26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 MART 2011 PAZARTESİ SAYFA DİZİ YAZI GÜRSU KUNT Sendikalarda 6 büyük değişim “Eylem yaptığımızda Kepez Elektrik’ten arkadaşlar yürürdü. Ferrokrom’a ulaşıldığında o gruba, Ferrokoram’da örgütlü işçiler katılırdı. Ardından DSİ 13. Bölge Müdürlüğü’ndeki, ORÜS’teki işçiler gelirdi. Ana yola ulaşırdık, Pil Fabrikası’ndaki işçiler çıkardı. Yanından Dokuma Fabrikası işçileri... Cumhuriyet Meydanı’na geldiğimizde adeta ordu gibi olurduk. İller Bankası, Köy Hizmetleri, Karayolları’ndan işçiler katılır ve büyük bir birliktelik sağlanırdı. Ayrıca Güllük Caddesi’nde, sağlık işçileri, Haber İş, Hava İş, Tarım İş, Tek Gıda İş çalışanları, bu büyük gruba katılırdı.” Türk İş Antalya İl Temsilcisi Hacı Mevlüt Ünal 5 Üye sayısı azaldı ürk İş’in bir zamanlar 1 milyon olan örgütlü işçi sayısının, şimdi 350 bine düştüğünü anlatan Ünal, “En büyük işçi konfederasyonunda durum böyleyse, diğer sendikalarda durum daha kötü” diyor. Sendikacılarda tüm yetkilerin genel merkezlere verilmesinin de örgütlenme önünde engel olduğunu anlatan Ünal, “Eskiden aidatların yarısı şubelerde kalır, yarısı Ankara’ya giderdi. Şimdi tamamı Ankara’ya gidiyor. Biz Ankara’nın memuru gibiyiz. Örgütlenmeyle ilgili harcanmalara bile hep Ankara’dan ‘olur’ geliyor. Eskiden üyelik bir formla olurdu. Şimdi noter gerekiyor. Bunun için notere ödeme yapmak gerekiyor” diyor. T Türk İş’te bir zamanlar 1 milyon olan örgütlü işçi sayısının bugün 350 bine düştüğünü anlatan Türk İş İl Temsilcisi Hacı Mevlüt Ünal, sendikacılığın büyük bir değişimden geçtiğini söylüyor T S ürk İş Antalya İl Temsilcisi Hacı Mevlüt Ünal, işçi hareketinin yükseldiği yıllardaki sendikacılığı bugün sadece özlemekle yetindiklerini söylüyor. Geçmiş yıllarda kentte yapılan tüm eylemlere, adeta bir işçi ordusunun katıldığını anlatan Ünal, şunları söylüyor: Taşeron engeli Taşeronlaşmanın da büyük bir sorun olduğuna işaret eden Ünal, “İşçiler eskiden sendikalı olduklarında alacakları ücretle, sendikasız olduklarında alacakları ücretin bilincindeydiler O yüzden bir birliktelik sağlanırdı. İşçinin sorunları çözülmezse, idareci zor durumda kalırdı. Bunlar artık yok. İktidar yüksek ücreti aşağıya çekmenin yollarını arıyor ve bu acımasızca uygulandı. İşçi, taşeronlar vasıtasıyla asgari ücretle ya da biraz üstünde parayla çalıştırılır oldu. İşsizlik de en büyük etkenlerden biri. İşsizlikten yararlanarak, taşeron sistemini getirdiler. Ama bu sistemin içinde örgütlenmek çok zor” diyor. Sendika yetiştiren kolej lunduğunu anlatan Ünal, “Samsun’da bir kolej vardı. Şimdi aynı bina duruyor ama bu binada şimdi sadece temsilcilerin eğitimleri düzenleniyor. Ama daha önce Türk İş sendikacı yetiştiriyordu orda. Bir kolejdi” diyor. Yaşanan tüm gelişmelerin, sendikaları etkisizleştirdiğini ve hakların geri gitmesine yol açtığını söyleyen Ünal, “Özelleştirmeler de bu konuda büyük bir etkendir. Bir zamanlar sendikacı yetiştiren Samsun’daki eğitim merkezinde, bugün sadece temsilciler bir araya geliyor Özelleştirmelerin endikacılıkta eğitim konusunun önemli olduğunu, Türk İş’in bir zamanlar sendikacı yetiştiren koleji buardından işçilerin haklarını korumak için yeterli önlemler alınmadı. Özel sektör işçileri işten atmaya çalıştı. Bunun en canlı örneğini de biz kendi işkolumuzda Oymapınar’da yaşadık. Ancak Oymapınar’da işçilerin hem ihbar, hem kıdem tazminatını almalarını sağladık” diyor. Örgütlenme engeline ceza rgütlenme çalışmalarını engelleyen bir genel müdüre 1.5 yıl hapis cezası aldırdığını anlatan Ünal, sözlerine şöyle devam ediyor: “TURAŞ’ta örgütleniyoruz. Ancak genel müdür 5 işçiyi yanına çağırıyor ve diyor ki ‘Ya sendika ya iş.’ Ben işçilerle diyalog kurdum. Ne yapmaları gerektiğini söyledim. Çalışma Müdürlüğü’ne gittik. Durumu tespit ettirdim. Yerel mahkeme 1.5 yıl hapis cezası kararını verdirdi. Konu şimdi yargıtayda.” Ö Kepez Elektrik eylemi 993 yılında Kepez Elektrik’te, 325 kişiyle, 3 gün 3 gece süren eylemi de anlatan Ünal, o günleri şöyle dile getiriyor: “Genel Müdür dahil kimseyi dışarı çıkarmadık. 3 gün eve gitmedim. Genel Müdürlüğün önünde lastik yaktık. Her yerimiz simsiyahtı. Günler sonra eve gittiğimde simsiyah olduğumu fark ettim. Emniyet müdürü, milletvekilleri geldi eylem yerine. Aslında emniyet müdü 1 rü de geldiğinde destek verdi. Genel müdüre gidip ‘işçinin hakkını verin’ dedi. Elektrik makaralarını yaktık bu direnişte. Ama boş makaralardı bunlar. Uzanlar makaraların fotoğraflarını yukarıdan çekmişler. Yukarıdan çekilen bu fotolarda, makaralar boş mu dolu mu belli olmuyor. Bizi mahkemeye verdiler. ‘Dolu makaraları yaktılar, zarar verdiler’ diye… Biz de boş tarafını göstererek, kurtulduk bu davadan.” B TT C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear