05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 c 18 OCAK 2011 SALI Ressamın 64 çalışmasının yer aldığı sergisi, Resim ve Heykel Müzesi’nde bugün açılacak Evvel zaman içinde bir Temelkuran... HAKAN DİRİK Ressam Lale Temelkuran, bir masalın peşinde oluşturduğu yapıtlarını sanatseverlerin beğenisini sunuyor. Temelkuran’ın “Evvel zaman içinde mekan insan içinde” adını verdiği sergisi, bu akşam İzmir Devlet Resim Heykel Müzesi’nde açılıyor. Öncekini 2007’de sanatseverlerin izlenimine sunan Lale Temelkuran’ın son sergisi, 64 resimden oluşuyor. Bu 20. sergi. Diğerlerine kıyasla resimlerindeki renkler daha soluklaşmış, grileşmiş. Kendi de bunu söylüyor, “Ne yaşıyorsan tuvale o yansıyor” diyor. Bir karamsarlık ifadesi değil aslında bu, dünyada olup bitenlere muhalif, daha doğru bir tabirle “duyarlı” bir bakış... Dünyanın, insan davranışlarının, müziğin, sinemanın, kısacası yaşam biçimlerinin “vahşi biçimde” ve olumsuza doğru evrilmesinden duyduğu rahatsızlık grileştiriyor yapıtlarını. Soyutlamalı figüratif çalışan ve akrilik tekniğini kullanan sanatçının çalışmalarında, hareket de yerini daha durağan figürlere bırakmış, sanki “Herşey öylesine hızlı akıyor ki, bir durup düşünmek lazım” der gibi... Modern zamanlara kendisini biraz yabancı hissettiğini o da söylüyor. Zaten “zaman” eserlerinin temel konularından. Daha önceki sergilerinin konularını da nesnezaman ilişkisi, zamanın içinden anlar gibi başlıklar oluşturuyordu. Zamanyaşam ilişkisini ya da çelişkisini, “Zaman öylesine çabuk ve yıpratıcı biçimde geçerken ‘dünya gelişti’ deniyor. Öyleyse insanlar kendini daha mutlu hissetmeli. Ama öyle değil” diye anlatıyor Temelkuran. Belki de bu yüzden resimleri biraz içe dönük: “Başta teknoloji olmak üzere daha pek çok gelişme insanları evlere kapattı. İnsanlar da içine kapandı. Herşey öyle çabuk kayboluyor ki... Ama resim kalıcı... Bu seriginin nedeni de bu belki...” “Bir masalın peşinde” demiştik Temelkuran için. Bu tanımlamaya, yalnızca serginin en önemli yapıtlarından biri olan “masal” resmi için değil, ütopyasının peşinde koştuğu için de uyuyor. Üstelik “masal”ın iki kahramanı, onun çocukları olmasının ötesinde mesleklerinin tanınmış isimleri. Yazar Ece Temelkuran ile Altın Portakal ödüllü yönetmen İnan Temelkuran’ın belki, ama Ece Temelkuran “kadının içi kalabalık” diyor: “Öyle değil midir? Zaman katılaşır beklerken, saat ağırlaşır. Ama kadının içinde kuşlar, atlar, maviler, kırmızılar ve hayata eşitlenen başka zaman vardır. Hayvanlar, eşyalar, zamanlar, başka kadınlar, başka adamlar, çocuklar: kadının içi kalabalık yani; ana baba günü orman kalbi. O kalabalığın dile gelmesidir resimler. Vahşi ışıldaklarınızı kapatın şimdi. Kuşlar, zamanı ve resmi ürkütürsünüz çünkü. Ormanın derinliklerini seçebilmek için göz kapaklarınızı yırtın, yeter.” Kadın da önemli bir unsur, Temelkuran’ın yapıtlarında. Son sergi için hazırlanan kitapçıkta sanatçıya ve eserlerine ilişkin görüşlerini paylaşan Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zafer Özden de bunu vurguluyor: “Sanatçı, kendi bilinçaltının imgeleriyle olduğu kadar, kadının kültürel belleğinin imgeleriyle toplumsala uzanan bir tanıklığın peşine düşmektedir. Seyircisini de göstergebilimsel bir okumayı psikanalitik ve mitolojik yorumlarla birleştirmeye davet etmektedir. Sanatçının kullandığı imgeler, söylenmek istenileni sessizce dile getirir. Tablolarında kolay bir görsellik bulunmaz. Resme bakan birisi araştırmak ve üzerine düşünmek ihtiyacı duyar. Kimi zaman resim kasvetle kaplanmıştır, ama renklerin boğuculuğundan sıyrılmaya çalışan bir çocuk ya da bir hayvan, umudu hissettirir.” Zaman geçerken anların atlanmasından endişe ediyor Lale Temelkuran. Resimlerindeki saatler, kaplumbağalar, baykuşlar bu yüzden. “Uçakla bir yerden bir yere gittiğinizde mekanı ıskalıyorsunuz. Oradaki hayatları da... Oysa bir kaplumbağa adımını tamamlayana dek çevresinde olup bitenleri özümseyebiliyor.” “Bizim dünyayı değiştirme umudumuz vardı” diyor Temelkuran. “O umut tükendi mi?” diye sorulduğunda “hayır” diyor: “Umutsuz değilim, ama üzgünüm. Bizim gibilerin çoğu öldü. Yaşayanlar da gündelik hayatın içine sızanlarla öldürülüyor. Ama umut ölmedi.” İzmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde, 18 Ocak saat 18.00’da açılacak sergi, “tuvalden yansıyan duyarlılığın izlerini sürmek isteyenler için” 1 Şubat’a dek izlenimde kalacak. Körfezde resim turu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Konak Belediyesi’nce düzenlenen etkinlikte kadınlar “körfezi” resmetti. Lamia Gemisi’yle yapılan köfrez turunda kadın kursiyerleri, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan da yalnız bırakmadı. Konak Belediyesi’nin kültür sanat kurslarının katılımcıları, bir yandan körfez manzarasını resmederken, bir yandan da rehber eşliğinde tarihi mekanların öykülerini dinledi. Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, kadın ve gençlerin eğitimine yönelik çalışmaları kurumların desteklemesi gerektiğini belirtti. Tartan, “Belediye olarak eğitime katkımızı esirgemiyoruz. Toplumların refahı ancak sürekli eğitimlerle mümkündür” dedi. Öte yandan Konak Belediyesi’nce düzenlenen okumayazma, İngilizce, diksiyon, gitar, resim, nakış, Türk Sanat Müziği, takıtasarım, vitray ve yemek kursları da yoğun ilgi görüyor. Kurslara katılmak isteyenlerin belediyenin www.konak.bel. tr adresinden detaylı bilgi edinebileceği bildirildi. sunuyor. Ressam, “Evvel zaman içinde, insan mekan içinde” adlı sergisiyle zamanın içinde ıskalanan anların peşinden gidiyor... (Fotoğraf: EMRE DÖKER) 4 yıllık Temelkuran,sergisiniaradan sonra 20. kişisel sanatseverlerin beğenisine başarılarını “onur apoleti” olarak omuzlarında taşıyor. “Yalnızlık” göze çarpıyor resimlerde. Kızı Temelkuran da, sergi çağrısındaki metninde bunu vurguluyor zaten: “Bir yere gittiğim yok. Ben duruyorum. Coğrafya altımdan kayıyor. Kendimden başka mekanım kalmadı; etimden başka evim... Mekan insan içinde olmasa bu kadar uğuldamnaz göğsüm. Ve saat belki bende, ama zaman düşmanda...” Oğul Temelkuran ise “Artık büyüdük” diyor: “Artık çok daha iyi anlıyoruz o arka oda yalnızlığının ne demek olduğunu. Benzer işler yaptığımız için, artık bizim de gözlerimiz ve parmaklarımız; kafamızın içindekilere şekil veriyor boşlukta. Boşlukları doldura doldura...” Yaşamın yansıması resimlerde yalnızlık var GÖZE ÇARPAN YALNIZLIK... T emelkuran, yeni sergisinde yine soyut figüratif ve akrilik çalışmalara yer veriyor. C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear