23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 OCAK 2011 SALI cEGE Ahşap Yat Yapımı marangoz atölyelerinin anlayışının getireceği daha modern bir kazanımların hepsi görünüm sektör için ileriye kazandırılarak teknik dönük referans donanımlarının kaynağı olacaktır. iyileştirilmesinin de Hizmet içi eğitimlere imalata olumlu katkılar verilen önem, sağlayacağı bir uluslararası ilişkilerdeki DE Nİ Z Cİ gerçektir. Ahşap yat uyum ve rekabetteki ÜNAL BENLİALPER inşa eden performans, öz tersanelerinin yapısal sermayesinin gücü, organizasyonunda, işçi sağlığı ve üretim metotlarında izlenen güvenliğine ilişkin sosyal güvenlik yöntemler ve pazarlama yeteneği ile kapsamındaki yasal sorumlukların benzeri kriterler, ahşap yat imalatı uygulanmasında gösterilecek olan sektörünün evrensel kimliğe duyarlılık ile sektör saygınlık kavuşmasında etkin rol üstlenecektir. kazanacaktır. Bu tersanelerde çözüm bekleyen Yatların teknik ve elektronik önemli diğer bir konuda, özellikle donanımlarının yapım aşamasında, ahşap işlerin yapımında çalışacak ileri teknoloji ürünlerinin amaca kalifiye ustaların bulunmasında uygun seçimi ve montajlarının yaşanan sorunlardır. Çünkü ahşap sonradan sorun çıkarmayacak işçiliği pahalı olduğu kadar çok yerlere uzman teknik personelce yoğun mesleki bilgi ve iş tecrübesi yapılması gerekmektedir. Çevreyi gerektiren değerli bir emek türüdür. koruyan ve insana saygılı üretim Tersanelerin çekek yerlerinde unalkaptan@hotmail.com 3 SPOR GÜNDEMİ NÜVİT TOKDEMİR Çeşitli modellerde ve farklı boylarda ahşap yatların inşa edilip, bakım ve onarımlarının yapıldığı tersanelerde bir dizi sorun yaşanıyor. Bunların ana kaynağı, sektörün varlığını ve önemini hissettirmeye başladığı seksenli yılların başından başlayarak, günümüze kadar süre gelen temel fiziki ve sosyal alt yapıda giderilmeyen eksikliklerdir. Finans kaynağı sıkıntısı çeken ahşap yat imalatı sektöründe yüksek verim düzeyine ulaşabilmenin ön koşulları arasında, imalatı yapılacak olan yatın planlamasının her aşamasındaki maliyet hesaplamaların doğru çıkarılmasıdır. Yatın zamanında teslimi, anlaşmanın şartlarına sadık kalınması, kaliteli malzeme ve işçilik, özellikle kullanılacak ağaçların seçiminde gösterilecek olan özen, mevcut kalifiye elemanların iş gücü ve yetenekleri gibi konular öne çıkmaktadır. Bu değerlerin yanı sıra imalatçıya uzun vadeli ve düşük faizli destek kredileri de devlet tarafından sağlanmalıdır. Ahşap işlerin yapıldığı atmaçekme işleminde her ne kadar lift kullanılmaya başlanmış olsa da, bunu dışında kullanılacak olan kızaklar bakımlı, amaca uygun ve donanımları sağlam olmalıdır. Yatların denize atılma aşamasında, kızaklara hazırlanacak olan formaların, yatların draft ölçülerine ve karinasının özelliklerine göre uyumlu yapılması, can ve mal güvenliği açısından çok önemli bir konudur. Yatın kızaklar üzerinde aşırı derecede sarsılmadan inmesini sağlamakta, çekekçi personelin becerisine ve zeminin iyi hazırlanmış olmasına bağlıdır. Ahşap yat imalatı yapan tersanelerin işletmecileri kendilerini sürekli yenileyerek, araştırma ve geliştirme çalışmalarını programlarına almalıdırlar. Bilgi üreterek ve ona değer vererek planlamalarını yapmalıdırlar. Ahşap yat imalatı yapan işletmelerin sahip olduğu dinamizmin, uluslararası alandaki başarılı sonuçlarının ülke ekonomisindeki katkıları da o oranda etkili olacaktır. Takıntı!.. Spor kulübü yöneticileri genellikle takıntılı insanlardır... Kötü anlaşılmasın. Bu takıntıları verdikleri kararlarla ilgilidir. Kafalarında bir düşünce belirdi mi, o mutlak gerçekleşmelidir. Kulüp içerisinde farklı düşünenler varmış, taraftarın beklentisi değişikmiş onları hiç bağlamaz... Daha önceleri aynı yanlışı işlemiş olsalar bile onları takıntılarından çevirmek zordur... "Şimdi nereden çıktı bu takıntı" demeyin... Geçtiğimiz hafta bu sütunlarda söz konusu ettiğimiz Karşıyaka yazısını bir anımsayın lütfen. Yeşilkırmızılı yönetimin doping skandalı nedeniyle Kemal Kılıç'ı teknik adamlık görevinden uzaklaştırmasıyla giriştiği arayışta, kimlerle görüştüğünü, kendi öz evlatlarını bir kenara ittiğini anlatmaya çalışmıştık. "Öz Karşıyakalı" derken de, Hüseyin Hamamcı'nın adını vermiştik. Kaldı ki, büyük taraftar kitlesinin beklentisi de Hamamcı'dan yanaydı... Kapalı kapılar ardında ne tür görüşmeler yapıldıysa yapıldı ve Turgut Uçar teknik patron olarak göreve getirildi... Düne değin teknik adamlık için görüşmeler yapılan Hüseyin Hamamcı'ya ise "sportif direktörlük" görevi sunuldu... Yanlış anımsamıyorsak, Hamamcı'ya yine böylesi bir teknik direktör bunalımı yaşanırken bir başkası göreve getirilerek aynı görev önerilmiş ve kendisi, yapılan görüşmelerde yöneticilerin farklı konuştuklarını, önerilen görevin sonradan değiştiğini kendisi açıklayarak sportif direktörlük görevini geri çevirmişti... Şimdi ne oldu da Hamamcı bu görevi kabul etti, bunu da önümüzdeki süreçte anlayacağız... İnsan ister istemez düşünüyor... Yarın ne olacağı bilinmez; Uçar da başarılı olamazsa, "elimizde Hüseyin Hamamcı hocamız var" diye bir planlama mı yapıldı yoksa? Her ne olursa olsun, kendisine teknik direktörlük önerilen ve pazarlıkta tutulan Hamamcı'nın sportif direktörlük görevini kabullenmesini içine sindiremeyen Karşıyakalılar olduğu kesin!.. Bu konuda kararı kendisi verdiğine göre, görev alanının sınırlarını da kendisi belirlemiş olmalıdır. "Takıntı"yı bu noktada bağlamak gerek. Yeşilkırmızılı yöneticilerin, tersini düşünen kim olursa olsun, yine kendi takıntıları doğrultusunda bir sonuç yarattıkları da ortada... Doping konusuna gelince; Mustafa Sevgi ve Barış'ın ikinci incelemelerinde de doping yaptıkları kesinleşti... Mustafa Sevgi, "Ben hırsızlık yapmadım, esrar içmedim, takım doktoruna danışarak vitamin (!) içtim" diyor... Doktorun yanıtı da, "Hayır benim haberim yok" olduğu yönünde... Yöneticilerden "tık" yok her nedense!.. Oysa onları iki futbolcunun en az bir yıl sahalardan uzaklaşması ve büyük para cezası bekliyor... Nedir acaba bu sessizlik? Bir bilen varsa açıklasın da öğrenelim... n.tokdemir@hotmail.com ‘Üvey evlat gibiyiz’ KORE GAZİSİ İzmir İl Genel Meclisi Başkanı Değirmenci, hükümetin özel idarelere ve İzmir’e ‘negatif ayrımcılık’ yaptığını söyledi Geç gelen davet!.. TEVFİK AKBAŞ AYDIN Aydın’ın Didim ilçesine bağlı Balat köyündeki 82 yaşındaki Nuri Bozdağ, ülkemizde sayıları her geçen gün azalan Kore gazilerinden sadece biri. Bozdağ, 60 yıl sonra Ankara Gaziler Derneği aracılığıyla Güney Kore Cumhurbaşkanı’ndan davet aldı. Ancak hem yaşlılık, hem de rahazlığı Kore’ye gitmesine engel oluşturuyor. 62 yıl önce İzmir’de bulunan askeri birliğine teslim olan Bozdağ,10 ay burada görev yaptıktan sonra, 29 günlük bir gemi yolculuğunun ardından Kore’deki cepheye ulaşmış. 15 ay Kore’de kalan Bozdağ, birlikte gittiği arkadaşlarını savaşta yitirmenin üzüntüsünü yaşamış. Memleketine döndükten sonra İkbal Bozdağ’la yaşamını birleştiren gazinin, 3 çocuğu ve 6 torunu var. Geçimini çiftçilikle sürdüren Bozdağ, çocuklarına ve torunlarına hep Kore anılarını anlatmış, ancak oraya bir kez daha gitmek kısmet olmamış. Tam 60 yıl sonra Ankara Gaziler Nuri Bozdağ Derneği aracılığıyla Güney Kore Cumhurbaşkanı’ndan davet almış. Ancak çok arzulamasına karşın, hem yaşlılık, hem de kalp ameliyatından ötürü Kore’ye gidemediğini söyleyen Bozdağ, “Geç gelen bir davet oldu bu. 15 saat yolculuk yapacak ne benim, ne de eşimin gücü var.15 yıl önce olsaydı o yolculuğu göze alabilirdim. Bu yaştan sonra gitmemiz mümkün değil” diyor. Nuri Amca’nın Balat köyündeki evinin avlusu çiçeklerle bezeli. Dikkatimizi çeken başka bir ayrıtı ise Türk bayrağı oluyor. Bozdağ, “Ben gaziyim. Bayrağımız,vatanımız için çarpıştım. Bayrağımız da ben yaşadıkça oradan inmeyecek, dalgalanacak” diye konuşuyor. eğirmenci, özellikle kırsal kesimde bakanlıkların hizmet açığını kapatmaya çalıştıklarını söyledi. EMRE DÖKER İzmir İl Genel Meclisi, kısıtlı bütçesine karşın kırsala destek vermek için çabalıyor. AKP hükümeti, geçen yıl Köylerin Altyapısını Destekleme Projesi (KÖYDES) kapsamında İzmir'e yalnızca 4 milyon 130 bin lira gönderdi. KÖYDES kapsamında en düşük ödeneği alan kentlerden olan İzmir'in, kırsaldaki yatırım eksikliğini İzmir İl Genel Meclisi karşılamaya çalışıyor. Geçen yıl kırsal kesime 33 milyon liralık ödenek ayrıldı. D DÜŞÜK PAY... İzmir İl Genel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci, hükümetin hem özel idareleri hem de İzmir'i “üvey evlat” gibi gördüğünü söyledi. Değirmenci, “Bu sorunların içinde bir de bakanlıkların açığını kapatıyoruz. Bakanlıkların yetemediği yerlerde özel idarelerden para isteniyor. Bize yetkilerimizin karşılığı olan maddi güç veril İzmir İl Genel İzmir İl Genel İzmir İl Genel İzmir İl Genel İzmir İl Genel Meclisi Başkanı Meclisi Başkanı Meclisi Başkanı Meclisi Başkanı Meclisi Başkanı Serdar Serdar Serdar Serdar Serdar Değirmenci Değirmenci Değirmenci Değirmenci Değirmenci miyor. Düşük bütçelerle köylerimize destek vermeye çalışıyoruz. Belediyeler, İller Bankası'ndan yüzde 2,5 pay alırken, özel idareler yüzde 1.15 oranında pay alıyor. Ayrıca belediyeler kendi gelirlerini de toplayabiliyor. Bizim hizmet alanımız çok daha geniş ve coğrafi olarak zorlu. Köyler birbirinden uzakta. Bu nedenle daha fazla ödenek gerekiyor. Bu zor lukların yanında eklenen maddelerle eğitimden, sağlığa her alanda bakanlıkların yetemeği yerlere destek veriyoruz” dedi. Türkiye'deki köylerin büyük çoğunluğunda çöplerin düzenli olarak toplanmadığını kaydeden Değirmenci, “Bu çöpler dere kenarlarına, köylerden uzak bölgelere götürülüp atılıyor. Bu çöpler daha sonra yeraltı suları na karışıyor. Büyük bir çevre sorununa yol açıyor. Ancak meclis olarak aldığımız kararla kentteki tüm köylerin çöplerinin toplanması için çöp kamyonu ve konteynır dağıttık. Yaptığımız göletlerle tarıma destek verdik. Çalışmayan arıtma tesislerinin elektriğinin yüzde 80'ini bütçemizden karşılayarak çevreye katkı verdik” diye konuştu. İŞ DÜNYASINDAN ‘SICAK’ UYARI HİCRAN ÖZDAMAR İzmir’de sanayi ve ticaret kurumlarının ayrı ayrı hazırladığı raporlarda, bağımlılığı azaltan bir büyüme politikasının yaşama geçirilmesi istendi. Sıcak paraya dayalı büyümenin sonuna gelindiği, yeni bir ekonomi politikasının belirlenmesi gerektiği vurgulandı. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu (İAOSB) tarafından iktisatçı ve gazetemiz yazarı Mustafa Sönmez’e hazırlatılan ekonomi raporuna yönelik değerlendirmede bulunan İAOSB Başkanı Hilmi Uğurtaş, sıcak para girişine dayalı büyümenin döviz açığını hızlandırarak ihracatı azalttığını söyledi. Ekonominin rekabet gücünü koruyacak döviz kuru ve yabancı sermaye politikasına gereksinim duyulduğunu söyledi. Kapsamlı bir vergi reformuyla kayıt dışı ekonominin üzerine gidilmesinin yararlı olacağını belirtti. Demirtaş, “Büyük firma gruplarının, son yıllarda sanayi yatırımlarından uzaklaştığı görülmektedir. Başta İstanbul’da olmak üzere AVM, plaza, lüks konut siteleriyle büyük kent rantlarına dönük inşaat faaliyetlerine yönelmeleri, kamunun çekildiği enerji sektörünün karlı alanlarından pay almaya çalıştıkları, kısaca sanayi dışı alanları hedefledikleri dikkat çekmektedir. Ülke ekonomisi açısından bakıldığında, katma değeri ülke içinde tutamayan, ihracattan çok, ithalatı artıran, ekonominin istihdam yaratma kapasitesini sınırlayan bir yaklaşım ile bir ülkenin sanayileşmesi mümkün olamaz” dedi. İzmir Ticaret Odası’nca (İZTO) hazırlanan “2011 Yönetim Kurulu Çalışma Programı ve Bütçesi” başlıklı çalışmada da, toptan ve perakende ticaret sektörünün hızlı büyüme temposuna karşın, krizde kaybettiği irtifaya ulaşamadığı bildirildi. Ülkede kriz öncesi rakamlara ulaşılamadığı belirtilen çalışmada, “Ticaret ve hizmet istihdamı, kriz öncesi rakamlarına ulaşamamıştır. Sektörde istihdam, krize öncesine göre yüzde 5’e yakın düşmüştür. Kriz öncesinde çalışan her 100 kişiye karşın 2010'nun ikinci dönemde bu sektörlerde çalışan kişi sayısı halen 95 civarında seyretmektedir. Krizin en çok hissedildiği reklamcılık ve piyasa araştırmaları sektöründe her 10 çalışandan en az ikisi işsizdir” denildi. Türkiye’de büyük alışveriş merkezlerinin lehine gelişen ticari etkinliklerin bulunduğuna da dikkat çekilerek, hipermarketlerin haksız rekabete yol açan uygulamalarının önüne geçilmesi gerektiği vurgulandı. C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear