Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 SAYFA 27 EKİM 2011 PERŞEMBE GÜNCEL G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN Kamu yapıları ve okullar ne kadar sağlam an Depremi’nden önce Antalya İl Genel Meclisi’nin bazı üyeleri, “Yeni yapılan okullar neden dökülüyor? Bu konu da araştırılmalı” diye açıklamalarda bulunmuşlardı. İl Genel Meclisi üyelerinin sözünü ettiği yapılar, birkaç yıl içinde yapılmış okullar. Buradan anlaşılıyor ki, meclisin de kaynak ayırdığı bazı okullarda sıkıntı var. Bu yapılar depremi nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, CHP Milletvekili Gürkut Acar’ın soru önergesine verdiği yanıtta, Antalya’da ne kadar HES ve maden (taş) ocağı ruhsatı verildiğini açıklamış. Buna göre, 19 Ekim 2011 itibari ile Antalya’da 3 bin 849 maden ruhsatı verilmiş. Bunların 536’sı mermer ocağı, kalan 3 bin 313’ü ise maden ocağı adı altında faaliyet gösteren aslında taş ocağı işletecek olanların aldığı ruhsatlar. Antalya’da 38 HES ruhsatı alınmış, bunların 12’si inşaata başlamış. Alınan maden ocaklarının toplam alanı 260 bin 123 hektar.166 bin 44 hektarlık alanda gerekli işlemler tamamlandığı için işletme her an başlamak üzere. 27 bin 526 hektarlık alanda ocaklar faaliyet halinde. Manzara oldukça düşündürücü. Bir o kadar da vahim. Aralarında bu işin ticaretini yapan AKP’li yöneticilerinde olduğu bazı uyanıklar, Ankara’da birkaç bin liralık masrafla harita üzerinde 100 dönüm V E beklemeden sağından solundan çökmeye başlamış. Her dönemde iktidara yakın yüklenicilerin (müteahit) yaptığı kamu hizmet binası, okul, hastane, köprü, yol gibi yapıları, inşaat aşamasında denetlemek kolay olmamıştır. Partili yüklenicilerin eli kolu uzundur. Denetimden hiç hoşlanmazlar. Bunun sonunda yandaş yükleniciler zengin olur, faturasını parası ile devlet, canı ve malı ile yurttaş öder. Bu anlamda AKP döneminde değişen bir şey olmadığı gerek meclis üyelerinin kuşkularından gerekse yollarda gördüğümüz manzaralardan anlaşılıyor. Örneğin iktidarın çok övündüğü duble yollar nedense açıldığı günden itibaren bakıma alınıyor. Acaba bunları yapanlardan hesap soran oluyor mu? Bizim kulağımıza soruşturulduğu hiç gelmedi. Depremde özellikle okullarımızın durumu ne olacak? 67 şiddetindeki bir depreme dayanırlar mı? Yoksa Van’da görülen manzaralar gibi mi olur? Keşke bu konuda güvence verebilecek, kuşkularımızı giderebilecek birileri olsa. Zeytin ülkesi miyiz? HES ve taş ocaklarının tamamı açılırsa ne olacak? den başlayarak binlerce dönüme kadar ormanların, dağların, hazine arazilerinin tahsisini alabiliyor. Sonra da birazcık vicdanı olan herkesin yüreğini burkan manzaralar ortaya çıkıyor. Dereler yok ediliyor. Orman kesilip, binlerce yılda oluşan toprağı kazınıp satılıyor. Dağlar, tepeler un ufak ediliyor. Şu anda maden için tahsis edilen arazilerin onda birinde, HES’lerin ise aşağı yukarı dörte birinde faaliyet var. Bu kadarı bile insanı isyan ettiriyor. Peki yarın ruhsat alanların hepsi faaliyete başlarsa ne olacak? Ruhsat aldıklarına göre bu olasılık çok yüksek. 27 bin hektar yerine 260 bin hektarlık alanda taş ocağı açıldığını düşünelim. 270 bin hektarı Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar Toroslar’ın üzerine yayalım. Herhalde kıyıma uğramamış, dağ ve orman kalmaz. Ama ne yazık ki bunun olmayacağının güvencesi yok. Ne yazık ki ormanlarımızın, dağlarımızın, akarsularımızın geleceği hiç parlak değil. ATSO ve Sağlık Turizmi B ugünlerde ATSO Başkanı Çetin Osman Budak ile Başkan Yardımcısı Adnan Vucudi Özen, Genel Sekreter Vildan Demer ve AB Bilgi Merkezi Koordinatörü Burcu Topkaya, ABD’de bulunuyor. ATSO heyeti, Chicago’da 23 Ekim’de başlayan, 28 Ekim’de sona erecek 4. Dünya Global Sağlık Turizmi Kongresi ve Fuarı’nda Antalya’yı temsil ediyorlar. Global Sağlık Turizmi Kongresi, yaklaşık 1.500 katılımcı, 120 delege ve sponsorları ile dünyanın en büyük medikal turizm etkinliği niteliğini taşıyor. Bu kongrede, sigorta şirketlerinin, hastanelerin, işverenlerin medikal turizm endüstrisinde rol alanların arasında iletişim ve işbirliği kurulması sağlanıyor. Kongrede bu yılın teması ise, “Gelişmekte Olan Pazarlardaki Hastalar” olarak belirlendi. ATSO, fuarda stant açtı. Burada, Antalya ve Türkiye’deki sağlık turizmi olanakları tanıtıldı. Sağlık kongrelerinin Antalya'ya çekilmesi için çalışmalar ve görüşmeler yapıldı. ATSO Heyeti, ABD’ye gitmeden önce Ankara’da Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı ziyaret etti. Bakan Akdağ, ATSO heyetinin kongre ve fuara katılmasının sevindirici olduğunu söyleyip onlara bazı görevler verdi. Türkiye’de ambulans helikopter hizmetinden yabancılarında yararlanması için yapılan çalışmaları duyurmalarını istedi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sağlık ve kongre turizminin önemine dikkat çekti. Sağlık kongrelerinin turizmin yoğun olduğu yaz ayları yerine kış döneminde yapılmasını istedi. Özel hastanelerin birbirleriyle rekabet etmek yerine ortak tanıtım faaliyetlerinde bulunması gerektiğini belirten Akdağ, "Sağlık turizmi için özellikle Körfez Ülkeleri, Orta Doğu ve Avrupa'da müthiş bir potansiyel var. Bunun için tanıtım faaliyetlerini arttırmalıyız. Nasıl oteller için tur şirketleri varsa, hastaneler içinde tur şirketleri oluşturulmalı. Türkiye sağlık hizmetlerinde dünyanın en ucuz ama en kaliteli sağlık hizmetlerini sunuyor. Bunu değerlendirmeliyiz. Sadece Japonya’dan kış aylarında 500 bin yaşlı turisti çekebiliriz. Bunlara bakım hizmeti verebiliriz. Böylece 1 milyon gencimize iş olanağı sağlayabiliriz" diye konuştu. Ziyarette bir konuşma yapan ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, Antalya'da turizmin büyük oranda denizkumgüneşe dayalı olduğunu bu nedenle de sezon dışında otellerin yarısından fazlasının kapandığını ve 300 bine yakın kişinin işsiz kaldığını söyledi. Bunun yanı sıra ATSO bünyesindeki sektörlerin neredeyse tamamının bir şekilde turizmle doğrudan ya da dolaylı olarak ilişki içerisinde olduğunu ve sezon sonunda kapanan otellerin yalnızca turizm sektörünü değil, kent ekonomisinin tamamını olumsuz etkilediğini belirtti. Kış aylarındaki azalan turist sayısını ve gelirini sezonu 12 aya yayabilecek kongre ve sağlık turizmi gibi turizm çeşitlendirmeleri ile artırılabileceğini belirten Budak, "Hedefimiz büyük kongreleri Antalya'ya çekmek. Önemli kongreleri teker teker Antalya'ya kazandırıyoruz" dedi. ATSO heyeti, ABD’de ülke ve kent turizmi için çaba harcarken, birileri de kısır çekişme yaratmaya çalışıyor. Yurt dışı temasları için anlamsız, gereksiz tartışmalar çıkarıyor. Bunu yapanlar da AKP’ye yakın isimler. Ama ATSO heyetine yurt dışında tanıtım görevi veren de AKP’li Sağlık Bakanı Recep Akdağ. Acaba hangisi doğruyu yapıyor? A ntalya Ticaret Borsası ile Zeytindostu Derneği’nin işbirliği ile yapılan toplantıda bazı acı gerçekler ortaya çıktı. Öncelikle dünyanın önemli zeytin üreticilerinden biri olan ülkemizde zeytinyağı tüketiminin içler acısı olduğunu öğrendik. Bizim gibi zeytin üreticisi olan komşumuz Yunanistan’da kişi başına düşen zeytinyağı tüketimi yıllık 18 kilo imiş. Diğer Akdeniz ülkesi İspanya’da ise 16 kilo. Türkiye’de bu oran ne yazık ki 1.5 kilo. Diğer zeytinci ülkelere göre tüketim yok denecek kadar az. Üstelik bu rakamın gerçeği yansıttığı da kuşkulu. Zeytincilerin açıklamasına göre başta oteller olmak üzere “zeytinyağı” diye başka yağ kullanıyormuş. Evlerdeki zeytinyağı şişelerinin güveninirliği de kuşkulu. Bir başka üzücü konu da zeytin ve zeytinyağı denince Marmara ve Ege’nin gelmesi. Akdeniz’in adının bile geçmemesi. Antalya bu alanda bir marka yaratamadı. Buna yönelik bir çalışma da gözlenmiyor. Antalya’da yeni zeytin alanları kuruluyor ama markası hala yok. Sektörde dağınıklık olması yüzünden yakın zamanda umut da görülmüyor. Zeytincilik bölgelerinde yeni yağ tesisleri kuruluyor. Varolanların arasında marka olmaya aday birisi henüz yok. Vali Ahmet Altıparmak’ın da altını çizdiği bu eksiklik giderilmeli. Bunun içinde öncelikle güçlerin birleştirilmesi gerekiyor. Vali Altıparmak belki bu konuda koordinasyon sağlayabilir. MOBİLYA / DEKORASYON / EV TEKSTİLİ (0 242) 248 00 57 LAN SERV S ALTAR BÜRO MOB LYALARI Perge Bulvarı Perge Palas İş Merkezi No:85/56 TEL: 0.242 322 51 90 – 91 FAX: 0.242 322 51 92 www.altarmobilya.com C MY B C MY B