01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

25 OCAK 2011 SALI c D E Nİ Z Cİ 3 Günümüzden yaklaşık olarak 12 bin yıl kadar öncesi son bulan üçüncü buzul çağının ardından yeryüzünde çok önemli iklim değişiklikleri olmuştur. Havaların ısınmaya başlaması insanoğlunu yeni yaşam biçimlerinin arayışı içine itmiştir. Bu uzun süreçteki yeni oluşumlar sonucunda denizlere de ilgi duyulmaya başlanmıştır. Denizlerle tanışan toplulukların sosyal, kültürel ve ekonomik yapılarında oluşan olumlu gelişmeler onlara güç kazandırdığı gibi ayrıca bir çok alanda üstünlük de sağlamıştır. Topraktan sonra denizle ilgilenmeye başlayan insanoğlu kısa bir süre içinde onun gücünü ve nimetlerini keşfetmeyi başarmıştır. Neolitik dönemlerdeki denizciliğe ait yeterli derecede bilginin olmamasına karşın, denizcilik kavramının temellerinin bu çağlarda atıldığı tahmin edilmektedir. Denizciliğin tarihi isanın varoluşu kadar eskidir. İnsanoğlunun denizi çok amaçlı kullanmayı öğrenmesi ona aynı zamanda askeri alanda da çok ÜNAL BENLİALPER Denizlerin Keşfi Biancho tarafından hazırlanarak denizcilik sektörünün hizmetine sunulmuştur. Deniz kazalarına karşı, can ve mal güvenliği kapsamında ilk deniz sigortası 1508 yılında İngiltere'de yapılmıştır. Deniz Barometresi 1700 tarihinde icat edilmiştir. Her geçen gün yeni yeni icatlara neden olan denizcilik alanında rasat aleti olan Sextant'ın bulunuşu denizcilerin seyrini daha da kolaylaştırarak yeni bir sayfa açmıştır. Denizlerde daha çok üstünlük kurabilmek ve daha çok yer keşfedebilmek hırsı ile kamçılanan ülkeler sürekli kendilerini yenileyerek ilklere imza atmışlar ve böylelikle ayrıcalıklı bir statü elde etmişlerdir. Daha modern ve daha büyük ahşap yelkenli gemilerin yapılmaya başlanması ile birlikte daha uzak denizlere seyir yapma olanağı önemli güç kazanmasına neden olmuştur. Bilinmeyen denizlerin ve yeni kıtaların keşfi için büyük yelkenli gemilerle yıllarca sürecek olan tehlikeli ve macera dolu yolculuğa yelken açan korkusuz denizciler, ödedikleri ağır bedellerin karşılığını fazlasıyla alarak ülkelerine kazandırmışlardır. Denizlerde egemenlik uğruna bütün gücüyle süren rekabet, denizcilik alanında yeni icatların yapılmasına neden olmuştur. İnsan ticareti ve yeni sömürgelere sahip olmak için denizlerde başlayan bu baş döndürücü gelişmeler deniz teknolojisinin alt yapısını oluşturmuştur. İşte denizlerde başlayan yeni atılımlar sonucunda yapılan icatların en eskilerinden birisi olan "Gemi Mevkinin Matematiksel Hesaplanması"nda kullanılan Volta Cetveli, 1436 yılında Andrea doğmuştur. Buna en güzel örnek olarak Kaptan Cook'un 1768 tarihinde çıktığı dünya seyahatini gösterebiliriz. Bu çılgınca süren yeni icat yarışında, 1714 yılında ilk buharlı makinanın bulunuşu denizcilik tarihinde devrim niteliğnde olmuştur. Denizde can güvenliğinin sağlanması kapsamında can kurtarma filikası ilk defa 1790 yılında Güney Shield Nehri'nde kullanılmıştır. İlk buharlı geminin 1815 tarihinde Thames'de çalışmaya başlamasının ardından yine ilk defa buharlı bir gemi 1818 yılında Atlantik Okyanusu'nu geçmeyi başarmıştır. Denizcilik tarihinde ilk olarak Vulcan isimli demirden tekne Clyde'de 1819 tarihinde inşa edilmiştir. Bu ilkler kervanına, 1836 yılında basılarak yayınlanan gemicilik ve deniz ticaretine ilişkin gazete de katılmıştır. Çevreyi, denizleri ve doğayı yok etme pahasına hiç bir yasa, kural tanımadan başlatılan ve kontrol altına alınmayan teknolojik gelişmelerin en sonuncusunu görmeye insanoğlunun ömrünün yeteceğini hiç sanmıyorum. SPOR GÜNDEMİ NÜVİT TOKDEMİR Beklenen Son!.. Karşıyaka'da "doping" yaptıkları saptanan Barış Memiş ve Mustafa Sevgi'ye 2'şer yıl yasak, kulübe de 100 bin TL. ceza geldi... Bu beklenen sondu bize göre... Kulüp yöneticileri şimdi TFF Tahkim Kurulu'na başvurarak cezanın indirilmesini isteyeceklermiş!.. Böyle bir hakları var elbet ancak, geçmiş ola!.. Sen futbolcunun böylesi spor ahlakına sığmayan bir davranış içinde olmasını engelleyemeyeceksin; Sonrasında kamuoyu önünde savunamayacak duruma düşeceksin ve cezasını çok bulup indirilmesini isteyeceksin!.. "Aman efendim, bizim çocuklar bir acemilik yapmışlar. Bir daha olmaz, bakın özür de dilediler, geleceklerini karartmayalım" diyeceklerdir hiç kuşkusuz!.. Örneğin, böyle bir söylemde bulunmak yerine Prof. Dr. Turgay Atasü'nün geçtiğimiz günlerde yaptığı doping açıklamasına bir kulak verseler: "Sporun tüm birimlerinin, uluslararası tüm federasyonların ve Türkiye'nin dopinge karşı verdiği mücadeleye katkı vermesi gerekir. Özellikle son dönemde futbolda ortaya çıkan olumsuz sonuçlar iç karartıcıdır. Alt liglerde yaşanan bu durum gerçekten ilgi çekicidir ve başarı için her türlü yola başvurulduğu ortaya çıkmaktadır. El birliği ile bu durumu engellemeliyiz..." Ne dersiniz? Dopingle mücadelede özellikle kulüp yöneticilrine, teknik adamlara, kulüp doktorlarına büyük sorumluluklar düşüyor. Üzerlerine düşen sorumluluktan uzak davranışlarda bulunan; sporcusunu ve teknik heyetini denetlemeyen yöneticiler iki kat daha fazla cezalandırılmalıdır. Aynı anlayıştaki teknik adam ve doktorlar da bu cezayı haketmiş olmalıdırlar. O nedenle, Karşıyakalı yöneticiler, bu cezaları çok bulduklarını açıklamak yerine, işin içinden daha ağır cezalar almadan kurtulduklarına şükretmelidirler... Liglerin ikinci yarısı başladı. Süper Lig'de Beşiktaş'ın göz kamaştıran yıldızları hemen her takımın taraftarlarınca daha ilk haftadan izlenir oldu. Süper Lig'in "Süper Takımı" olan siyahbeyazlıların ikinci yarının ilk maçında Bucaspor'u "beşlemesi" doğal sonuç olarak nitelendirildi. Burada ortaya çıkan ilginç tablo, Buca'nın Beşiktaş'tan 5 gol yemesi değil, Samet Aybaba'nın teknik direktörlüğü döneminde 11 maçta tek yengi almış olmasıydı. Sarılacivertliler ağır sorunlarla boğuşurken, rakiplerinin Beşikıtaş değil, daha alt sıralardaki takımlar olduğunu vurgulamak gerekiyor. Ege'nin Süper Lig'deki ikinci temsilcisi Manisaspor, ligin güçlü ekiplerinden Karabükspor'u 42'lik skorla geçerken göz doldurdu. Bu sonuç hem siyahbeyazlı taraftarları hem de yöneticileri güldürdü. Ligin ilk yarısındaki olumlu çıkışın ikinci yariya yansıyacağının ışığı da görülmüş oldu. Bank Asya'da ne İzmir'in ne de Ege takımlarının yüzü gülmüyor bu hafta. Karşıyaka, Gaziantep kabusundan kurtulamadı ve 10'lık yenilgiyle döndü; Akhisar sahasında Samsun'a yenildi; Denizlispor, Güngören deplasmanından bir puanı zor çıkardı. Bu sonuçlar haftayı üç puanla kapatan Samsunspor, Rizespor takımlarına yaradı ve Denizli'yi aşağıya çekip liderlikten ettiler. Kalan 16 maçta neler yaşayacağız bakalım?.. Görünen o ki, transferde hiçbir etkileri görülmeyen İzmir takımları bu yarışın dışında kalacaklar. Bu söylemimiz ilk ikinin dışı içindir. Böyle giderse ilk altı bile düşten başka bir şey değildir... [email protected] KANADALI ŞİRKET, BU YIL İÇİNDE ÜRETİME GEÇİLECEĞİNİ DUYURDU Maden mühür dinlemiyor! EMRE DÖKER üçüncü çeyreğinde üretime başlanılacağı tahminine de sitede Efemçukuru’nda gayri sıhhı yer verdi. İzmir İl Özel İdaresi’ne müessese (GSM) ruhsatı alamadığı ruhsat talebinde bulunmaya için geçen yıl İzmir Büyükşehir hazırlanan maden firması, ruhsatı Belediyesi tarafından mühürlenen almasıyla üretime başlayabilecek. Tüprag’a ait altın madeninde Direnç sınaması çalışmalar sürüyor. Tüprag, internet İzmir İl Genel Meclisi Encümen sitesinde, yıl içinde üretime Üyesi Emre Özer, Maden başlayacağını ve bunun için 300 Yasası’nın, maden şirketlerine karşı milyon dolar harcayacağını sosyal demokrat belediyelerin duyurdu. Firmanın, İzmir İl Özel “dirençlerini” yok etmek için İdaresi’nden yeni ruhsat talebi değiştirildiğini, özel idarelerin hazırlığında olduğu da bildirildi. evraklarının tamamlayan her Eldorado Gold adlı Kanadalı şirketlere onay vermek zorunda firmaya bağlı Tüprag, olduğunu söyledi. Özer, mühür dinlemiyor. maden firmasının Bakanlar Kurulu aldığı yetkililerine, “Burada Kanadalı kararla, Efemçukuru maden kurulmasının Eldoroda köylülerinin arazilerini imkanı yok. Büyükşehir Gold’un seferberlik halinde Belediye Başkanı Aziz kullanılan “acele Kocaoğlu ‘size onay Türkiye'deki kamulaştırma” yasasını vermeyeceğim’ diyor” iştiraki uygulayarak altıncı dediğinde, “Bizim için Tüprag’ın firmaya verildi. Devlet sorun yok. Biz Su İşleri Genel ruhsatımızı alıp üretime maden Müdürlüğü de (DSİ), başlayacağız” yanıtını çalışmalarında aldığını belirterek, madenin bölgeye bin metreye yerleşmesinin ardından “Demek ki arkalarındaki Çamlı Barajı’nı yapımını güç AKP’ymiş. indiği, bu yıl programından kaldırdı. Uluslararası bir şirketin içinde 80 bin Süreç içinde İzmir kar etmesi için AKP dört onsluk üretim koldan seferber oldu” Büyükşehir Belediyesi, altın madeninin GSM dedi. yapacağı ruhsatını iptal ederek, Belediyelerin GSM belirtildi. tesisi mühürledi. Ancak ruhsatı verme yetkisinin GSM ruhsatı verme elinden alınmasının yetkisi özel idarelere devreldi. Daha “açıkgözlülük ve hinlik” olduğunu sonra da madene Tedaş tarafından da söyleyen Özer, “Burada kötü yüksek gerilim hattı çekildi. niyet var. Önce acil Edinilen bilgiye göre, mühürlü kamulaştırmayla köylülerin arazileri madende kazı çalışmaları sürüyor. ellerinde alındı. Sonra DSİ Çamlı Bu kapsamda yaklaşık bin metreye Barajı’nı yapmamak için her türlü inilirken, ocaktaki altına haziran bahaneyi uydurdu. TEDAŞ, 1. aylarında, bin 800 metrede derece sit alanına, ‘kamu yararı’ ulaşılması hedefleniyor. bahanesi de kullanarak, elektrik Eldorado Gold da internet direkleri diktirdi. Bunların hepsi sitesinde, 2011'de 80 bin onsluk bilinçli uygulamalardır. Maden 160 üretim yapacağını bunun için 300 milyon dolarlık yatırımı boşuna milyon dolar harcayacağını yapmadı, bir yerlerden duyurdu. Firma, 30 desteklendiklerini bilmemiz kilometrekarelik alanda 2011’in gerekirdi” diye konuştu. Öğrenmeyi öğrenme evi... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kısa bir süre önce hizmet vermeye başlayan Güzelyalı Melahat Yılmayan Öğrenme Evi’nin resmi açılış töreni yapıldı. Açılışa, Beyaz Nokta Gelişim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Tınaz Titiz, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, İzmir Beyaz Nokta Gelişim Derneği Başkanı Reşat Özkızılcık, öğrenciler ve davetliler katıldı. Emekli hemşire Melahat Yılmayan’ın yaşamını yitirmeden önce eğitim yuvası olmasını vasiyet ettiği üç katlı evde oluşturulan öğrenme evinin kurdelası Titiz ve Tartan tarafından kesildi. Titiz, Yılmayan’ın gönül zenginliğinden bahsederek, ona büyük vefa borçlu olduklarını söyledi. Kurumu “öğrenmeyi öğrenmenin öğrenildiği yer” olarak tanımlayan Titiz, “Öğrenciler burada aldıkları bilgi anahtarını hayatlarının yer yerinde kullanabilirler. Çilingir anahtar gibi. Biz burada doğru soruların sorulmasının ipuçlarını veriyoruz. Böylece öğrenmeyi öğrenmenin kapıları açılmış oluyor. Lütfen soru sorun” dedi. Tartan da toplumun yeterince olayları irdelemediğini, üzerine düşünmediğini ve öğrenmek için bir gayret göstermediğini belirtti. Tartan, “İyi insan, iyi vatandaş olmanın başında öğrenme, sorgulama, düşünme geliyor. Bu merkez öğrenmenin adresi, semt sakinlerinin, öğrencilerin, gençlerin bilim yuvası ve buluşma merkezi olacak. Yenilikleri öğrenip, öğretecekler. Böylece bilgi toplumuna, sevgi toplumuna, soransorgulayan bir topluma doğru gideceğiz. Adeta bilim, aydınlanma yumağı olacak. Kütüphanesiyle, bilim laboratuarıyla, kurslarıyla örnek bir eğitim yuvası olacak” diye konuştu. Merkezde ilköğretim 4. sınıftan 8. sınıfa kadar olan öğrencilere İngilizce ve matematik etüt dersleri veriliyor. Hafta içi her sabah ve öğleden sonra olmak üzere verilen derslere katılan öğrenciler, burada okullarında işledikleri dersleri tekrar edebiliyor. [email protected] Alsancak Narlıdere’ye taşındı HİCRAN ÖZDAMAR İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Alsancak Semt Polikliniği, “Narlıdere Semt Polikliniği” olarak hizmet veriyor. Alsancak’taki poliklinik binasının Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne devredilmesinin ardından yeni yer arayışları kapsamında Alsancak’ta bina bulunamayınca, Narlıdere’deki eski belediye binası değerlendirmeye alındı. Balçova’da Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi dışında kamu hastanesi bulunmayan bölgede, semt polikliniğiyle birlikte Urla, Seferihisar, Güzelbahçe, Narlıdere ve Balçova'da yaşayan yurttaşların gereksinimlerini karşılanmasının önü açıldı. Hastane sorumlu hekimi Dr. Ahmet Balkan, “Kalp damar ve beyin cerrahisi dışında fizik tedavi, laboratuvar, röntgen hizmetlerini, diş, psikiyatri, üroloji, dahiliye polikliniklerini buraya taşıdık. 2 yıldır burada Dr. Balkan, yeni yerlerinde fiziki koşulların elverdiğince hizmet sunduklarını söyledi. hizmet veriliyordu ancak bazı tadilatlarla çalışma alanlarımızı genişlettik. Asansör yoktu. Binaya asansör yapıldı. Bölge halkı memnun. Burada büyük bir eksikliği giderdik. Fiziki koşullarımız elverdiğince hizmet veriyoruz. Günlük 650’yi aşan poliklinik sayımız var. Alsancak’taki hekimlerinin takibinde olmak isteyen hastalarımızı buraya bekliyoruz” dedi. C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear