23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 13 Kasım 2020 Cuma HABERLER Sözbilir uyardı 6.5 ETKİSİ Hasan yüzde 70’i yıkılır Sözbilir İzmir fayının kırılması halinde özellikle kentin kıyı ve ova bölgeleri üzerinde bulunan binalar zarar görecek. 6.5 7 üzeri oluşacak depremde kayalık bölgeler daha az etkilenecek. Yerbilimciler kurumların acil olarak önlem almasını istiyor c Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Jeoloji Mehmet Mühendisi Prof. Dr. Hasan İnmez Sözbilir, İzmir’de yaşanan ve 115 kişinin yaşamını yitirdiği deprem sonrası kentte ikinci bir deprem olup olmayacağını, olursa ne kadar hasar oluşturacağını Cumhuriyet’e anlattı. Karada 17 ve deniz içerisinde ise 50’ye yakın fay bulunduğunu bunların ise 6.5 ile 8 büyüklüğünde deprem üretmeye hazır olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “30 Ekim tarihinde kırılan fay İzmir fayı değil. O nedenle beklediğimiz fay daha kırılmadı. Eğer İzmir fayı kırılırsa, en az 6.57 üzerinde deprem üretecek. Vereceği ölümler ve hasarlar çok büyük olacak. 6.5 büyüklüğünde olması halinde dahi, kentin ova bölgesinde yapılan yapıların yüzde 70’i yerle bir olur” dedi. Kıyı bölgeler tehlikeli İzmir fayının daha çok kıyı bölgelerden geçtiğini, buralarda ise fazla yapılaşma olduğunu hatırlatan Sözbilir, “Kırılan fay en fazla denize yakın olan ovaları etkileyecek. Güzelbahçe, Narlıdere, Balçova, Göztepe, Konak, Karşıyaka, Bayraklı, Bornova, Bostanlı, Menemen’de fazla hasar verir. Asansör, Kız Lisesi ve Polis Evi bölgesi fayın en etkili alanları. Burada yaşayanlar İzmir fayının üzerinde oturuyor” diye konuştu. Kentin master planının yeniden yapılması gerektiğini anlatan bilim insanı Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Master planı önemli. Biz, bölge 7 büyüklüğünde deprem ürettiğinde nereleri yıkar, nasıl hasar bırakır bunu işliyoruz plana. Kurumlar ise plana göre, o bölgede bulunan bütün binaları tespit ediyor, kentsel dönüşüm uyguluyor, yıkıyor veya yeni yapılaşma vermiyor. Fay kırıldığında binalar plana göre göre yapıldığında, bölge faya göre planlandığında hiç kimse ölmüyor. 20 yıl önce yapılan plan revize edilmeli. Bu da yetmez bütün kurumlarla işbirliği yapılıp uygulanmaya başlanmalı” sözleriyle herkesi göreve çağırdı. Sözbilir, kentte bulunan okul ve hastanelerin fay üzerinde olduğunu, bunun için acil olarak önlem alınması gerektiğini ifade ederek dünyanın hiçbir yerinde fay üzerine yapılmış kamu binaları yok. Ama biz faylar üzerine okul, hastaneler yapmışız. Bunların hepsini kaldırmamız gerekir” diyerek tehlikenin boyutlarını gözler önüne serdi. Tsunami 1.5 saat sonra İzmir’e ulaşır Türkiye’de, tsunami olma ihtimalinin olduğunu, bunu da Bodrum ve son olarak Seferihisar’da gördüklerini dile getiren Sözbilir, “Bodrum depremi sonrası Türkiye’de tsunami geçmişini araştırmaya başladık. Denizin içerisinde bulunan 50’ye yakın fayın kırılması halinde nerede, nasıl ve kaç metre boyunda tsunami oluşturacağını tespit ettik. Örneğin, Girit’te 7.5 ve 8 üzerinde bir deprem olursa tsunami dalgaları 1 saat sonra Antalya’yı vuruyor. 1.5 veya 2 saat sonra Antakya ve Adana bölgesinde ulaşıyor. Aynı deprem 1.5 saat sonra İzmir’i vuracak” diye konuştu. Hasar gizleniyor tüm yapılar incelensin 30 Ekim’de 6.9 c büyüklüğündeki depremin ardından başlatılan hasar tespit çalışmaları sona Muhammed erdi. Çevre ve Şehircilik Özmen Bakanlığı’nın İzmir’deki hasar tespit çalışmalarına katılan inşaat yüksek mühendisi Ömer Arslan, kentte binaların durumuna ilişkin değerlendirmelerini Cumhuriyet’le paylaştı. Bazı vatandaşların “Binamız mühürlenir” korkusuyla hasarlı yapıları bildirmediğini kaydeden Arslan, İzmir’deki tüm yapıların hasar tespitinin detaylı olarak yapılması gerektiğini söyledi. Ağır veya orta hasarlı olarak tespit ettikleri binaların çoğunun eski ve yapı denetimi olmadan inşa edildiğini kaydeden Ömer Arslan, “Eski binalar, kullanılan demir ve beton kaliteleri, yapım şartları ve uzun zaman boyunca uğradıkları korozyon nedeniyle 7 büyüklüğünde deprem kuvvetine dayanacak güçte değil” dedi. Yaşanan depremde binaların hasar almasının etkenlerinden birinin de tasarım hataları olduğunun altını çizen Arslan, yıkılan Rıza Bey Apartmanı’na dikkat çekerek, “Bu yapı, güçlü (büyük) kiriş, zayıf (küçük) kolon tasarımı ve malzeme kalitesizliği nedeniyle 34 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu” ifadesini kullandı. İzmir’deki binaların yüzde 85’inin eski olduğunu ve ‘2007 Türkiye Deprem Yönetmeliği’ne uygun bulunmadığını belirten Arslan, “6.9 büyüklüğünde bir depreme maruz kalmış ve yorulmuş bu özellikteki binaların bir sonraki depremde daha ağır sonuçlar yaratacağını söyleyebiliriz” diye konuştu. Deprem sonrasında binası hasar alan vatandaşların inceleme sırasında kendilerine en çok “Binamız güvenli mi?” sorusunu yönelttiğini ifade eden Arslan, “Bir binanın bu depreme dayanmış olması bir sonraki depreme dayanacağı anlamına maalesef gelmiyor. ‘Binamız mühürlenir’ korkusuyla hasarlı binaları ihbar etmeyen ev sahipleri, “müşteri kaybederiz” korkusuyla binada oluşan hasarları depremden hemen sonra kapatmaya çalışan esnaf oldu. Böyle bir depremden sonra bu şekilde korkusuz ve tedbirsiz davranılması kabul edilemez. Bu yüzden ihbar gelmemiş de olsa İzmir’deki tüm yapıların hasar tespitinin detaylı olarak yapılması gerekiyor” diye konuştu. Arslan, İzmir depremi ve buna benzer büyüklükteki depremleri Türkiye için bir uyarı olarak düşünmek gerektiğini söyledi. Ege Denizi’ndeki fayların aktifliği ve daha büyük depremlere neden olabileceğinin altını çizen Arslan, “Bu depremde 115 kişi hayatını kaybetti, 12 bina yıkıldı ve yaklaşık 400 bina ağır hasar aldı. Tekrar aynı durumu yaşamamak adına binaların riskli yapı tespitinin ve gerekli güçlendirmelerin 2018 Deprem Yönetmeliği’ne uygun şekilde yapılması gerekiyor” dedi. Hangi ilçeler riskli, hangileri güvenli? Hasar tespit çalışmaları ve deprem sonrası araştırmaları değerlendiren Arslan, İzmir'in zemin yapısına ilişkin ise şu bilgileri aktardı: Deprem en çok Bayraklı ilçesine hasar verirken Karşıyaka ve Konak ilçelerinde de ağır hasara neden oldu. Deprem merkez üssüne coğrafi olarak daha yakın olmasında rağmen Balçova, Gaziemir ve Buca gibi ilçelerde daha az şiddette hissedildi. AFAD’ın deprem sonrası paylaştığı deprem ivmeleri incelendiğinde Bayraklı, Karşıyaka, Konak ve Çeşme ilçelerinde kaydedilen ivme değerleri, diğer ilçelerin ivme değerlerinden ortalama 3 kat daha yüksek. Bunun nedeni literatürde “zemin büyütmesi” olarak adlandırdığımız kavram. Bayraklı ve Karşıyaka ilçeleri daha çok alüvyon zemin üzerine kurulu olduğu için depremi kaya veya marn tabakası üzerine kurulu olan Buca, Balçova gibi ilçelerden daha şiddetli hissetti. Ayrıca bu bölgelerde yeraltı su seviyesi yüksek ve alüvyon zemin olduğu için 1999 Gölcük depreminde birçok binanın yıkılmasına neden olan “sıvılaşma” kavramı da binaların hasar almasında etkin rol oynadı. Ahmet Aras Aras: Deprem için yol haritası çıkaracağız cEGE Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, İzmir depreminin kendileri için bir deneyim olduğunu, Bodrum’da yaşanacak olası bir deprem sonrası neler yapılacağını koordine edeceklerini belirterek yeni bir yol haritası çıkaracaklarını söyledi. Deprem bölgesinde kurulan belediyenin çadırlarını ziyaret eden Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Olası bir deprem öncesi ve sonrası yapılması gerekenlerin yeniden planlayacaklarını açıkladı. Yapılan çalışmaları analiz ettiğini ifade eden Başkan Ahmet Aras, “Arkadaşlarımızla birlikte bölgeye giderek belediyemizin çalışmalarını denetledik. Diğer yandan, enkaz kaldırma sırasında, çadırların kurulmasında ve yardımların dağıtılmasında neler yapıldığını gözlemledik. Olası bir Bodrum depreminde ‘biz ne yaparız, neler yapamayız’ diyerek analiz yaptık. Burada yapılan doğruları ve yanlışları not ettik. Bizim için tecrübe oldu” dedi. Kentin yapılaşmasının iki katlı olmasının hasarı aza indireceğini dile getiren Aras, “Deprem sırasında Bodrum’da trafik çok sıkışık olacak. Yıkım olursa biz gidemeyiz, kurtarma ekipleri bize ulaşamaz. Bize de yardım gelemeyebilir. Trafik dahil ciddi sorunları ortadan kaldırmak için çalışma yapmalıyız. İlk olarak trafik ve toplanma yerlerini yeniden planlayacağız. Halktan deprem konusunda bilinçli mahalle ekipleri oluşturacağız. Belirli yerlere konteynır yerleştirip, içerisine ilkyardım ve arama kurtarma malzemeleri koyacağız. Kurtarma ekipleri gelene kadar bilinçli ve eğitimli yurttaşlar enkaz altında kalan insanları kurtaracak. Hemen hemen bütün mahallelerde yapacağız” diyerek çalışmalara başlayacaklarını dile getirdi. Herkesin depremle yaşamaya alışması gerektiğini anlatan Başkan Ahmet Aras sözlerini şöyle sürdürdü: “Deprem gerçeğini unutmamalı ve bununla yaşamalıyız. Yurttaşlara deprem eğitimleri vereceğiz. Her mahallede arama kurtarma konusunda bilgi sahibi insanlar olacak. Enkazdan yaralı kurtarma eğitimleri alıp, o an ekipler gelene kadar uygulamayı öğrenecek.” Başkan Aras, kaçak yapıların da depremde risk oluşturduğunu belirterek “En büyük risk imar barışı oldu. İmar barışı üzerinden ruhsat almış bütün binaları denetleyeceğiz. Hükümet yasa çıkardı diye, insanları ölüme bırakamayız” diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear