01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

23 ARALIK 2011 CUMA EGE c 3 Yılbaşı reklamları öyle yapmamızı istiyor, ama işsizlikten kırılırken beklenen miktarda alış veriş yapamıyoruz Yoksulluk çuvala sığmıyor Devletin istatistik kurumu, rakamlarla gizlemeye çalışsa da yoksulluk diz boyu. Nüfusun önemli bir bölümü doğru dürüst beslenemiyor, sadece vitrinlere bakmakla yetiniyor ASUMAN ABACIOĞLU Yılbaşı yaklaşırken her yerde bir telaş; mağazalarda alış verişi canlandırmak için çalınan hızlı müzikler gibi yılbaşı öncesinde sanki renkler ve görüntüler daha hızlı akmaya başladı. İnsanı acele ettiren bir kışkırtma var her köşe başında; reklamlar, magazin ekleri, cep telefonu mesajları, sanal ilanlar; bu furyadan kaçacak yer kalmamış gibi. “Hayatın Renkleri Yılbaşı Gece Alış Verişi’’ diyor haber başlıkları. Altındaki fotoğrafta birbirinden güzel genç kızlar, ellerinde beşer onar kağıttan alış veriş torbaları ile poz veriyorlar. Bu kadar güzel kızı Kıbrıs Şehitleri’nde bir arada göremezsiniz demiyorum; ama son zamanlarda bu caddede elleri paketlerle dolu olan bu kadar çok insanı görmeniz zor demek istiyorum. Fotoğrafta verilen mesaj şu; “Hayatın rengi, anlamı alış veriş demek. Ne kadar alış veriş yaparsanız o kadar mutlu olursunuz; hem de çok güzel görünürsünüz’’. Güzellik, mutluluk, hayatın anlamı ve rengi hep alış veriş yapmakla ilgili. Alış veriş yapacaksınız ki ekonomi canlansın; Türkiye daha fazla büyüsün; ama alış veriş yapmaya para var mı diye neden sormuyorsunuz? Türkiye İstatistik Kurumu’nun bir sürü anlaşılmaz terime boğduğu araştırmasına göre çok iyi anlaşılan bir gerçek var ki o da nüfusumuzun yüzde 44’ü oturduğu evin su sızdıran çatısını onaramıyor; nemli duvarlar ve çürümüş pencere çerçevelerini değiştiremiyor; evini izolasyon sorunu yüzünden ısıtamıyor. Yani TÜİK ne kadar gizlemeye çalışsa da ‘’yoksulluk çuvala sığmıyor’’. Sizin istediğiniz gibi alış veriş yapalım; zaten alışverişi çok seviyoruz; bu yüzden birbiri ardına açılan büyük AVM’leri dolduruyoruz. Ama işsizlikten kırılırken, nüfusun önemli bir bölümü doğru dürüst beslenemezken istenilen miktarda alış veriş yapamıyoruz. Sadece vitrinlere bakıyoruz. Ülkemizde 12.5 milyon kişinin yoksulluk sınırının altında yaşadığı belirtiliyor; yoksulluk sınırının dört kişilik bir aile için aylık 3 bin lira olduğunu düşünürseniz bu rakamlar bile gerçekleri yansıtmıyor. Toplum, yaşayabilmek için kredi kartlarına yükleniyor; her üç haneden ikisi borç yükü altında yaşıyor. Bir kredi kartından çekip diğer kredi kartının borcunu ödüyor. Uzmanlar diyor ki, ‘’İnsanların gelecekteki gelirlerini kredi kartlarıyla, tüketici kredileriyle bugünden tüketmeleri sonucunda bu ülke büyüyor. Yoksa insanların reel gelirleri artmadı’’ . Bunun anlamı, insanlar geleceklerini bugünden tüketiyorlar ve onlar için gelecek diye bir şey kalmıyor. Türkiye’nin yüzde 9’luk büyüme oranı işte böyle belirleniyor. Yani yine aynı uzmanın dediği gibi yeni fabrikaların açılması, yeni istihdam alanlarının yaratılmasıyla elde edilmiş bir büyüme değil bu. Durum böyleyken bangır bangır alış veriş yapın diye bağırmanın anlamı olmuyor. Yoksulluk sınırının altında yaşayanların parası olsa önce çatısını onaracak. Işıklarla süslenmiş caddeler, sokaklar ve mağazalar, yanıp sönen renkli devasa çam ağaçları, noel baba giysileriyle ortalıkta dolaşıp duran insanlar, yapay kar süslemeli vitrinler; hepsi biraz daha fazla tüketmeye yöneltmek için oluşturulmuş mizansenler. Ekonomik krizin belirtilerinden biri de geç saatlere kadar açık tutulan dükkanlar; yeter ki alış veriş yapın sabaha kadar bile açık kalabilirler. Gece yarılarına kadar uzatılan alış veriş partileri bu yüzden. Yanında da birkaç eğlenceli etkinlik. Daha fazla tüketecek haliniz kalmadığında sadece en gerekli ihtiyaçlarınızı gidermeye yöneldiğinizde sizi ‘’ha gayret’’ diye son damlanıza kadar sıkabilmek için bulunmuş bir sürü bahaneler. Bütün bu parıltının ortasında gecenin soğuğunda dışarıda bekleyen kestane satıcıları bu mizansene uymuyorlar çünkü yoksulluğu anımsatıyorlar. Aslına bakarsanız bütün bu parıltıyı biraz kazısanız altından yoksulluk çıkıyor. Dört müfettiş daha B Ü Y Ü K Ş E H İR OPERASYONU CHP’li kadınlara Şahin başkan BALIKESİR (Cumhuriyet) CHP Balıkesir Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanlığı'na Gülten Şahin atandı. Ayşe Yılmaz başkanlığındaki yönetim kurulunun görevden alınmasının ardından yaklaşık 4 aydır boş olan göreve İl Kadın Kolları Başkanlığı tarafından atama yapıldı. Balıkesir Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanlığı görevini de sürdüren avukat Gülten Şahin görevi devraldı. Yeni yönetim kurulunda Nefise Aman, Mürüvvet Koçak, Ayhan Mit, Aysun Gemedere, Sakine Acar, Nurşen Çilesiz, Gülay Dayıcan, Betül Gemalmaz Dikici yer aldı. Şahin, barodaki görevine devam edeceğini söyledi. Rüzgârı tartışacaklar İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nce “İzmir Rüzgâr Sempozyumu ve Sergisi” düzenlendi. MMO İzmir Şubesi Başkanı Mehmet Özsakarya, Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi'nde bugün başlayacak sempozyumun iki gün süreceğini söyledi. Özsakarya, “Temelinde güneş bulunan yenilenebilir enerji kaynakları hem çevre dostudur, hem de güneşin varlığına bağlı olarak tükenmez bir nitelik taşımaktadır. Rüzgâr enerjisi sektörü alanında iletişim, bilgilenme ve tartışma platformu oluşturacağına inandığımız sempozyum ve sergimizde, genel amacımız en son teknolojileri, hizmet ve politikaları tanıtmak olacak. Ayrıca yerel, bölgesel ve ulusal enerji planlamaları ile ilgili gelişmeleri değerlendireceğiz” diye konuştu. Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Barış Özerdem de etkinliğin “rüzgâr enerjisi sektörünün gelişmesi ve kurumsallaşması amacıyla bilginin, teknolojinin ve pratik uygulamaların etkin şekilde tartışıldığı, paylaşıldığı, ülke geneline yaygın ve zengin katılımlı bir platform olmasının” amaçlandığını vurguladı. TEPEKULE’DE SEMPOZYUM İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in 11 Aralık'ta yaptığı "İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde geçen hafta itibariyle bakanlık müfettişi bulunmuyor" açıklamasından bir gün sonra dört müfettiş ve yardımcısının belediyeyi denetlemeye başladığı ortaya çıktı. Müfettişlerin üçünün belediyede birinin de ESHOT'ta inceleme yaptığı bildirildi. Belediye gelen müfettişler 20072011 yılları arasındaki idari, mali tüm işlemleri, Büyükşehir Belediye Meclis kararlarını mercek altında aldı. Daire başkanlıkları ve müdürlüklerden müfettişlere dosya, evrak ve belgeler taşınmaya başlandı. Öte yandan Büyükşehir Belediyesi dışında Bayraklı, Narlıdere, Güzelbahçe, Menemen, Gaziemir, Bergama, Foça, Menderes, Çiğli ve Karabağlar ilçe belediyelerinde de müfettişler 3 yıllık teftiş başlattığı bildirildi. Belediyeye yol cezası İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yargıtay, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Konak Pier karşısından geçen yoldaki payı nedeniyle Ziraat Bankası'na 42 milyon lira ödemesine karar verdi. Dava konusu paranın 15 milyon 291 bin 200 TL'lik bölümünü ana para, geri kalan 26 milyon 673 bin 298 liralık kısmını yasal faizleri oluşturuyor. Yargıtay'ın dosyayı karara bağlamasının ardından, Ziraat Bankası, 12 Aralık'ta belediyeye yazı göndererek, mahkemenin hükmettiği alacağın bir an önce ödenmesini, aksi durumda icra işlemi başlatılacağını bildirdi. Yargıtay paranın davalı belediyeden alınıp davacıya verilmesine, ayrıca Ziraat Bankası'nın fazlaya ilişkin talebinin de reddine hükmetti. İlamda dava konusu olan arazinin de belediyeye devri öngörüldü. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear