27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 K 0 N U K CumhuriyetEGE Çeşme'de Cinayet CEYHUN BALJCI Dinlence beldelerini uzun kıştan sonra bir kez daha görmek, oralardaki değişimi daha iyi fark etmeyi de sağlamış oluyor. Aylar sonra, Çeşme'yi görmek benzer bir olanağı yaratmış oldu. Daha Çeşme'ye varmadan otoyol boyunca bir önceki yıla göre belirginleşen yapılaşma ve doğanın yok edilmesi yeterince moral bozucuydu. Adına otoyol denilen ama gerçekte doğanın bağrına saplanmış hançer olarak görülmesi gereken zararlının yol açtıkları ne yazık ki bitecek gibi değildir. Çeşme'ye vardıktan sonra gördüklerimden sonra otoyolda tanıklık ettiklerimin hiç düzeyinde olduğunu anlamış oldum. Çeşme'yi bilenler kafalarında çok iyi canlandıracaklar, ama bilmeyenlerin de en az onlar kadar algılayacaklarını düşünüyorum. Şimdi roro limanı olan bölgenin doğu komşuluğunda yat limanı vardı(r). Geçen yaz başka birçok limanımız gibi buranın da satıldığı duyumunu almıştık. İngilizler geri kalır mı? Bu kez onlar satın almışlar bu çok değerli varlığı. Geçtiğimiz yıllarda New York'un bilmem kaç limanından birini Çinli'ye vermeyen, Fransa'nın çok stratejik(!) yoğurt üreticisi Danone'yi bile parasıyla edinmek isteyenden esirgeyen bir anlayışın varlığını da anımsayalım. Biz Türkler çok eli açık insanlar olmalıyız ki; Çeşmegibi bir dinlence beldesinin kentin orta yerinde konuşlu yat limanını İngilizler'e sunmaktan alamıyoruz kendimizi. Bugün gördüğümüz manzara karşısında edinebildiğimiz bilgiye göre yat limanının yeni sahipleri zaman yitirmeksizin işe girişmişler. Birtapınakyapmaktaymışlar. Yanlış anlatmış olmayayım, çağımızın tapınağı sayılan alışveriş merkezini de içeren biryapılaşmayla değerlendirmeye başlamış akıllı İngiliz, eline geçirdiği fırsatı! Tarihi Çeşme kalesinin biraz ilerisinde bir başka kalenin yapımına da benzetmek olanaklı bu iç acıtan yapılaşmayı. Tarihi olan kale, vaktiyle Çeşme'yi denizden gelen saldırganlardan korumayı amaçlamışken, yeni yapılmakta olan kale, benzerinin kamu malı olması gereken denizi (en azından seyirlik amaçla) kamudan çok iyi koruyacağı söylenebilir. Geriye dönüşü olamayabilecek bu cinayet karşısındaki toplumsal suskunluğumuz, edilgenliğimiz ve yazgıcılığımız anlaşılır gibi midir? Çeşme gibi eşsiz bir yurt köşesinin cinayete kurban gitmesi o güzelliğin geri gelmemecesine yitirilmiş olması çok önemlidir. Ama, bu olaydaki asıl önemli tehlike başka cinayetlere de izin verebilecek türden birtoplumsal algının oluşturulmuş olmasıdır. Bu ortamın oluşumunu kolaylaştıran da toplumda her geçen gün belirginleşen değer yargıları aşınmasıdır. Düşünmesi bile korkunç ama gerçek böyle! İnsanın haykırası geliyor! Ey çevreciler, yeşiller, sivil toplumcular, yurtseverler ve her kesimden yurttaşlar neredesiniz? Yurdunuz, yaşam alanınızyağmalanır, sizlerin bırakınız yararlanımına görüşüne bile kapatılırken daha ne kadar süreyle sessiz kalmayı düşünüyorsunuz? Harekete geçmeniz için başınıza daha nelerin gelmesi gerek? 26ŞUBAT2010CUMA Karaburun'un simge ürünlerinden olan bitkinin kokusu, j kozmetikte değerlendirilecek lenecek OZAN YAYMAN Karaburun un sımge ürünlerinden nergis bitkisinin kokusu, parfüm haline getiriliyor. Kış aylarıyla birlikte boy gösteren nergis kokusunu solumak için Karaburun başta olmak üzere Urla Yarımadası'na gelenler, kısa bir süre sonra, anılan kokuyu küçük şişeler halinde beraberlerinde de taşıyabilecekler. Parfümün yanı sıra kozmetik sektörünün tümünde işlenecek nergis kokusu, böylelikle ana yurdundan çok uzak noktalara da taşınabilecek. Doktora çalışmasını tıbbi bitkiler üzerine yapan Gazi üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tamer Sökmen, Karaburun Belediyesi'nin de desteğiyle yaptığı çalışmalarda sonuca ulaştı. Sökmen, nergisin doğadaki ender bitkilerden biri olduğunu söyleyerek, "Gül gibi, lavanta gibi kokusunu vermeyen bir bitkiyle karşı karşıyaydık. Mitolojide, güzelliğini kimseyle paylaşmayan Narkissos olarak geçen bu karakter, günümüzde de, kokusunu elde etmek isteyenlere izin vermiyordu. Ancak biz bunu başardık ve nergis bikisinin güzel kokusunun daha fazla insan tarafından duyumsanması için yürüttüğümüz çalışmayı sonlandırdık" dedi. Yrd. Doç. Dr. Sökmen, konuyla ilgili çalışmalarına KaraKaraburun burun Belediyesi'nden teklif almalarımn ardından , başladıklarını belirterek, "Nergisin kokusunu alabil' mek için yoğun çaba harcadık. Bu bitkinin kokusu ilk kez tarafımızdan alındı. Çok hassas bir çiçek. Kokusu güç alınabiliyor. Farklı bir yöntem kullandık. Nergisi, temel bir yağın üzerine oturtarak, kokuyu elde ettik" diye konuştu. Yrd. Doç. Dr. Sökmen, Karaburun'da atölyeler kurulması halinde, nergisin esansını çıkaracak, parfümünü yapacak, sabun ve diğer aromatik ürünler elde edilecek zeminin yaratılabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi: "Ülkemizde endemik bitkilere gereken özen gösterilmiyor. Sayıları her geçen gün azalıyor. Karaburun Belediyesi, yöresinin özgün bitkisi nergisi yaşatmak için büyük çaba gösteriyor. Bu uğraşlardan birisi de, bitkinin kokusunu elde etme girişimi oldu. Nergis bitkisinin kokusunu elde etmeyi de biz başardık. Şimdi sırada Karaburun'a, çökertme, filitreleme gibi işlemleri yapabilecek bir atölye kurmaya geldi. Bu atölyede nergis kokusunu parfüme dönüştürebilecek altyapı sağlanabileceği gibi yöre ekonomisine katkı sağlayacak, kozmik ürünlerle ilgili teknik elemanlar da yetiştirilebilir. Bu dönem bazı sorunlar nedeniyle sezon kaçtı. Ancak önümüzdeki süreçte nergis kokusu Karaburun'dan tüm dünyaya yayılabilir." LJB|T/\K/\ mik anlamda zemin oluşturulduğunu söyleyerek, "Artık, nergis esansının yağı çıkıyor. Süreci TÜBİTAK ile ortak bir çalışmaya dönüştürmek istiyoruz" dedi. Yasa, bu sezon etkili lodos ve bir tür hastalık nedeniyle nergis üretiminde sıkıntı yaşadıklarını da söyleyerek, "Bu yıl nergis soğanlarında çürüme görülüyor. Böyle bir illet var karşımızda. Hastalık barındıran tarlaya ayak bastığınızda, sonraki adımlarımz, hastalığı diğer alanlara da taşıyabiliyor. Bu sorunu aşabilmek için ziraat fakültesinden akademisyenler çalışıyorlar. Sıkıntının üstesinden geldiğimizde, ki geleceğiz, nergis kokusunun parfüm haline getirilmesi ve çok uzak noktalara taşınması için çalışmalarımıza hız vereceğiz" diye konuştu. CACRI CACRI a Ç | k l a m a d a r^ffiı | e r i n i n b i r ön çalışma yaptığını a re Başkanı Serdar Yasa da, konı İzmir, Türk gelinliğinin başkenti olma unvanmı perçinlerken Avrupa'nın da liderliğine soyundu Gelinlikler başkentten lik koleksiyonda sergilendi. Firmanm kendi haberlerine yer verdiği gelinliğin göğüs bölgesinde kurşun kalemler bulunuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi'ne (APİKAM) bağışlanan tarihi iki gelinlik ve smokin de ilk kez bu fuar kapsammda sergilendi. Slovenya'nm İzmir Fahri Konsolosu Dr. Mazhar İzmiroğlu tarafından geçen ay APİKAM'a bağışlanan gelinlik, 2. Meşrutiyet'in tanıklığmı yapıyor. 1888 yılma ait gelinlik, 102 yıldır korunuyor. E T İ N A s CÖZ HASTAUKLARI DAL MERKEZİ RETİNA İZMİR MUAYENE, İLERİ TETKİK VE AMELİYAT HİZMETLERİ VERİLMEKTEDİR. SGK(SSK,Emekli Sandığı,Bağkur) DEVLET MEMURU, ÖZEL SİGORTALAR, BANKALAR VE ANLAŞMALI KURUMLAR 1488 Sokak No: 3 35220 Alsancak • İZMİR www.retinagm.com 464 49 49 Pbx İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Geçen günlerde sona eren İzmirGelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuan (IF Wedding Fashion), renkli görüntülerle katılımcılarm ilgisini çekti. Gazete küpüründen oluşturulandan 2. Meşrutiyet'in tanıklığmı yapan gelinliğe dek farklı görüntüleri içeren fuar, 68 kent ve 35 ülke katılımcısmm iş bağlantılanyla öne çıkti. Türk gelinliğinin başkentliğini üstlenen İzmir'de 4 yıldır gerçekleştirilen fuarda, bu yıl tarih ve günümüzün modelleri sergilendi. Gelinlik firmalan müşterilerinin dikkatini çekmek amacıyla farklı etkinliklere yöneldi. Firmalar, özellikle Ortadoğu, Asya ülkelerinin katılımcılarıyla anlaşmalar yapabilmek için değerli taşlarla süslü gelinlikleri görücüye çıkardı. Geçen yıl 25 kilo altın, yakut, zümrüt, safir, gerçek inci, ametist gibi değerli taşlan kullanarak "altin gelinlik" hazırlayan bir firma, bu yıl da pırlanta gelinlikle fuara renk kattı. Altma mıhlanarak işlenen yaklaşık 80 karatlık pırlantalar dışmda zümrüt, yakut, gerçek inci, kristal, ametist, string, janjan swarovski, malahit gibi değerli taşlarm da işlendiği gelinlik bu anlamda ilk olma özelliği taşıyor. Bir diğer katılımcılar tarafından gazete kupürlerinden oluşan gelinliği 30. yıllanna yöne r K U M D A N HİCRAN ÖZDAMAR IF Wedding Fashion İzmir Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuan, yıldızlarım yarattı. Fuar kapsammda düzenlenen İnci Taneleri Gelinlik Tasarım Yarışması'yla dereceye girenler hayallerine yenilerini ekliyor. Ûlusal çapta düzenlenen ve 250 tasarımm yer aldığı yarışmada birinci olan Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda Tasarım Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Fatma Paloğlu, kendi markasım yaratmak istediğini belirtiyor. Rüyasmda yarışmada birinci olduğunu gördüğünü söyleyen Paloğlu, "Ertesi gün okula gittiğimde arkadaşım yarışma duyurusundan bahsetti. Okulda da gelinlik projemiz var İ N C İ Y E dı. Hem okul projemiz hem de yarışma için ayrı ayrı modelde gelinlik tasarladım. Yarışmanm konusu inci taneleri olduğu için incinin oluşum sürecini ele aldım. Kumdan inciye dönüş sürecini ve kollarda da istiridyenin oluşumunu anlatmaya çalıştım" dedi. Yarışmada dereceye girmeyi beklediğini ancak birinciliğin kendisi için ayrı bir mutluluk olduğunu anlatan Paloğlu, "Gelinlik tasarlamayı düşünmemiştim. Hayalim kendi markamı oluşturmak. Bir süre İstanbul'da çalışmayı düşünüyorum ancak yarışmanm ardmdan yurtdışmda moda tasarım bölümlerinde bir yıl eğitim almayı düşünüyorum. Ardmdan ülkeme döneceğim. İzmir'de kendi markamı oluşturmak istiyorum" diye konuştu. m Q C M B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear