Büyükşehir Belediyesi’nin her an projeye başlama durumu olduğu için otoparkta kalıcı yatırım yapamadıklarını ifade etti. Kayıt dışı uygulama olmaması için daha etkin denetim yapacaklarını da sözlerine ekledi. Duyarlılığı için ANET Genel Müdürü Ömer Apa’ya teşekkür ediyoruz. N A B Demek ki şehir efsanesi değilmiş Belediyeler ve parti örgütü içindeki çalkantılar yüzünden Antalya’daki manzaranın yüz güldürücü olmadığı söyleniyordu. Bu tür duyumlar mutlaka ilgililerinin kuş lağına da gelmiştir. Onların bunu, “şehir efsanesi” diyerek inanmadıklarından eminiz. Yaygın gazetelerden birinde bu araştırma yayınlandı. Böyle bir çalışmanın gerçekliği ortaya çıktı. Bu saatten sonra CHP’li malum belediye başkanları ile örgüt yöneticilerinin şapkalarını önüne alıp düşünmeleri gerekir. Nerede hata yaptıklarını sorgulamaları lazım. Bakalım bunu yapacaklar mı? Yoksa bazı bildikleri yoldan gitmeye devam mı edecekler? ir süreden beri ortalıkta, CHP Genel Merkezi’nin Antalya ile ilgili yaptırdığı bir çalışmadan söz ediliyordu. CHP Genel merkezi, aralarında Antalya’nın da bulunduğu partili başkanların yönettiği büyük illerde kamuoyu araştırması yaptırmış. Sadece Antalya’da sonuçlar istenildiği gibi çıkmamış. Yurttaşı rahatsız edenleri başka yerde arayın olisin, Kaleiçi Yat Limanı’ndaki amfitiyatroda ya da kayalıkların üzerinde sohbet ederek bira içenlere yönelik tavrı ülke gündemine oturdu. Kimseyi rahatsız etmeden bira içenlere karşı kesilen cezalar tartışma yarattı. Bu konuda kendini savunan yetkililere bir önerimiz var. Eğer amacınız sadece halkı rahatsız edenlere karşı önlem almaksa yanlış adrestesiniz. Denize karşı sohbet P edip birasını yudumlayanları bırakıp kentin kuzeyine bakın. Masadığı’nın daracık yolları üzerinde günün 24 saati alkol alıp çevreyi rahatsız edenleri kontrol edin. Kütükçü’nden Masadağı’na çıkan yolların üzerine araçlarını park eden bu kişiler herşeyden önce trafik güvenliğini tehlikeye düşürüyorlar. Yol kenarlarını açık tuvalet olarak kullanıyorlar. Polis araçla rının belli saatlerde yaptığı denetimler yeterli değil. Zaten şimdiye kadar araçlaK rının içinde alkol tüketenlere, “Kabahatler Kanunu”na göre ceza yazıldığını da duymadık. Bizim duymamız önemli değil böyle bir şey olsa aralarında iyi haberleşen yol boyu alemcileri oralara bir daha gelmezlerdi. Eğer sorun halkı rahatsız edenlerse işte size doğru adres. asıl bir eğitim aldığımızı yıllar sonra sorunlarla baş etmede zorlandığımızda ya da acı çekerken anlıyoruz. Geçmişin türevlerini yaşarız. Çelişkiye bakın ki,yetişkinler çocuklarının becerikli, özgüvenli,kontrollü biri olmasını isterler ama tam tersini oluşturmak için ellerinden geleni yaparlar.İplerin hep kendi ellerinde olmalarını isterler.Biçimleyici ve boyun eğdirici bir eğitimle gencin kendine özgü bir kişilik geliştiremeyeceği gerçeğini görmezlikten gelirler. Eğip bükmeyi,şekillendirmeyi,yeni bir kalıba sokmayı eğitim zannediyoruz.Örneğin okullarımızın büyük bir bölümünde disiplin adı altında kimliksizleştirme ve boyun eğdirme operasyonları yapılır.Biz de farkına varmayız çoğu kez.Her öğrenciyi aynı kabul eden,bireysel farklılıkları yok sayarak onlardan aynı tutumları bekleyen anlayış apaçık bir engellemedir.Gencin bunalımları diye nitelenen şey kimliksizleştirmeye karşı gencin kendi var oluşunu savunmada zorlanmasıdır. Disipline ceza ve ödüllendirme eklenerek baskının meşrulaşmasının, istenilen davranışı gencin yapmasının yolları açılmaktadır.Ödüllendirmek rüşvet işlevi de görebilmektedir.Suça karşı önlem almak varken,anlayış” suç oluşsun ceza vereyim” şeklindedir. Bu şekilde ödül ve ceza disiplinin önüne geçmektedir.Disiplinin kelime anlamı öğrenmek,gelişmek demektir,yoksa boyun eğmek değil.İnsan neden boyun eğdiğini anlamadan özgürleşemez. Disiplin yaşam sorunları ile baş etmek için gereksindiğimiz bir şeydir.Bizde disiplin sözcüğü korku ve baskıyı çağrıştırmaktadır.Çünkü uygulamalar yanlıştır.Aslında disiplinli olmaya çalışan biri kendi kişisel gelişimine yatırım yapmaktadır.Korku ile zihin körleşir,düşünme becerisi gelişemez.Eğitim kurumlarımızdaki süreğen başarısızlığın nedenini burada aramak lazım.Yanlış olan korkunun kendisi değildir.Korkuya dayalı eğitim,öğretim, disiplin anlayışı ve tutumlarıdır.Korkunun varlığı otoriteyi işaret eder.Korkudan kurtulmak,ondan özgürleşmek,derslerden de,sınavlardan da,diplomalardan da önemlidir.Çünkü okul çağlarında edindiğimiz korkular bir gölge gibi hep peşimizdedir. Eğitimin amacı yaşamı kolaylaştırmaya dönüktür.Galiba yaşamı zorlaştıran bizleriz.Eğitim ve disiplin anlayışlarımızla yüzleşmezsek bu böyle sürüp gidecek.Yaşamı demokratikleştirmenin yolu eğitimin demokratikleşmesinden geçer. Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear