Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C 1 7 A R A L I K 2 0 1 0 C U M A / Y I L : EGE 7 / S A Y I : 3 5 8 vil toplum kuruluşlarının da sürece katılımı güvence altına alınmış bulunuyor. Buna göre, 1979 tarihli, “Avrupa KonseyiAvrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Bern Sözleşmesi”, “1990 AgitParis Şartı, 1998AarhusÇevre Konularında Bilgiye Erişim, Karar Vermeye Halkın Katılımı ve Yargıya Başvuru Sözleşmesi”, Helsinki Avrupa Birliği Konseyi’nin 1999 tarihli direktifi, 1992 tarihli BM Çevre ve Kalkınma Üzerine Rio Zirvesi Sonuç Bildirgesi yine 1992 tarihli BM Rio Gündem 21 Bildirgesi ve aynı tarihli BM Rio Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, yatırım projelerinde çevreye etkinin, öncelikli madde olduğunu hükme bağlamış durumda. Türkiye anılan bu uluslararası sözleşmelerin tamamına taraf konumda. Başbakan’ın İstanbulİzmir otoyolu için yayınladığı genelgede, uluslararası sözleşmeleri hiçe saydığı ortaya çıktı Erdoğan’dan yol fermanı! OZAN YAYMAN Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, İzmirBursaİstanbul Otoyolu’nun yapımının hızlandırılması için 8 Aralık’ta yayınladığı genelgede, Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri hiçe sayarak, ÇED sürecinin gözardı edilmesini istediği ortaya çıktı. Hukukçular ise bu çağrının yasadışı olduğunu vurguluyor. O toyol güzergahında ortaya çıkabilecek kültür ve tabiat varlıkları konusunda koruma kurullarının zaman yitirilmeden ‘yola devam’ kararı alması istenen genelgede ‘ÇED belgesi aramayın’ talimatı veriliyor. ye dayanıyor. Bu geçici madde de, ÇED Yönetmeliği’nin yürürlüğe girdiği tarihten önce yatırım programına alınan yatırımlarda, ÇED aranmayacağı vurgulanıyor. Ancak bu uygulama Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı.” Başbakan’ın genelgesinin yargı yoluyla iptal edilmesi gerektiğini vurgulayan Özkan, anayasanın 90. maddesine göre taraf olunan uluslararası sözleşmeler ile iç hukuktaki yasaların birbiriyle çelişmesi durumunda, uluslararası sözleşmelerin öncelikli olduğunu söyleyerek, “Türkiye’yi bağlayan çevre ve doğa koruma sözleşmelerinde böylesine doğayı etkileyecek büyük projeler ve faaliyetler için ÇED yaptırma ve halkın onayını alma yükümlülüğü mevcuttur” diye konuştu. Türkiye’nin de taraf olduğu çok sayıda uluslararası sözleşmelere göre, yatırım projelerinde yurttaşların ve si A YVALIK’TA DEMİR MADENİ MUAFİYET ÇAĞRISI... Genelgede, otoyol projesinin ÇED Yönetmeliği’nin yürürlüğe girdiği 1993 yılından önce yatırım programına alındığı ve buna göre proje uygulamasında, ÇED olumlu belgesinin aranmaması gerektiği savunuluyor. Genelgede ayrıca, otoyol güzergahında ortaya çıkabilecek kültür ve tabiat varlıkları konusunda koruma kurullarının gecikmeksizin toplanması ve yolun zaman yitirilmeden yapımı konusunda karar alınması çağrısında da bulunuluyor. Başbakan’ın, projenin gerçekleştirilmesi aşamasında ÇED belgesi aranmamasına yönelik çağrısı, genelgede şu şekilde yer aldı: “Proje ve projenin gerçekleştirilmesi için gerekli olan malzeme ocakları, bağlantı yolları, enerji nakil hatları, depo alanları, hazır beton tesisleri, asfalt plenti ile alt ve üst yapı imalatları için gereken üretim tesisleri vb. gibi diğer tesislerin çevresel etki değerlendirmeleri yapılırken, projenin 7 Şubat 1993 tarihinden önce yatırım programına alınmış olması durumu dikkate alınacak ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nden muafiyet hususu buna göre değerlendirilecektir.” İzmir Barosu avukatlarından Noyan Özkan, Türkiye’de Çevre Yasası’nın 1983’te, ÇED Yönetmeliği’nin ise 10 yıllık gecikmeyle 1993 yılında yürürlüğe girdiğini belirterek, şunları söyledi: “Bu yönetmelik de, süreç içerisinde çeşitli defalar değişikliğe uğratıldı. Yapılan tüm değişiklikler, rant ekonomisi göz önünde bulundurularak gerçekleştirildi. İzmirBursa otoyolu için Başbakan’ın yayınladığı genelgede vurguladığı ‘ÇED aramayın’ hükmü, AKP Hükümeti tarafından, ÇED Yönetmeliği'nin 19. maddesine eklenen geçici bir madde Maden sahası, Madra Barajı havzasında yer alıyor. 11 MİLYAR DOLAR İzmirBursa arasında bağlantı yollarıyla birlikte 421 km olarak ön görülen otoyolun yapımı için Ulaştırma Bakanlığı'nın açtığı ihaleyi “NurolÖzaltınMakyolAstaldiYükselGöçay İnşaat Ortak Girişim” kazandı. 7 yıllık sürede tamamlanması planlanan otoyolun maliyetinin kamulaştırmalarla birlikte 11 milyar doları bulacağı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından açıklandı. Otoyolun İzmirİstanbul arasını 3.5 saate indirmesi planlanıyor. Talanın önü açık OYA UĞRAL AYVALIK Maden şirketinin kuşatması altında olan Ayvalık’ın Karaayıt köyünden, 9.5 dönüm arazinin daha mera özelliğinden çıkarılarak maden pasa döküm sahası olarak madencilere verileceği ortaya çıktı. Karara tepki gösteren korumacı çevreler, madencilerin yeni Maden Yasası'yla önlerinin açıldığını savundular. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan ancak son yıllarda hayvan sayısı hızla azalan Ayvalık’ın yoksul köylerinden Karaayıt’ta, maden şirketine daha önce verilen 124 dönümlük mera arazisine 9.5 dönümlük bir alan daha ekleniyor. Bilfer Madencilik, köyde kurulma aşamasında olan demir madeni zenginleştirme tesisi için 14.5 dönüm alan istedi. Bunun için 9.5 dönümü mera özelliğinde, kalanı da Hazine'ye kayıtlı arsa uygun görüldü. İl mera komisyonu, talep edilen alanın mera özelliğinden çıkarılmasını kabul etti. Hazinenin de ayrı bir çalışma yürüteceği belirtiliyor. Güney Marmara Çevre Derneği (GÜMÇED) Şube Başkanı Akif Öznal, mera davası ve ÇED iptal davası sürerken yeni tahsislere anlam veremediklerini belirterek, “Köyün ortasına pasaların dökülmesi çevreyi olumsuz etkiler” diye konuştu. KALKANLAR DUVARI... TEDAVÜLDEN Pamuğa GDO’suz etiketi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Ticaret Borsası ve Ulusal Pamuk Konseyi tarafından GDO barındırmayan pamuk ürünleri için hazırlatılan “GDO FREE” etiketi, balyalara yapıştırılmaya başlandı. Etiketin GDO’suz Türk pamuğunun markalaşmasına katkı sağlayacağı belirtildi. İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Barış Kocagöz, ilk aşamada bastırılan 100 bin etiketi, çırçır fabrikası bulunan meclis üyelerine dağıttıklarını belirterek, “Türk pamuk üreticisi yıllardır GDO’lu tohum ekemediği ve yetiştirmediği için, kilogram başına daha yüksek maliyetlerle pamuk üretmek zorunda kalıyor. Tabii bunun yanında, Türkiye’ye ‘0’ gümrükle giren ve GDO’lu olma avantajı ile düşük maliyetlerle üretilen ithal pamuklarla da fiyat rekabeti yapmak zorunda kalıyor. Bu projeyle, Türk pamuğu ve Türk tekstil sektörünün bu dezavantajını ‘pazarlama anlamında’ avantaja çevirme şansı doğacaktır. Proje sonucunda nihai amacımız Türk pamuğu ile işlenmiş bir Türk gömleğinin dünya pazarlarında ‘GDO FREE’ etiketiyle raflarda yer almasıdır” dedi. ta zorlandığı bir dönemde duvara asılmış bir terazi karşılıyor sizi restoranın girişinde. İnsanoğlunun “hareketiyle” çalıştırdığı taşıtlardan en “sağlıklı” olanı bisiklet de duvara asılmış bekleyenler arasında. Bunların hemen üzerinde tekno ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Çatlaklarla dolu bir duvar, “tavan arasına İ kaldırılmış”ları andıran eşyaları ağırlıyor. Duvar, Tepecik'te 43 yıldır müşterilerine kuru fasulye sunan Özcan adlı restorandan. Hukukun dengede durmak lojinin gelişmesi sonucu yaşamsal özelliğini kaybeden, artık “antika” noktasına gelmiş bir daktilo yer alıyor. Geçimini “yazarak” kazananlar artık daktilo yerine bilgisiyarı kullanıyorlar. Asılı duran bu üç “eşya” da günümüzde gücünü teknoji, tüketim ve siyasete kaptırmış, çatlaklar arasında bekliyor. Onların yanında küçük bir lamba “giriş”i aydınlatmak için bekliyor. Çatlakların eskilerle kapatıldığı duvar “tedavülden kalkanları” ağırlıyor... (Fotoğraf: EMRE DÖKER) Okulları soğuk bastı HİCRAN ÖZDAMAR İzmir'de Eşrefpaşa Lisesi'nde yanmayan kaloriferler nedeniyle öğrencilerin soğukta eğitim aldığı öğrenildi. Tire Melahat Aksoy İlköğretim Okulu’nda ise önceki gün yapılan çalışmayla ısınma sorunun çözüldüğü belirlendi. EğitimSen İzmir 1 No'lu Şubesi Örgütlenme Sekreteri Barış Çam, soğuk havanın iyice hissedildiği bugünlerde öğrencilerin zor şartlarda eğitim gördüğünü kaydederek, “Okullarımızda ısınma problemi var. Soğuk havanın hissedildiği bugünlerde bir çok okulumuzda kaloriferlerler yanmıyor ya da yakıt olmasına karşın okullar ısınmıyor. Okullardaki kaloriferlerin bakım ve onarımı konusunda önlemler alınmamıştır. Bu durum eğitim öğretimi aksatmaktadır. Nitelikli eğitim uygun koşullarda yapılır. Okullarda uzman personel görevlendirilmeli” dedi. ÇİFTÇİPLAT, 2B satışının ormanların özelleştirilmesi girişimi olduğunu bildirdi ‘Sermayeye tapu çıkarıyorlar’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu (ÇİFTÇİPLAT) Sözcüsü Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, “2B arazilerinin satışının gündeme getirilmesi, siyasi iktidarın ormanların özelleştirilmesi girişiminin bir parçasıdır. Oysa ormanlar, toplumun ve insanlığın değerleridir ve asla özelleştirilmeye konu edilmemelidir” dedi. Hükümetin ormanlar başta olmak üzere kamusal varlıklara, “satılarak paraya dönüştürülecek kaynak'' olarak baktığını vurgulayan Kaymakçı, yerleşme yerlerindeki 2B arazilerinin, tüm 2B arazileri içindeki payının yüzde 4.7, tarımsal amaçla kullanılan arazilerin payının yüzde 33.2 olduğunu, yüzde 62.2'sinin ise ne durumda olduğunun bilinmediğini söyledi. Orman köylüsünün buraları satın alma istemi olmadığı gibi, satın alabilecek ekonomik gücünün de bulunmadığını vurgulayan Kaymakçı, “Bu tasarıyla yerli ve yabancı sermaye çevrelerinin yasa dışı yollarla yaptıkları yapılarına tapu çıkarmak, geleceğe dönük olarak arsa istemlerini karşılamaktır. İktidar yandaş belediyelere yeni imar alanları açmayı amaçlamaktadır'' diye konuştu. EGE’den SERDAR KIZIK Parti İçi Demokrasi Gözler CHP kurultayında. Nasıl bir yönetim oluşacak, kimler PM ve MYK listelerinde yer alacak? CHP’nin en dinamik örgütlerinden İzmir'de geniş tartışmalar, yüksek beklentiler... Kimlerin adı PM listesinde geçmiyor ki? Yerel gazetelerde ve internet sitelerindeki isimleri alt alta sıralasanız, yüz kişiyi aşkın bir liste oluşuyor. En çok altı yedi kişilik bir liste için ¦ Devamı SAYFA 2’de C M Y B C MY B